Somut olayda da, denkleştirici ... ilkesine göre tespit edilen miktar üzerinden hüküm kurulmuşsa da, hükme esas alınan bilirkişi raporunda, ödenen satış bedelinin dava tarihi itibariyle ulaşacağı alım gücü karşılığı belirlenirken, çeşitli ekonomik değerlerin yanında, “gayrimenkul ile değerlendirilmesi sonucunda” başlığı altında bulunan 1.350.000.000.000 TL’nin de ortalama reel değer hesaplanmasında esas alındığı anlaşılmaktadır. Oysa ki geçersiz sözleşmelerde, taşınmazın rayiç değeri talep edilemeyeceği gibi, denkleştirici ... ilkesi gereğince ödenen bedelin alım gücü karşılığı belirlenirken de, “paranın gayrimenkul ile değerlendirilmesi halinde ulaşacağı reel miktar” konusunda bulunacak değerin de ekonomik değerlerdeki artış hesabında dikkate alınması mümkün değildir....
Davacı tarafça bedelin 1.500,00 TL olduğu da ispat edilmemiştir. Bu durumda ödenen bedelin bilirkişi raporuyla belirlenen satım tarihindeki rayiç değeri olan 1.200,00 TL olduğu kabul edilip, bu bedel üzerinden denkleştirici adalet ilkesi uyarınca hesaplama yapılarak belirlenen bedele hükmedilmesi gerekir. 06.01.2020 tarihli hesap bilirkişisi raporundaki aynı yöntemle yapılan hesapta 1.200,00 TL ödendiği kabul edilen bedelin denkleştirici adalet ilkesi gereği dava tarihindeki ulaştığı değer 39.048,85 TL'dir. Mahkemece bu miktar üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerekirken taşınmazın satış tarihindeki rayiç değerine hükmedilmesi doğru olmamıştır....
için geçerli olmayan taşınmaz satışı gereği edimini yerine getirmemesi karşısında, geçersiz sözleşmeye dayalı olarak aldığı paraları denkleştirici adalet ilkesi gereği yapılacak hesaplamaya göre bulunacak meblağ üzerinden iade etmesinin gerektiği, uzman bilirkişi tarafından yapılan hesaplamada davaya konu taşınmaz için ödenen paraların denkleştirici adalet ilkesine göre dava tarihindeki değerinin 193.291,73- TL olarak hesaplandığı, dosya içerisindeki delil ve belgelere uygun, bilimsel verilerle uyumlu, hükme dayanak teşkil edecek nitelikte ve netlikte olan bilirkişi raporunun hükme esas alınması gerektiği kanaatine varıldığına dair gerekçeyle; 1- Davanın KABULÜ ile 193.291,73 TL'nin 145.000,00 TL'sinin dava tarihinden itibaren yürütülecek yasal faizi ile birlikte, 48.291,73 TL'sinin 01/10/2019 ıslah tarihinden itibaren yürütülecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine,..." şeklinde karar verilmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin feshi, borçlu olunmadığının tespiti ve düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı yapılan ödemelerin iadesi ile davalı bankadan kullanılan konut kredisi sözleşmesi nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti ile ödenen kredi bedellerinin iadesi istemine ilişkindir. Mahkemece; davanın kabulüne karar verilmiş olup, hüküm davalı T. T3 vekili tarafından istinaf edilmiştir. İstinaf incelemesi HMK'nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır. 1- Davacının Söğütlü Noterliğinin 30/09/2016 tarihli 01844 yevmiye numaralı ''Düzenleme Şeklinde Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesi'' başlıklı sözleşmesi ile satıcı davalı Yeşil Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı A.Ş.'den Sakarya ili Arifiye ilçesi Arifbey mah. 258 ada 1 parsel ve 262 ada 1 parsel üzerinde yapılacak Innovia Arifiye isimli projeden C blok 2....
Davalının sözleşmenin 5. maddesi gereğince muvafakatname ve vekaletnameyi hangi konuda düzenleneceği ve hangi tarihe kadar düzenlenmesi gerektiği konusunda önceden bir bildirimde bulunmadığı, bu durumda davacının temerrüte düşmediği anlaşıldığından, davalının satıcı/sağlayıcının gayrimenkul satış vaadi sözleşmesini feshetmesi haklı nedenlere dayanmadığı için haksızdır. Geçersiz satış sözleşmesi gereğince; diğerinin mal varlığına kayan değerlerin iadesi "denkleştirici adalet ” düşüncesine dayanmaktadır. Denkleştirici adalet ilkesi, haklı bir sebebe dayanmadan başkasının mal varlığından istifade ederek, kendi mal varlığını artıran kişinin elde ettiği kazanımı geri verme zorunda olduğunu ve bir eski hale getirme yükümlülüğünü ifade eder. Bu bakımdan sebepsiz zenginleşmeye konu alacağın iadesine karar verilirken, taşınmazın satış bedelinin alım gücünün ilk ödeme günündeki alım gücüne ulaştırılması ve bu şekilde iadeye karar verilmesi gerekir....
Geçersiz satış sözleşmesi gereğince; diğerinin mal varlığına kayan değerlerin iadesi "Denkleştirici Adalet" düşüncesine dayanmaktadır. Denkleştirici adalet ilkesi ise, haklı bir sebebe dayanmadan başkasının mal varlığından istifade ederek, kendi mal varlığını artıran kişinin elde ettiği kazanımı geri verme zorunda olduğunu ve gerçek bir eski hale getirme yükümlülüğünü ifade eder. Davacı taraf ödediği satış bedelinin yanında, dava konusu taşınmazı kullandığı süre içerisinde taşınmaza yapmış olduğu bazı iyileştirme masraflarını da davalıdan talep etmektedir. Tarafların da kabulünde olduğu üzere taraflar arasında satım sözleşmesine konu taşınmaz halen davacı tarafın zilyetliğinde bulunmaktadır. Davacının satın aldığı taşınmazda yaptığı iyileştirme bedelini isteyebilmesi için taşınmazın mal varlığından çıkmış, başka bir deyişle dava konusu taşınmazı tahliye etmiş olması gerekir....
Bilindiği üzere, geçerli bir sebebe dayanmaksızın bir kişinin mal varlığından diğerinin mal varlığına kayan değerlerin eksiksiz iadesi denkleştirici adalet düşüncesine dayanır. Denkleştirici adalet ilkesi ise, haklı bir sebep olmaksızın başkasının mal varlığından istifade ederek kendi mal varlığını artıran kişinin elde ettiği bu kazanımı geri vermek zorunda olduğunu ve eski hale getirmede mal varlığında artış olan tarafın yükümlülüğünün bulunduğunu ifade eder. Ülkemizde yaşanan ve uzun yıllar boyu yüksek oranlarda seyreden enflasyon nedeni ile belli bir miktar paranın verildiği tarihteki alım gücü ile aynı miktar paranın aradan geçen zamana bağlı olarak iade günündeki alım gücünün farklı ve çok daha az olduğu bir gerçektir. Hukuken geçersiz sözleşmeler tasfiye edilirken, denkleştirici adalet kuralı gözardı edilmemelidir....
Mahkemece dairemiz kaldırma kararı sonrası, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; "... Dava, yükleniciden şahsi hak temliki iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil, bunun mümkün olmaması halinde ödenen bedelin sebepsiz zenginleşme hükümleri gereğince tüm davalılardan tahsili istemine ilişkindir. Somut olayda; davacının Rize 3. Noterliğinin 18.10.2000 tarihli düzenleme şeklinde taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesi ile davalı yüklenici T6'dan Rize 1. Noterliğinin 06.06.2000 tarih ve 5837 yevmiye numaralı düzenleme şeklinde taşınmaz mal satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesindeki şartlar geçerli olmak üzere ve buna istinaden Fener Mahallesi 285 ada 1 parsel numarasında kayıtlı gayrimenkul üzerinde yapılan inşaattan yüklenici T6'a ait olan giriş üstü 2 numaralı taşınmazı 350.000.000 TL bedelle satın aldığı ve satış bedelinin tamamını nakden ödediği, dosya içinde mevcut Rize 1....
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda; zilyetliğin davacıya devredildiği yönünde kanaat oluşmakla, hukuken geçersiz sözleşme nedeniyle denkleştirici adalet kuralının uygulanması neticesinde; davanın kısmen kabulü ile 9.881,53 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delilerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalının tüm, davacının sair temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre ödenen paranın denkleştirici adalet ilkesi gereğince iade edilmesi suretiyle haksız değer kaymalarının önlenmesi amaç edilmiştir. Somut olayda; sebepsiz zenginleşme hükümleri gereğince ve denkleştirici adalet ilkesinin esas alınması suretiyle bedelin iadesine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır....
K A R Ş I O Y Dava, tapulu taşınmazın haricen satışından kaynaklanan ödenen bedelin denkleştirici adalet ilkeleri uyarınca ulaştığı değerin istemine ilişkindir....