WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut olayda; alacaklı tarafından borçlu hakkında genel haciz yoluyla ilamsız icra takibi başlatıldığı, borçluya henüz ödeme emri tebliğ edilmeden borçlu tarafından 06.11.2019 tarihinde İcra Müdürlüğüne verilen itiraz dilekçesi ile borca, faize ve tüm ferilerine itiraz edildiği, alacaklının 16.05.2022 tarihinde İcra Müdürlüğüne başvurarak takibin kesinleştirilmesini talep ettiği, İcra Müdürlüğünün şikayete konu kararı ile ödeme emri tebliğ edilmese bile borçlunun itirazının geçerli olduğu gerekçesiyle talebin reddine karar verildiği, alacaklının ihtilafı sürdürme iradesi göstererek icra hukuk mahkemesinden icra müdürünün 17.05.2022 tarihli işleminin iptali talebinde bulunduğu görülmüştür....

    Aydın İcra Müdürlüğü'nün 2018/1347 E. sayılı takip dosyasının incelenmesinde, alacaklı tarafından borçlu Bahar Kuduğ aleyhine genel haciz yoluyla ilamsız icra takibine başlandığı, borçlunun takipten önce öldüğünün anlaşılması üzerine alacaklının talebiyle borçlu murisin mirasçıları adına takip talebi ve ödeme emri düzenlendiği, örnek 7 ödeme emrinin davacı borçluya 21/03/2018 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun borca itiraz etmediği ve takibin borçlu yönüyle kesinleştiği anlaşılmaktadır. Hukuk Genel Kurulu’nun, 19.11.2014 tarih ve 2013/12- 2240 Esas 2014/929 Karar sayılı kararında, borçluların mirası reddettikleri nedeniyle borçlu olmadıklarına yönelik iddialarının borca itiraz olup, ödeme emri tebliği üzerine yasal sürede yapılması gerektiği kabul edilmiştir. “İmzaya itiraz dışındaki diğer bütün itirazlara borca itiraz denir. Mesela ödeme, …sıfat itirazı gibi…....

    Yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda, takip dosyası ve dava dilekçesi içeriği incelendiğinde, murisin takibin kesinleşmesinden sonra öldüğü, bu nedenle davacı mirasçıya ödeme emri gönderilmesinin fuzuli bir işlem olduğu, muhtıra olarak kabulü gerektiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, davacı/borçlu mirasçının dava dilekçesinde ileri sürdüğü zamanaşımı ve itfa itirazlarının takibin kesinleşmesinden sonraki döneme ilişkin oldukları, mahkemece İİK'nın 71/1. maddesine ve İİK'nın 71/2. maddesi yollamasıyla 33/a maddesine dayalı zamanaşımı ve itfa itirazlarının ve ayrıca temlike yönelik ve diğer mirasçıların takibe dahil edilmesi gerektiğine yönelik şikayetler de değerlendirilerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, davacının talepleri borca itiraz olarak kabul edilerek hatalı nitelendirme ile inceleme yapılmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olmuştur....

    İİK'nun 168/5. maddesine dayalı borca itiraz hakkında uygulanması gereken aynı kanunun 169/a-5 maddesinin 5. fıkrasında; "İtirazın kabulü kararı ile takip durur" hükmüne yer verilmiştir. Mahkemece, borçlunun borca itirazı kabul edildiğine göre, İİK’nun 169/a-5. maddesi uyarınca takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken; takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsiz olup, hükmün bu nedenle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından, kararın düzeltilerek onanması gerekmiştir....

      Somut olayda, takip borçlusunun dayanak bonoya yönelik iddiası, İİK'nun 168/5. maddesine dayalı takibin kesinleşmesinden önceki döneme ilişkin zamanaşımı itirazı niteliğindedir. Bu durumda, itiraz hakkında İİK'nun 169/a maddesi uygulanması gerekip, anılan maddenin 5. fıkrasına göre; "İtirazın kabulü kararı ile takip durur". Mahkemece, borçlunun, zamanaşımı itirazı kabul edildiğine göre, İİK'nun 169/a-5. maddesi uyarınca takibin durdurulması yerine, icranın geri bırakılmasına karar verilmesi isabetsiz olup, hükmün bu nedenle bozulması gerekmekle beraber anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından, mahkeme kararının düzeltilerek onanması yoluna gidilmiştir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile ... 1....

        İcra Müdürlüğü'nün 2010/6024 Esas sayılı dosyası ile icra takibine geçildiğinden takibin mükerrer olduğunu belirtip borç miktarına ve takibe itiraz ediyorum dedikten sonra sonuç kısmında da borca itirazlarının kabulünü ve takibin iptalini istemiştir. Mahkemenin kabulünün aksine icra takiplerinin mükerrerliği (derdestliği) itirazı bir usul itirazı değil borca itirazdır. Buna göre itiraz dilekçesinde mükerrerlik itirazında bulunan borçlunun borcun tamamına itiraz etmiş olduğunun kabulü gerekeceği gibi açıkça takibin iptalinin istenmiş olmasıda bu değerlendirmeyi doğrulamaktadır. Taşınır rehninin icraya çevrilmesi başlığı altında yer alan İİK'nun 145. maddesinde “Alacağı taşınır rehni ile sağlanmış alacaklı, takip talebinde 58. maddede yazılı hususlardan başka merhunun ne olduğunu ve merhun üçüncü şahıs tarafından verilmiş ve merhunun mülkiyeti üçüncü şahsa geçmiş ise bu hakka sahip olan şahsın isminide bildirir” düzenlemesi yer almaktadır....

          Tüm dosya kapsamına göre; borçlu vekili tarafından takipten haricen haberdar olunması üzerine ödeme emri tebliğ edilmeden 04/03/2020 tarihinde borca itiraz edildiği anlaşılmıştır. Her ne kadar İİK’nun 62. maddesi gereğince borçluya ödeme emri tebliğ edilmeden borçlunun itiraz hakkı doğmayacağından haricen icra takibini öğrenip icra dairesine itiraz etmesi yasanın emredici hükümleri karşısında hukuki sonuç doğurmaz ise de bu durum borçluya hiç tebligat çıkartılmaması ya da tebliğ edilememesi hali için geçerlidir. Somut olayda alacaklı vekilinin talebi üzerine, borçluya ödeme emri tebliğ edilmiş olup alacaklının anlaşmazlığı ve takibi sürdürme iradesi mevcut olduğundan borçlunun ödeme emri tebliğinden önce yaptığı itiraz geçerlidir. İcra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verilmesi doğru olduğu gibi alacaklı vekilinin takibin devamına karar verilmesi talebinin reddine ilişkin müdürlük kararı da doğrudur. (Yargıtay 12....

          A.Ş. tarafından hasardan doğan bedellerinin ödenmemesi üzerine borçlu aleyhine, hasar tarihinden takip tarihine kadar işlemiş faiz dahil 1.772,71-TLnin tahsili amacıyla ilamsız takip yapıldığını ve borçluya Örnek No: 7 ödeme emri gönderildiğini, Davalı/borçlu ödeme emrini tebellüğ ettikten sonra borca ve icra takibine itiraz ettiğini, Borçlu itirazında icra dairesinin yetkisine, takibe , takibe konu borca , borç miktarına, faize , faiz oranına, ödeme emrine asıl alacak ve fer'ilerine külliyen itiraz ettiğini ve takibin durdurulmasını talep ettiğini, Borçlunun itirazı ile mezkur icra takibinin durdurulmasının akabinde işbu dava konusunun her iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi hasebiyle huzurdaki itirazın iptali davası için dava şartı teşkil eden 6102 sayılı TTK'nın 5/A maddesi gereğince zorunlu arabuluculuk yoluna başvurulduğunu;görüşme sonunda anlaşılamaması üzerine ilgili anlaşamama tutanağı tanzim edilmiş olup işbu dava dilekçe ekinde Sayın Mahkemeye sunulduğunu, Borçlu borca...

            Yetkili icra dairesinde takip yapılması, itirazın iptali davalarının koşullarından olup, takip yetkili icra dairesinde yapılmazsa ve ayrıca borçluya ödeme emri gönderilmezse dava şartının yerine getirildiğinden söz edilemeyecektir. Yukarıda da değinildiği gibi, yetkili icra dairesinde takip yapılması itirazın iptali davalarının koşullarından olup, bu halde ise takip yetkili icra dairesinde yapılmayıp, yetkili icra dairesinden davalı tarafa gönderilmiş bir ödeme emri söz konusu olmadığından dava şartının gerçekleşmediği kanaatine varılmış, davanın usulden reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

              Mahkemece, icra dosyasında davalıya ödeme emri tebliğ edilmediği ve borca itiraz hakkı doğmadığı için davacının dava açmakta hukuki yararı olmadığı gibi, davalı kefil hakkında 5464 sayılı yasanın 24/son maddesine göre, asıl borçlunun aczi sabit olmadıkça kefile gidilemeyeceği kanaatiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı banka vekilince temyiz edilmiştir. Davanın temelini oluşturan icra takibi sırasında çıkarılan ödeme emrinin muhatabın adresinde tanınmadığı gerekçesiyle bila- tebliğ geri döndüğü görülmüş ise de, borca ve takibe itiraz eden davalı (kefil) ... vekili, icra dosyasına verdiği itiraz dilekçesinde ödeme emrinden yeni haberdar olduklarını, tebligat ellerine geçmediği için ödeme emrinden haberdar olur olmaz itirazda bulunduklarını bildirmiş ve icra dairesinin 16/07/2007 tarihli işlemi ile icra takibinin durdurulmasına karar verilmiştir....

                UYAP Entegrasyonu