İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Bozma kararı üzerine, davacının, 2012 yılı Mayıs ayının 2. dönemine ilişkin özel tüketim vergisinin tecil-terkini talebiyle 14/06/2012 tarihinde idareye yaptığı başvurunun 17/08/2012 tarih ve 20055 sayılı işlem ile reddedildiği, Mahkemelerinin ara kararıyla ret işleminin davacıya tebliğ edilip edilmediğinin sorulduğu, idarenin cevabi yazısı ve eklerinin incelenmesinden, anılan işlemin davacıya 07/09/2012 tarihinde tebliğ edildiği, söz konusu işlemde yargı yolunun gösterilmediği, kamu alacağı için vadenin belirlenmediği, dava konusu ödeme emrinin ise işlemin davacıya tebliğ tarihinden önce, 30/07/2012 tarihinde düzenlendiği görüldüğünden, olayda, ödeme emrinin düzenlenmesi için kesinleşmiş bir amme alacağının varlığından söz edilemeyeceği gerekçesiyle, dava konusu ödeme emrinin iptaline karar verilmiştir. TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülmektedir....
(İR:...) maden sahasıyla ilgili olarak ocak başı satış fiyatının düşük beyan edildiğinden bahisle 2014 yılı için hesaplanın 207.796,26 TL ve yine aynı dönemde davacı tarafından beyan edilmesine karşın ödenmediğinden bahisle 68.773,74 TL olmak üzere toplam 276.570,00 TL Devlet Hakkı Payın tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrinin iptali istenilmiştir. İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:.. sayılı kararda; ödeme emrinin düzenlendiği ve tebliğ edildiği tarih itibarıyla konusunu oluşturan ve Maden İşleri Genel Müdürlüğünce resen hesaplanan 2014 yılı Devlet Payına ilişkin kısmına yönelik olarak davacıya her hangi bir işlem tebliğ edilmediğinin, dolayısıyla ödeme emrinin bu kısmı için ortada kesinleşmiş bir kamu alacağının bulunmadığının, ödeme emrinin 68.773,74.-TL'lik beyan üzerine tahakkuk ettirilen 2014 yılı Devlet Hakkına ilişkin kısmı için ise, anılan payın 17.193,44....
Maddesi kapsamında yatırılan teminatın öncelikle ödeme yerine geçme tarihinin tespiti önemlidir. Bunun tespiti de BAM 4. Hukuk Dairesi kararının takip alacaklısı davalılar vekiline tebliğ edildiği tarihin ve bundan sonra istinaf dairesi kararının tehiri icra talepli olarak temyiz edilip edilmediğinin belirlenmesi ile mümkün olabilecektir. BAM 4. Hukuk Dairesi kararına karşı tehiri icra talepli temyiz talebinde bulunulmaması halinde ilgili teminat BAM 4. Hukuk Dairesi kararının ilam davacıları vekiline tebliği ile istenebilir ve ödenebilir hale gelecek olup bu miktara bu tarihe kadar faiz işletilmesi gerekecektir.BAM 4. Hukuk Dairesi kararının tehiri icra talepli temyiz edilmesi ve tehiri icraya karar verilmesi halinde ise teminatın ödenebilir hale geleceği ve ödeme yerine geçeceği tarih Yargıtay kararının ilam davacıları vekiline tebliğ tarihi olacaktır....
İcra Müdürlüğüne gönderildiği ve adı geçen müdürlüğün 2021/4611 E. sayılı takip dosyasından borçlu asile 05.9.2021 tarihinde örnek 7 numaralı ödeme emrinin tebliğ edildiği anlaşılmıştır. Dairenin yerleşik içtihatları gereğince yetkili icra dairesinde başlatılan takip, yetkisiz icra dairesinde başlatılan takibin devamı niteliğinde sayıldığından ve yetkisiz icra müdürlüğünde başlatılan takipte borçlunun vekili bulunmakla, yetkili icra müdürlüğünce gönderilen ödeme emri tebligatının yukarıda yazılı mevzuat gereğince borçlunun vekiline tebliğ edilmesi gerekir ise de, ödeme emrinin asile tebliğ edilmiş olması usulsüz olmayıp, vekile de tebliğ edilmemesi noktasında tebliğ işlemi eksikliği söz konusudur. Takibin kesinleştirilmesi ve takip işlemlerinin devamı için ödeme emrinin borçlunun takip dosyasına vekaletnamesini sunan vekiline tebliği gereklidir....
YARGILAMA SÜRECİ : Dava konusu istem: Davacı adına düzenlenen … tarih ve … sayılı ödeme emrinin iptali istenilmiştir. İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: …. Vergi Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; dava konusu ödeme emrinin, davacının "… Mah. … Sk. … Evleri … Blok ..." adresine 17/06/2017 tarihinde tebliğ edildiği, ancak söz konusu ödeme emri içeriği ihbarnamelerin aynı adrese tebliğ edilmediğinin anlaşıldığı, ödeme emrinin tebliği aşamasında adreste bulunduğu tespit edilen davacı adına ihbarname aşamasında tebligat yapılamadığı belirtilerek, ilanen tebliğ koşulları oluşmadan ihbarnamelerin ilanen tebligata çıkarılmasının 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun tebliğe ilişkin hükümlerine uygun olmadığı, henüz kesinleşmemiş alacağın tahsili için ödeme emri düzenlenmesinde hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir....
Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi addolunur" düzenlemesine yer verilmiştir. Anılan yasal düzenleme gereğince tebliğin usulsüzlüğü iddiasında bulunan tarafın öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük yasal sürede icra mahkemesinde şikayette bulunması gerekir. Öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük yasal sürede usulsüz tebliğ işlemi şikayet konusu yapılmamış ise artık TK'nın 32.maddesi gereğince tebliğ işleminin kesinleştiğinden sözedilecektir. Mahkemece yapılan yargılamada davalı tarafından usulsüz tebliğ işlemine yönelik ayrıca dava açıldığı, yargılamanın devam ettiği ya da lehe karar alındığı iddiasında bulunulmamıştır. Açılan tahliye davasında mahkemece ödeme emrinin usulüne uygun tebliğ edilmediğinin kendiliğinden ya da davalı yanın savunması üzerine dikkate alınması olanaklı değildir....
Mahkemece, şikayete konu icra takip dosyasındaki ödeme emrinin borçlu şirkete Tebligat Kanunu’na uygun şekilde tebliğ edilmediğinin tespit edilmesi karşısında, tebliğnamedeki bozma görüşüne iştirak edilmemiştir. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, Eyleme ve yükletilen suça yönelik şikayetçi vekilinin temyiz nedenleri yerinde görülmediğinden tebliğnameye aykırı olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE usul ve kanuna uygun olan HÜKMÜN ONANMASINA, 17.04.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
K A R A R Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, kararın dayandığı kanuni gerektirici nedenlere ve özellikle davacıya vasi sıfatı ile bir ödeme emrinin tebliğ edilmediğinin anlaşılmasına göre, davalı kurumun yerinde olmayan tüm temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 17/04/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İş Mahkemesi TARİHİ : 28/05/2015 NUMARASI : 2014/376-2015/348 Davacı hakkında düzenlenen, 2010/3 ve 9. ay dönemi prim borcuna ilişkin dava konusu 08.08.2014 tarih 11320104 sayı 2012/19556 takip nolu ödeme emrinin dayanağı olan 03/09/2010 tarih 98- 4898 sayılı tutanağa bağlı olarak, re'sen prim tahakkuku yapılıp yapılmadığı, bu huhusta borçlu dava dışı şirkete bir tebligat yapılıp yapılmadığı, dava dışı şirketin komisyona itirazda bulunup bulunmadığının, davacının itirazının bulunması durumunda itirazın sonucunun tebliğ edilip edilmediğinin davalı Kurum'dan sorularak, komisyona bir itiraz var ise, sonucunun da ilgili Kurumdan getirtildikten sonra gönderilmek üzere, dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, 03.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
gösterir belgenin gönderilmesinin istenilmesi üzerine anılan kurumca şirketin ilgili dönemde çalışanlarını gösterir bilgi ve belgelerin sunulduğu, ancak davacının işyerinde "…" adında bir çalışanın bulunmadığının görüldüğü, bu durumda, dava konusu ödeme emrinin dayanağını teşkil eden haciz bildirisinin, davacıyla bağı ve ilişkisi ortaya konulamayan şahsa tebliğ edildiği, bu haliyle haciz bildirisinin davacıya usulüne uygun olarak tebliğ edilmediği anlaşılmış olup; usulüne uygun olarak tebliğ edilmeyen haciz bildirisi dikkate alınmak ve borcun davacının zimmetinde sayılmak suretiyle davacı adına tanzim edilen dava konusu ödeme emrinde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir....