karşı şikayet yoluna başvurduğu görülmüş olup, davacı aleyhine kambiyo senedine özgü takip başlatılmış olup, ödeme emrinin 14/04/2021tarihinde davacı tarafa tebliğ edildiği, 10 günlük ödeme süresinin geçmesi ile birlikte takibin kesinleştiği, kambiyo senedine özgü takipte borca yönelik itiraz veya şikayetin takibi durdurmayacağı, İİK 264/son maddesinin kambiyo senedine özgü takiplerde uygulanmasının mümkün olmadığı, bu düzenlemenin ilamsız takipler ile ilgili olduğu, ödeme emri tebliğinden itibaren 10 günlük ödeme süresinin geçmesi ile birlikte ihtiyati haczin kesin hacze dönüşeceği, her ne kadar İstanbul 11....
Maddesi uyarınca, 3 aylık geçici mühlet sırasında, Rehnin Paraya Çevrilmesi yoluyla yapılan ve yapılacak takipler yönünden MUHAFAZA TEDBİRİ ALINMAMASINA ve REHİNLİ MALIN SATIŞININ YAPILMAMASINA …” denilerek 3 ay süre ile geçici mühlet kararı verildiği, konkordato kararının 19/01/2021 tarihinde verildiği, dolayısıyla konkordato kararından önce başlatılan icra takibinin ve ödeme emrinin geçerli olduğu anlaşıldığından; Şikayetin KISMEN KABULÜNE; İstanbul 14. İcra müdürlüğünün2021/6 esas sayılı dosyasında 19/01/2021 tarihinden sonra yapılan icra takip işlemlerinin İPTALİNE, ödeme emrinin iptali talebinin REDDİNE " karar verildiği görülmüştür. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle;verilen kararın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, müvekkil aleyhine gönderilen ödeme emrinin kanuna açıkça aykırı olduğunu söyleyerek, kararın kısmen kaldırılarak şikayetin kabulü ile ödeme emrinin iptaline karar verilmesini istemiştir....
YARGILAMA SÜRECİ : Dava konusu istem: Davacı tarafından, IPARD Programı Fonlarının Tahsisine Dair Sözleşmenin feshedilmesi nedeniyle sözleşme kapsamında verilen hibe desteğinin gecikme zammı ile birlikte tahsili amacıyla düzenlenen … tarih ve … sayılı, 770.988,27 TL tutarlı ödeme emrinin iptali ile davacının hesabına konulan haczin kaldırılması istenilmektedir....
Vergi Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; dava konusu haczin dayanağı … sayılı ödeme emrinin … Vergi Mahkemesinin verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı karar iptaline karar verildiğinden bu ödeme emri ile haczin dayanağı diğer 2011/151, 152, 100, 61, 81, 2012/300, 39, 4, 9 , 70, 2013/266, 2014/271 ve 2018/324 sayılı ödeme emirlerinin de takipten kaldırıldığı görüldüğünden haczin bunlara isabet eden kısmında hukuka uyarlık bulunmadığı, dava konusu haciz işleminin 2018/302 sayılı ödeme emrine isabet eden kısmının e- tebliğ yoluyla şirkete tebliğ edildiği, bahse konu ödeme emri içeriği 1, 2 ve 3. sırasında yer alan 2012/1 dönemine ilişkin vergi ziyaı cezalı katma değer vergisine ilişkin ihbarnamenin usulüne uygun tebliğ edilmediği, usulsüz tebliğ zamanaşımını kesmeyeceğinden dava konusu haciz işleminin zamanaşımına uğramış olan söz konusu amme alacaklarına isabet eden kısmı ile ödeme emrinin 4, 5, 6, 10,11,12, 16,17,18,19, 20, 21, 25, 26, 27. sırasında yer alan alacakların...
Hukuk Dairesi TÜRK MİLLETİ ADINA K A R A R Dava yaşlılık aylığına uygulanan hacze ilişkin kurum işleminin iptali ile yapılan kesintilerin, yasal faiziyle iadesi istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince, davacının evinde 17.11.2009 tarihinde yapılan menkul haczinin zamanaşımı süresi dolduktan sonra gerçekleştirildiğinden ve ödeme emrinin kesinleştiği tarih ile haciz tarihi arasında herhangi bir zamanaşımı kesilmesinin mevcut olmadığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir....
İcra Müdürlüğü'nün 2011/192 sayılı takip dosyasından 26.9.2011 tarihinde haczedilen menkullerin müvekkiline ait olduğunu, haczin müvekkilinin işyerinde yapıldığını, haciz adresinde müvekkiline tebliğ edildiği belirtilen ödeme emri tebligatının müvekkilince tebliğ alınmadığını tebligatta bulunan imzanın müvekkiline ait olmadığını ileri sürerek haczin kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı alacaklı duruşmada, davacının borçluya ait fabrikada işçi olarak çalıştığını, istihkak iddiasının muvazaaya dayandığını savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece haczin takibin dayanağı senette yazılı olan ödeme emrinin tebliğ edildiği adreste yapıldığı, ödeme emrinin borçlu adına davacı 3.kişi tarafından alındığı, tebligattaki imzanın davacıya ait olduğunun Adli Tıp Kurumu raporu ile sabit olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı 3.kişi vekilince temyiz edilmiştir....
. - K A R A R - Dava sıra cetvelinin iptali istemine ilişkindir. Davacı vekili davalı borçluya ait taşınmazın satışından sonra düzenlenen sıra cetvelinde üst sıraya alınan davalının takip dosyasından ödeme emrinin sıra cetvelinde gösterildiği şekilde 17.01.2003 günü değil, 22.01.2003 günü tebliğ edildiğini, bu itibarla ihtiyati haczin kendi kesin hacizlerinden sonra kesinleştiğini ileri sürerek sıra cetvelinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. İcra Mahkemesi'nce davalı yanın takip dosyasından gönderilen ödeme emrinin davalı borçluya 17.01.2003 günü tebliğ edildiği ve sıra cetvelinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Davalı (karşı davacı alacaklı) vekili, haczin ödeme emrinin tebliğ edildiği yerde yapıldığını, üçüncü kişinin mahcuzların müşterilerine ait olduğunu iddia ettiğini, mülkiyet, rehin, vb. bir ayni hakka dayanmadığını, öte yandan iş yerinin borcun doğumundan sonra alacaklıdan mal kaçırmak için muvazaalı olarak devredildiğini, borçlunun davacı üzerinden ticari faaliyetini sürdürdüğünü belirterek istihkak davasının reddini savunmuş, karşı dava olarak açtıkları tasarrufun iptali davasının kabulüne, iş yeri devri ile ilgili ... tasarrufun iptaline karar verilmesi gerektiğini talep ve dava etmiştir. Davalı (borçlu), istihkak davasını kabul ettiğini, haciz adresindeki iş yerini üçüncü kişiye devrettiğini, ancak tasarrufun iptali davasını kabul etmediğini savunmuştur....
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Haczin dayanağı ödeme emrinin asıl borçlu şirkete tebliğ edilememesi üzerine, şirketi temsile yetkili davacıya tebliğ edildiği, hakkında yapılan malvarlığı araştırmaları neticesinde borcun şirketten tahsil edilemeyeceği anlaşıldığından kanuni temsilci sıfatıyla davacının sorumluluğuna gidilmek suretiyle tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülmektedir. KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : 21/09/2006 tarihinden, istifa ettikleri 10/01/2007 tarihine kadar yönetim kurulu üyesi oldukları, ödeme emrine konu borçların ise 2006 yılı Mart ilâ Ağustos aylarına ilişkin olduğu, kaldı ki uyuşmazlık konusu haczin dayanağı ödeme emrine karşı açılan davanın ehliyet yönünden reddedildiği, dolayısıyla şirket hakkındaki takibin henüz kesinleşmediği ortada iken tesis edilen haciz işleminde hukuka uyarlık bulunmadığı savunulmaktadır. DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ...'...
Bir başka ifade ile davacı hakkında kesinleşmiş bir icra takibi bulunmalıdır.Somut olayda; davacıya 2008/11999 numaralı 2007/5-2008/1 dönemine ilişkin ödeme emri tebliğ edilmiş olmakla, 24.11.2008 tarih ve 57108 belge sayılı gayrimenkul haciz bildirisi ile 2008/4-8 dönemi borçlarına ilişkin 2008/14867 ve 2008/14868 sayılı ödeme emirleri nedeniyle haciz konulduğu, dosyadaki belgelere göre davacıya tebliğ edilen ödeme emri ile hacze konu ödeme emrinin farklı olduğu anlaşılmaktadır. Yapılacak iş; davalı kurumdan haciz bildirisindeki 2008/14867 ve 2008/14868 sayılı ödeme emirlerinin tebliğine ilişkin belgeleri talep etmek, haczin hangi ödeme emirleri için konulduğunu sormak gayrimenkul haczinin sıhhatini araştırarak sonucuna göre karar vermekten ibarettir....