Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Borca itiraz yönünden ise davacı tarafça takibe konu borcun ödendiğinin yazılı bir delil ile ispatlanamadığı, yine faize ve ferilerine yönelik itirazın da faizin yasaya uygun talep edilmiş olması nedeniyle yerinde olmadığı, yine ödeme emri ekinde takibe dayanak bononun tebliğ edilmediği iddiası ile ödeme emrine yönelik şikayette bulunulmuş ise de, ödeme emrinin tebliğine ilişkin tebligat parçası incelendiğinde, tebligat mazbatası üzerinde "bu zarfda örnek 10 ödeme emri ve kıymetli evrak sureti vardır" şerhi mevcut olup buna göre açıkça ödeme emri ile birlikte takibe dayanak senet suretinin de davacılara tebliğ edildiğinin anlaşılması sebebiyle bu şikayetin de yerinde olmadığı, bu sebeple ilk derece mahkemesince davacıların borca ve faize itirazı ile ödeme emrine yönelik şikayetinin ayrı ayrı reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Bu itibarla, davacı borçlu şirket yönünden istinaf başvurusunun HMK'nun 353/1- b-1....

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SEBEPLER: Kambiyo senetlerine özgü takipte usulsüz tebliğ ve karşılıksızdır işlemi yapılmayan senedin kambiyo senedi vasfını taşımadığına ilişkin şikayet, keşideci imza ve paraflarının keşideciye ait olmadığından kambiyo vasfına yönelik şikayet ve borca itirazdır. Davacı tarafça ileri sürülen tebliğ işleminin usulsüz olduğu iddiası yönünden, ödeme emrinin usulüne uygun olarak hazırlandığı anlaşılmakla tebliğ zarfının üzerinde "örnek no: 7 ödeme emri" yazmasının tek başına ödeme emrini usulsüz kılmayacağından bu yöndeki şikayetin reddine karar verilmesi yerindedir. Takibe konu çekin muhatap bankaya ibraz edildiği, ancak çek üzerinde, çekin keşidecisinin imzası uyuşmadığından hiçbir işlem yapılamadığına dair şerhin mevcut olduğu, ibraz tarihi olarak ise 05/04/2018 tarihinin bulunduğu anlaşılmakla alacaklı TTK'nın 796 ve 808. maddeleri gereğince müracaat hakkını kaybetmediğinden bu yöndeki şikayetin reddine karar verilmesi yerindedir....

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacıya ilk önce toplam örnek no: 7 ödeme emri gönderildiği ve borçlu asili bu ödeme emrinde işlemiş faize itiraz ettiğini, fakat fatura miktarına ve asıl alacağa itiraz etmediğini, kabul ettiğini, yapılan kısmi itiraz uyarınca borçlunun banka hesaplarına haciz kaydı işlendiğini, sonrasında, işlemiş faiz tutarı yanlış hesaplandığından ek takip talebi hazırlandığını, ardından ise feragat harcı istenmediğini, yapılan işlemde sorun bulunmadığını, davacının 08/07/2021 tarihli borca itirazında fatura bedeli talebine itiraz etmediğini, fakat 01/10/2021 tarihli borca itirazında ise fatura bedellerine de itiraz ettiğini, bu sebeple yapılan borca itirazın kötüniyetli olduğunu belirtmiştir. Mahkemece; davacıya icra dosyası kapsamında ilk ödeme emri tebliğ işleminden sonra alacaklının 21/09/2021 tarihli talebi üzerine ikinci ödeme emrinin tebliğ edildiği görülmektedir....

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İstinaf konusu; Kambiyo senetlerine özgü takip de takip borçlusu tarafından açılan yetkiye ve borca itiraz davasına ilişkindir. Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla başlatılan takibe karşı, borçlunun icra mahkemesine başvurusunda; icra dairesinin yetkisine, borca faize, faiz oranına itiraz ettiği ve ihtiyati haciz vekalet ücretinin örnek 10 ödeme emrinde tahsilinin talep edilemeyeceğini belirterek, ödeme emri ile takibin iptalini talep ettiği, mahkemece takip dayanağı bonoda açıkça düzenleme yeri olarak ''Konya'' yazdığından Konya icra dairelerinin de yetkili olduğu, borçlunun iddialarını İİK'nun 169/a maddesinde öngörülen bir belgeyle kanıtlayamadığı gerekçesiyle "Davacının yetki itirazının reddine, Davacının borca ve ödeme emrine itirazının reddine" karar verildiği görülmektedir....

Mirasın reddi nedeniyle borçtan sorumlu olunmadığına ilişkin iddianın, borca itiraz olduğu ve ödeme emrinin tebliği üzerine takibin şekline göre yasal süre içinde ilgili merciye yapılması gerektiği kabul edilmiş olup, bu ilke, murisin takipten önce ölmesi ve mirası ret süresi geçtikten sonra murisin borçları için mirasçıları aleyhinde takip yapılması durumunda geçerli olup, mirasçılar ödeme emri tebliği üzerine mirası red nedeniyle borçlu olmadıkları itirazını takibin şekline göre icra müdürlüğüne veya icra mahkemesine süresi içinde yapmak zorundadırlar. Bu durumda, davacı borçluların mirasın reddi nedeniyle takibin iptaline yönelik talebi, borca itiraz niteliğinde olup, davacı borçluların mirası reddettiklerine dair mahkeme kararı kesinleşmiş olduğundan borca itirazın kabulüne karar verilmesi yerindedir....

-KARAR- Davacı vekili, müvekkilinden un satın alan davalının mal bedeline karşılık 3. kişiye ait çeki ciro ederek verdiğini, müvekkilinin çeki bankaya ibrazında çekin çalıntı olduğunu öğrendiğini, çekteki ciro imzasının davalıya ait olup, alacaklarını tahsil için giriştikleri icra takibine davalının haksız olarak itiraz ettiğini iddia ederek itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına hükmolunmasını talep ve dava etmiştir. Davalı davaya cevap vermemiştir. Mahkemece iddia, savunma ve toplanan delillere göre borca ve ödeme belgesindeki imzaya itiraz eden davalının usulüne uygun tebligata rağmen davayı takip etmediği, imza incelemesi için duruşmada hazır bulunmasına ilişkin meşruhatlı tebligata rağmen davalının duruşmaya gelmediği gibi cevapta vermediği, böylelikle imzayı kabul etmiş sayıldığı, davalının haksız ve kötüniyetle takibe itiraz ettiği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

    İcra Müdürlüğü'nün 2019/5338 E. sayılı dosyasında kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takibe başlandığını, örnek 10 ödeme emri tebligatının borçlunun tanınmadığı şerhiyle iade edildiğini, bunun üzerine alacaklının borçlunun vefatı nedeniyle yasal mirasçılarına ödeme emrinin tebliğini, aksi takdirde veraset ilamı almak için kendilerine yetki verilmesini talep ettiğini, icra müdürlüğünce çıkartılan nüfus kaydı üzerine mirasçıların mernis adreslerine ödeme emri tebliğine karar verildiğini, mirasçılardan Meral Elçırpan ve müvekkili T1 gönderilen tebligatların bila tebliğ iade edilmesi üzerine alacaklının TK'nun 21/2....

    HMK m. 6 uyarınca öngörülen genel yetki kuralı, kesin bir yetki kuralı olmayıp müvekkil şirket, yetki kuralları arasından seçim hakkını kullanmış ve İstanbul İcra Daireleri aracılığıyla borçlu şirket hakkında icra takibi başlatmıştır. İşbu izah olunanlar çerçevesinde de borçlunun yetki itirazı yerinde olmayıp kaldırılması gerekmektedir. Davalı borçlu firmanın borca yönelik yapmış olduğu itirazın da kaldırılması gerekmektedir. Zira davalı şirket TTK uyarınca bir ticaret şirketidir. Bunun kanuni ve doğal bir sonucu olarak davalının taraf olduğu tüm hukuki işlemlerin ticari işletmesiyle ilintili olduğu kanuni bir karine olarak kabul edilmektedir. Davalı borçlu şirket, aleyhinde icra takibi başlatılana kadar kesilen faturalara ve müvekkil alacağına TTK m. 23 uyarınca itiraz etmemiş ve bunun doğal bir sonucu olarak da fatura mündericatlarını ve dolayısıyla da borcu kabul etmiştir....

      Şti aleyhine 08/11/2019 tarihinde genel haciz yoluyla ilamsız takip başlatıldığı, borçlu şirketin İstanbul Anadolu İcra Dairesinin yetkili olduğunu belirterek yetkiye ve borca itiraz ettiği, borçlu T5'in de Konya İcra Dairesinin yetkili olduğunu belirterek yetkiye ve borca itiraz ettiği görülmektedir. Borçlu şirketin yetki itirazıyla ilgili olarak alacaklının gönderme talebi doğrultusunda takip dosyasının İstanbul Anadolu 5. İcra Müdürlüğünün 2020/12828 esas dosyasına gönderildiği, adı geçen icra müdürlüğünce 10/08/2020 tarihli işlem ile takip dosyasının sadece borçlu şirket yönünden İstanbul Anadolu 5. İcra Dairesine gönderilmiş olduğundan, T5 hakkında ödeme emri düzenlenmemesine karar verildiği, yine aynı icra müdürlüğünce 01/09/2020 tarihinde aynı yönde ikinci kez işlem tesis edildiği görülmektedir. İstanbul 7....

      Yol Mevkii Aynalı İş Hanı Kat.4 No. 8 Bingöl" olduğu, bu sebeple yanlış adrese gönderilen ödeme emriyle kesinleştirilen icra takibinin usul ve yasaya aykırı olduğu, davacının usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile ödeme emri tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 24/07/2019 tarihi olarak düzeltilmesine, yetki itirazı yönünden ise borçlunun adresinin Bingöl'de olduğu, davacının yetki itirazı ve seçme hakkı göz önünde bulundurularak HMK'nın 9. maddesi uyarınca davacının adresi ve İİK'nın 50.maddesi yollaması ile HMK'nın 6 ve 10.maddeleri uyarınca, takipte Bingöl İcra Müdürlüklerinin yetkili olduğu gerekçesiyle, davacının diğer itirazları incelenmeksizin, yetki itirazının kabulü ile İstanbul İcra Dairelerinin yetkisizliğine, kararın kesinleşmesi ve talep halinde, takip dosyasının yetkili Bingöl İcra Müdürlüğüne gönderilmesine karar vermiştir....

      UYAP Entegrasyonu