Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, " davanın kısmen kabulüyle tarafların müşterek çocuğu Kaan için belirlenen iştirak nafakasının dava tarihinden itibaren iaşe ve eğitim masraflarında kullanılmak üzere aylık 15.000 TL'ye indirilmesine, nafaka miktarının her yıl nisan ayında TÜİK tarafından açıklanacak ÜFE oranında arttırılmasına, iştirak nafakası iaşe ve eğitim masraflarına karşılık olarak belirlendiğinden davacı vekilinin çocuğun eğitim masraflarının davacı tarafça direkt kuruma ödenmesine ilişkin talebi konusunda karar vermeye yer olmadığına" karar verilmiştir....

nin ruh sağlığının bozulduğuna dair bir iddia ve delilin bulunmaması ve Dr. ...Kadın Doğum, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi ... Kurulunun 17.10.2011 tarihli raporunda mağdurenin psikiyatrik muayenesinde psikopatoloji bulunmadığı ve ruh sağlığının bozulmuş olmadığı tıbbi kanaatinin bulunduğunun anlaşılması karşısında, mağdurenin ruh sağlığının bozulup bozulmadığı yönünde rapor alınması gerektiğine ilişkin eleştiriye iştirak edilmemiştir. Delillerle iddia ve savunma, duruşma göz önünde tutularak tahlil ve takdir edilmiş sübutu kabul olunan fiillerin unsurlarına uygun şekilde tavsif ve tatbikatları yapılmış bulunduğundan, sanık ve müdafiin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükümlerin ONANMASINA, 23.05.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    Fazla çalışma ücreti isteğinin reddine karar verilmelidir. 3-Dinlenen davacı ve davalı tanıkları davacının genel tatillerde yurt dışında çalıştığı günlere denk gelmesi halinde çalıştığını ifade ettiklerinden, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacakları konusunda davacının pasaport kayıtları getirtilerek yurda giriş ve çıkış tarihleri dikkate alınarak, ulusal bayram ve genel tatillerde çalışıp çalışmadığı tespit edilerek sonucuna göre ulusal bayram ve genel tatil alacakları yönünden bir karar verilmelidir. F) Sonuç: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 24.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmakla inceleme, HMK'nun 355. maddesi gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında; TMK'nun 182/2.maddesinde; velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu hükme bağlanmıştır. Velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf, ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğunun giderlerine katılmakla yükümlüdür....

      Mahkememizce iştirak nafakasının niteliği, tarafların ekonomik sosyal durumları, müşterek çocuğun giderleri ve çocuğun annesi ve babası evli iken yaşadığı ekonomik koşullar dikkate alınarak taraflar arasındaki iştirak nafakası konusundaki ihtilafın çözümlenmesi için iştirak nafakasının yeniden belirlenmesi ve artışın ÜFE oranına endekslenmesi gerektiği vicdani kanaatine ulaşılmış, incelenen dosya kapsamına göre aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur. " gerekçesiyle davanın kısmen kabulüyle tarafların müşterek çocuğu Kaan için belirlenen iştirak nafakasının dava tarihinden itibaren iaşe ve eğitim masraflarında kullanılmak üzere aylık 15.000 TL'ye indirilmesine, nafaka miktarının her yıl nisan ayında TÜİK tarafından açıklanacak ÜFE oranında arttırılmasına, iştirak nafakası iaşe ve eğitim masraflarına karşılık olarak belirlendiğinden davacı vekilinin çocuğun eğitim masraflarının davacı tarafça direkt kuruma ödenmesine ilişkin talebi konusunda karar vermeye yer olmadığına" karar verilmiştir....

      Ancak; 1-Davalı asıl borçlu ... yurtdışında doktora yapmak üzere 1.8.1996 tarihinden önce görevlendirildiği dönemle ilgili olarak davacı Üniversiteye verdiği 11.12.1995 gün ve 53578 yevmiye sayılı taahhüt ve kefalet senedinde "kendisine yapılacak tüm masrafların T.C.Merkez Bankasınca tesbit edilen o günkü efektif satış kuru üzerinden Türk Lirası olarak iki katı tutarını" ödeyeceğini kabul etmiştir. 5.8.1996 tarihinde yürürlüğe giren 4160 Sayılı Yasanının 6. maddesinin (d) bendi ile 657 sayılı yasaya eklenen 34. madde gereğince yurt dışına gönderilenlerin taahhütlerini ihlal etmeleri halinde kendilerine sarf edilen meblağı döviz üzerinden ödeyecekleri öngörülmüş ve misli arttırım kaldırılmış bulunmaktadır. Davalı ... 2547 Sayılı Yüksek Öğretim Kurulu Yasası hükümlerine göre yurt dışına gönderilmiş olup taahhüdün ihlali halinde yüklenme senedi vermese idi ödeyeceği miktar o tarihteki yasalar uyarınca kendisine yapılan harcamalar ile bunun %50 fazlası cezai şarttan ibaret olacaktı....

        TÜRK MİLLETİ ADINA Hüküm veren Danıştay Onbirinci Dairesince işin gereği görüşüldü: 657 sayılı Yasanın 108. maddesinin 4. fıkrasında yurt içine ve yurt dışına sürekli görevle atanan memurların eşlerine memuriyetleri süresince her defasında bir yıldan az olmamak üzere en çok dört yıla kadar aylıksız izin verilebileceği hükmü yer almıştır. 5434 sayılı Yasanın ek 72. maddesinde de personel kanunlara göre aylıksız izinli sayılanlardan aylıksız izinli olarak geçen sürelere ilişkin kesenek ve karşılıklarını istekleri halinde her ay veya aylıksız izin süresinin bitim tarihini takip eden üç ay içinde başvurmaları ve başvuru tarihindeki katsayılar ve emekli keseneğine esas aylığın hesabına ait diğer unsurlar ile kesenek ve karşılık oranları esas alınmak suretiyle hesaplanacak kesenek ve karşılıklarını defaten ödemeleri halinde aylıksız geçen izin süreleri emeklilik yönünden eski derecelerinde değerlendirileceği hükmüne yer verilmiştir....

          ile davalı arasında mahkemece verilen kişisel ilişkinin çocuğun yüksek yararına olduğunu, haksız ve dayanaksız açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

          Maddesine göre ise “4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendinde sayılan sigortalıların işverenleri tarafından geçici görevle yurt dışına gönderilmeleri, (c) bendinde sayılan sigortalıların mevzuatlarında belirtilen usûle uygun olarak yurt dışına gönderilmeleri veya (b) bendinde sayılanların sigortalılığa esas çalışması nedeniyle yurt dışında bulunmaları halinde, bu görevleri yaptıkları sürece, sigortalıların ve işverenlerin sosyal sigortaya ilişkin hak ve yükümlülükleri devam eder”. Bu hükmün 5/g ile ilgisi bulunmamaktadır. Tamamen 4. Madde kapsamında zaten işyeri Türkiye içinde olan ve sigortalılığı devam edenleri ifade etmektedir. Burada zaten yabancılık unsuru içeren sözleşmeden de sözedilemez. Oysa yurt dışındaki işyerinde çalışmak üzere sözleşme imzalandığında, bir yabancılık unsuru vardır ve MÖHUK kuralları geçerlidir. Temel ve vazgeçilmez hak olan sosyal güvenlik hakkı, kamu düzenindendir. MÖHUK.’un 5....

            Yurt dışına sefer yapan tır şoförlerinin fazla çalışma yaptıklarını yazılı delille ispatlamaları gerekir. Uluslararası tır şoförü olarak çalışan davacının, yurtdışı çalışma koşulları ve usulü itibariyle fazla çalışma yapamayacağı gerçeği ve davacının fazla mesai yaptığını yazılı delille ispat edememiş olması karşısında fazla çalışma ücreti talebinin reddi gerekirken kabulü hatalıdır. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 19/03/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              UYAP Entegrasyonu