Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İcra Dairesi'nin 2019/9649 E sayılı dosyasından başlatılan genel haciz yolu ile ilamsız takipte davacı borçluya ödeme emrinin 26/07/2019 tarihinde tebliğ edildiğini, ödeme emri tebliğ zarfından daha önce başlatılan icra takibine itiraz üzerine verilen karar belgesi çıkması nedeniyle davacının anılan kararın tebliğ edildiğini düşündüğünü, oysa ki yeni bir takip başlatılmış olduğunu ve ödeme emri tebliğ zarfında ödeme emri gönderilmemesi, bunun yerine daha önce başlatılan icra takibine itiraz üzerine verilen karar belgesi çıkması nedeniyle davacının takibe itiraz edemediğini, bu şekilde yanıltıcı olarak gönderilen ödeme emri tebliğinin usule uygun olmadığını beyan etmiş, ödeme emrinin ve takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir....

Maddeleri gereğince, "vekille takip edilen işlerde tebligatın vekile yapılır müvekkile yapılan tebligat usulsüzdür," hükmünün yer aldığını, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edilmesi nedeniyle şikayetlerinin kabulüne, Sivas İcra Müdürlüğü'nün 2020/10098 esas sayılı dosyasında takibin durdurulmasına, müvekkili için takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne, Sivas İcra Müdürlüğünün 2020/10098 esas sayılı icra takip dosyasında borçlu T1 adına çıkartılan Örnek 4/5 nolu ödeme emri ve Mahkeme kararının borçlu T1'ya tebliğ işleminin iptaline, Örnek 4/5 nolu ödeme emri ve Mahkeme kararının borçlu T1 vekili Av. T2 tebliği suretiyle tebliğ işlemi eksikliğinin giderilmesine, İcra takibinin iptali isteminin reddine yönelik karar verildiği anlaşılmıştır....

varken başka adrese ödeme emri gönderilmesinin kötü niyetli olduğunu, tebliğ işleminin TK'nın 21/1.maddesine de aykırı olduğunu, muhatabın adreste olmama nedeninin, tebligatı almaktan imtina edenin adı veya sıfatının, komşunun adının yazılmadığını ve komşunun beyanının alınmadığını beyanla ödeme emri tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olarak düzeltilmesine ve hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....

İcra müdürlükleri ilamın hüküm kısmını dikkate alarak aynen infazı ile görevlidir. Sınırlı yetkili icra mahkemesinin, hükümde yer almayan bir hususu yorum yolu ile ilama eklemesi ya da var olan bir hususu çıkarması olanağı yoktur. Ayrıca icra mahkemesince ilamın infaz edilecek kısmı yorum yolu ile de belirlenemez." ( Yargıtay 12.H.D'nin 2018/15009- 17528 ve 2018/14012- 2019/17288 E.K sayılı içtihatı) Dayanak ilamda davacının vekili bulunmasına rağmen icra emrinin sadece asile tebliğ edildiği ileri sürülmüş ise de; (davacı vekiline dava açıldıktan sonra icra emri tebliğ edildiği anlaşılmakta ise de) davacının, icra emrinde vekilinin adının yazılmadığına ilişkin şikayeti mevcut olmayıp, icra emrinin vekile tebliğ edilmemesi icra emrinin iptali sebebi olmadığından ve tebliğ işleminin iptali ya da tamamlanması da talep edilmediğinden ileri sürülen bu husus yerinde değildir....

Davalı alacaklı vekili cevap dilekçesinde özetle; İİK'nın 43 maddesi kapsamında bir kez takip yolunun değiştirildiğini, icra müdürlüğünce sehven gönderilen ödeme emrinin iptali kararı üzerine usule uygun olarak ödeme emri gönderilmiş olmasının ikinci kez takip yolunu değiştirme anlamına gelmeyeceğini, davacının tacir olduğunu ve iflasa tabi şahıslardan olduğunu beyan etmiş, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi kararında; İİK'nın 155 ve 156/3 meddeleri doğrultusunda, örnek 11 ödeme emrinin tebliği üzerine itirazların icra dairesine yapılması gerektiği icra hukuk mahkemesine başvurmanın hukuki bur sonuç doğurmayacağı gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmiştir. Davacı borçlu vekili istinaf dilekçesinde özetle; İİK'nın 43....

Temyiz Sebepleri Alacaklı ihale alıcısı, cevap dilekçesindeki hususları tekrarlamış, bundan başka; şikayetçiye tebliğ olan tebliğ zarfında "İİK'nın 135. maddesi uyarınca tahliye emri vardır" şerhi bulunduğunu, şikayetçinin itirazlarını icra mahkemesine yapması gerekirken icra müdürlüğüne yaptığını, icra müdürlüğünün bu itirazları inceleme yetkisinin bulunmadığını, icra müdürlüğünün 28.09.2022 tarihli tensip zaptı ile her ne kadar 28.09.2020 tarihinde kiracılar için örnek 14 tahliye emri düzenlenmiş ise de sistemden kaynaklanan ve sehven düzenlenen ödeme emrinin düzeltilerek İİK'nın 135 maddesi uyarınca kiracılara tahliye emri gönderilmesine karar verildiğini ve 28.09.2022 tarihli İİK'nın 135/2 maddesi gereği tahliye emrinin şikayetçiye tebliğ edildiğini, Bölge Adliye Mahkemesince borçluya örnek 14 ödeme emri tebliğ edildiğine dair hatalı değerlendirme ile karar verildiğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir. C. Gerekçe 1....

    Somut olayda, borçlunun icra mahkemesinden talebi, ödeme emri tebliğinin usulsüzlüğü nedeniyle tebliğ tarihinin düzeltilmesine ilişkin olup, HMK'nın 26. maddesi gereğince hakim tarafların talebi ile bağlıdır. Buna rağmen talep aşılarak ödeme emrinin iptaline karar verilmesi anılan yasa hükmüne aykırıdır. Mahkemece borçlunun talebi ile bağlı kalınarak ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltilmesine karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken, ayrıca ödeme emrinin iptali yönünde hüküm tesis edilmesi de doğru bulunmamıştır. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16.02.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Davacı, asıl borçluya yapılan ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürerek takibin asıl borçlu yönünden kesinleşmediğini ve müvekkili icra kefili hakkında icra emri düzenlenemeyeceğini ileri sürmüş, asıl borçlu tarafından tebliğ usulsüzlüğüne yönelik şikayette bulunulduğunu da mahkemeye bildirmiştir. Davacı, takipte icra kefili olup, ancak kendisine yapılan tebliğ işlemine karşı şikayette bulunma hakkına sahiptir, asıl borçluya yapılan tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasını ileri sürme hakkına sahip değildir. Zira tebliğin usulsüzlüğünü şikayet hakkı, ancak kendisine tebligat yapılan asıl borçluya aittir. Asıl borçlunun bu yönde şikayetinin mevcut olması halinde mahkeme, davanın sonucu bu davayı etkileyeceğinden bekletici mesele yapmalı ve ona göre karar vermelidir. Ancak, gelinen aşamada UYAP üzerinde yapılan incelemede, İstanbul 26....

      DAVA Borçlu şikayet dilekçesinde; davalı alacaklı tarafından başlatılan ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamsız takipte, ödeme emrinin usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğini, takipten 17.11.2019 tarihinde haberdar olduğunu, takibe dayanak ipotek senedi ve ipotek akit tablosu aslı veya onaylı suretinin takip talebine eklenerek icra müdürlüğüne sunulmadığını, ödeme emrinin İİK’nın 58. maddesine uygun içerikte olmadığını (takibe dayanak ipoteğin limiti, tesis tarihi, hangi tarihli kredinden kaynaklı borcun tahsilinin talep edildiği, faiz başlangıç tarihi vesair bilgilere yer verilmediğini), takip dayanağı belgelerin ödeme emri ile birlikte tebliğe çıkarılmadığını ileri sürerek ödeme emrinin ve ödeme emri tebliğ işleminin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. II....

        Ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğüne ilişkin şikayet, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca, usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren yedi günlük sürede icra mahkemesine yapılmalıdır. 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince; tebligatın usulsüz olması halinde muhatabı tebliğinden haberdar olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Somut olayda; tahliye dava dilekçesi ekli duruşma gününü bildirir davetiye üstünde yer alan.... posta dağıtım merkezine ait damgada 02/04/2016 tarihi yer almış ise de elle yazılan tebliğ tarihinde 02/05/2016 tarihinin yer aldığı, buna göre dava dilekçesi ekli duruşma günü bildirir davetiyenin 02.05.2016 tarihinde tebliğ edildiğinin kabulü gerektiği zira temerrüt nedeniyle tahliye davasının 07.04.2016 tarihinde açıldığı anlaşılmış olup şirket tarafından19/04/2016 tarihinde yapılan şikayet süresindedir....

          UYAP Entegrasyonu