Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Prim ve gecikme zammına ilişkin 18.02.2010 tarih 2010/01 takip no’lu ödeme emrinin, 09.03.2010 tarihinde davacıya bizzat tebliğ edilmiş olmasına, davacı tarafından 15.03.2010 intikal tarihli dilekçe ile, Kuruma başvurularak, ödeme emrinin kaldırılmasının talep edilmesine, Kurumca, kooperatifi temsil ve ilzama yetkili olduğu gerekçesiyle itirazın 16.03.2010 tarihinde reddedilip, ret kararının davacıya 29.03.2010 tarihinde tebliğ edilmiş olmasına göre, 27.04.2010 tarihinde anılan ödeme emrinin iptali istemiyle açılan bu davanın 6183 sayılı Yasanın 58. maddesinde öngörülen 7 günlük itiraz süresinin geçmesinden sonra açılması karşısında, söz konusu ödeme emrine yönelik davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı biçimde hüküm tesis edilmiş olması, usul ve yasaya aykırı görülmüştür. O halde, davalı Kurum avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli hüküm bozulmalıdır....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı itirazın iptali davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, kira alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece, ödeme emrinin 13.09.2008 tarihinde tebliğ edildiği, davalının itirazının yasal 7 günlük süreden sonra yapılması nedeniyle takip kesinleştiğinden davacının itirazın iptalini dava ve talep etmekte hukuki yararı bulunmadığı gerekçesiyle istemin reddine karar verilmiş ise de, ödeme emri tebliğine ilişkin tebligat parçasında tebligatın PTT çıkış tarihinin 13.10.2008 olduğu görülmüştür....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İtirazın iptali Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı itirazın iptali davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 27/04/2016 tarihli geri çevirme kararımız ile davaya dayanak Ankara 8. İcra Müdürlüğü'nün 2013/5160 Esas sayılı takip dosyasında davalı borçluya çıkarılan ödeme emrine ilişkin tebliğ mazbatası dosya arasında bulunmadığı,incelenmesine gerek duyulduğundan ödeme emri tebliğ mazbatasının aslının ilgili icra müdürlüğünden temin edilip getirtilmesi istenmiştir. Ödeme emrine ilişkin tebliğ belgesinin aslının dosyaya eklendiği bildirilmiş ise de eklenen belgenin davaya dayanak takibe ilişkin ve geri çevirme ilamımıza konu ödeme emrine ait değil örn. no. 4-5 icra emrine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır....

        .-...nolu ödeme emirlerine konu prim ve ferilerinin zamanaşımına uğramış olmaları nedeniyle ödeme emirlerinin iptali ile davacının .../... sayılı ödeme emrinin iptali talebinin reddine ilişkin mahkeme kararı isabetli ise de; 506 Sayılı Yasanın 140.maddesinde düzenlenen İdari para cezaları, prim ödeme borcundan farklı olarak yasaya aykırı davranışın cezai yaptırımı olup, bu cezadan, cezaların şahsiliği ilkesi gereğince, eylemi kim yapmışsa o sorumlu olup, .../...sayılı takip dosyasında idari para cezası talep edilmiş olup, cezaların şahsiliği ilkesi uyarınca, davacının asıl borçluya ait idari para cezasından sorumlu olmayacağı gerekçesiyle idari para cezasıyla ilgili söz konusu ödeme emrinin iptaline karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile karar verilmesinin sonuca etkisinin olmamasına göre yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 27.06.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          İcra Müdürlüğü'nün 2017/758 E sayılı alacaklı vekili tarafından imzalanmış takip talebinde toplam asıl alacak miktarının 769.449,05 TL, toplam asıl alacak faizinin 23.978,12 TL, işlemiş faizin 9.712,49 TL olduğu böylelikle takip talebindeki toplam faiz tutarının 33.690,61 TL olduğu, ödeme emrinde ise asıl alacağın 790.807,19 TL, işlemiş faizin 23.978,12 TL olup, takip talebi ve ödeme emrindeki asıl alacak ve faiz tutarlarının birbirinden farklı olduğu, takip talebi alacaklı tarafından ve ödeme emri takip talebine uygun şekilde icra dairesi tarafından doldurulduğu, takip talebine aykırı şekilde düzenlenen ödeme emrinin hukuki sonuç doğurmayacağı, bu anlamda dava dayanağı takip dosyasında davalı-borçlulara takip talebine uygun şekilde düzenlenmiş bir ödeme emri tebliğ edilmediği göz önüne alınarak itirazın iptali davasının dava şartı olan “usulüne uygun düzenlenen ve borçluya tebliğ edilen ödeme emrine karşı yapılmış bir itirazın bulunması” hususunun gerçekleşmediği gerekçesiyle davanın...

            Dosyanın incelenmesinden; evsel katı atık ücret tarifesinin belirlenmesine ilişkin meclis kararı ile söz konusu meclis kararına dayalı olarak tesis edilen evsel katı atık ücretlerinin ve bunların ferilerinin tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrinin iptali istemiyle açılan işbu davada; dava konusu işlemlerin iptali yolunda verilen İdare Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddine dair Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının dava konusu ödeme emrinin dayanağı meclis kararına ilişkin kısmının, Dairemizce onanmış olduğu hususu göz önünde bulundurulduğunda, dava konusu ödeme emrinin dayanağı meclis kararında hukuka uyarlık bulunmaması nedeniyle ödeme emrinin de buna bağlı olarak iptal edilmesi gerektiğinden, Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının ödeme emrine ilişkin kısmının yukarıda belirtilen gerekçe ile onanması gerektiği görüşüyle, Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının aynen onanmasına yönelik Dairemiz kararının ödeme emrine ilişkin...

              İcra Müdürlüğü'nün 2017/758 E sayılı alacaklı vekili tarafından imzalanmış takip talebinde toplam asıl alacak miktarının 769.449,05 TL, toplam asıl alacak faizinin 23.978,12 TL, işlemiş faizin 9.712,49 TL olduğu böylelikle takip talebindeki toplam faiz tutarının 33.690,61 TL olduğu, ödeme emrinde ise asıl alacağın 790.807,19 TL, işlemiş faizin 23.978,12 TL olup, takip talebi ve ödeme emrindeki asıl alacak ve faiz tutarlarının birbirinden farklı olduğu, takip talebi alacaklı tarafından ve ödeme emri takip talebine uygun şekilde icra dairesi tarafından doldurulduğu, takip talebine aykırı şekilde düzenlenen ödeme emrinin hukuki sonuç doğurmayacağı, bu anlamda dava dayanağı takip dosyasında davalı-borçlulara takip talebine uygun şekilde düzenlenmiş bir ödeme emri tebliğ edilmediği göz önüne alınarak itirazın iptali davasının dava şartı olan “usulüne uygun düzenlenen ve borçluya tebliğ edilen ödeme emrine karşı yapılmış bir itirazın bulunması” hususunun gerçekleşmediği gerekçesiyle davanın...

              Dosyanın incelenmesinden; evsel katı atık ücret tarifesinin belirlenmesine ilişkin meclis kararı ile söz konusu meclis kararına dayalı olarak tesis edilen evsel katı atık ücretlerinin ve bunların ferilerinin tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrinin iptali istemiyle açılan işbu davada; dava konusu işlemlerin iptali yolunda verilen İdare Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddine dair Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının dava konusu ödeme emrinin dayanağı meclis kararına ilişkin kısmının, Dairemizce onanmış olduğu hususu göz önünde bulundurulduğunda, dava konusu ödeme emrinin dayanağı meclis kararında hukuka uyarlık bulunmaması nedeniyle ödeme emrinin de buna bağlı olarak iptal edilmesi gerektiğinden, Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının ödeme emrine ilişkin kısmının yukarıda belirtilen gerekçe ile onanması gerektiği görüşüyle, Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının aynen onanmasına yönelik Dairemiz kararının ödeme emrine ilişkin...

                Görüldüğü gibi; “menfi tespit” niteliğindeki ödeme emrine itiraz/ödeme emrinin iptali davasının yedi günlük hak düşürücü süre içerisinde açılması zorunlu olduğu gibi, kendisine ödeme emri gönderilen borçlunun itirazları da üç nedenle sınırlandırılmıştır. Davanın yasal dayanağını oluşturan 6183 sayılı Kanun'un 58. maddesine göre; kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahıs, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren yedi (7) gün içinde itirazda bulunabilir....

                  Eldeki davada, davacının maaşına Kurumca konulan haciz ile hakkındaki işlemlerden haberdar olduğunu ve 2004/10553 sayılı Ödeme emrinden dolayı kuruma karşı öncelikle ödeme emrinde yer alan prim borçlarının zamanaşımına uğradığını belirttiği, ayrıca, ortağı olduğu Limited Şirketinde temsil ve ilzama yetkisinin bulunmadığını belirterek kendisi hakkında başlatılan takip ve düzenlenen ödeme emrinin iptali istemiyle dava açtığı anlaşılmakta olup, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş ise de verilen kararın yanılgılı değerlendirmeye dayalı olduğu anlaşılmaktadır. 6183 sayılı Kanunun “Ödeme emri” başlıklı 55. maddesinin ilk fıkrasında; kamu alacağını vadesinde ödemeyenlere, yedi gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları gereğinin bir ödeme emri ile tebliğ olunacağı; “Ödeme emrine itiraz” başlığını taşıyan 58. maddesinin birinci fıkrasında; kendisine ödeme emri tebliğ olunan kişinin, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ...

                    UYAP Entegrasyonu