Vergi Mahkemesinin ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararıyla;...sayılı ödeme emri yönünden; Dava konusu ... sayılı ödeme emri muhteviyatı amme alacağı için asıl borçlu şirket adına düzenlenen ödeme emirlerinden, ...tarih ve ...sayılı ödeme emrinin 16.04.2015 tarihinde dairede bizzat davacıya tebliğ edildiği görüldüğünden bu kısım yönünden davanın reddine, aynı tarih ve ...sayılı ödeme emrinin ise, 04.01.2016 ve 30.03.2017 tarihlerinde şirkete tebliğ edilmeye çalışıldığı, ancak muhatabın adreste bulunamadığı hususunun yalnızca dağıtıcı imzası ile kayıt altına alınarak iade edilmesi üzerine ilanen tebliğ edildiği, sözkonusu ödeme emrinin 213 sayılı Kanun'un 102. maddesinde sayılan kişiler ile birlikte kayıt altına alınmadığının anlaşılmış olması karşısında, ilanen tebliğ koşullarının somut olayda oluştuğundan bahsedilemeyeceğinden; ...sayılı ödeme emri muhteviyatı alacaklara ilişkin kısmında hukuka uyarlık görülmediğinden ödeme emrinin bu kısım yönünden kabulüne, ...sayılı ödeme emri yönünden...
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İstinaf konusu, örnek 7 ilamsız takipte takip borçlusu tarafından açılan tebligat usulsüzlüğü ve ödeme emri tebliğ işleminin iptali şikayetine ilişkindir. Dava ve takip dosyası içeriğine, dosyadaki yazılara göre; Her ne kadar davacı vekili tarafından istinaf başvuru dilekçesinde mahkemece reddedilen hususlarla ilgili dava dilekçesinde bir talepleri olmamasına rağmen kısmen red kararı ile aleyhe yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğu iddia edilerek istinaf yasa yoluna başvurulmuş ise de, dava dilekçesinde "H. SEBEPLER" kısmından önceki 2. parağrafta "Ayrıca dava konusu ilamsız takip dosyası açılırken takip dayanağı ve borç ilişkisinin temelini oluşturan sözleşme ve belgelerin bir suretinin takip dosyasına konulması ve ödeme emri ile birlikte borçluya tebliğ edilmesi gerekir....
Mahkemece her ne kadar ödeme emri içeriği vergi borçlarına ilişkin tarhiyatlara karşı açılan davalarda verilen karar sonuçları kıstas alınmış ise de; 30/06/2019 tarihinde tebliğ edilen ihbarnameler için öncelikle 29/07/2019 tarihinde 7143 sayılı Kanun'dan yararlanmak üzere başvuru yapıldığı, ilk taksitin ödenmemesi üzerine davacı şirketin yapılandırmadan yararlandırılmadığı, akabinde tarhiyatlara karşı süresinde dava açıldığı, dava konusu ödeme emrinin düzenlendiği 25/10/2019 tarihinde içeriği tarhiyatlara karşı davaların derdest olduğu anlaşıldığından; ödeme emri düzenlendiği tarihte amme alacağının usulüne uygun şekilde tarh, tebliğ ve tahakkuk aşamaları tamamlanarak kesinleştiğinden söz edilemez....
bir alacak için düzenlenip düzenlenmediği hususunun irdelenmesi gerektiği, asıl borçlu şirket adına düzenlenen ödeme emirlerinden … sayılı ödeme emrinin dayanağı vergi borçlarına ilişkin ... sayılı ihbarnamelerin Tebligat Kanunu uyarınca muhtara bırakıldığı, ... sayılı ödeme emrinin ilişkin olduğu ... sayılı ihbarnamelerin ilanen tebliğ edildiği, ancak tebliğ alındılarının yalnızca dağıtıcı tarafından imzalandığı, … sayılı ödeme emrinin dayanağı ...sayılı ihbarnamenin ilanen tebliğ edildiği ancak tebliğ evrakının bilinen adreste muhatabına ne sebeple tebliğ edilemediğine ilişkin keyfiyetin yalnızca tebliğ memuru tarafından imzalandığı, yine … sayılı ödeme emrinin dayanağı ... sayılı ihbarnamelerinin tebliğine ilişkin tebliğ alındılarının ve ihbarname örneklerinin dava dosyasına sunulmaması sebebiyle idarece ihbarnamelerin usulüne uygun tebliğ edildiği hususunun ispatlanamadığı, … sayılı ödeme emri içeriği vergi borçlarının asıl borçlu şirket adına düzenlenen ... sayılı ihbarnamelere ilişkin...
nin davalı Kuruma olan borçları nedeniyle taraflarına tebliğ edilen ödeme emri niteliğinde olmayan borç yazısının iptalini talep etmiş, mahkemece davacıların şirket borcundan dolayı kişisel olarak sorumlu olacakları kabul edilse bile tüzel kişi ve gerçek kişinin farklı kişiliklerinin bulunması nedeniyle herbiri aleyhine usulüne uygun takip, ödeme emri, ödeme emrinin kesinleşmesi aşamaları gerçekleştirilmesi gerekirken, ödeme emirlerinde şirket adına tebligat parçalarında gerçek kişilerin isimlerinin bulunması usule aykırı olduğundan davanın kabulüne karar verilmiş ise de verilen kararın eksik araştırma ve yanılgılı değerlendirmeye dayalı olduğu anlaşılmaktadır. 6183 sayılı Kanunun “Ödeme emri” başlıklı 55. maddesinin ilk fıkrasında; kamu alacağını vadesinde ödemeyenlere, yedi gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları gereğinin bir ödeme emri ile tebliğ olunacağı; “Ödeme emrine itiraz” başlığını taşıyan 58. maddesinin birinci fıkrasında; kendisine ödeme emri tebliğ...
Borçluya daha önce gönderilen ödeme emrinin bila tebliğ iade edilmesi üzerine, T.K 21/2. maddesi uyarınca tebligat çıkarılmaya çalışılmış ise de, bu husus ikinci çıkarılan tebligat zarfı üzerine şerh edilmediğinden 21/2. madde uyarınca yapılan tebligat geçersizdir. Alacaklı tarafından Bakırköy 5. İcra Müdürlüğüne açılan 11/03/2014 tarihli talepte borçlu adına gönderilen tebligatın bila tebliğ iade edildiğinden, yeni adresinin tespitinin istendiği, ödeme emrinin tebliğinin 21. madde uyarınca yapılmasının talep edildiği dikkate alındığında da yapılan teligat geçersizdir. O halde mahkemece, ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğüne ilişkin şikayetin kabulü ile Tebligat Kanununun 32. maddesine göre borçlunun öğrenme tarihinin tebliğ tarihi olarak saptanıp, borçlunun diğer itiraz ve şikayetleri yönünden bir karar vermek gerekirken, ödeme emri tebliğinin usulüne uygun yapıldığı gerekçesiyle istemin reddi isabetsizdir....
HUKUKİ DEĞERLENDİRME: Yukarında belirtilen hükümlere göre bir amme alacağının tahsili amacıyla ödeme emri düzenlenebilmesi için ortada kesinleşmiş ve vadesinde ödenmemiş bir alacağın bulunması ve kendisine ödeme emri tebliğ olunan kişinin ödeme emrinin iptali için açtığı davada ileri sürebileceği hukuka aykırılık iddialarının; böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zaman aşımına uğradığı şeklinde olması gerekmektedir....
İcra Hukuk Mahkemesinin 2021/64 Esas, 2021/349 Karar sayılı dosyasında verilen davanın reddi kararına karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilen ve heyetçe incelenen dosyada; İSTEM : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı tarafından Aydın İcra T5nün 2018/27595 Esas sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını ve takibe konu ödeme emrinin müvekkiline gönderildiğini, ancak ilk gönderilen ödeme emri ile buna dayanak olarak TK 35.maddeye gönderilen ikinci ödeme emrinin usule aykırı olduğu bu nedenle yapılan tebliğ işleminin usulsüz olduğunu, müvekkilinin usule aykırı ödeme emri tebligatından 17/01/2020 tarihinde haberdar olduğunu, gönderilen ödeme emrine dayanak belge suretinin eklenmemesi nedeniyle ödeme emrinin iptali gerektiğini, tebligatın usulsüz olması nedeniyle icra ödeme emrinin tebliğ tarihinin 17/01/2020 tarihi olarak düzeltilmesine karar verilmesini istemiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davalı alacaklı tarafça davacı borçlu hakkında ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği, ödeme emri tebliğ mazbatasında "Örnek:7 ödeme emri vardır" ibaresinin yazdığı, davacı borçlu tarafça yetkiye ve borca itiraz edildiği, ayrıca mahkememizde 26/12/2020 tarihinde iş bu davanın açıldığı, davalı alacaklı tarafça 30/12/2020 tarihinde yetki itirazının kabul edildiği, bu şekilde yetkisiz icra dairesince tebliğ edilen ödeme emrinin iptali sonucunun doğduğu, iş bu davanın konusuz kaldığı, ancak yetki itirazı kabulünün dava tarihinden sonra olması nedeniyle davacı borçlu lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle konusuz kalan davada karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir....
Dairemizce yapılan değerlendirmede; İİK'nun 61/1. maddesi gereğince "takip belgeye dayanıyorsa belgenin tasdikli bir örneği ödeme emrine bağlanır" düzenlemesi karşısında ödeme emri ile birlikte takibe dayanak belgenin icra müdürlüğünce onaylı suretinin tebliği gerekip icra müdürlüğünün yazısına göre de davacıya gönderilen ödeme emri ile birlikte dayanak belgenin onaylı suretinin gönderilmediği, bu hususun davalı vekilinin de kabulünde olduğu görülmekle mahkemece icra dosyasından gönderilen ödeme emri tebliğ işleminin iptaline ilişkin karar yerinde olduğu, dosya kapsamı ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vaka ve hukuki değerlendirilmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık olmadığı ve hükümde kamu düzenine aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nun 353/1- b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....