TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Ödeme emrine itiraz süresi 15 gün olduğu halde düzenlenen ödeme emrinde itiraz süresinin 7 gün olarak gösterildiği, ödeme emrinin düzenlenebilmesi için tahakkukun kesinleşmesinin gerektiği oysa süresi içinde tararfınca itiraz edildiği bu sebeple ödeme emrinin iptal edilmesi gerektiği iddialarıyla kararın bozulması istenilmektedir. KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Yasal dayanaktan yoksun olan temyiz isteminin reddi gerektiği yolundadır. DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ...DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir. TÜRK MİLLETİ ADINA Karar veren Danıştay Dokuzuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü: HUKUKİ DEĞERLENDİRME: Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür....
Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16/03/2021 tarih ve 2017/(6)8- 2340 Esas, 2021/261 Karar sayılı ilamında belirtiği üzere "Borçlu kiracı, ödeme emrine süresi içinde itiraz ederek icra dairesine bildirmesi gereken itiraz sebebini, yani kira borcunu ödeme emrinin tebliğinden (veya takipten) önce ödemiş olduğunu, icra mahkemesinde ileri süremez ve icra mahkemesi böyle bir itirazı inceleyemez. Bu hâlde, icra mahkemesinin inceleme yetkisi, İİK’nın 269/a madde hükmünde açıkça belirtildiği gibi, borçlu kiracının ihtar (ödeme) süresi içinde kira borcunu ödeyip ödemediği konusu ile sınırlıdır. İcra mahkemesinin, süresi içinde ödeme emrine itiraz etmemiş olan borçlunun ödeme emrinin tebliğinden önce kira borcunu ödeyip ödemediğini inceleme yetkisi yoktur. İcra mahkemesi, bu hususu ancak borçlu kiracının süresi içinde ödeme emrine itiraz ederek kira borcunu ödemiş olduğunu (icra dairesine) bildirmiş olması hâlinde ( İİK m. 269/c) inceleyebilir....
No:11 İçkapı No:3 Artuklu/MARDİN" adresine gönderilen ödeme emrinin adres yetersizliği nedeniyle iade edildiğini, fakat aynı adrese gönderilen 103 davetiyesinin borçlunun eşi imzasına tebliğ edildiğini, borçlunun hileli davranışlarla ödeme emrini tebliğ almaktan imtina ettiğini, sonrasında ödeme emrinin TK'nun 21/2 maddesine göre usulüne uygun olarak tebliğ edildiğini, kararın hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE: Uyuşmazlık, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edilip edilmediğine ilişkindir. Mersin 2. İcra Müdürlüğünün 2021/4123E sayılı dosyası incelendiğinde; Bozulan Mersin 6. İş Mahkemesinin 2014/248 esas sayılı dosyasından verilen karar nedeniyle borçluya ödenen 185.316,78 TL'nin tahsili için davalı SGK tarafından şikayetçi aleyhine genel haciz yoluyla takip başlatıldığı görülmüştür....
İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2014/506-523 sayılı kararı ile senet aslının icra müdürlüğü kasasında olmadığından ödeme emrinin iptaline, sair itirazların incelenme dışı bırakılmasına şeklinde karar verildiği ve bu karar üzerine icra müdürlüğünce yeni ödeme emri hazırlanarak şikayetçi borçlulardan ...'a 12.12.2014 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu ... adına çıkan tebligatın ise iade edildiği anlaşılmaktadır. İİK'nun 58-61. maddeleri uyarınca ödeme emri iptal edildikten sonra borçluya yeniden ödeme emri tebliğ olunmuş ve borçlular süresinde imzaya ve borca itiraz etmiştir. Yeni ödeme emrinin tebliği ile birlikte borçluların borca ve imzaya itiraz hakkı yeniden doğar. Kaldı ki; İcra Hukuk Mahkemesi 2014/506-523 sayılı kararında ödeme emri iptal edilmiş olup sair itirazlar da incelenmemiştir....
İİK 'nun 62/1. maddesinde; “İtiraz etmek isteyen borçlu, itirazını, ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya sözlü olarak icra dairesine bildirmeye mecburdur” hükmü yer almakla birlikte borçluya ödeme emrinin tebliğ edilememesi halinde, borçlunun takipten haberdar olup itirazını icra dairesine bildirdiğinin ve alacaklının da anlaşmazlığı ve takibi sürdürme iradesinin mevcut olduğunun anlaşılması halinde ödeme emri tebliğ edilemese bile borçlunun itirazı geçerli olup alacaklının itirazın kaldırılmasını istemekte hukuki yararı vardır....
Somut olayda genel haciz yolu ile ilamsız icra takibinde borçlu kendisine gönderilen örnek 7 ödeme emrine karşı icra dairesine verdiği 22.09.2014 tarihli dilekçede kendisine gönderilen ödeme emri ile dosya içerisinde bulunan ödeme emrinin farklı olması nedeniyle ödeme emrinin iptalini talep etmiştir. Ödeme emrinin iptali şikayet yolu ile icra mahkemesinden talep edilebilir. İcra müdürlüğüne yapılan bu başvuru hiçbir hukuki sonuç doğurmayacağı gibi borca itiraz olarak da yorumlanamaz. Borçlunun ödeme emrine karşı yaptığı geçerli bir itiraz olmadığı halde icra müdürünün 22.09.2014 tarihli takibin durdurulması kararı isabetsiz olup alacaklının bu husustaki şikayetinin kabulü ile anılan icra kararının iptaline karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile şikayetin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....
Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2005/289 Esas 2005/369 Karar sayılı kesinleşmiş ilamla reddetmiş olduğunu, kesin ve tahsil edilebilir bir borcun olmadığını, borcun zamanaşımına uğradığını belirterek ödeme emrinin iptali ile dava konusu ödeme emrine esas 2010/017292 sayılı takip dosyası konusu bakımından borcunun bulunmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir....
Kurum komisyonuna itiraz edilmeyen veya yapılan itiraz reddedilip de idari yargıda açılacak dava ile iptali istenmeyen, veyahut, idare mahkemesinde açılan ve reddine karar verilen davanın kesinleşmesi durumunda, artık idare para cezaları kesinleşmiş ve idari aşama böylece tamamlanmış olur. Kurum’un, idari aşamada kesinleşen veya henüz kesinleşmemiş olan idari para cezalarının tahsili için 6183 sayılı Yasaya göre düzenleyeceği ödeme emirlerinin iptali, ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 günlük sürede adli yargıda (iş mahkemesinde) açılacak dava ile istenebilir....
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesince verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkilinin iş bu davayla borca açıkça itiraz ettiğini, ödeme emri tebliğ tarihinin 19/07/2019 olarak düzeltilmesi halinde müvekkilinin geçmişe yönelik olarak borca itiraz etmesinin mümkün olmadığını, bu nedenle kararın kaldırılarak takibin veya ödeme emrinin iptaline ya da ödeme emri tebliğ tarihinin müvekkilinin itiraz edebileceği bir tarih olarak güncellenmesine karar verilmesini talep etmiştir. Dava İİK'nun 16,21 vd. maddeleri uyarınca açılmış usulsüz tebligat şikayeti ve İİK'nun 78.maddesi uyarınca açılmış haczin kaldırılması istemine yönelik şikayettir....
İİK'nun 62. maddesi gereğince; itiraz etmek isteyen borçlu, itirazını ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya sözlü olarak icra dairesine bildirmeye mecburdur. Öte yandan itirazın süresinde yapılıp yapılmadığı ve geçerli bir itiraz olup olmadığı itirazın kaldırılması aşamasında mahkemece re'sen nazara alınmalıdır. İcra müdürlüğünce takibin durdurulmasına ya da devamına yönelik bir karar verilip verilmemesinin önemi yoktur. Ayrıca geçerli bir itirazdan söz edebilmek için başvurunun itiraz iradesini kapsaması gerekir. Başvurunun itiraz iradesini kapsamaması, dolayısıyla geçerli bir itiraz olmaması halinde, icra müdürlüğünce takip durdurulmuş olması, alacaklıya itirazın kaldırılmasını isteme hakkı vermez....