İŞ MAHKEMESİ TARİHİ : NUMARASI : 2022/227ESAS (DERDEST DOSYA) DAVA KONUSU : İş (Kurum İşleminin İptali İstemli) KARAR : İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuş ve dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gelmiş olmakla dosya incelendi, yapılan müzakere sonunda, gereği düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili dilekçesi dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket aleyhine davalı kurumca 2014/24114 ve 2015/21349 sayılı takip dosyası kapsamında gönderilen ödeme emrine konu 5.101,38 ve 329.169,99 TL'nin tahsili amacı ile icra ve haciz işlemlerinin başlatıldığını, ödeme emirlerine ilişkin alacakların zamanaşımına uğradığını, ödeme emrinin usulsüz olduğunu, davacının kooperatif nedeniyle sorumluluğunun bulunmadığını ileri sürerek söz konusu ödeme emirleri kapsamında haciz dahil tüm işlemlerinin yargılama sonuna kadar ihtiyati tedbir yolu ile durdurulması yönünde karar verilmesini talep etmiştir...
İlk derece mahkemesince; tensibin 17. bendinde ihtiyati tedbir talebinin kabulü ile 30.000,00 TL teminat yatırılması karşılığında taşınmazlar üzerine ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmiş, bu karara davalılar vekili tarafından itiraz edilmiş, mahkemece itiraz duruşmalı olarak incelenerek 26/01/2022 tarihinde itirazın kabulü ile ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmiş ve aynı tarihli gerekçeli ara karar yazılmıştır. İhtiyati tedbirin uygulanması sırasında karşı taraf hazır bulunuyorsa, tedbirin uygulanmasından itibaren; hazır bulunmuyorsa tedbirin uygulanmasına ilişkin tutanağın tebliğinden itibaren bir hafta içinde, ihtiyati tedbirin şartlarına, mahkemenin yetkisine ve teminata ilişkin olarak, kararı veren mahkemeye itiraz edebilir." hükmü yer almaktadır. HMK'nın 394. maddesinde, ihtiyati tedbire itiraz nedenlerinin sınırlı olarak sayıldığı, ihtiyati tedbirin şartlarına, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı itiraz edilmesi mümkündür....
TALEP : Bir kısım davalılar vekilleri tarafından verilen dilekçe ile; mahkemece verilen ihtiyati tedbirin kaldırılması talebinde bulunulmuş ve mahkememizin 07/04/2022 tarihli duruşma 3 nolu ara kararı ile davalı vekilinin ihtiyati tedbirin kaldırılmasına yönelik talebinin celse arasında değerlendirilmesine karar verilmiştir. Bir kısım davalılar vekili Av....
Asliye Hukuk Mahkemesi 31/05/2021 tarih 2019/272 Esas sayılı ara kararıyla, Davalı vekilinin dava konusu taşınmazlar üzerindeki ihtiyati tedbirin kaldırılması talebinin; uyuşmazlık konusunun dava konusu taşınmazlar olup bu aşamada ihtiyati tedbirin kaldırılması halinde bu aşamada yargılamanın sürüncemede kalabileceği kanaatiyle reddine, Davalı vekilinin ihtiyati tedbir kararı için teminat yatırılması talebinin; davacının dava sonuçlandığında haksız çıkması halinde davalının uğrayacağı muhtemel zararlara karşılık dava değerinin %15’i olan 150.000,00TL teminat yatırılması halinde 22/10/2019 ve 09/06/2020 tarihli ihtiyati tedbir kararlarının devamına, Davacı tarafa 150.000,00TL teminat bedelini yatırmak üzere 4 hafta kesin süre verilmesine aksi takdirde dava konusu taşınmazlar üzerine konulan ihtiyati tedbir kararlarının kaldırılacağının ihtarına( ihtarat yapıldı), karar verilmiştir....
HMK'nun 390/3.maddesine göre ise, tedbir talep eden taraf dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebi ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorunda olduğu, bu açıklamalar ışığına eldeki talebe gelince, ihbar olunan vekilinin mahkememizce konulan tedbirin kaldırılması talebinde bulunduğu, davacı vekili tarafından takipten önce açılan menfi tespit davasında bir takım bonoların alacaklıya ödeme tarihleri de belirtilmek suretiyle ödendiği, buna rağmen bononun kendilerine verilmediği yönünde talepte bulunduğu, dava dilekçesi ekinde ödeme dekontlarının sunulduğu, davacının yaklaşık ispat çerçevesinde borcun itfa edildiğini ispat ettiği gerekçesi ile mahkememizce bonolar hakkında ihtiyati tedbir kararı verildiği, tedbir kararından sonra değişen her hangi bir durumun bulunmadığı anlaşılmakla tedbirin kaldırılması talebinin reddine karar verildiği anlaşılmıştır....
Somut olayda, davacı vekili ödeme emrinin iptali istemine dair eldeki davada, ödeme emrinin tahsil işleminin durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. Davacının iddialarının değerlendirilebilmesi için mahkemece delillerin toplanması, belgelerin getirtilmesi ve yargılama yapılmasının gerekli olduğu, ihtiyati tedbirin davacının sonuç talebinin gerçekleşmesi sonucunu doğuracak bir biçimde verilmesinin mümkün olmadığı, 6100 sayılı HMK'nın 389'uncu maddesine göre tedbir koşullarının somut olayda bulunmadığı, ihtiyati tedbir isteminin reddine dair mahkeme karar ve gerekçesinin usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, davacı vekilinin istinaf isteminin 6100 sayılı HMK'nın 353/1- b.1 maddesi uyarınca esastan reddine, 6100 sayılı HMK'nın 362/1- f bendi gereğince temyiz yolu kapalı olmak üzere karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi İhtiyati tedbir kararının kaldırılmasını isteyen davalı ... tarafından, aleyhine ihtiyati tedbirin kaldırılması istenen ... aleyhine 29.11.2012 gününde verilen dilekçe ile ihtiyati tedbir kararının kaldırılması istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; ihtiyati tedbirin kaldırılmasına dair verilen 25.03.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, davalı yükleniciden temlik alınan kişisel hakka dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Mahkemece, davacının istemi üzerine, 13.11.2012 tarihinde ihtiyati tedbir kararı verilmiştir. Davalının, ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına ilişkin 19.02.2013 tarihli istemi 25.03.2013 tarihinde reddedilmiştir....
HMK'nın 389. maddesinde ihtiyati tedbirin şartları düzenlenmiş olup, söz konusu madde de; meydana gelebilecek bir değişme nedeni ile hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı yada tamamen imkansız hale geleceği veya gecikmesinde sakınca bulunması yahut ciddi bir zararın ortaya çıkacağı endişesi bulunan haller, genel bir ihtiyati tedbir sebebi ve şartı olarak kabul edilmiştir. İhtiyati tedbirde asıl olan ihtiyati tedbire esas olan bir hakkın bulunması ve bir ihtiyati tedbir sebebinin ortaya çıkmasıdır. Bunlar ihtiyati tedbirin temel şartlarını oluştururlar.Madde de bu iki hususa yer verilmiş ihtiyati tedbire ilişkin hak ve özellikle ihtiyati tedbir sebebi genel olarak belirtilmiştir. Tedbir talebinin kabulü ve ya reddi bir kısım genel ilkeler konularak hakime bırakılmış, ancak ihtiyati tedbirin uyuşmazlık konusu hakkında verileceği düzenlenmiştir ....
İLK DERECE MAHKEMESİ ARA KARARININ ÖZETİ İlk derece mahkemesi tarafından verilen 07.08.2020 tarihli ara kararla; davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin % 15 teminat karşılığında kabulüne, dava konusu yerin veya dava konusu yerdeki davalı adına kayıtlı hisselerin 3. kişilere devir ve temlikinin tedbiren durdurulmasına karar verilmiş, davalı vekili 19.08.2020 havale tarihli davaya cevap dilekçesiyle; ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Mahkemece verilen 30.09.2020 tarihli ara kararla; açılan davanın tapu iptali ve tescil davası olup, aynına ilişkin olması, tedbirin teminatla verilmesi, itiraz sebeplerinin yerinde olmaması sebebiyle davalı vekilinin ihtiyati tedbirin kaldırılması talebinin reddine karar verilmiştir....
Açıklanan yasal düzenlemeler, ihtiyati tedbir kararı verilmiş olmasına rağmen durum ve koşulların değişmesi nedeniyle ihtiyati tedbirin kaldırılması ve değiştirilmesi hallerine özgüdür. HMK'nın 396. maddesinin 2. fıkrası, HMK'nın 394. maddesinin 3. ve 4. fıkrasına atıf yapmakta olup, atıf yapılan fıkralara göre, HMK'nın 396. madde gereğince verilen kararlara karşı itiraz yoluna başvurulabilecektir. HMK'nın 396/2 fıkrası ile kanun yolunu düzenleyen 394. maddenin 5. fıkrasına atıf yapılmadığından, durum ve koşulların değişmesi halinde verilen ihtiyati tedbirin değiştirilmesine veya kaldırılmasına ilişkin kararlara karşı itiraz yolu açık olup, istinaf kanun yoluna başvurulamayacağı anlaşılmaktadır. Nitekim Yargıtay 22....