WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

-K A R A R- Davacı vekili, müvekkilinin 21.09.2011 tarihli genel kurulda kooperatif yöneticiliğine seçildiğini, gerçek kişi davalıların şikayetleri sonucu müvekkili hakkında adli ve idari soruşturma yapıldığını, müvekkilinin başkanlığındaki kooperatifin genel kurulun 12.03.2012 tarihinde yapılmasının, çoğunluk sağlanmaması halinde 26.03.2012 tarihinde yapılmasının kararlaştırıldığını, ilk toplantının çoğunluk sağlanmaması nedeniyle yapılamadığını, ikinci toplantının ortak olmayan kişilerin katılmasıyla yapıldığını, gündemin gereği gibi görüşülmediğini, bu nedenlerle toplantının yoklukla malul olduğunu ileri sürerek, 26.03.2012 tarihli genel kurulun yoklukla malul olduğunun tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı Gıda Tarım ve Hayvancılık ... İl Müdürlüğü vekili, müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini savunarak, davanın reddini istemiştir. Diğer davalılar, davanın reddini istemiştir....

    İhbara konu suç basit yaralama suçu uzlaşmaya tabii olup uzlaşma yoluna gidilmeden hükmün açıklanarak sanığın cezalandırılması yönündeki kararın onanması yönündeki çoğunluk görüşüne katılmıyorum. Mahkeme basit yaralama suçundan uzlaştırma yoluna giderek, şayet taraflar uzlaşma sağlayamadığı takdirde hükmün açıklanmasına ancak uzlaşırsa hükmün açıklanmasına yer olmadığına karar vermelidir. Sonradan sanığın lehine olarak getirilen uzlaşma prosedürü, uzlaştırmacı ve uzlaşma bürosu denenmeden sanığın cezalandırılması usul ve hukuklara aykırı olduğu kanaatiyle çoğunluk görüşüne katılmıyorum.14.03.2022...

      Yerel Mahkemece yapılan yargılama sonucu davanın kabulüne karar verilerek, Kurum işleminin iptaline ve ödenmeyen aylıkların ödenmesine karar verilmiş, davalı Kurumun temyizi üzerine katılmadığımız Dairemiz çoğunluk görüşünce kararın Onanmasına karar verilmiş ise de tüm dosya kapsamı 9/11/2010 tarihli Kurum denetim raporu ve bu raporu düzenleyen Kurum görevlisinin ve tutanak tanığının 18/05/2012 tarihli duruşmada alınan beyanları ve tüm dosya kapsamından davacının boşandığı eşiyle birlikte yaşadığı anlaşıldığından davanın reddi gerekirken, kabulü yönünde kurulan hüküm ve Dairemiz çoğunluğunca verilen Onama kararı usul ve yasaya uygun değildir. Yerel Mahkeme kararının bozulması gerektiğinden belirtilen nedenlerle çoğunluk görüşüne katılmamaktayım....

        maddesinde düzenlenen tek bir hırsızlık suçunu oluşturacağı zira gerçek içtima kuralına göre tek bir hareket sebebi ile tek suçun gerçekleştiği bu sebeple sanığın tek bir hırsızlık suçundan ceza verilmesi gerekeceği düşüncesiyle kararın çoğunluk görüşüne katılmıyorum. KARŞI OY: Sanığın olay günü mağdurların aynı araç içerisinde bulunan iki adet cüzdan, üç adet cep telefonu ile içerisinde para bulunan kumbarayı, bahsedilen kilitli araç kapısını ittirmek suretiyle açıp çalmış olduğunun anlaşılması karşısında, sanığın eyleminin TCK'nın 43/2. maddesi uyarınca zincirleme hırsızlık suçunu oluşturacağı, düşüncesiyle kararın çoğunluk görüşüne katılmıyorum....

          Sanık hakkında... fıkraların uygulanması gerektiğine ilişkin çoğunluk görüşü yerinde değildir. Açıklanan nedenlerle; sanık hakkında ...'... 58. maddesinin.........fıkralarının uygulanarak hükmün düzeltilerek onanmasına ilişkin çoğunluk görüşüne katılmıyorum. ......2014...

            basit cinsel saldırı suçunu oluşturabileceği kanaati ile sayın çoğunluk görüşüne karşıyım....

              . %20,60 oranında pay sahibi olduklarını, özel denetimin pay sahipliği haklarının kullanılabilmesi için gerekli olduğunu, bilgi alma ve inceleme hakkının kullanıldığını, şirket organlarının kanunu ve esas sözleşmeyi ihlal ettiğini, genel kurul kararı olmaksızın kâr dağıtıldığını, çoğunluk pay sahiplerine vadesiz ve faizsiz borç verildiğini, şirket kasasından ve hesaplarından hukuka aykırı bir şekilde para alındığını, alınan tutarın vergi affından yararlanılırken silinmiş ve bu durumun ikrar edildiğini, çoğunluk pay sahipleri bloğuna dahil pay sahiplerinden birisine arsa bağışlandığını, davalı şirketin gelir gider durumunun hayatın olağan akışına aykırı olup yönetim kurulu tarafından usulsüzlük yapıldığını, yönetim kurulu başkanı ve çoğunluk pay sahiplerinden --------- davalı şirketin kaynaklarını kendi şahsi harcamaları için kullandığını, yönetim kurulunun azınlık pay sahiplerini yanıltma amacıyla davalı şirket kayıtlarında çelişkili bilgilere yer verdiğini, şirket ve pay sahiplerinin zarara...

                ya da mahkemece uygun bir çözüme hükmedilmesine, davalının kötü niyetle veya muavazalı işlemler yapmasını engellemek amacıyla aktiflerin devrini önyecek şekilde ihtiyati tedbir kararı verilmesine, bu kapsamda HMK 400 madde uyarınca delil tespiti yapılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

                nin bir aile ortaklığı görünümünde olup, davalı şirket bünyesindeki çoğunluk pay sahipleri ile müvekkili şirket pay sahipleri arasında " ... " ailesi üzerinden yakın bir akrabalık ilişkisi bulunduğunu, ne var ki müvekkili şirket pay sahipleri ile davalı şirket çoğunluk pay sahipleri arasındaki kişisel husumetin, fikir uyuşmazlıkları dolayısıyla had safhaya ulaştığını, taraflar arasındaki ilişkinin kopma noktasında geldiğini ve ortaklık bağlarının zemininde bulunan güven ilişkisinin yok olma noktasına geldiğini, somut uyuşmazlıkta olduğu üzere, pay sahiplerinden birinin ortaklık dışındaki faaliyetlerinden dolayı diğer pay sahibi veya pay sahiplerinin güveni önemli ölçüde sarsılmışsa, haklı sebepten bahsedilebileceğini, Müvekkili şirketin pay sahipleri ile davalı ......

                  Sayın çoğunluk ile aramızdaki ihtilaf davanın hak düşürücü süre içinde açılıp açılmadığı noktasından kaynaklanmaktadır. Bildirimsiz kalan sigortalı çalışmaların tespiti davalarının, tespiti istenen hizmetin geçtiği yılın sonundan başlayarak beş yıl içinde açılabileceği öngörülmüştür. Bu sürenin hak düşürücü bir süre olduğu Yargıtay'ın yerleşmiş, oturmuş görüşlerindendir. 506 sayılı Kanunun 79/1 maddesinde açıkça, işveren tarafından sigortalılara ilişkin hangi belgeleri Kuruma vermesi gerektiğinin yönetmelikle düzenleneceği belirtilmiştir. Atıf yapılan Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği'nde, işveren tarafından Kuruma verilmesi gereken belgeler; işe giriş bildirgesi, aylık sigorta primleri bildirgesi, dönem bordrosu vs. olarak belirtilmiştir. Bu belgelerden herhangi birinin Kuruma verilmesi veya Kurum tarafından fiilen ya da kayden sigortalı çalışma olgusunun tespiti halinde hak düşürücü süreden söz edilemeyecektir....

                    UYAP Entegrasyonu