(DAVACI) … Turizm Seyahat ve Petrol Ürünleri Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. VEKİLİ : Av. … İSTEMİN_KONUSU : ... İdare Mahkemesi'nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir. YARGILAMA SÜRECİ : Dava konusu istem: Davacı tarafından Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu'nun (Kurul) … tarih ve … sayılı kararı ile verilen idarî para cezasının tahsili amacıyla düzenlenen … tarih ve … sayılı, 295.866,00-TL tutarlı ödeme emrinin iptali istenilmiştir....
İcra Müdürlüğü tarafından gönderilen ödeme emri tebliğ belgesine takibin dayanağı olan belgelerin eklenmediği iddiasına yönelik yapılan değerlendirmede;Genel haciz yoluyla takipte borçlu, takibe dayanak belgelerin takip talebine eklenmediği gerekçesiyle ödeme emrinin iptalini talep etmiş, mahkemece borçlu asile çıkartılan tebligat parçasının üzerinde "Bu zarfta örnek 13 ödeme emri ve ekleri vardır" ibaresinin yazılı olduğu, bu durumunda İcra Müdürlüğü tarafından yapılan tebligat işleminde tebligat zarfının içerisine ödeme emrinin ve takibin dayanağı olan belgelerin konularak postaya verildiğini gösterdiği ve şikayet edenin iddiasının gerçeği yansıtmadığı gerekçesiyle istemin karar verilmiştir. İİK'nun 16/1. maddesine göre; “Kanunun hallini mahkemeye bıraktığı hususlar müstesna olmak üzere icra ve iflas dairelerinin yaptığı muameleler hakkında kanuna muhalif olmasından veya hadiseye uygun bulunmamasından dolayı icra mahkemesine şikayet olunabilir....
Yine genel haciz yoluyla ilamsız takipte ödeme emrinin tebliği üzerine her türlü itiraz İİK'nın 62 ve devamı maddeleri uyarınca icra dairesine yapılması gerekmekte olup, borçlunun icra mahkemesinde ileri sürdüğü yetkiye, borca, faiz ve fer'ilere itirazı sonuç doğurmayacağından, davacının buna ilişkin itirazları hakkında ilk derece Mahkemesince verilen kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Ancak, davacı ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği iddiasının yanısıra takip dayanağı belgelerin ödeme emri ekinde kendisine tebliğ edilmediğini ileri sürerek tebliğ işleminin iptalini istemiş, Mahkemece ödeme emri tebliğ mazbatasındaki şerhten takip dayanağı belgelerin gönderildiği gerekçesiyle bu istemin esası incelenerek reddedilmiştir....
Borçlu yedi gün içinde ödeme emrine itiraz etmez ise, ödeme emri ve icra takibi kesinleşir. Ödeme emri tebliği usulsüz ise, ödeme emrinin tebliğ edildiği tarih, borçlunun usulsüz tebliği öğrendiğini bildirdiği tarihtir ve yedi günlük normal itiraz süresi bu tarihten itibaren başlar. Somut olayda; ödeme emri 30.11.2010 tarihinde davalının işçisine tebliğ edilmiş, davalı 08.12.2010 günü, ödeme emrinin tebliğini izleyen 8. gün itirazını yapmıştır. Davalı itirazını yedi günlük itiraz süresi içinde yapmamıştır. Ancak davalıya yapılan ödeme emri tebliği usulsüzdür. Zira; 7201 Sayılı Tebligat Kanununun 17. maddesi ile Tebligat Tüzüğünün 23. maddesine göre belli bir yerde devamlı olarak meslek veya sanatını icra edenler o yerde bulunmadıkları takdirde tebliğ aynı yerdeki daimi memur veya müstahdemlerinden birine yapılır. Bu şekilde yapılan tebligatın geçerli olabilmesi için muhatabın o yerde bulunmadığının tebliğ evrakına yazılması gerekir....
Eldeki davada, bozmaya uyularak bir karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli ve elverişli değildir. 6183 sayılı Kanunun “Ödeme emri” başlıklı 55. maddesinin ilk fıkrasında; kamu alacağını vadesinde ödemeyenlere, yedi gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları gereğinin bir ödeme emri ile tebliğ olunacağı; “Ödeme emrine itiraz” başlığını taşıyan 58. maddesinin birinci fıkrasında; kendisine ödeme emri tebliğ olunan kişinin, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde itirazda bulunabileceği belirtilmiştir. Görüldüğü gibi; “menfi tespit” niteliğindeki ödeme emrine itiraz/ödeme emrinin iptali davasının yedi günlük hak düşürücü süre içerisinde açılması zorunlu olduğu gibi, kendisine ödeme emri gönderilen borçlunun itirazları da üç nedenle sınırlandırılmıştır....
hükmün bu bozulmasını onandığını, borçlunun karar düzeltme isteminin kabulü gerektiğini, ödeme emrinin veya icra emrinin tebliğinden önce yapılan ödemelerden tahsil harcının alınmadığını, ödeme emrinin tebliğ edilmeden, tahsil harcının alınamayacağını şikayetçi-borçlu yönünden tahsil harcının alınması mümkün olmadığını, takip dosyasındaki diğer borçlulara ödeme emrinin tebliğ edildiğini, borçluya ödeme emrinin tebliğ edilmediğinden icra müdürlüğünün tahsil harcı alınmasına yönelik işleminin yasal dayanağının bulunmadığını bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin kararını kaldırarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini talep etmiştir....
Somut olayda, borçlu adına çıkarılan ödeme emri tebliğ evrakında, ''bu zarfta ödeme icra emri vardır'' şerhinin bulunduğu ve takip dayanağı bono suretinin ödeme emri ekinde gönderildiğine ilişkin bir açıklamanın tebligat mazbatası üzerinde yer almadığı görülmektedir. Esasen bu husus, mahkemenin de kabulündedir. Bu durumda, mahkemece, yalnız ödeme emri tebliğ işleminin iptaline karar verilmesi ile yetilmesi gerekirken, takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. Öte yandan, İİK.nun 168/1. maddesine dayalı icra takibinin dayanağı olan belgenin ödeme emri ekinde borçluya gönderilmediğine ilişkin iddia, aynı Kanun'un 16.maddesi kapsamında şikayet niteliğinde olup, İİK.'nun 16. maddesinde; şikayetin kabulü veya reddi durumunda tazminata hükmedileceğine ilişkin bir düzenleme mevcut bulunmadığı halde, istemi kabul edilen borçlu lehine tazminata hükmolunması da doğru değildir....
İcra Müdürlüğü'nün 2013/14721 esasına kaydedildiğini, yenileme emrinin borçluya tebliğinin zorunlu olduğunu, aksi takdirde dosya kapsamında haciz talebinde bulunulamayacağını, ancak yenileme emrinin müvekkiline tebliğ edilmediğini öne sürerek takip işlemleri ve ödeme emrinin iptali ile hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi dosya üzerinde yaptığı inceleme sonucunda; adi kiraya ve hasılat kiralarına ait takipte ödeme emri düzenlendiği, davacı tarafa örnek 13 ödeme emri tebliğ edilmiş olduğu, işbu ödeme emrine ilişkin itirazın 7 gün içerisinde icra müdürlüğüne yapılması gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde saydığı nedenlerle kararın kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir....
İİK'nun 61/1. maddesinin 2. cümlesi gereğince de takip bir belgeye dayanıyor ise onaylı bir örneğinin ödeme emri ile birlikte borçluya gönderilmesi gerekmektedir. Takip dosyası içinde bulunan tebliğ mazbatasından sadece ödeme emrinin gönderildiği, dayanak belge niteliğindeki dayanak belgelerin ödeme emrine eklenmediği anlaşılmaktadır. Bu durumda İİK'nun 58/3 ve 61/1. maddeleri gereğince takibe dayanak yapılan belge sureti ödeme emrine eklenmediğinden şikayetin bu yönden kabulü gerekir ise de bu husus takibin ve ödeme emrinin iptalini gerektirmez yalnızca ödeme emrinin tebliği işleminin iptalini gerektirir, icra takibinin iptalini gerektirmez....
Somut olayda; davacı borçluya gönderilen ödeme emri tebligatının 25.08.2020 tarihinde icra müdürlüğünce oluşturulduğu ve 27.08.2020 tarihinde borçluya tebliğ edildiği, alacaklının talebi bulunmadan 26.08.2020 tarihinde düzenlenen ödeme emrinin borçluya 31.08.2020 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun 07.09.2020 tarihinde borca itiraz ettiği, alacaklının talebi bulunmadan gönderilen ödeme emrinin borçluya yeni itiraz hakkı vermeyeceği, borçlunun ilk ödeme emri tebligatına göre süresinden sonra itirazda bulunduğu, davalı ilk tebliğ edilen ödeme emri mazbatasının usulsüz düzenlendiğine ve usulsüz tebliğ edildiğine ilişkin süresinde şikayette bulunmadığı, dosya kapsamı ve delil durumu değerlendirildiğinde, istinaf sebep ve gerekçelerinin yerinde olmadığı anlaşılmakla, istinaf başvurusunun HMK.353/1- b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....