gerekçesiyle dava konusu ödeme emrinin iptaline karar verilmiştir....
İcra Müdürlüğü'nün 2009/17586 takip sayılı dosya fotokopisinin içerisinde ödeme emrinin davalı borçluya tebliğine ilişkin belge bulunmamaktadır. Ödeme emrinin davalı borçluya tebliğ edilip edilmediğinin kayıtlardan araştırılarak buna ilişkin belge ya da tebligat mazbatasının getirtilmesinden, 2-Mahkemenin 2009/1395 D. iş sayılı tespit dosyasının bu dosya içerisine konulmasından, 3-Davalı-birleşen dosya davacısının temyiz dilekçesinde belirttiği ve taraflar arasında akdedildiği iddia edilen 17.08.2007 tarihli sözleşmenin temin edilmesinden sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere gönderilmesi için dosyanın mahkemeye GERİ ÇEVRİLMESİNE, 13.06.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Dava ve takip dosyası içeriğine, dosyadaki yazılara göre; Davacı vekili tarafından dava dilekçesinde, hem ödeme emrinin müvekkiline usulüne uygun tebliğ edilmediğinin hem de takip dayanağı belgelerin ödeme emri ile birlikte müvekkiline tebliğ edilmediğinin iddia edildiği, ilk derece mahkemesince de belirtildiği üzere ödeme emrinin davacıya TK'nun 21/1 maddesine göre tebliğ edildiği ancak muhatabın adreste bulunmadığının hangi komşudan sorulduğunun belirtilmediği, ayrıca tevziat saatlerinden sonra dönüp dönmeyeceğinin de belirtilmediği, bu haliyle ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğu anlaşılmış olup, bu durumda davacı tarafın takip dayanağı belgelerin ödeme emri ile birlikte tebliğ edilmemesi sebebiyle ödeme emri tebliğ işlemlerinin iptal edilmesine yönelik şikayetinin süresinde olduğu, bu şikayet yönünden yapılan incelemede tebligat parçası incelendiğinde, zarf üzerinde "Bu zarfta örnek 7 ödeme emri vardır....
Hukuk Dairesi’nin 05/02/2020 gün ve 2018/325-2020/733 sayılı ilamında; her ne kadar icra takibinin ihtiyati haciz ile başladığı, ödeme emrinin davalı borçluya tebliğ edilmesi ile dosyadaki hacizlerin kesin hacze dönüşeceği, ancak icra dosyası içerisinde ödeme emrinin davalı borçluya tebliğ edilip edilmediğinin anlaşılamadığı, Mahkemece öncelikle ödeme emrinin davalı borçluya tebliğ edilip edilmediğinin araştırılması, tebliğ edilmiş ise söz konusu haciz tutanaklarının İİK 105 kapsamında aciz vesikası niteliğinde olmasına göre esasa girilerek sonucuna göre karar verilmesi, tebliğ edilmemiş ise kesinleşmiş bir takip bulunmamasına göre davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesi gereğine değinilmiş ise de; yeniden yapılan incelemede; dosya içerisindeki belgelerden ihtiyati hacze dayalı olarak 23/11/2012 tarihinde başlatılan ... 12.İcra Müdürlüğü’nün 2012/18966 sayılı takip dosyasında ödeme emrinin 27/11/2012 tarihinde davalı borçlunun mernis adresine usulüne uygun olarak tebliğ...
Yapılacak iş; 1- 27/02/2009 tarih 3079173 sayılı 2009/10243 takip dosya numaralı ödeme emrinin 2008/5. dönemine ilişkin 'ücret bordrosunun düzenlenmemesinden' kaynaklanan 7.300,00 TL'lik idari para cezası bakımından usuli kazanılmış müktesep hak oluştuğundan, Dairemizin 23/12/2014 tarih 2014/15410 E. -28099 K. sayılı ilamı doğrultusunda bu kısma yönelik davanın kabul edilerek davanın kabulüne, ödeme emrinin 2008/5. döneminin iptaline ve davacı şirketin borçlu olmadığınn tespitine karar vermek; 2-27/02/2009 tarih 3079173 sayılı 2009/10243 takip dosya numaralı ödeme emrinin 2008/1. dönemine ilişkin 'işyeri bildirgesinin geç verilmesinden' kaynaklanan 1.825,00 TL'lik idari para cezası bakımından ise; 5510 sayılı Kanun'un 102 ve 86. maddelerini dikkate alarak, 5510 sayılı Kanunun 102. maddesine istinaden çıkartılan 1.825,00 TL bedelli idari para cezasının davacıya tebliğ edilip edilmediğini araştırmak, tebliğ edilmiş ise, bu cezaya ilişkin davacının komisyona bir itirazının bulunup bununmadığını...
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Alacaklı tarafından müvekkil aleyhine Didim İcra Müdürlüğü'nün 2019/1042 esas sayılı dosyasıyla müvekkili aleyhine kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla icra takibi başlatıldığını, ödeme emrinin müvekkiline 12.06.2019 tarihinde tebliğ edildiğini, İİK 58 ve 61.maddelerine aykırı olarak müvekkiline sadece ödeme emrinin gönderildiğini dayanak belgelerinin onaylı bir örneğinin ödeme emrine eklenmediğini, tebligat parçası üzerindeki açıklamada müvekkiline 10 örnek emrinin gönderildiği halde tebligat evrakının 7 örnek ödeme emri ihtiva ettiğinin belirtildiğini, yine ödeme emrine dayanak belgelerin eklenmediğinin tebligat parçası üzerindeki açıklamadan da anlaşıldığından icra takibinin dava sonuna kadar tedbiren durdurulmasına, İİK 58 ve 61 uyarınca ödeme emrinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Dava dilekçesi davalı tarafa tebliğ edilmiş, davalı cevap dilekçesi sunmamıştır....
Nitekim Yargıtay 12.Hukuk Dairesinin 06.03.2007 tarih ve 2007/1323-4085 sayılı bozma ilamında bu şekilde tebligatın usulsüz olduğunu kabul ederek yerel mahkemenin kararını bozması üzerine mahkemesince şikayet kabul edilerek davacının 06.11.2006 tarihinde ödeme emrini tebellüğ etmiş sayılmasına dair 31.05.2007 tarih 2007/363-2007/603 sayılı kararının 12.06.2007 tarihinde kesinleşmiş olduğunun anlaşılması karşısında, ödeme emrinin usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğinin kabulü zorunludur. Hal böyle olunca borçlunun beraati yerine cezalandırılmasına karar verilmesi isabetsizdir....
İcra Müdürlüğü’nün 2015/27375 Esas sayılı takip dosyasından, borçlu ...’na tebliğ olunan ödeme emri tebligat mazbatasının onaylı ve okunaklı bir örneğinin; 3- Takibe konu bonoların, her birinin ayrı ayrı olmak üzere, ön ve arka yüzlerinin onaylı ve okunaklı birer örneklerinin; 4- Takibe konu bono asıllarının icra kasasına alınıp alınmadığının ve ödeme emrinin ...’na tebliğinden itibaren beş günlük itiraz ve şikayet süresi içinde icra kasasında muhafaza edilip edilmediğinin, icra müdürlüğünden sorulup alınacak cevap ile birlikte gönderilmesi için dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, 03/04/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı T1 Vekili dilekçesinde özetle; yerel mahkemenin nitelendirmesinin hatalı olduğunu, mahkemenin uyuşmazlığın ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğine dair şikayet mahiyetinde olduğundan bahisle inceleme ve değerlendirme yaptığını ancak, şikayete konu hususun usulsüz tebliğ olmayıp tebliğ yokluğu olduğunu, ödeme emrinin müvekkiline usulüne uygun olarak veya usulsüz olarak tebliğ edildiğine ilişkin herhangi bir tebliğ belgesine rastlanmadığını, müvekkili adına gönderilen tebligatlar tebliğ edilemeyince alacaklı vekilince müvekkilinin mernis adresine Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesi gereği ödeme emri gönderilmesinin talep edildiğini ancak müvekkili adına çıkarılmış bir ödeme emri tebligatının olmadığını, 10.04.2018 tarihinden sonra müvekkili adına çıkarılan tebligatın kıymet takdirine ilişkin olduğunu, icra takibinin henüz kesinleşmediğini, usulsüz bir şekilde kesinleştirilen takibe dayalı olarak yapılan müteakip işlemlerin tamamının geçersiz ve yok hükmünde olduğunu...
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Vergi Mahkemesince verilen kararda; dava konusu ödeme emrinin dayanağı asıl borçlu şirket hakkında düzenlenen … tarih ve … sayılı ödeme emri yönünden, davalı idarece gönderilen cevabi yazıda söz konusu ödeme emrinin asıl borçlu şirkete henüz tebliğ edilmediğinin belirtildiği, buna göre usulüne uygun şekilde kesinleştirilmeyen amme alacağının tahsili amacıyla düzenlenen dava konusu ödeme emrinin … sayılı ödeme emrine isabet eden kısımlarında hukuka uyarlık; dava konusu ödeme emrinin dayanağı asıl borçlu şirket hakkında düzenlenen … tarih ve … sayılı ödeme emri yönünden, davacının ilgili dönemde kanuni temsilcisi olduğu asıl borçlu şirket adına tahakkuk eden vergilerin kesinleştiği ve şirketin herhangi bir mal varlığının olmaması nedeniyle de anılan şirketten tahsil olanağı kalmadığı anlaşılan vergi borçlarının davacıdan tahsili amacıyla düzenlenen dava konusu ödeme emrinin … sayılı ödeme emrine isabet eden kısımlarında ise hukuka aykırılık bulunmadığı...