WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Görüldüğü gibi; “menfi tespit” niteliğindeki ödeme emrine itiraz/ödeme emrinin iptali davasının yedi günlük (on beş gün) hak düşürücü süre içerisinde açılması zorunlu olduğu gibi, kendisine ödeme emri gönderilen borçlunun itirazları da üç nedenle sınırlandırılmıştır. 6183 sayılı Kanunun 58.maddesine göre; kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahıs, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren yedi gün (on beş gün) içinde alacaklı tahsil dairesine ait itiraz işlerine bakan vergi itiraz komisyonu nezdinde itirazda bulunabilir. İtiraz etmezse borç kesinleşmiş olur. Diğer taraftan 6183 sayılı Kanunun 54. maddesi hükmü uyarınca da süresinde ödenmeyen amme alacağı tahsil dairesince cebren tahsil olunur. Amme borçlusunun borcuna yetecek miktarda mallarının haczedilerek paraya çevrilmesi de maddede belirtilen cebren tahsil şekillerinden birisidir....

    İcra Müdürlüğü'nün 2021/2130 esas sayılı dosyası kapsamında davacıya tebliğe çıkarılan ödeme emrinin 22/04/2021 tarihinde iade edildiğini, ödeme emri tebliğ edilmemiş olmasına rağmen davacının takipten e-devlet sorgulaması ile haberdar olduğunu ve 04/05/2021 tarihinde takibe itiraz ettiğini, davacının itirazı öncesi davalının 28/04/2021 tarihli talebi üzerine TK'nın 21/2 maddesine göre tebliğe çıkarılan ödeme emrinin 18/05/2021 tarihinde tebliğ edildiğini, icra müdürlüğünce 05/05/2021 tarihinde ödeme emri tebliğ edilmeden itiraz edilmesinin sonuç doğurmayacağına ve 31/05/2021 tarihinde ise takibin kesinleştirilmesine karar verildiğini, ödeme emri tebliğ edilmeden yapılan itirazın itirazdan sonra ödeme emrinin tebliğ edilmesi halinde geçerli kabul edildiğini, bu nedenle davacının itirazının da geçerli olduğunu belirterek icra müdürlüğünün 05/05/2021 ve 31/05/2021 tarihli kararlarının ve davacının icra takibine itirazı sonrasında yapılan tüm takip işlemlerinin iptaline ve takibin durdurulmasına...

    Ancak borçlunun yeni ödeme emri tebliğinden itibaren süresi içinde icra mahkemesinde borca itiraz hakkını kullanabilmesi ilk çıkan ödeme emrine karşı icra mahkemesinde borca itiraz etmemiş olmasına bağlıdır. Aksi hâlde derdestlik itirazı söz konusu olur. Aynı ödeme emrinin farklı tarihlerde tebliğ edilmiş olması ödeme emirlerinin birbirinden farklı olduğu anlamına gelmez. Ödeme emrine karşı icra mahkemesinde borca itiraz görülmekte iken aynı ödeme emrinin ikinci kez tebliği üzerine yapılan borca itirazın derdestlik nedeniyle reddi usul ve yasaya uygundur. Anılan karar sonrasında derdest olan borca itirazın icra mahkemesince süreden reddedilmesi ve bu kararın onanarak kesinleşmiş olmasının sonuca etkisi bulunmamaktadır....

      , takibin dayanağı belgenin ödeme emri ile birlikte tebliğ edilmemesi nedeni ile ödeme emrinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir....

      Somut olayda; davacılardan .......ödeme emrinin 21.07.2015 tarihinde tebliğ edildiği ancak dosya içerisinde yer alan ödeme emrinde itiraz yapılacak merci, başvuru süresi, başvuru usulü gibi açıklamalar kısmının bulunmadığı,...'ya gönderilen ödeme emrinin ise tebligat zarfının üzerine "ayrıldı" ibaresi yazılmak suretiyle .......isimli kişiye 23.07.2015 tarihinde tebliğ edildiği, tebliğ edilen kişi hakkında herhangi bir açıklama şerh edilmediği, ödeme emrinde açıklamalar kısmının bulunmadığı anlaşılmaktadır. Mahkemece ödeme emrinin ve tebligat evraklarının asılları kurumdan celp edilerek ödeme emirlerinde itiraz yapılacak merci, başvuru süresi, başvuru usulü gibi açıklamalar kısmının bulunup bulunmadığının, ...'ya yapılan tebligatın usulüne uygun olup olmadığının tespit edilerek yukarıda yapılan açıklamalar gözetilmek suretiyle elde edilecek sonuca göre hüküm kurulmalıdır....

        DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İcra dosyasının incelenmesinde; alacaklı tarafından borçlu aleyhine ilamsız icra takibi yapıldığı, dosya içinde birden fazla ödeme emrinin bulunduğu, bu ödeme emirlerinden 01.12.2020 tarihli olanda borçluların adreslerinin yazmadığı, borçlunun istinaf dilekçesindeki beyanına göre borçluya gönderilen ödeme emrinin bu ödeme emri olduğu anlaşılmaktadır. 2004 Sayılı İİK nun 60.maddesinde ödeme emrinin 58. Maddeye göre takip talebinde yazılması gereken şartları taşıması gerektiği ifade edilmektedir. Kanunun 58/2 maddesinde ise "Borçlunun ve varsa kanuni temsilcisinin adı, soyadı, alacaklı tarafından biliniyorsa Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası veya vergi kimlik numarası, şöhret ve yerleşim yeri" nin takip talebine yazılması gerekmektedir....

        Somut dosyada, davacı 10/03/2022 başlangıç tarihli kira akdine istinaden Nisan 2022 kira bedeli olarak 1.600,00 TL yönünden takip yapmış, ödeme emri davalı kiracıya 11/06/2022 tarihinde tebliğ olunmuş, takip itiraz edilmeksizin kesinleşmiş, eldeki dava ise 20/07/2022 tarihinde, 30 günlük ödeme süresinin hitamından sonra ve 6 aylık yasal süre içinde açılmış olup davanın süresinde olduğu görülmektedir. İİK’nın 269/a maddesinin açık hükmüne göre ödeme emrine itiraz etmeyen borçlu icra mahkemesinde sadece ihtar süresi içinde ödeme yaptığını ileri sürebilir. Takibin kesinleşmesinden önce ödeme yaptığı iddiasını ileri süremez. Davalı kiracının ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 günlük itiraz süresi içinde takibe itiraz etmemesi ve dahi davalı kiracı tarafından gecikmiş itiraz yoluna da gidilmemesi nedeni ile takip konusu borç kesinleşmiş olduğundan, artık 30 günlük yasal süre içeresinde ödeme yapılması zorunludur....

        Davalı Kurum tarafından 6183 sayılı Kanun'a göre başlatılan takiple gönderilen ödeme emrinin iptaline ilişkin davanın aynı Kanun'un 58 inci maddesine göre ödeme emrinin tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde açılması gerekli olup bu süre hak düşürücü süredir. Ancak ödeme emrinin tebliğinden itibaren Kuruma 15 günlük sürede başvuru var ise hak düşürücü süre Kurumun bu talebin reddine ilişkin işlemin tebliğinden itibaren başlar....

        Davacı - borçlu tarafından süresinde icra takibine itiraz edilerek takibin durdurulduğu anlaşılmaktadır. Şikayetçinin süresi içinde itirazda bulunarak takibi durdurmuş olması, ödeme emrinin ve takibin iptalini istemesine engel değildir. Bu nedenle şikayetçinin anılan konuda şikayet yoluyla icra mahkemesine başvurmakta hukuki yararı bulunmaktadır. Genel haciz yolu ile başlatılan bir takipte, her türlü itirazın İİK'nun 62. maddesi uyarınca icra dairesine bildirilmesi zorunludur. Bu durumda, borçlunun itirazlarını, icra dairesi yerine icra mahkemesine bildirmiş olması fuzuli bir işlem olup, yanlış merciye yapılan başvuru hukuki sonuç doğurmaz. İİK'nun 66. maddesinin 1. fıkrasının ilk cümlesi gereğince, müddeti içinde yapılan itiraz takibi durdurur. Borçlunun icra mahkemesinde ileri sürdüğü hususlar, İİK'nun 62. maddesi kapsamında borca itiraz niteliğinde olup, takibin şekline göre, ödeme emrinin tebliğinden itibaren yedi gün içinde icra dairesinde bildirilmelidir....

        Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;İcra Dairesince hazırlanan ödeme emrinde sehven borçlu bilgileri kısmı boş bırakıldığını ve bu şekilde ödeme emrinin davacıya tebliğ edildiğini, borçlunun borca itiraz etmediğini, Niğde İcra Hukuk Mahkemesinin 2018/404 esas sayılı dava dosyasında şikayetçinin süresinde cevap dilekçesi vermediğini, borcu ödediğini söylediğini, şikayetçinin itiraz haklarından mahrum kaldığını da iddia etmediğini, şikayetçinin tahliyesine karar verildiğini, kararın istinaf edildiğini, iptali istenilen ödeme emrinde "Çayır mahallesi Cumhuriyet Bulvarı Baloğlu apartmanı altı No.28 Niğde" adresindeki iş yerinin tahliyesine karar verilmesi talebinin mevcut olduğunu, şikayetçinin ödeme emrini tebliğ aldığını, tahliye davasına katılarak borç ilişkisini kabul ettiğini, ödeme emrinin iptali talebinin kötü niyetli olduğunu, ödeme emrinin iptali sebeplerinin tahliye davasına ilişkin verilen kararın istinafında da gerekçe olarak gösterildiğini, HGK.nun 2004/12- 356 esas ve 2004...

        UYAP Entegrasyonu