Başvuruyu alan icra müdürü, önceki takip talebi ve ödeme emrine uygun olarak bir ödeme emri düzenleyip borçlu veya borçlulara göndermelidir. Somut olayda davacı, takip yolunu değiştirmişse de kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takipteki ödeme emrindeki borç miktarı ile iflas ödeme emrindeki borç miktarı aynı değildir. Bu husus gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ve yanılgılı gerekçeyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir." şeklindedir. Somut dosyada; ilamsız takibe ilişkin ödeme emri ile takip yolunun değiştirilmesi üzerine gönderilen iflas yoluyla takibe ilişkin ödeme emrindeki miktarlar aynı olup, İİK'nun 43/2 maddesinde öngörülen usule uygundur. Davacı vekili; İstanbul Anadolu 7....
Başvuruyu alan icra müdürü, önceki takip talebi ve ödeme emrine uygun olarak bir ödeme emri düzenleyip borçlu veya borçlulara göndermelidir. Somut olayda davacı, takip yolunu değiştirmişse de kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takipteki ödeme emrindeki borç miktarı ile iflas ödeme emrindeki borç miktarı aynı değildir. Bu husus gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ve yanılgılı gerekçeyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir." şeklindedir. Somut dosyada; ilamsız takibe ilişkin ödeme emri ile takip yolunun değiştirilmesi üzerine gönderilen iflas yoluyla takibe ilişkin ödeme emrindeki miktarlar aynı olup, İİK'nun 43/2 maddesinde öngörülen usule uygundur. Davacı vekili; İstanbul Anadolu ... İcra Müdürlüğü'nün ... Esas sayılı takip dosyasında davalı/borçlu ... AŞ ("..." gemisi donatanı ... Ltd'ye izafeten kendi adına asaleten) ve dava dışı borçlu ... Ltd. Şti ("..." gemisi donatanı ......
İcra Müdürlüğü'nün 2019/184 esas sayılı dosyasında davacıya gönderilen ödeme emrinin iptaline" denilmesine rağmen davalı alacaklı tarafça icra dosyasından birebir aynı ödeme emrinin tekraren taraflarına gönderildiğini, bu icra takibinde doğrudan vekile tebligat yapıldığını, ödeme emri tebligatının bizzat asile tebliği gerektiğini, takip borcuna, ferilerine (faize, çek tazminatına, çek komisyonuna, vs. takibe itirazla müvekkilinin borcu olmadığından borca ve faiz oranın fahiş olduğunu belirterek ödeme emrinin iptali ile şikayet ve itirazlarda bulunmuş, davalı aleyhine tazminata ve yargılama giderine hükmedilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde: davacının müvekkile olan borcu nedeniyle bono keşide edildiğini, İstanbul 1....
İcra Müdürlüğünün 2002/1316 sayılı dosyasından ödeme emri tebliğ edilemediği ve dosyanın 29.12.2003 günü de işlemden kaldırıldığı görülmüştür. Yukarıda gösterilen ilkeler ve somut duruma göre davacı alacaklı vekili, borçlunun İcra Müdürlüğünün yetkisine yönelik itirazı çerçevesinde işlem yapmakla, yetkili bir icra müdürlüğünde usulüne uygun bir takip yapmadığını kabul etmiştir. Yetkili icra müdürlüğünce gönderilen bir ödeme emri ve buna vaki bir itiraz da bulunmadığından, itirazın iptali için dava şartı oluşmamıştır. Açıklanan nedenle itirazın iptali davasının dava şartı yokluğundan, açılan karşı davanın ise mevcut bir asıl dava olmadığından usulden reddine karar verilmek gerekirken, esasa girilerek yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir....
İlk derece mahkemesi tarafından; "...Somut olayda şikayetçi borçlulara gönderilen ödeme emrinin 19/03/2019 tarihinde tebliğ edildiği, tebliğ mazbatalarında muhatabın adreste bulunmama sebebi belirtilmediği gibi beyanına başvurulan komşu adına da ulaşılamadığı, bu durumda borçlulara çıkartılan ödeme emri tebligatlarının T.K.'nın 21/1 ve yönetmeliğin 30. Maddesi gereğince usulsüz olduğu, yetki itirazı bakımından yapılan değerlendirmede genel yetki kuralı gereği borçlunun ikametinin bulunduğu icra dairesinin yetkili olması, davacıların ikametgahının Şefaatli İlçe sınırları içerisinde kalması nedeniyle icra dairesinin yetkisizliği ile dosyanın talep halinde Şefaatli İcra Dairesine gönderilmesine karar verildiği" şeklindeki gerekçe ile "Davacılara yapılan ödeme emri tebligatının iptaline, tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 04/08/2020 tarihi olduğunun kabulüne, Ankara 7....
Takibe dayanak yapılan ve hükme esas alınan 05.12.2008 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli sözleşme konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davacı, davalı hakkında 02.09.2009 tarihinde tahliye talepli başlattığı icra takibi ile ödenmeyen 2009 Nisan-Aralık aylar arası aylık 400.-TL'den toplam 3.600.-TL kira bedeli, 43.99.-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 3.643.99 TL nin tahsilini istemiştir. Ödeme emri davalıya 09.09.2009 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davalı 09.10.2009 tarihinde takibe itiraz etmiş ise de itirazı süresinde olmadığından takip kesinleşmiştir. Ancak 02.09.2009 tarihinde düzenlenen ve 09.09.2009 tarihinde tebliğ edilen ödeme emrinde itiraz süresi belirtildiği halde ödeme süresi verilmediği anlaşılmaktadır. Temerrüt ihtarına konu ödeme emrinin B.K. 260. maddesine uygun olması gerekir. B.K. 260. maddesine uygun olmayan ödeme emri hukuki sonuç doğurmaz. Hukuki sonuç doğurmayan ödeme emrine dayanarak tahliye kararı verilemez....
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle, borca itiraz için takip talebinde bulunulması yeterli olup ödeme emri tebliğinin gerekli olmadığını, mahkemece hatalı ve kendi içerisinde çelişkili hüküm oluşturulduğunu, davacının bu karara dayalı olarak müvekkiline ödeme emri göndereceğini ve müvekkilinin takibe bir daha itiraz etmesi gerekecek iken mahkemenin takibin durdurulması yönünden şikayetin reddine şeklindeki hükmünün çelişki içerdiğini, müvekkilince takibe itiraz edildiğini ve takibin durduğunu, bu aşamadan sonra alacaklıya itiraz dilekçesi tebliğ edilmesi halinde itirazın iptali ya da kaldırılması davalarının süresinde açılması gerektiğini, bu davaları ikame etmenin şartı itiraz dilekçesinin ne zaman tebliğ edildiği ile ilgili olduğunu, hiçbir yerde borçluya ödeme emri tebliğinden bahsedilmediğini, borçluya ödeme emri gönderilmesinin sebebinin takipten haberdar olmasını sağlamak, borçluya itiraz ya da ödeme yönünden süre tanımak bulunduğunu, açılan davada hukuki...
Dosyamıza konu takipte ve ödeme emrinde borcun sebebi olarak "07/11/2018 tanzim ve 07/11/2018 vade tarihli 120.000 TL Mik.Çek" gösterilmiş ise de; davacıya gönderilen ödeme emri tebliğ mazbatasında senet suretinin eklendiği şerhinin bulunmadığı anlaşıldığından ödeme emri tebliğ işleminin iptaline karar verilmiştir. Takibe dayanak çek fotokopisinin incelenmesinde, keşide yerinin, muhatap bankanın ve borçlunun adresinin İstanbul olduğu ve borçluya bu adreste tebligat yapıldığı, bu hali ile takibe konu çek açısından keşide yeri, muhatap bankanın bulunduğu yer ve davacı borçlunun adresi bakımından İstanbul Anadolu İcra Müdürlüğünün yetkisi konusunda hiçbir bağın bulunmadığı, ancak diğer borçlu şirket Leon Bilişim Promosyon Rek. Elekt. Dan. San. Tic....
Bu durumda davacı alacaklı icra dairesinin yetkisine yapılan itirazı kabul ettiğinden ve talebi doğrultusunda takip dosyasının yetkili ...İcra müdürlüğüne gönderilerek takip borçlusuna bu icra müdürlüğünce yeniden ödeme emri düzenlenerek borçluya tebliğe çıkarılması gerekir. Halbuki yetkili icra müdürlüğü olan ...14. İcra Müdürlüğü ise yeniden bir ödeme emri tanzim etmeksizin yetkisiz icra Müdürlüğü tarafından tanzim edilen ödeme emrini borçlu vekiline göndermiştir. Yetkili icra müdürlüğünce takip borçlusuna usulüne uygun ödeme emri tebliğ edilmediğinden borçluların yetkili icra müdürlüğünde yapılan takibe usulüne uygun itirazlarından ve takibin durmasından söz edilemeyeceğinden eldeki itirazın iptali davasının görülmesine olanak bulunmamaktadır. Bu sebeple, usulüne uygun yapılmış bir icra takibi bulunmadığından dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine ve davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir....
Dava ve takip dosyası içeriğine, dosyadaki yazılara göre; davacı vekili tarafından müvekkiline tebliğ edilen ilk ödeme emri yönünden ödeme emri ile birlikte takibe dayanak belgelerin müvekkiline tebliğ edilmediğine yönelik şikayet başvurusunda bulunulduğu, ayrıca ilk ödeme emri tebliği üzerine taraflarınca 02/01/2023 tarihinde yapılan itiraz üzerine takibin durdurulmasına karar verildikten sonra alacaklı vekilinin talebi üzerine yeniden vekil olarak kendisine tebliğ edilen ikinci ödeme emrinin de iptalinin talep edildiği anlaşılmış olup, icra dosyası incelendiğinde borçlu şirket aleyhine başlatılan ilamsız takip üzerine düzenlenen ödeme emrinin takip talebinde borçlu olarak gösterilen davacı şirkete elektronik tebligat yoluyla tebliğe çıkartıldığı, tebligat parçası incelendiğinde tebligat zarfında sadece örnek 7 ödeme emrinin bulunduğunun belirtildiği, her ne kadar takibe dayanak belgelerin ödeme emri ile birlikte tebliğe çıkartılmadığı anlaşılmış ise de, bu ödeme emrinin tebliği üzerine...