İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı şirket yetkilisi istinaf dilekçesinde özetle; mahkemenin borca itirazlarını ve dayanak belgenin tebliğ edilmediği itirazlarını reddettiğini, red kararının hukuka uygun olmadığını, takibe dayanak belgenin icra dairesine İİK 58/3.maddesi kapsamında verilmesi ve ödeme emriyle birlikte tebliğ edilmesi gerektiğini, dayanak çekin onaylı örneğinin takip talebine eklenmemesi nedeni ile takibin ve ödeme emrinin iptali gerektiğini, borca yönelik itirazlarının reddedilmesinin yasaya uygun olmadığını, çek bedelinin malen ödendiğini, söyleyerek kararın kaldırılmasını istemiştir....
Ltd Şti'nin çekin üzerindeki kaşe ve imzası sahte olup, ciro zincirinin de bu nedenle bozuk olduğunu, imzanın sahteliğinin çek üzerinden anlaşılabilir olup, herkese karşı ileri sürülebileceğini, karşılıksız işlemi yapılmayan çek takibe konu edilemeyeceğinden bu sebeple de takibin iptali gerektiğini beyanla, yetki ve takibe itirazlarının kabulü ile davalının tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini istemiştir. Davalı-alacaklı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın borca ve yetkiye itiraz davasında borca itiraza cevap haklarını saklı tutarak yetki itirazını kabul ettiklerini beyanla, dosyanın yetkili icra dairesine gönderilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İstanbul 36. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2023/159 Esas- 2023/112 Karar sayılı ilamı ile, "Somut olayda; borçluya ödeme emrinin tebliğ edildiği yer olması sebebiyle yetki itirazında bulunan borçlunun yerleşim yerinin İzmir olduğu, muhatap bankanın DenizBank A.Ş....
Mahkemece, borçluya ödeme emri gönderilmeden önce henüz itiraz hakkı doğmayacağından yapılan borca itirazın hukuki sonuç doğurmayacağı, alacaklının yeniden tebligat yaptırmaması sebebiyle takibi ve anlaşmazlığı sürdürme iradesi bulunmadığı gerekçesi sebebiyle davanın usulden reddine karar verilmiş ise de; alacaklı, henüz ödeme emri tebliğ edilmeden verilen borca itiraz dilekçesi üzerine icra müdürlüğü tarafından takibin durdurulmasına ilişkin olarak verilen karara yönelik olarak söz konusu kararın kaldırılması için icra mahkemesine başvurarak şikayet yoluyla bu işlemin iptali cihetine gitmeyerek itirazın iptali davası açmıştır ve takibi sürdürme iradesini göstermiştir....
Yetki itirazını kabul eden avukatın, icra dairesinde takibe devam edebilmesi için; MTS üzerinden “Yetki İtirazının Kabulü” seçeneğini seçerek işlem yapması gereklidir. Davacı vekili yetki ile birlikte borca itiraz edilmesi halinde MTS ekranında bu şekilde işlem yapılmasına imkan olmadığını iddia etmekte ise de, davacı vekilinin takip başlatırken icra dairesinin yetkisine veya borca ya da her ikisine birlikte itiraz edilebileceğini, yetkiye ve borca birlikte itiraz olunması halinde ekranda yapılabilecek işlemleri bildiği, bilmesi gerektiği halde yetkisiz icra dairesinden takip başlattığı anlaşılmaktadır. Davacı vekilince yetki itirazının kabulü yönünde icra müdürlükleri aracılığıyla fiziksel olarak sunulmuş bir dilekçe de bulunmamaktadır. İlamsız bir takipte yetkili icra dairesi de İİK 50. maddesinin yollaması ile HMK genel hükümlerine göre belirlenecektir....
Takibe dayanak kredi sözleşmesinde müvekkilin şahıs/kefil olarak ismi bulunmamasına rağmen müvekkil takipte kötüniyetli olarak borçlu gösterildiğini, iki defa düşen dosyanın son yenilenmesi talebine ilişkin; 10/08/2016 tarihli icra dairesi kararında; borçlulardan T1'e ödeme emrinin tebliğ edilmediği, haciz talep etme sürelerinin başlamadığı, T1'e ödeme ve yenileme emrinin tebliğine itiraz yolu açık olmak üzere karar verildiğini, şikayet edilen tarafından bu karara itiraz edilmediğini, ancak bu karar olmasına rağmen ödeme emri tebliğ ettirilmeden alacaklı tarafından dosyaya tekrardan bir kısım haciz talepleri gönderilmiş olup, bu talepler aynı gerekçe ile 13/07/2017, 09/10/2017, 08/02/2018 tarihlerinde reddedildiğini, alacaklı tarafından işbu red kararları sonrasında ödeme emrinin ve yenileme emrinin borçlu müvekkile tebliğinin talep edildiğini, müvekkiline ödeme emrinin 01/03/2018 tarihinde tebliğ edildiğini, 01/03/2018 tarihinde icra takibinin zamanaşımına uğradığı, borca ve yetkiye...
Maddesi uyarınca bu Kanunun amacı; "Abonelik sözleşmelerinden ve bu sözleşmelerin ifası amacıyla tüketiciye sunulup bedeli faturaya yansıtılan mal veya hizmetten kaynaklanan para alacaklarına ilişkin haciz yoluyla ilamsız icra takiplerinin, Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) bünyesinde oluşturulan Merkezî Takip Sistemi üzerinden başlatılmasına ve haciz aşamasına kadar yürütülmesine ilişkin usul ve esasları düzenlemektir." 4.maddesinde, Merkezi Takip Sistemindeki takip talebinin doldurulması ve sisteme kaydedilmesi ile takibin başlatılacağı, 5. maddesinde ödeme emrinin borçluya tebliğ şekli ve 7. Maddesinde ödeme emrine itiraz üzerine yapılacak işlemler düzenlenmiştir. Kanunda borçlunun kendisine gönderilen ödeme emri üzerine nelere itiraz edebileceği sayılmıştır. Yetkiye, borcun tamamına veya bir kısmına ya da alacaklının takibat icrası hakkına itiraz yolu açıktır....
Sayılı dosyasının devam etmekte olup, dosyanın istinaf incelemesinde olduğunu, ödeme emrinde talep edilen işlemiş faiz tutarının fahiş olduğunu, ödeme emrinde talep edilen faizin türünün de belirtilmediğini, beyan ederek faize, bononun kambiyo vasfına ve takipten sonra zamanaşımı itirazlarının kabulü ile takibin/ödeme emrinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının vekili olduğunu ve işlerin vekili tarafından takip edildiğini, davacı tarafından genel mahkemede açılan menfi tespit davasının reddine rağmen icra hakimliğinde borca itiraz davası açılması hukuka aykırı olup iş bu borca itiraz davasının derdestlik nedeni ile reddi gerektiğini, ölü bir kişi aleyhine dava açılamayacağından davalı T9 yönünden davanın husumetten reddi gerektiğini beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İcra dosyasının incelenmesinde; Davalı-alacaklının aralarında davacının da olduğu bir kısım borçlular hakkında 15/10/2020 keşide tarihli çekten kaynaklanan 90.000,00 TL asıla alacak ve ferilerde dahil olmak üzere toplam 99.710,75 TL alacağa ilişkin olarak 30/10/2020 tarihinde kambiyo senetlerine mahsus yolla takip yaptığı, davacı adına çıkarılan ödeme emrinin dava açıldıktan (dava tarihi 24/12/2020) sonra 01/01/2021 tarihinde davacının vekiline tebliğ edildiği, borçlunun da bir takım nedenlerle yetki itirazı ve takibin iptali yönünden mahkemeye başvurduğu anlaşılmaktadır. Mahkeme davacının itirazlarını tek tek yargılamış ve ret etmiştir. Öncelikle yetki yönünden yapılan istinaf talebi incelenmiştir. Takip dayanağı bir adet çek olup, çekte muhatap bankanın bulunduğu yer ile keşide yeri İstanbul değildir....
Diğer yandan, borçlunun icra dairesinin yetkisine ve borca itirazı üzerine açılan davada, mahkemenin de yetkisine itiraz edilmesi halinde, mahkemece, İİK 50. ve 6100 sayılı HMK'nın 117/2. maddesi gereğince, dava şartı niteliğinde bulunan icra dairesinin yetkili olup olmadığı hususu öncelikle incelenmelidir. Somut olayda, davalının icra dairesinin yetkisine ve borca itirazından sonra açılan işbu itirazın iptali davasında, mahkemenin yetkisine de itiraz edilmiştir....
Dairenin yerleşik içtihatları gereğince yetkili icra dairesinde başlatılan takip, yetkisiz icra dairesinde başlatılan takibin devamı niteliğinde sayıldığından ve yetkisiz icra müdürlüğünde başlatılan takipte borçlunun vekili bulunmakla, yetkili icra müdürlüğünce gönderilen ödeme emri tebligatının yukarıda yazılı mevzuat gereğince borçlunun vekiline tebliğ edilmesi gerekir ise de, ödeme emrinin asile tebliğ edilmiş olması usulsüz olmayıp, vekile de tebliğ edilmemesi noktasında tebliğ işlemi eksikliği söz konusudur. Takibin kesinleştirilmesi ve takip işlemlerinin devamı için ödeme emrinin borçlunun takip dosyasına vekaletnamesini sunan vekiline tebliği gereklidir..." şeklinde açıklanmıştır. Bu nedenle davalı vekilinin ödeme emrinin tebliğine yönelik itirazları yerinde görülmemiştir....