Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İcra Müdürlüğü'nün 2017/6114 esas sayılı dosyasından ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi başlatıldığını fakat takip konusunun ipotek kesin borç ipoteği olmasına rağmen davalıya icra emrine yerine ödeme emrinin tebliğ edildiğini, sonrasında icra emrinin tebliğ edildiğini, Bandırma İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2018/54 esas, 2018/263 karar sayılı ilamı ile davacının 09/01/2018 tarihli icra emri gönderilmesi yönündeki icra memur işlemine, yetkiye ve ilamlı takibe ilişkin şikayetin reddine karar verildiğini ve kararın borçlu tarafından istinafa gönderildiğini, istinaf mahkemesinin icra müdürlüğünün 09/01/2018 tarihli işleminin iptaline karar verdiğini, dosyanın sürüncemede kalmaması için 04/12/2017 tarihli borçluya ödeme düzenlenmesine ilişkin kararın şikayet yoluyla kaldırılması gerektiğini, bu nedenle; Bandırma 2....

İcra Müdürlüğü'nün 2021/1925 sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, müvekkiline ödeme emri tebliğ edildiğini, icra takibi süresinde kesinleştiğini, ödeme emrinin usulsüz tebliğ iddiası ile Adana 2. İcra Hukuk Mahkemesinin 2021/142 E. sayılı doyası ile tebligatın iptali davası açtıklarını ve icra dairesine borca itiraz dilekçesi verdiklerini, ancak icra takibi kesinleşmiş olduğu için icra dosyasına ödeme yaparak dosyayı infaz ettiklerini, icra hukuk mahkemesinde tebligatın iptaline karar verildiğini, akabinde ödediği parayı geri almak amacı ile davalı aleyhinde Adana Genel İcra Müd. 2021/20921E. sayılı dosya ile icra takibi açtıklarını, davalının borca itiraz etmesi üzerine itirazın iptali için iş bu davayı açtıklarını, yerel mahkemece davanın reddine karar verildiğini, Sonuç itibariyle; Yerel mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olarak verildiğinden mahkemenin kararının kaldırılmasını talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir....

İcra Müdürlüğünün 2018/4789 Esas sayılı takip dosyasından düzenlenen icra emrinin ilama aykırılık nedeniyle borçlu T1 hakkında İPTALİNE, " karar verildiği görülmüştür....

Somut olayda; alacaklı tarafından İnegöl İcra Müdürlüğünün 2021/3701 Esas sayılı takip dosyası ile borçlu hakkında genel haciz yoluyla ilamsız icra takibi başlatıldığı, borçlu ...’ye henüz ödeme emri tebliğ edilmeden borçlu tarafından 11/06/2021 tarihinde icra müdürlüğüne verilen itiraz dilekçesi ile, borca, faize ve tüm ferilerine itiraz edildiği, icra müdürlüğünce 12/06/2021 tarihinde itirazın kabulü ile icra takibinin durdurulmasına karar verildiği, alacaklının ihtilafı sürdürme iradesi göstererek süresinde icra hukuk mahkemesinden icra müdürünün 12/06/2021 tarihli işleminin iptali talebinde bulunduğu görülmüştür....

    Tüm dosya ve takip dosyası kapsamı itibariyle borçluya İİK. nun 58/3. fıkrasına aykırı olarak alacağın dayandığı belgeleri içermeyen ödeme emrinin tebliğ edildiği, bu suretle yasaya aykırı olarak ödeme emri gönderildiğinden şikayetin kabulü ile ödeme emrinin iptaline karar verilip aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur..." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle; Davanın kabulüne, Bakırköy 7. İcra Müdürlüğünün 2020/5722 Esas sayılı takip dosyasındaki takibin iptaline," karar verildiği görülmüştür....

    GEREKÇE:Genel haciz yoluyla takipte borçlu vekili tarafından ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği ve takibin usulsüz kesinleştirildiği, süresinde borca itiraz etmelerine ve 3 gün süre geçmesine rağmen icra dairesince olumlu olumsuz karar verilmediği belirtilerek ödeme emrinin iptaline, ödeme emri tebliğ tarihinin 01/10/2020 olarak tespitine, borca itirazlarının kabulüne karar verilmesini talep edilmiş olup ilk derece mahkemesince usulsüz tebliğ işlemine yönelik şikayetin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi üzerine borçlu vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İİK'nun 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayet, aynı maddenin 1.fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 günlük sürede yapılmalıdır (HGK. 05.06.1991 tarih ve 1991/12- 258 E., 1991/344 K.). Y.12.HD.nin 2016/17614 E. 2017/10030 K....

    Yine icra dosyasının UYAP üzerinden incelenmesinde şikayete konu borçlular vekiline tebliğe çıkartılan 10/07/2020 tarihli icra emrinden sonra icra müdürlüğünce ilama ve takip talebine uygun olarak 14/07/2020 tarihinde yeni bir icra emri düzenlendiği, şikayet tarihi itibarı ile 14/07/2020 tarihi itibarı ile icra emrinin takip borçluları vekiline tebliğ edilmediği, icra dosyası içerisinde düzenlenmiş iki ayrı icra emri mevcut olup, her ne kadar ilk derece mahkemesince şikayetin reddine karar verilmiş ise de; şikayet dilekçesinde açıkça 10/07/2020 tarihli icra emrinin iptali talep edildiğinden, iptali istenen icra emrinden sonra düzenlenen icra emri de borçlular vekiline tebliğ edilmediğinden, ilama aykırı olarak düzenlenen 10/07/2020 tarihli ilk icra emrinin iptali istemi yasaya uygun olup, bu nedenle davacı tarafın istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, şikayetin kabulü ile 10/07/2020 tarihinde düzenlenen icra emrinin iptaline, şikayetin konusu ve...

    YARGILAMA SÜRECİ : Dava konusu istem: Davacı tarafından, 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'a aykırılık nedeniyle uygulanan 28.152.720,00 TL tutarındaki idari para cezasının tahsili amacıyla düzenlenen ... tarih ve ... sayılı ödeme emrinin iptali istenilmiştir. İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ......

      Davalı alacaklı vekili cevap dilekçesinde özetle; İİK'nın 43 maddesi kapsamında bir kez takip yolunun değiştirildiğini, icra müdürlüğünce sehven gönderilen ödeme emrinin iptali kararı üzerine usule uygun olarak ödeme emri gönderilmiş olmasının ikinci kez takip yolunu değiştirme anlamına gelmeyeceğini, davacının tacir olduğunu ve iflasa tabi şahıslardan olduğunu beyan etmiş, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

      Bu bağlamda, borçtan dolayı cebren tahsile geçmeden önce anılan Kanunun 55. maddesi hükmünde öngörülen bilgilerin tümünü içeren bir ödemeye çağrı yazısının “ödeme emri”nin tebliğ edilmesi yasal zorunluluktur. Bir başka ifade ile kamu alacağı için “ödeme emri” çıkarılmadan ve icra takibi kesinleştirilmeden haciz uygulanması ve diğer cebren tahsil yollarına başvurulması kanuna aykırıdır. 6183 sayılı Yasanın 55. maddesi kapsamında davacı adına düzenlenmiş ve anılan Yasanın 58. maddesi uyarınca tebliğ edilmiş bir ödeme emrinin ya da başlatılmış bir icra takibinin bulunmaması durumunda, yapılan bu tebligat ödeme emri niteliğinde olmayıp borç bildirim yazısından ibaret olduğu için, açılan davanın menfi tespit davası olarak kabul edilmesi ve sonucuna göre menfi tespit istemi bakımından bir değerlendirme yapılması gerekecektir....

        UYAP Entegrasyonu