CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; icra takibinde borçluya ödeme emrinin 07/04/2021 tarihinde tebliğ edildiğini, dava açılış tarihinin ise 02/04/2021 tarihi olup ödeme emri tebliğ edilmeden henüz itiraz hakkının doğmamış olacağı ve borçlunun icra takibini haricen öğrenip icra dairesine itiraz etmesinin hukuki sonuç doğurmayacağını, ayrıca yine tebliğden sonra süresi içerisinde herhangi bir itirazın bulunmadığını, davacının iddialarının genel mahkemelerde açılacak menfi tespit davasında değerlendirilmesi gerektiğini, borçlu ile alacaklı arasında ticari ilişki bulunduğunu, senet üzerinde iki imza bulunduğunu belirterek davanın reddine, davacının tüm alacak miktarı üzerinden %20'den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ve %10 oranında para cezasına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
DELİLLER: Afyonkarahisar İcra Müdürlüğünün 2021/5150 Esas sayılı dosyası, İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ: Ödeme emri tebliğ tarihine göre borca itirazın süresinde olmadığı, yenileme emri gönderilmesi ise takibin kesinleşmesinden önceki nedenlere dayalı itiraz hakkı vermeyeceğinden, süresinde yapılmayan borca itirazın hak düşürücü süreden reddine karar verilmiştir. İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili tarafından, müvekkiline ödeme emrinin usulüne uygun tebliğ edilmediği, müvekkilinin yenileme emri tebliği ile takipten haberdar olduğu, buna göre davanın süresinde olduğu belirtilerek istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İstinaf konusu, kambiyo senetlerine özgü takipte takip borçlusu tarafından açılan borca itiraz davasına ilişkindir....
A.Ş ye ödeme emri 09/12/2020 tarihinde Ataşehir adresinde tebliğ edilmiş olup, söz konusu borçlu imza itirazında bulunmuş, imza itirazı mahkemece yargılanmış ve hükümden önce 02/06/2021 tarihinde kabul edilmiştir. Dosya incelendiğinde dava dışı borçlunun yetkiye yönelik bir itirazına tesadüf edilmemiştir. Dava tarihi itibarıyla dava dışı Taros yönünden yetki hususu kesinleşmiştir. Dolayısıyla somut olayda HMK 7.maddenin uygulama alanı olmakla, mahkemenin bu yöndeki hukuki tanı ve gerekçesi yerindedir. Öte yandan davacı çekin kambiyo vasfını yitirdiğini, zira lehtarın imzaya yönelik itirazının kabulüyle artık çekin arkasındaki ciro silsilesinin bozulduğunu ve alacaklının hamil sıfatını kaybettiğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemekte ise de, davacının keşideci olduğu sabittir. Dolayısıyla keşideci konumundaki davacı çekin arkasındaki silsilede bulunan kopukluktan etkilenmeyecektir....
Borca itiraz yönünden ise davacı tarafça takibe konu borcun ödendiğinin yazılı bir delil ile ispatlanamadığı, yine faize ve ferilerine yönelik itirazın da faizin yasaya uygun talep edilmiş olması nedeniyle yerinde olmadığı, yine ödeme emri ekinde takibe dayanak bononun tebliğ edilmediği iddiası ile ödeme emrine yönelik şikayette bulunulmuş ise de, ödeme emrinin tebliğine ilişkin tebligat parçası incelendiğinde, tebligat mazbatası üzerinde "bu zarfda örnek 10 ödeme emri ve kıymetli evrak sureti vardır" şerhi mevcut olup buna göre açıkça ödeme emri ile birlikte takibe dayanak senet suretinin de davacılara tebliğ edildiğinin anlaşılması sebebiyle bu şikayetin de yerinde olmadığı, bu sebeple ilk derece mahkemesince davacıların borca ve faize itirazı ile ödeme emrine yönelik şikayetinin ayrı ayrı reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Bu itibarla, davacı borçlu şirket yönünden istinaf başvurusunun HMK'nun 353/1- b-1....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SEBEPLER: Kambiyo senetlerine özgü takipte usulsüz tebliğ ve karşılıksızdır işlemi yapılmayan senedin kambiyo senedi vasfını taşımadığına ilişkin şikayet, keşideci imza ve paraflarının keşideciye ait olmadığından kambiyo vasfına yönelik şikayet ve borca itirazdır. Davacı tarafça ileri sürülen tebliğ işleminin usulsüz olduğu iddiası yönünden, ödeme emrinin usulüne uygun olarak hazırlandığı anlaşılmakla tebliğ zarfının üzerinde "örnek no: 7 ödeme emri" yazmasının tek başına ödeme emrini usulsüz kılmayacağından bu yöndeki şikayetin reddine karar verilmesi yerindedir. Takibe konu çekin muhatap bankaya ibraz edildiği, ancak çek üzerinde, çekin keşidecisinin imzası uyuşmadığından hiçbir işlem yapılamadığına dair şerhin mevcut olduğu, ibraz tarihi olarak ise 05/04/2018 tarihinin bulunduğu anlaşılmakla alacaklı TTK'nın 796 ve 808. maddeleri gereğince müracaat hakkını kaybetmediğinden bu yöndeki şikayetin reddine karar verilmesi yerindedir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklılar tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklılar tarafından kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan takipte borçlunun icra mahkemesine yaptığı başvuruda, takibe ilişkin ödeme emri tebligatını 03.11.2015 tarihinde muhtarlıktan aldığını beyan ederek, sair itiraz ve şikayetlerinin yanı sıra yetki itirazında da bulunarak takibin iptalini talep ettiği, mahkemece, yetki itirazının kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır. İİK'nun 168/5. maddesi gereğince, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibinde, borca itirazın, yasal beş günlük süre içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacıya ilk önce toplam örnek no: 7 ödeme emri gönderildiği ve borçlu asili bu ödeme emrinde işlemiş faize itiraz ettiğini, fakat fatura miktarına ve asıl alacağa itiraz etmediğini, kabul ettiğini, yapılan kısmi itiraz uyarınca borçlunun banka hesaplarına haciz kaydı işlendiğini, sonrasında, işlemiş faiz tutarı yanlış hesaplandığından ek takip talebi hazırlandığını, ardından ise feragat harcı istenmediğini, yapılan işlemde sorun bulunmadığını, davacının 08/07/2021 tarihli borca itirazında fatura bedeli talebine itiraz etmediğini, fakat 01/10/2021 tarihli borca itirazında ise fatura bedellerine de itiraz ettiğini, bu sebeple yapılan borca itirazın kötüniyetli olduğunu belirtmiştir. Mahkemece; davacıya icra dosyası kapsamında ilk ödeme emri tebliğ işleminden sonra alacaklının 21/09/2021 tarihli talebi üzerine ikinci ödeme emrinin tebliğ edildiği görülmektedir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İstinaf konusu; Kambiyo senetlerine özgü takip de takip borçlusu tarafından açılan yetkiye ve borca itiraz davasına ilişkindir. Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla başlatılan takibe karşı, borçlunun icra mahkemesine başvurusunda; icra dairesinin yetkisine, borca faize, faiz oranına itiraz ettiği ve ihtiyati haciz vekalet ücretinin örnek 10 ödeme emrinde tahsilinin talep edilemeyeceğini belirterek, ödeme emri ile takibin iptalini talep ettiği, mahkemece takip dayanağı bonoda açıkça düzenleme yeri olarak ''Konya'' yazdığından Konya icra dairelerinin de yetkili olduğu, borçlunun iddialarını İİK'nun 169/a maddesinde öngörülen bir belgeyle kanıtlayamadığı gerekçesiyle "Davacının yetki itirazının reddine, Davacının borca ve ödeme emrine itirazının reddine" karar verildiği görülmektedir....
Mirasın reddi nedeniyle borçtan sorumlu olunmadığına ilişkin iddianın, borca itiraz olduğu ve ödeme emrinin tebliği üzerine takibin şekline göre yasal süre içinde ilgili merciye yapılması gerektiği kabul edilmiş olup, bu ilke, murisin takipten önce ölmesi ve mirası ret süresi geçtikten sonra murisin borçları için mirasçıları aleyhinde takip yapılması durumunda geçerli olup, mirasçılar ödeme emri tebliği üzerine mirası red nedeniyle borçlu olmadıkları itirazını takibin şekline göre icra müdürlüğüne veya icra mahkemesine süresi içinde yapmak zorundadırlar. Bu durumda, davacı borçluların mirasın reddi nedeniyle takibin iptaline yönelik talebi, borca itiraz niteliğinde olup, davacı borçluların mirası reddettiklerine dair mahkeme kararı kesinleşmiş olduğundan borca itirazın kabulüne karar verilmesi yerindedir....
-KARAR- Davacı vekili, müvekkilinden un satın alan davalının mal bedeline karşılık 3. kişiye ait çeki ciro ederek verdiğini, müvekkilinin çeki bankaya ibrazında çekin çalıntı olduğunu öğrendiğini, çekteki ciro imzasının davalıya ait olup, alacaklarını tahsil için giriştikleri icra takibine davalının haksız olarak itiraz ettiğini iddia ederek itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına hükmolunmasını talep ve dava etmiştir. Davalı davaya cevap vermemiştir. Mahkemece iddia, savunma ve toplanan delillere göre borca ve ödeme belgesindeki imzaya itiraz eden davalının usulüne uygun tebligata rağmen davayı takip etmediği, imza incelemesi için duruşmada hazır bulunmasına ilişkin meşruhatlı tebligata rağmen davalının duruşmaya gelmediği gibi cevapta vermediği, böylelikle imzayı kabul etmiş sayıldığı, davalının haksız ve kötüniyetle takibe itiraz ettiği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....