İcra Müdürlüğünün 2017/10648 Esas sayılı dosyasıyla genel haciz yoluyla takip başlatıldığı, ödeme emrinin davacı borçluya 03.05.2017 tarihinde bizzat tebliğ edildiği, diğer borçlular tarafından borca itiraz edildiği, davacının itiraz dilekçesi sunmadığı, alacaklının haciz talebinde bulunduğu, dosyanın takipsiz bırakıldığı ve 23.9.2020 tarihinde yenilendiği, dosyanın 2020/17124 esasına kaydedildiği, borçlunun 04.10.2021 tarihinde muhabere yoluyla tebliğin usulsüzlüğüne ve hacze itiraz dilekçesi sunduğu, talebin icra müdürlüğünce reddedildiği, 06.10.2021 tarihinde borca itiraz ettiği, icra müdürlüğünce itirazın reddedildiği görülmüştür....
Somut olayda, davacı borçlu tarafça, sair şikayet ve itirazların yanında, takibin ve ödeme emrinin iptali şeklinde şikayet ve itirazlarda bulunulmuş, mahkemece, belirtilen bu hususlardan, davacının ödeme emrinin iptali talebi konusunda olumlu ya da olumsuz herhangi bir değerlendirmede bulunulmamış ve hüküm kurulmamıştır. Her ne kadar, kararda ödeme emrinin iptali talebinin reddedildiği belirtilmiş ise de; mahkemece bu talep yönünden gerekçeli kararda herhangi bir değerlendirmede bulunulmamıştır. Yukarıda belirtilen usuli eksiklik kamu düzenine ilişkin esaslı hata niteliğinde olup, HMK 'nun 355....
İtirazın iptali davalarında, yetkili icra dairesinde usulüne uygun icra takibi yapılmış olması dava şartıdır. Borçlu tarafından sadece yetkiye itiraz edilmesi sonucunda yetki itirazının kaldırılması amacıyla alacaklı tarafın İcra Mahkemesinde yetki itirazının kaldırılması için dava açması gerektiği ya da dosyayı yetkili olan icra dairesine gönderilmesini İcra Müdürlüğünden talep edip takibe devam edebileceği düzenlenmiştir. Somut olayda olduğu gibi borçlu tarafından hem yetkiye hem borca itiraz edilmesi durumunda ise, İİK 66.maddesi gereği takibin duracağı ve alacaklının aynı kanunun 67.maddesi gereği genel hükümler çerçevesinde alacağının varlığını ispat etmek suretiyle itirazın iptali davasını ikame edebileceği düzenlenmiştir....
İtiraz süresi ödeme emrinin tebliği ile başlayıp borçlunun daha önce takibi öğrenmesi süreyi başlatmaz. Somut olayda borçluya gönderilen bir ödeme emrinin bulunmadığı, borçlunun 10.07.2019 tarihinde takibe itiraz ettiği, alacaklının (takipten feragat etmediği sürece) takibi sürdürme iradesinin varlığı dikkate alındığında borçlunun takibe itiraz hakkının bulunduğu, öte yandan İİK.'...
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili, iptaline karar verilen ödeme emri olmayıp ödeme emrinin tebliği işlemi olduğunu, ödeme emrinin iptal edilmediğini, ödeme emri tebliğ işleminin iptaline ve ödeme emri tebliğ tarihinin 11.08.2020 olarak düzeltilmesine karar verildiğini, kesinleşen karara istinaden takibin davalı borçlu yönünden durduğunu, bu durumda borçlu, 11.08.2020 itibariyle ödeme emrini tebliğ almış ve 14.08.2020 tarihli dilekçesi ile takibe ve borca itiraz ettiğini, tebliğ işleminin iptalinin itirazı geçersiz hale getirmediğini, itirazı da itirazın iptali davası açılabilmesi için gerekli olan dava şartının gerçekleştiğini, aksi yönde varılan kabulün usul ekonomisine de ters düşeceğini, borçluya yeniden ödeme emri gönderilecek olması mevcut itirazının geçersizliği anlamına gelmeyeceğini, borçluya yeniden ödeme emri gönderilmiş olması ve borçlunun gönderilen bu yeni ödeme emrine itiraz etmediği varsayımında, borçlunun 14.08.2020 tarihli itirazının geçersiz kabul edilmesi anlamına...
Esas sayılı icra dosyası dosyamız arasına alınıp incelendiğinde; davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine 07/05/2019 tarihinde cari hesap alacağından kaynaklı 33.188,13 TL'lik ilamsız takipte bulunulduğu, ödeme emrinin borçluya 01/07/2019 tarihinde tebliğ olduğu, davalı borçlu şirketin 03/07/2019 tarihinde borca itiraz etmesi üzerine takibin durduğu ve süresi içerisinde itirazın iptali davası açıldığı görülmüştür. Somut olayda, davacı alacaklı takip konusu asıl borcun ödendiğini ancak icra vekalet ücreti ve yargılama giderleri yönünden ödeme yapılmadığını, bu giderler yönünden taleplerinin devam ettiğini, bu kapsamda icra takibinin bu miktarlar üzerinden devamına karar verilmesini talep ve dava etmiş, davalı borçlu ise takipten sonra ödeme emrinin tebliğinden önce ödeme yapıldığını, ödeme emrinin tebliğ edildiği tarihte herhangi bir borcunun bulunmadığını beyan ederek, borca ve ferilerine itiraz ederek davanın reddini savunmuştur....
Borçlular ise mirası reddettiklerinden murisin borcundan sorumlu olmadıklarını ileri sürerek takibin iptalini ve hacizlerin kaldırılmasını istemişlerdir. Bir diğer ifade ile borçlu olmadıklarını ileri sürmektedirler. Hukuk Genel Kurulu’nun, 19.11.2014 tarih ve 2013/12-2240 esas 2014/929 karar sayılı kararında, borçluların mirası reddettikleri nedeniyle borçlu olmadıklarına yönelik iddialarının borca itiraz olup, ödeme emri tebliği üzerine yasal sürede yapılması gerektiği kabul edilmiştir. Dairemizce, anılan karar doğrultusunda içtihat değişikliğine gidilerek, Hukuk Genel Kurulu’nca kabul edilen ilke benimsenmiştir. “İmzaya itiraz dışındaki diğer bütün itirazlara borca itiraz denir. Mesela ödeme, …sıfat itirazı gibi…....
DELLİLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Uyuşmazlık; ödeme emrinin usulsüz tebliği ve takibin iptali talebinden ibarettir. Genel haciz yoluyla başlatılan takiplerde asıl olan ödeme emrinin tebliğinden itibaren kanuni süresi içinde itirazın icra müdürlüğüne yapılmasıdır. Kanuni süreden kasıt ise, ödeme emrinin usulsüz tebliğine dair iddianın öğrenilmesi tarihinden itibaren 7 gün içinde usulsüz tebligat şikayetinin icra mahkemesinde İİK. 16/1 maddesi gereğince dava ikamesi ile olacağı aşikardır. O halde, davacı asıl tarafından icra takip dosyasına ibraz edilen borca itiraz dilekçesinde takipten 12/01/2021 tarihinde haberdar olduğunun bildirilmiş olması anılan tarihten itibaren 7 günlük süre içinde dava açması halinde usulsüz tebligat iddialarının yargılaması yapılacağı aşikardır. Ancak, davacı tarafça davanın açılma tarihi nazara alındığında kanuni süresi içinde öğrenme tarihinden itibaren açılmış davanın bulunmadığı sabittir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafından borçlu hakkında dokuz adet bonoya dayalı olarak genel haciz yolu ile ilamsız icra takibine başlandığı, örnek 7 numaralı ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun icra dairesine yaptığı başvuruda, yetkili icra dairesinin İcra Dairesi olduğunu ileri sürerek İcra Dairelerinin yetkisine itiraz ettiği, ayrıca borca itirazını bildirdiği, alacaklının borçlunun itirazı ile duran takibin devamını sağlamak amacıyla yetkiye ve borca yapılan itirazın kaldırılması talebiyle icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece borçlunun ikametgahının olduğundan bahisle yetki itirazının kaldırılması...
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Uyuşmazlık, davacı borçluya ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği iddiasıyla, ödeme emrinin tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olarak düzeltilmesi, yetki itirazı, borca itiraz, takibin iptali ayrıca haczin kaldırılması istemine ilişkindir. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesi gereğince; kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memuru; tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir ve memurlarına imza mukabilinde teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirir....