Noterliğinin 18.11.2005 tarih ve 27511 sayılı düzenleme şeklinde taşınmaz satış vaadi sözleşmesi yaptıklarını, sözleşmeye göre taşınmazın satış bedelinin tamamını ödemesine rağmen, davalının taşınmazın tapusunu vermediği gibi, 3.bir şahsa devredildiğini öğrendiğini ileri sürerek, taşınmaz için ödenen 2.000,00 TL'ye karşılık fazla hakları saklı tutularak 10.000,00 TL'nin ve yapı bedeli 3.000,00 TL'nin (taşınmazın değeri gözetilerek ve güncellenerek bilirkişilerce belirlenecek bedelden fazla talep hakkı saklı kalmak kaydıyla) davalıdan tahsilini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, sözleşme tarihinde ödenen bedelin bilirkişi raporu ile belirlenen denkleştirici adalet ilkesi gereğince dava tarihindeki karşılığı 3.674,34 TL'nin tahsili cihetine gidilmiş, hüküm, süresinde taraf vekillerince temyiz edilmiştir....
Eldeki davada davacı açıkça ödediği bedelin 1997 tarihinden itibaren faiziyle tahsilini istediği için denkleştirici adalet ilkesine göre karar verilmesi olanaklı değildir. Öte yandan davacı dava tarihinden önce davalıyı temerrüde düşürdüğünüde iddia ve ispat etmiş değildir. Hal böyle olunca mahkemece davacı tarafça ödenen 1.200.000.000 TL (eski TL)’nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekir. Mahkemenin değinilen bu yönü gözardı ederek, HUMK’nun 74.maddesine aykırı olarak ve talebi aşacak şekilde karar vermiş olması usul ve yasaya aykırıdır. Bozmayı gerektirir. SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle; davalının diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bent uyarınca temyiz olunan kararın davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan 18,40 TL. temyiz harcının istek halinde iadesine, 10.4.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Geçersiz satış sözleşmesi gereğince; diğerinin mal varlığına kayan değerlerin iadesi "Denkleştirici Adalet" düşüncesine dayanmaktadır. Denkleştirici Adalet İlkesi ise, haklı bir sebebe dayanmadan başkasının mal varlığından istifade ederek, kendi mal varlığını artıran kişinin elde ettiği kazanımı geri verme zorunda olduğunu ve gerçek bir eski hale getirme yükümlülüğünü ifade eder. Bu bakımdan, sebepsiz zenginleşmeye konu alacağın iadesine karar verilirken, taşınmazın satış bedelinin alım gücünün ilk ödeme günündeki alım gücüne ulaştırılması ve bu şekilde iadeye karar verilmesi gerekir. Bu güncelleme yapılırken, güncellemeye esas alınan somut verileri tek tek uygulanarak, ödeme tarihinden ifanın imkânsız hale geldiği tarihe kadar paranın ulaştığı değer her bir dönem için hesaplanmalı, sonra bunların ortalaması alınmalıdır....
Mahkemece, dava sebepsiz zenginleşme hükümleri kapsamında değerlendirilerek, davacının ihale ile satın aldığı taşınmazın satış bedeline mahsuben son ödemeyi 02.01.2003 tarihinde yaptığı, gerçekleşmemiş bir sebebe dayanarak davacı aleyhine zenginleşen davalının geri verme borcunun, her halde zenginleşmenin gerçekleştiği tarihten başlayarak on yılda zamanaşımına uğrayacağı, somut olayda on yıllık zamanaşımı süresinin dava tarihinden önc zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dava, davalı ... tarafından 2886 sayılı Kanun’un 45. maddesi gereğince yapılan ihale sonucu davacıya satışı yapılan taşınmazın tapusunun devredilmemesi sonucu ödenen bedelin taşınmazın üçüncü kişiye satışının yapıldığı tarihteki bedelinin denkleştirici adalet ilkesine göre belirlenecek bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Dosyanın incelenmesinde; ... Belediyesi’nin 28.2.2001 tarih 78 karar nolu encümen kararı ile ......
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonunda; "...Asıl dava; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 77 ve devamı maddeleri kapsamında sebepsiz zenginleşme hukuki sebebine dayalı, denkleştirici adalet ilkesi gereğince alacak talebine yönelik olup, karşı dava ise, haksız işgal nedenine dayalı ecrimisil istemine ilişkindir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 07/02/2001 tarih ve 13/1729- 32 sayılı Kararında belirtildiği üzere; geçersiz harici satış sözleşmesi nedeniyle yanlar verdiklerini sebepsiz zenginleşme veya mülkiyet davasında geri isteyebilirler. Yargıtay 3. Hukuk Dairesi'nin 2016/524 Esas-2017/9222 Karar, 2015/17709 Esas-2017/2491 Karar sayılı ilamlarıyla belirtildiği üzere; geçerli bir sebebe dayanmaksızın bir kişinin mal varlığından diğerinin mal varlığına kayan değerin eksiksiz iadesi denkleştirici adalet düşüncesine dayanır....
Gayrimenkul şirketi vekili; davalılar ile 15.05.2012 tarihli sonrasında 30.05.2012 tarihli ortaklık sözleşmesi imzaladıklarını, ikinci sözleşmede sermaye ve bazı hususların değiştirildiğini, davacının satış bedelini davalı SCS Sağlam şirketi hesabına yatırdığını, davacının imzaladığı sözleşmeden kaynaklı sorumluluklarının bulunmadığını, söz konusu sözleşmeye onay verilmediğini, 30.05.2012 tarihli sözleşmeye göre davalı SCS şirketinin sermaye yükümlülüğünü yerine getirmediğini, 6 ncı madde gereği yetkilendirilmediğini, 8 inci maddeye göre ortakların birlikte imzasının bulunmasının öngörüldüğünü, ilgili sözleşmenin zincirleme sözleşme kapsamında değerlendirilmesini, ödenen bedelin ortaklığa aktarılmadığını, emsal kararda sözleşmenin nispiliği ilkesine değinildiğini, uzman görüşlerinin dikkate alınmadığını ileri sürerek, kararın kaldırılmasını istemiştir. C....
Davacı vekilinin hükmün tapu iptali ve tescile ilişkin bölümüne dair temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun bulunan tapu iptali ve tescile ilişkin hüküm bölümünün ONANMASINA.Davalılar vekilinin geçersiz satış sözleşmesine konu olan bedelin tahsiline yönelik temyiz itirazlarına gelince; davacının tapu dışı yolla satın aldığı taşınmaz bölümü için 300.(000.000) TL ödediği yukarıda tarihi yazılı noterde yapılan satış sözleşmesinde belirtilmiştir. Ekim 1940 tarih ve 10/77 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararına göre harici satışın hüküm ifade etmemesi durumunda taraflar verdiklerini geri alabilirler. Bilindiği üzere geçerli bir sebebe dayanmaksızın bir kişinin mal varlığından diğerinin mal varlığına kayan değerlerin eksiksiz iadesi denkleştirici adalet düşüncesine dayanır....
Geçersiz satış sözleşmesine konu olan bedelin tahsiline yönelik temyiz itirazlarına gelince; az yukarıda da açıklandığı gibi davacılar dava konusu taşınmaz bölümlerini tapu dışı yolla satın aldıklarını, satış bedelinin 100.000 TL olduğunu açıklamıştır. Ekim 1940 tarih ve 10/77 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararına göre harici satışın hüküm ifade etmemesi durumunda taraflar verdiklerini geri alabilirler. Bilindiği üzere geçerli bir sebebe dayanmaksızın bir kişinin mal varlığından diğerinin mal varlığına kayan değerlerin eksiksiz iadesi denkleştirici adalet düşüncesine dayanır. Denkleştirici adalet ilkesi ise, haklı bir sebep olmaksızın başkasının mal varlığından istifade ederek kendi mal varlığını artıran kişinin elde ettiği bu kazanımı geri vermek zorunda olduğunu ve eski hale getirmede mal varlığında artış olan tarafın yükümlülüğünün bulunduğunu ifade eder....
Davaya konu olayda; davacı dava dilekçesi ile satış bedeli olarak ödenen bedelin denkleştirici adalet ilkesine göre değerini talep etmiştir. Bu bakımdan iadeye karar verilirken, satış bedeli olarak verilen paranın alım gücünün ilk ödeme tarihindeki alım gücüne ulaştırılması ve bu şekilde iadeye, karar verilmesi uygun olacaktır. Aksi takdirde kısmi iade durumu oluşacak, iade dışındaki zenginleşme iade borçlusu yedinde haksız zenginleşme olarak kalacak, iade borçlularının iadede direnmelerine neden olacaktır....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 25.09.2008 gününde verilen dilekçe ile gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, ikinci kademedeki istek ödenen bedelin iadesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; tescil talebinin reddine, ikinci kademedeki istemin kabulüne dair verilen 14.10.2010 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, ikinci kademede ise ödenen satış bedeli 34.000,00 TL’nin tahsili istemlerine ilişkindir. Davalı şirket, satış vaadine konu taşınmazların maliki olmadığını, açılan davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davacıların mülkiyet aktarımı istemleri reddedilmiş, ikinci kademedeki istek hüküm altına alınmıştır....