Taraflar verdiklerini sebepsiz zenginleşme kurallarına göre geri isteyebilir. Geçerli bir sebebe dayanmaksızın bir kişinin mal varlığından diğerinin mal varlığına kayan değerlerin eksiksiz iadesi için denkleştirici adalet ilkesinin uygulanması gerekir. Denkleştirici adalet ilkesi ile, gerçek bir eski hale getirme sağlanmış olur. Davada, geçersiz satış sözleşmesi gereğince ödenen bedelin denkleştirici adalet ilkesi gereğince iadesi talep edilmektedir. Taraflar arasında imzalanan 05.09.1991 tarihli harici sözleşme ile davacının davalıya 45.000.000 TL (45 TL) ödeme yaptığı konusunda ihtilaf bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, ödenen paranın ilk ödeme tarihindeki alım gücüne ulaştırılması sağlanırken ifanın imkansız hale geldiği tarihin belirlenmesi noktasında toplanmaktadır....
DAVA KONUSU : Tapu İptali Ve Tescil (Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesine Dayalı) KARAR : İSTEM: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili T1 ile davalılar Ahmet Yılmaz, Fevzi Yılmaz, Mustafa Yılmaz, Zehra Kaya'nın 13/02/1987 yılında Uşak ili Merkez İlçesi Kalfa Köyü Eyüp Köprüsü mevkii 155 ada 106 parsel nolu taşınmaz için Uşak 1. Noterliği'nin 4121 yevmiye numarası ile gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi yaptıklarını, gayrimenkul satış vaadinde bulunan davalılar satış bedelinin tamamını aldıklarını, ancak anılan taşınmazdaki davalıların hisseleri satış vaadi sözleşmesinin düzenlenmesinden bugüne kadar müvekkiline devredilmediğini, müvekkilinin tapunun kendisine devri konusunda gerek sözleşme tarafları hayatta iken onlarla yaptığı görüşmeler gerekse mirasçılarla yaptığı görüşmeler sonuçsuz kaldığını, bunun üzerine müvekkilinin Uşak 1....
Mahkemece; ödenen bedelin ödeme tarihindeki TL karşılığının tespit edilerek ödeme tarihinden dava tarihine kadar ulaşacağı değerin denkleştirici adalet ilkesi gereğince bilirkişiye hesaplatıldığı belirtilmiş ve 406.790 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacılara verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir. Somut olayda; mahkeme tarafından hükme dayanak olarak alınan bilirkişi raporunda ve ek bilirkişi raporunda denkleştirici adalet kuralına göre hesaplama yapıldığı anlaşılmaktadır. HMK 26. maddesinde; "Hakim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir." düzenlemesi bulunmaktadır....
Sebepsiz zenginleşme, bir kimsenin mal varlığının haklı bir sebep olmaksızın diğer bir kimsenin mal varlığı aleyhine çoğalması olup, sebepsiz zenginleşme gereğince verilenlerin iadesi sağlanırken ödenen paranın ödeme tarihindeki alım gücüne ulaştırılması, başka bir deyişle denkleştirici adalet ilkesinin uygulanması gerekir. Denkleştirici adalet ilkesi, haklı bir sebep olmaksızın başkasının mal varlığından istifade ederek, kendi mal varlığını artıran kişinin elde ettiği bu kazanımı geri verme zorunda olduğunu ve gerçek bir eski hale getirme yükümlülüğü bulunduğunu ifade eder. Geçerli bir sebebe dayanmaksızın bir kişinin mal varlığından diğerinin mal varlığına kayan değerlerin eksiksiz iadesi denkleştirici adalet düşüncesine dayanır....
Bu durumda, mahkemece; harici satış sözleşmesine göre ödenen bedelin(19.700 TL'nin), ifanın imkansız hale geldiği tarih itibariyle, denkleştirici adalet ilkesi gereğince enflasyon, ÜFE artış oranları, altın ve döviz fiyatlarındaki artış oranları, memur maaş ve işçi ücretlerindeki artış oranları v.b gibi çeşitli etkenlerin ortalaması alınarak, ulaştığı alım gücünün tespit edilmesi için konusunda uzman bilirkişiden rapor alınarak belirlenen bedelin, kazanılmış haklarda gözetilerek, denkleştirici adalet ilkesine göre belirlenen miktarın hüküm altına alınması gerekirken; yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme sunucu yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmişitr....
(HMK 33, HUMK 76.md) Bilindiği üzere, geçerli bir sebebe dayanmaksızın bir kişinin mal varlığından diğerinin mal varlığına kayan değerlerin eksiksiz iadesi denkleştirici adalet ilkesine dayanır. Denkleştirici adalet ilkesi ise, haklı bir sebep olmaksızın başkasının mal varlığından yararlanılarak kendi mal varlığını artıran kişinin elde ettiği bu kazanımı geri vermek zorunda olduğunu ve gerçek bir eski hale getirme yükümlülüğü bulunduğunu ifade eder. Davacının da 01.12.2002 tarihli harici satış sözleşmesine dayanarak ödediği 2.000 TL de denkleştirici adalet kuralı gereğince uyarlanması yapılarak iadesinin kabulü gerekir. Denkleştirici adalet kuralı gereğince iadeye karar verilirken de, satış bedeli olarak verilen paranın alım gücünün taşınmazın 3.şahsa tapuda satıldığı tarihteki eş söyleyişle ifanın imkansız hale geldiği tarihteki alım gücüne uyarlanması zorunluluğu bulunmaktadır....
Davacılar vekili 06.08.2019 tarihli bilirkişi raporuna itibar edilmemesine itiraz etmiş ise de, gayrimenkul değerleme uzmanının 06.08.2019 tarihli raporunda dava konusu taşınmazın dava tarihi itibarıyla değerinin 228.000,00 TL olduğu belirlenmiş, tazminat talebine ilişkin bir hesaplama yapılmamıştır. Bu nedenle Mahkemece daha sonra hesap uzmanı bilirkişiden alınan 30.01.2020 tarihli rapora itibar edilerek, geçersiz sözleşmeye göre ödenen 15.000.000 ETL’nin denkleştirici adalet ilkesine göre belirlenen ve dava tarihindeki değeri olan 12.102,02 TL’nin tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. 3....
de davacıların yaptıkları ödemelerin denkleştirici adalet kuralına göre hesaplanan güncel değeri olan 527.087,40 TL hüküm altına alınmıştır....
Dava; harici satış sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, bu talep yerinde görülmezse denkleştirici adalet ilkesi gereği satış bedelinin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsili ve satış bedeli ödeninceye kadar da hapis hakkı tanınması istemine ilişkindir. Dava konusu İstanbul ili, Bağcılar İlçesi, Kirazlı Köyü, 2393 ada 4 parsel sayılı, 135 m2 mesahalı, tarla vasıflı taşınmaz 24/02/1989 tarihli ifraz işlemi ile T3 adına kayıtlı olup öncesinde 1685 parsel kayıtlı iken 28/12/1970 tarihli satış sonucu 150/21580 hisse ile T3 adına kayıtlı olduğu görülmüştür. Bilindiği üzere harici taşınmaz satış sözleşmeleri TMK.nun 706, BK.nun 213 (TBK.nun 237), Tapu Kanununun 26 ve Noterlik Kanunu'nun 60 ve 89. maddeleri uyarınca resmi şekilde yapılmadıkları için geçersizdir. Bu nedenle, taraflar verdiklerini sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre geri isteyebilirler....
Davalılar vekili cevap dilekçesinde; murisler arasında harici satış sözleşmesinin yapıldığını ve bedel olarak da 15.000.000 TL (150 TL) ödendiğini, ancak ödenen bu bedelin icra yolu ile 4 defa da 7000 TL olarak davacı tarafa geri ödendiğini beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece; davanın kabulüne karar verilmiş, verilen bu karar süresi içinde davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalılar vekilinin aşağıdaki bent dışındaki sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak, davada; geçersiz satış sözleşmesi gereğince ödenen bedelin TBK.nun 77-82.maddeleri (BK'nun 61-66.maddeleri) gereğince iadesi talep edilmektedir. Sebepsiz zenginleşme, bir kimsenin mal varlığının geçerli(haklı) bir sebep olmaksızın diğer bir kimsenin mal varlığı aleyhine çoğalması (zenginleşmesi) demektir....