İcra Mahkemesi'ne 2016/473 esas sayılı dosyasıyla dava açtıkları, mahkemece davanın kabulü ile ödeme emrinin iptaline karar verilmesi üzerine davalı alacaklı tarafça yeniden ödeme emri gönderildiği ve davacı borçlu tarafından yeni gönderilen ödeme emrine karşı işbu yetki ve borca itiraza ilişkin dava açıldığı görülmüştür. Hukuk Genel Kurulu’nca benimsenen yerleşik uygulamalara göre alacaklının talebiyle icra müdürlüğünce borçluya ikinci kez ödeme emri tebliği, ona yeni bir itiraz hakkı tanır. (HGK.nun 13.12.2006 tarih ve 2006/12- 786/783 sayılı kararı) Bu nedenle, borçlu tarafa alacaklı vekilinin talebi ile çıkarılan ikinci ödeme emri tebliği yeni itiraz hakkı vereceğinden, mahkemece ikinci ödeme emri tebliğ tarihine göre süresinde olan itirazın esası incelenerek karar verilmesi isabetlidir. Davalının derdestlik itirazı yerinde değildir. Davacı faiz oranınada itiraz etmiştir....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 22/06/2022 NUMARASI : 2022/138 ESAS- 2022/772 KARAR DAVA KONUSU : YETKİYE VE BORCA İTİRAZ-ŞİKAYET KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul 28. İcra Müdürlüğünün 2021/33969 Esas sayılı dosyası ile başlatılan takipte yetkili icra müdürlüklerinin müvekkilinin ikametgahı olan Küçükçekmece İcra Müdürlükleri olduğunu, takip konusu senedin ödeme emri ekinde tebliğ edilmediğini, tebligat zarfı üzerindeki ibarenin gerçeği yansıtmadığını, ödeme emrinde icra dairesi Iban bilgilerinin bulunmadığını, müvekkilinin davalıya borcu olmadığını bildirerek, yetki itirazının kabulüne, ödeme emrinin ve takibin iptaline karar verilmesini istemiştir....
Esas sayılı takip dosyasında cari hesap alacağından kaynaklanan 14.182,63-TL asıl alacak, 1.495,98-TL geçmiş gün faizi olmak üzere toplam 15.678,61-TL üzerinden takip yapıldığı, ödeme emrinin 22/10/2020 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun da süresi içerisinde 27/10/2020 tarihinde borca itiraz ettiği, borca itirazla birlikte takibin durduğu, davanın 12/08/2022 tarihinde açıldığı anlaşılmakla, İİK'nın 67. maddesi düzenlenen bir yıllık hakdüşürücü süre içinde açılmadığı görülmüştür. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE Dava, akaryakıt bayilik sözleşmesi kapsamında süren cari hesaptan kaynaklanan alacak için başlatılan takipte itirazın iptali istemine ilişkindir. Taraflar arasında imza edilen sözleşme kapsamındaki geçerlilik şartlarını haiz yetki şartı nedeniyle davalının yetki itirazına itibar edilmemiştir....
Ödeme emri tebliği üzerine borçlu sadece yetki itirazında bulunmuş ise,alacaklı İİK.nun 50/2.maddesi uyarınca, bu itirazın kaldırılmasını ancak, icra hukuk mahkemesinden isteyebilir. Borçlu yetki itirazı ile birlikte borcun esasına da itiraz etmişse, alacaklı aynı Kanun'un 67/1.maddesi uyarınca icra hukuk mahkemesine başvurabileceği gibi, dilerse genel mahkemeye itirazın iptali davası da açabilir. Borçlu yetki itirazı ile birlikte borcun esasına da itiraz etmişse, icra hukuk mahkemesi tarafından önce yetki itirazı incelenip karara bağlanacaktır. Borçlunun yetki itirazı ile birlikte borca itiraz etmesi ve alacaklının da genel mahkemede itirazın iptali davası açması halinde, genel mahkeme icra dairesinin yetkisine karşı yapılan itirazı icra hukuk mahkemesi yerine geçerek çözümlemelidir. Zira, genel mahkemenin de yetki itirazını incelemeye yetkili olduğunun kabulü gerekir....
Yetkisizlik kararı üzerine icra dosyasının alacaklı tarafından süresi içerisinde yetkili icra müdürlüğüne gönderilmesi talebi halinde yetkili icra müdürlüğünden davacı borçluya yeniden ödeme emri gönderileceğinden ve borca ilişkin itiraz süresi ödeme emrinin tebliğinden itibaren başlayacağından mahkemece yetki itirazının kabulüne karar verilmiş olması nedeniyle diğer itiraz nedenleri hakkında hüküm oluşturulmasının mümkün olmadığı, bu nedenle mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olması nedeni ile istinaf talebinin reddine karar vermek gerekmiş, talebi mahkemece tamamen kabul edilen davacı yanın lehine olan hükmü istinaf etmesi kötüniyetli olduğundan, HMK. 351. maddesi yollaması ile aynı kanunun 329/2. maddesi uygulanarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Takibe konu çek bedelinin alacaklıya takipten önceki ve sonraki dönemlerdeki muhtelif ödemelerle ödendiği iddiasıyla itfa sebebiyle takibin iptali ve tazminat talepli olarak huzurdaki dava ikame edilmiştir. itfa sebebiyle takibin iptalini talep edebilmek için borcun, takibin kesinleşmesinden sonra ödenmiş olması şarttır. itfa sebebiyle takibin iptali için, borcun takibin kesinleşmesinden sonra ödenmiş olması gerekir. kesinleşmeden yapılan ödeme için ödeme emrine itiraz edilmelidir. bu süre içinde ödeme emrine itiraz edilmemiş ise takibin iptali istenemez. borçlu icra dairesi dışında borcunu itfa ettiği halde alacaklı takibe devam ederse, takibin iptali ancak alacaklının verdiği, imzası noterlikçe onaylanmış belge veya imzası alacaklı tarafından ikrar edilmiş senet ile gerçekleşir....
Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; ödeme emrinin tebliğinden itibaren borçlu tarafından icra müdürlüğünün yetkisi ile borca, faiz ve fer'ilerine itirazda bulunulduğu, kira sözleşmesine ve kira bedeline itiraz edilmediğinden sözleşme ilişkisinin kabul edildiği, HMK'nın 25....
, faiz oranına ve tüm ferilerine itirazlarının kabulü ile icra emrinin ve takibin iptaline ve tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
Somut olayda, dava dilekçesinde belirtilen nedenlerle takibin ve ödeme emrinin iptali istenmiş ise de, mahkemece takip dayanağı belgenin ödeme emri ekinde tebliğ edilmemesi şikayetine ilişkin değerlendirme yapıldığı, diğer iddiaların borca itiraz olarak değerlendirildiği anlaşılmaktadır. Davacının faiz oranı ve muacceliyet kaydına ilişkin iddiaları borca itiraz olup, bu yönden mahkemenin değerlendirmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Diğer taraftan, dava dilekçesinde yer alan ödeme emrinde takip konusu taşınmaz ve kira sözleşmesinin belli olmadığı, ödeme emrindeki bazı kayıtların sonradan eklendiği ve paraflanmadığı iddiaları borca itiraz olmayıp, şikayete konu edilmelerine karşın, bu iddialara ilişkin bir değerlendirme yapılmadığı anlaşılmakla, karar bu nedenle usul ve yasaya aykırıdır....
, itiraz ve ödeme müddetinin gösterilmediğini, asıl alacağa istenen faizin nev'i ve devrelerinin gösterilmediğini, senetteki imzanın müvekkillerine ve şirket yetkililerine ait olmadığını ileri sürerek ödeme emrinin ve takibin iptali ile tazminata karar verilmesini talep etmiştir....