Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; ödeme emrinin 03.05.2017 tarihinde T1 bizzat tebliğ edildiğini, borçlu tarafından yasal süresi içerisinde itirazda bulunulmadığını, ödeme emrinin usulüne uygun şekilde tebliğ edilerek takibin kesinleştirildiğini, davacının 34 XX 725 plakalı aracına yakalama konulduğu 01.10.2021 tarihine kadar da bir işlem yapmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir. İlk derece Mahkemesi; ilamsız icra yolu ile takip yapıldığı, ödeme emrinin 03.05.2017 tarihinde bizzat şikayetçiye tebliğ edildiği, şikayetçinin 06.10.2021 tarihinde borca itiraz ettiği, kendisine yapılan tebligattaki imzaya itiraz edilmediği, bu nedenle şikayetçiye yapılan 03.05.2017 tarihli tebliğ işleminin usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle şikayetin reddine karar vermiştir....

İcra kefaletinin geçersizliği nedeniyle iptali istemi, yargılamayı gerektirmesi nedeniyle genel mahkemede ileri sürülebilecek bir husus olup, şikayet yoluyla icra mahkemesine başvurularak icra kefaletinin iptali talep edilemez. Ancak, İİK'nun 38. maddesi uyarınca icra dairesindeki kefaletler, müteselsil kefalet niteliğinde olup, ilamların icrası hakkındaki hükümlere tâbidir. Buna göre ilamlı icra takibine konu edilebilmesi, bir diğer ifade ile icra kefiline icra emri tebliğ edilebilmesi için, icra kefaletinin yasada öngörülen şekil şartlarına uygun olarak yapılmış olması gerekir....

    Aksine hareket yukarıda da belirtilen ve anayasal düzenleme ile konulan savunma hakkının kısıtlanması anlamına gelir ve ödeme emrinin iptalini gerektirir. Dava konusu icra dosyasındaki ödeme emrinin bu yönü ile de iptali gerekir." şeklinde açıkça ilk derece mahkemesince reddedilen kısımla ilgili talepte bulunulduğu, ayrıca neticei talep kısmında da sadece ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltilmesinin talep edilmediği, ödeme emrinin iptalinin de açıkça talep edildiği, davacı vekilince iddia edildiği gibi talep edilmeyen hususla ilgili verilmiş bir kararın söz konusu olmadığı, ilk derece mahkemesince dava dilekçesinde şikayet konusu yapılan hususlarla ilgili ayrı ayrı değerlendirme yapılarak her bir taleple ilgili ayrı ayrı karar verildiği, neticede alacaklı tarafın ilamsız takipte herhangi bir sözleşme veya belgeye dayanmadan takip yapmış olması sebebi ile bu taleple ilgili kısmen red kararı verilmesinde de bir isabetsizlik bulunmamaktadır....

    Mahkemece; Davanın kabulü ile; Kayseri Genel İcra Dairesinin 2020/42627 Esas sayılı dosyasından gönderilen ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunun tespiti ile ödeme emri tebliğ tarihin 25/02/2021 olarak düzeltilmesine, İcra Müdürlüğünün 26/02/2021 tarihli kararının kaldırılmasına, takip kesinleşmeden konulan hacizlerin kaldırılmasına, ödeme emrindeki (borcunuzu itiraz süresi içerisinde öderseniz ile başlayan kısmın ödeme emrinden çıkartılmasına,) 1.500,00- TL'nin iade talebinin reddine, ödeme emrinin iptali talebinin kabulü ile ödeme emrinin iptaline, şeklinde karar verildiği görülmüştür....

    Tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddası İİK'nun 16. maddesi kapsamında bir "şikayet" olup, bu şikayetin ise aynı maddenin 1.fıkrası uyarınca, şikayet konusu işlemi öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük sürede icra mahkemesine yapılması gerekir. Somut olayda, borçluya 30.01.2014 tarihinde yenileme emrinin tebliğ edildiği, ancak borçlunun icra mahkemesine başvurusunda yenileme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğü şikayetine dair bir iddiasının olmadığı görülmüştür. Bu durumda, borçlunun ödeme emri tebliğ işlemini, kendisine yenileme emrinin tebliğ edildiği 30.01.2014 tarihinde öğrendiğinin kabulü gerekeceğinden, 28.05.2014 tarihinde yapılan başvurunun, İİK'nun 16/1. maddesinde öngörülen yasal süreden sonra olduğu anlaşılmıştır....

      İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 22/01/2020 NUMARASI : 2019/1500 ESAS 2020/158 KARAR DAVA KONUSU : Şikayet (İcra Memur Muamelesi) KARAR : Yukarıda mahal tarih ve numarası açıklanan ilk derece mahkeme kararı aleyhine süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmakla, HMK'nun 352. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme ve heyetçe yapılan müzakere sonunda, gereği düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili aleyhine İstanbul 25. İcra Müdürlüğünün 2019/34639 esas sayılı takip dosyasında ilamsız icra yolu ile başlatılan takipte ödeme emrinin müvekkilinin tebliğ tarihinde merniste kayıtlı olan adresine gönderilmemesi nedeniyle tebliğ işleminin usulsüz olduğunu, müvekkilinin takipten haberdar olmadığını, bu nedenle 11/11/2019 tarihinde takibe itiraz ettiğini beyanla, usulsüz tebliğ şikayetinin kabulü ile ödeme emrinin iptalini talep etmiştir....

      Ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğüne ilişkin şikayet, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren yedi günlük sürede icra mahkemesine yapılmalıdır. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince, tebligatın usulsüz olması halinde muhatabı tebliğinden haberdar olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Borçlu icra mahkemesine başvurusunda, diğer itirazlarının yanında ödeme emri tebligatının usulsüz olduğunu da ileri sürdüğü halde, mahkemece bu konuda bir değerlendirme yapılmadığı, olumlu ya da olumsuz herhangi bir karar verilmediği görülmektedir. O halde mahkemece; öncelikle tebligatın usulsüz olduğuna ilişkin şikayetin incelenerek tebligatın usulsüz olduğu sonucuna varılması halinde, tebligat tarihinin TK.'...

        İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesi tarafından, borçluya tebliğ edilen tebliğ zarfı üzerinde "Örnek No:13 ödeme emri ihtiva eder" ibaresinin yazılı olduğu, borcun sebebi olarak gösterilen dayanak belgenin ödeme emri ile birlikte borçluya tebliğ edilmediği gerekçesi ile İİK.'nun 58. Ve 61. Maddesi gereğince ödeme emri tebliğ işleminin iptaline karar verilmiştir....

        Hukuk Dairesi'nin 15/03/2016 tarih ve 2016/31332 E. 2016/7597 K. sayılı ilamı gereğince İİK'nın 58 ve İİK'nın 61. maddelerine göre takibe itiraz edilmesi şikayet yoluyla ödeme emrinin iptaline engel olmayacağı, takip belgeye dayandığı halde ödeme emri tebliğ evrakında şerhin bulunmadığı ve aksinin davalı alacaklı tarafça ispat edilimediği görülmekle icra müdürlüğünce gönderilen ödeme emri tebligatının usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle ödeme emri tebliğ işleminin iptaline, davacı tarafa yeniden tebliğ yapılmasına, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına karar vermiştir....

        Dolayısıyla hukuki dayanaktan yoksun olan kaçakçılık cezasının da ödeme emri ile istenmesi mümkün değildir. Bu nedenle, davacı şirketin ödeme emrine konu böyle bir borcu olmadığından, dava konusu ödeme emrinin iptali gerekmektedir. Açıklanan nedenlerle, davacının Danıştay 10.Dairesinin 1988/1755 sayılı kararının düzeltilmesi yolundaki isteminin kabulüne Vergi mahkemesi kararının bozulmasına, dava konusu ödeme emrinin yukarıda yazılı gerekçeyle iptaline karar verildi....

          UYAP Entegrasyonu