Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; icra memur muamelesi şikayet edildiğinden taraflarına husumet yöneltilemeyeceğini, şikayetin süresinde yapılmadığını, menfi tespit davasında verilen tedbir kararı nedeniyle takip durdurulduğundan dava açmakta davacının hukuki yararı bulunmadığını, davacı tarafın icra dairesine verdiği dilekçesinde hiçbir borca itiraz lafzı geçmediği halde tüm borca itiraz olarak değerlendirilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu beyan ederek mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir....
ŞİKAYET Şikayetçi alacaklı şikayet dilekçesinde; alacaklı borçlu hakkında başlatılan icra takibinde borçluya ödeme emrinin 08.04.2021 tarihinde tebliğ edildiğini, itiraz süresi dolduktan sonra icra müdürlüğünce UYAP’a süresinden sonra sunulan itiraz dilekçesinin yüklendiğini itiraz süresi geçmiş evraka ilişkin işlem yapılarak takibin durdurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğundan bahisle davanın kabulü ile icra müdürlük kararının kaldırılmasını talep etmiştir. II. CEVAP Şikayet edilen borçlu cevap dilekçesi sunmamıştır. III....
Sayılı kararıyla takibe dayanak belge sureti eklenmediğinden istemin kabulüne, 19.12.2012 tarihinde tebliğ edilen ödeme emrinin iptaline karar verildiği 16.04.2013 tarihinde borçluya yeni ödeme emri tebliğ edildiği, borçlunun yasal sürede itiraz etmediği anlaşılmıştır. Önce gönderilen ödeme emrinin icra mahkemesince iptali üzerine, yeni ödeme emri tebliğ edilmiş olup, önceki ödeme emri ve buna ilişkin borca itiraz hükümsüz kalmıştır. Bu sebeple 16.04.2013 tarihinde yeni ödeme emrinin tebliği ile beraber süresinde borca itiraz edilmesi, tebligata ve ödeme emrine ilişkin şikayetler varsa bunların ileri sürülmesi gerekmektedir. Aksi takdirde önceki ödeme emrine itiraz üzerine takip durmaya devam etmez ve yeni ödeme emrine itiraz edilmemesi üzerine takibe devam edilir. Ancak 16.04.2013 tarihinde yeni ödeme emrinin tebliğinden sonra borçlu tarafından süresinde borca itiraz edilmediği ve herhangi bir şikayet yoluna başvurulmadığı anlaşılmaktadır....
SAVUNMA :Karşı taraf vekili cevap dilekçesinde özetle; borca konu işlemin muhatabı T1 olup icra takibinde taraf yönü ile herhangi bir ihtilaf olmadığını, takibe konu borcun 16.09.2019 tarihinde öğrenildiği beyan edilmesine rağmen süresi içinde takibe itiraz edilmediğini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :İlk derece mahkemesince, şikayetin süresinde olduğu, şubenin eylemlerinden doğan alacak ve borçlara ilişkin tebligatların şubeye yapılmasında bir usulsüzlük olmadığı gibi tebliğin de usulüne uygun yapıldığı, ayrıca şikayet edenin ödeme emrinden 16.09.2019 tarihinde haberdar olduğunu beyan ettiği, ancak ödeme emrine karşı icra müdürlüğüne 25.09.2019 tarihinde 7 günlük itiraz süresi geçtikten sonra itiraz edildiği, ödeme emrine karşı süresinde itiraz da bulunulmadığı gerekçesi ile "ŞİKAYETİN REDDİNE" karar verilmiştir....
İİK’nın “borca itiraz” başlıklı 169. maddesinde de “Borçlu, 168 inci maddenin 5 numaralı bendine göre borca karşı yapacağı itirazını bir dilekçe ile icra mahkemesine bildirir. Bu itiraz satıştan başka icra takip muamelelerini durdurmaz” hükmü yer almaktadır. “Borçlunun kambiyo hukuku bakımından şikâyeti” başlıklı 170/a maddesinde ise aynen; “Borçlu, alacaklının bu fasıl hükümlerine göre takip hakkı olmadığını 168 inci maddenin 3 üncü bendine göre şikayet yolu ile ileri sürebilir. İcra Mahkemesi müddetinde yapılan şikayet veya itiraz dolayısıyla, usulü dairesinde kendisine intikal eden işlerde takibin müstenidi olan kambiyo senedinin bu vasfı haiz olmadığı veya alacaklının kambiyo hukuku mucibince takip hakkına sahip bulunmadığı hususlarını re'sen nazara alarak bu fasla göre yapılan takibi iptal edebilir. Her ne suretle olursa olsun, imza inkarı itirazı geri alınmış veya borç kısmen veya tamamen kabul edilmiş ise bu madde hükmü uygulanmaz” hükmü yer almaktadır....
Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki icra memur muamelesini şikayet dolaysıyla yapılan inceleme sonunda İlk Derece Mahkemesince şikayetin reddine karar verilmiştir. Kararın şikayetçi alacaklı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı şikayetçi alacaklı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I. DAVA Şikayetçi alacaklı şikayet dilekçesinde; genel haciz yolu ile ilamsız icra takibinde takibin durdurulmasını sağlayan geçerli bir borca itiraz bulunmadığını, vekil olarak icra müdürlüğüne itiraz dilekçesi sunan ...'...
İcra Dairelerinin yetkili olduğunu belirterek icra dairesinin yetkisine ve ayrıca borca itiraz ederek takibi durdurmuştur. Açılan itirazın iptali davasında mahkemece ... İcra Dairesi’nin yetkisine itiraz edildiği, ... İcra Dairesince yeniden ödeme emri tebliğ edilmeden itirazın iptali davası açılamayacağı, yeki itirazı üzerine şikayet yoluna gitmeyen davacının dosyasının ... İcra Müdürlüğüne gönderilmesini isteyebileceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. İlamsız icra takibine karşı borçlu icra dairesinin yetkisine, borca ve varsa takip dayanağı belgedeki imzaya itiraz edilebilir, Yetki ile birlikte borca da itiraz edilmişse açılacak itirazın iptali davasında mahkeme öncelikle icra dairesinin yetkili olup olmadığını İİK.’nun 50. maddesi uyarınca inceleyecektir. Yetki itirazına karşı alacaklının şikayet yoluna gitme zorunluluğu bulunmamaktadır. Mahkeme ... İcra Dairesinin yetkisine yönelik itirazın İİK.’nun 50. maddesinin atıf yaptığı HUMK’nun 9 vd....
Ltd Şti Vekili dilekçesinde özetle; yerel mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davanın borca itiraz davası olduğunu, şikayet olmadığını, yerel mahkemenin icra takibi kapsamında yer alan işlemin süresiz şikayet yoluyla ileri sürülebileceği gerekçesinin yerinde olmadığını, davacı taraf takip işlemlerini şikayet etmeksizin sadece borca itiraz etmişken, yerel mahkemenin hukuka aykırı bir yorumla davayı memur muamelesini şikayet gibi değerlendirerek, üstüne bir de süresiz şikayete tabi olacağını belirterek davanın kabulü yoluna gitmesinin hukuken kabul edilemeyeceğini, davanın mirasın reddedileceğinden bahisle borca itiraz davası olduğunu, bu davanın süresinde açılmadığını, davacı tarafa tebligatın 20/02/2019 tarihinde yapıldığını, davanın 28/02/2019 tarihinde ikame edildiğini, kanunen aranan hak düşürücü sürenin geçmiş olduğunu, davanın işin esasına girilmeden reddi gerekirken talep edilmeyen hususlarda karar verildiğini, cebri icranın asıl amacının alacaklının alacağına...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafından borçlu ..................... aleyhine kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takip başlatılmış, şirket ortağı olan ... tarafından şirkete yapılan ödeme emri tebligatının usulsüz olduğu belirtilerek borca itiraz edilmiştir. İcra mahkemesine başvuru, usulsüz tebligat şikayeti ve borca itiraz mahiyetinde olup, tüzel kişiler yetkili organları aracılığı ile şikayet ve itiraz başvurusunda bulunabilirler. Tüzel kişilerin organları, şikayet ve borca itirazda yasal temsilci(kanuni mümessil) durumundadır....
Uyuşmazlık, takibin iptali talebine yönelik şikayet ile İİK'nın 169/a maddesi kapsamında kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takipte borca itiraza ilişkindir....