İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Somut olayda, borçlunun, takibe itiraz dilekçesinde, yetki itirazı yanında borca itirazını belirttiği, akdi ilişkiyi kabul ettiği, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 89. maddesinin uygulanması gerektiği, bu durumda HMK'nun 6. maddesi uyarınca alacaklı davacının yerleşim yerinde takibin yapılmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı, Ayrıca, somut olayda, davalı borçlunun icra dosyasına sunduğu itirazın borca kısmi itiraz niteliğinde olduğu, İİK'nun 62/4. maddesi gereğince itiraz edilen kısmın miktarı açıkça gösterilmediği, Buna göre, borca yönelik bu kısmi itiraz geçersiz bir kısmi itiraz olup bu doğrultuda verilen takibin durdurulmasına yönelik 24/11/2020 tarihli müdürlük kararı da yerinde olmadığı yönündeki gerekçe ile "Davanın KABULÜ ile borçlunun yetki itirazının KALDIRILMASINA, Borçlunun kısmi itirazının geçersiz olduğundan takibin durdurulmasına yönelik 24/11/2020 tarihli müdürlük kararının KALDIRILMASINA ve TAKİBİN DEVAMINA, Yasal şartlar...
Davalı vekili, icra takibinin yetkiye ve borca itiraz nedeniyle durduğunu, dava konusu icra takip dosyasında ödeme emrinin icra mahkemesince iptal edildiğini, iptal edilen ödeme emrinin bu kez usulsüz olarak tebliğ edildiğini, tebligatın usule aykırı olup, geçersiz olduğuna yönelik itirazın süresi içinde borca ve yetkiye itiraz ile birlikte yapıldığını, bu haliyle davanın itirazın iptali davası olmayıp ancak alacak davası olabileceğini, müvekkili aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilemeyeceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporları doğrultusunda, yanlar arasındaki sipariş sözleşmelerinde ......
Davacı vekili istinaf başvurusunda özetle; Gerekçede mahkemece takibin ilamsız takip olması sebebiyle ödeme emrine yapılan itirazın İcra Müdürlüğüne yapılması gerektiği sebebiyle reddedildiğini, söz konusu takibin kambiyo senetlerine mahsus yapılan takip olmasına rağmen mahkemenin neden böyle bir karar verdiğinin taraflarınca anlaşılamadığını, söz konusu takibin ilamsız takip olmamasına rağmen ilamsız takibe itiraz usulü anlatılarak davalarının reddedilmesinin hukuka açıkça aykırılık teşkil ettiğini belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına ve talepleri doğrultusunda karar verilmesini talep etmiştir. Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe: davacının icra mahkemesine müracaat ile İstanbul 20. İcra Müdürlüğünün 2019/29292 Esas sayılı takip dosyası ile ilgili ödeme emrinin iptali ve borca itirazlarının kabulü ile vadesi gelmeyen senetler yönünden takibin iptalini talep ettiği, mahkemece davanın reddine karar verildiği görülmektedir....
Mahkemece, icra dosyasında davalıya ödeme emri tebliğ edilmediği ve borca itiraz hakkı doğmadığı için davacının dava açmakta hukuki yararı olmadığı gibi, davalı kefil hakkında 5464 sayılı yasanın 24/son maddesine göre, asıl borçlunun aczi sabit olmadıkça kefile gidilemeyeceği kanaatiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı banka vekilince temyiz edilmiştir. Davanın temelini oluşturan icra takibi sırasında çıkarılan ödeme emrinin muhatabın adresinde tanınmadığı gerekçesiyle bila- tebliğ geri döndüğü görülmüş ise de, borca ve takibe itiraz eden davalı (kefil) ... vekili, icra dosyasına verdiği itiraz dilekçesinde ödeme emrinden yeni haberdar olduklarını, tebligat ellerine geçmediği için ödeme emrinden haberdar olur olmaz itirazda bulunduklarını bildirmiş ve icra dairesinin 16/07/2007 tarihli işlemi ile icra takibinin durdurulmasına karar verilmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : İcra dosyasının incelenmesinde ; davacı-alacaklının davalı-borçlu hakkında 391.008,59 TL alacağa ilişkin olarak ilamsız takip yaptığı çıkarılan örnek 7 nolu ödeme emrinin borçluya 02/11/2018 tarihinde tebliğ edildiği , borçlu vekili tarafından 09/11/2018 tarihinde yasal süresi içerisinde verilen yetki ve borca itiraz dilekçesi nedeniyle takibin durduğu anlaşılmıştır. Davacı taraf icra mahkemesine verdiği dava dilekçesinde, davalının borca itirazının yerinde olmadığını belirterek borca itirazın kaldırılarak takibin devamına davalının tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
İİK.nun 168/5.maddesi hükmü gereği, borçlunun, borcu olmadığını veya borcun itfa edildiğini, mehil verildiğini, alacağın zamanaşımına uğradığını, yetki itirazını sebepleri ile birlikte beş gün içinde icra mahkemesine bildirmesi gerekir. Somut olayda; örnek 10 ödeme emrinin borçluya 07.02.2015 tarihinde tebliğ edildiği, yasal 5 günlük itiraz süresi içerisinde (11.02.2015 tarihinde) icra mahkemesine yapılan başvuruda, 10.000 TL'nin banka havalesi ile ödendiği belirtilerek borca kısmi itirazda bulunulmuş olup, 10.000 TL ödeme yönünden borca itiraz yerinde bir gerekçe ile kabul edilmiş ise de, 2.240 TL'nin muhatap banka tarafından ödendiğine ilişkin 05.05.2015 tarihinde yapılan itiraz, yasal 5 günlük süreden sonra olmakla 2.240 TL yönünden borca itirazın süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, bu miktar yönünden de itirazın kabulüne karar verilmesi isabetsizdir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı, kira alacağına dayanarak başlattığı adi kiraya ve hasılat kiralarına ait ilamsız takipte; örnek 13 ödeme emrinin tebliği üzerine, borçlunun yasal süresi içerisinde icra dairesine yaptığı itiraz nedeniyle takibin durdurulduğu, borçlunun ayrıca ''ödeme emrinin iptali şikayeti'' ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece; borçlunun isteminin ''ödeme emrine itiraz'' olarak değerlendirilerek talebin reddine karar verildiği anlaşılmıştır....
Hatay İcra Dairesinin 2019/36620 esas sayılı dosyasının incelenmesinde, alacaklı T3 tarafından borçlu Ali Levent Selçuk hakkında 04/11/2019 tarihinde genel haciz yoluyla 62.000,00 TL'nin tahsili için takip başlatıldığı, 19/11/2019 tarihinde borçlu mirasçıları hakkında ödeme emri düzenlendiği, davacı borçluya ödeme emrinin 13/12/2019 tarihinde tebliğ edildiği, 13/01/2020 tarihinde davacı tarafından mirası red sebebine dayalı olarak borca itiraz dilekçesinin verildiği, İcra Müdürlüğünün 16/01/2020 tarihinde mirası red sebebiyle itirazın borca itiraz olduğu ve süresinde itiraz edilmediğinden itirazın reddine ve takibin devamına kararının verildiği, 24/01/2020 tarihinde müvekkil hakkında başlatılan icra takibinin durdurulması ile maaş haczinin kaldırılması için tekrar talepte bulunulduğu, icra müdürlüğünün 24/01/2020 tarihinde borçlu tarafından süresinde borca itiraz edilmediği, takibin kesinleştiği anlaşıldığından maaş haczinin kaldırılması talebinin reddine karar verildiği bu kararın...
olmadığını, müvekkilinin bu kadar borcunun bulunmadığını, hangi krediden hangi borcun mevcut olduğunun belirsiz olduğunu, gecikme cezalarının borcun içinde gösterildiğini, borca ve ferilerine itiraz ettiklerini beyan ederek, yetki itirazının kabulü ile takibin iptaline, bu talebin kabul edilmemesi halinde icra emrinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir....
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Yerel mahkemece takibin ve 13 örnek ödeme emrinin iptali taleplerini, icra dosyasına itiraz edilmesi gerektiğini belirterek taleplerinin reddine karar verildiğini, taraflarınca icra müdürlüğü dosyasına da süresi içinde borca itiraz dilekçesi ile ibraz edildiğini ve bu itibarla icra takibinin durduğunu, ancak "Takibin ve Ödeme Emrinin İptali" talepleri ile borca itiraz dilekçesi üzerine "İcra Takibinin Durdurulmasının" hukuken aynı sonucu doğurmayacağını ve bu davayı açmakta hukuki yararlarının bulunduğunu, takip dayanağı kira sözleşmesi TBK m. 27 uyarınca kesin hükümsüz olduğundan takibin iptali gerektiğini, söz konusu kira sözleşmesinin kanuna aykırı olarak döviz cinsinden belirlenen bedele ilişkin kısmının kesin olarak hükümsüz olduğunu, takip konusu alacağın likit olmadığından takibin iptali gerektiğini, müvekkilinin temerrüde düşürülmesinin söz konusu olmadığından işlemiş faiz/temerrüd talep edilemeyeceğini, müvekkili şirket Sisa Otelcilik,...