Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Velayet hakkı anne ve baba için normal şartlarda çocuğun..... olmasına yani onsekiz yaşını tamamlamasına kadar devam eden geçici bir haktır. Boşanma nedeniyle velayet hakkının anneye verilmiş olması, çocuğun soyadının değiştirilmesi için haklı bir neden sayılmadığı gibi, hukuki mevzuat da buna onay vermemektedir. Bir an için mevzuatın böyle bir duruma izin verdiği kabul edilse dahi, sonradan gelişen sebeplerden dolayı çocuğun yararı açısından velayetin babaya verilmesi halinde bu kez baba, velayet hakkına dayanarak tekrar çocuğun soyadını değiştirmek isteyecektir. Madem ki velayet kimde ise çocuk onun soyadını taşıyacaktır, o halde baba bu haktan mahrum edilemez. Böyle bir uygulamanın nüfus kayıtlarının güvenilirliğini ve istikrarını zedeleyeceği ve asıl bu gibi uygulamaların çocuğun ruh hali üzerinde çok derin ve etkili travma yaratacağı açıktır....

    Yukarıya alınan yasal düzenlemeler ve yapılan açıklamalar dikkate alındığında mahkemece, davanın, ergin kişinin haklı sebeple soyadının değiştirilmesi niteliğinde değil, evlilik içinde doğan çocuğun, doğumla kazandığı "aile soyadının" velayet hakkı kapsamında değiştirilmesi talebine ilişkin bulunması ve buna ilişkin değerlendirmenin aile mahkemesi tarafından yapılması gerektiğinden davanın görev yönünden reddine karar verilmesi gerekirken bu isteğin esastan incelenerek davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya uygun düşmediğinden bozmayı gerektirmiştir....

      Yukarıya alınan yasal düzenlemeler ve yapılan açıklamalar dikkate alındığında mahkemece, davanın, ergin kişinin haklı sebeple soyadının değiştirilmesi niteliğinde değil, evlilik içinde doğan çocuğun, doğumla kazandığı "aile soyadının" velayet hakkı kapsamında değiştirilmesi talebine ilişkin bulunması ve buna ilişkin değerlendirmenin aile mahkemesi tarafından yapılması gerektiğinden davanın görev yönünden reddine karar verilmesi gerekirken bu isteğin esastan incelenerek davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun düşmediğinden bozmayı gerektirmiştir....

        Yukarıya alınan yasal düzenlemeler ve yapılan açıklamalar dikkate alındığında mahkemece, davanın, ergin kişinin haklı sebeple soyadının değiştirilmesi niteliğinde değil, evlilik içinde doğan çocuğun, doğumla kazandığı "aile soyadının" velayet hakkı kapsamında değiştirilmesi talebine ilişkin bulunması ve buna ilişkin değerlendirmenin aile mahkemesi tarafından yapılması gerektiğinden davanın görev yönünden reddine karar verilmesi gerekirken bu isteğin esastan incelenerek davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya uygun düşmediğinden bozmayı gerektirmiştir....

          Velayet hakkının kapsamı Türk Medeni Kanunun 339. maddesinde düzenlenmiş olup buna göre velayetin kapsamında yer alan çocuğun adının ana ve babası tarafından konulacağı belirtilmiştir. Somut olayda, dava dilekçesinde küçük olup velayeti annede bulunan ... 'nın " ... " olan soyadının " ... " olarak değiştirilmesi istenmiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Evlilik birliği içinde doğan çocuğun doğumla kazandığı " ... " aile soyadının velayet hakkı kapsamında annenin boşanma sonrası edindiği " ... " soyadı ile değiştirilmesi talebidir ve dava velayet hakkına dayanılarak açılmıştır. Başka bir ifade ile, soyadının değiştirilmesi talep edilen ... ergin kişi değil, çocuktur. Davacı annenin velayeti altındadır. Buna göre; taraflar arasındaki uyuşmazlık, evlilik birliği içinde doğan, boşanma ilamıyla velayeti anneye verilen cocuğun, evlilik içinde doğumla kazandığı soyadının, davacı annesinin soyadı ile değiştirilmesinin mümkün olup olmadığı noktasındadır....

            Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine, alınan SİR raporları ile, müşterek çocuğun aşamalardaki beyanına, yine müşterek çocuğun ifadesini babasının baskısı ile verdiğine ilişkin dosyada delil bulunmamasına, çocuğun velayetinin babasında kalmasının üstün yararına aykırı olacağına dair bir delil ve tespit de bulunmamasına göre, mahkemenin velayetin değiştirilmesi talebinin reddine yönelik kararının dosya kapsamına göre doğru olduğu anlaşılmakla, davacının istinaf talebinin esastan reddine karar vermek gerekmekle, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

            Maddenin uyuşmazlık konusu olan birinci fıkrasındaki suç, seçimlik hareketli olup, bu hareketler çocuğun soybağının değiştirilmesi veya gizlenmesidir. Madde metninde soybağının değiştirilmesi veya gizlenmesinin ne tür hareketlerle işlenebileceği belirtilmemiştir. Buna karşılık maddenin gerekçesinde değiştirme veya gizlemenin, yetkili mercilere gerekli bilgileri vermemek veya yanlış bilgiler vermek suretiyle gerçekleştirilebileceği ifade edilmiştir. Ancak gerekçedeki bu açıklama örnek kabilinden olup soybağının değiştirilmesi veya gizlenmesini mümkün kılan elverişli her türlü hareketle bu suç işlenebilecektir. (Özlem Yenerer Çakmut, Soybağının Belirlenmesi ve Ceza Hukukunda Çocuğun Soybağını Değiştirme Suçu, Beta Basın Yayım Dağıtım, 1. Bası, İstanbul, 2008, s.197-198) Soybağının değiştirilmesi, bir çocuğun gerçek soybağından başka bir soybağında görünmesini sağlayan hareketlerin yapılmasıdır. Esasen bir çocuğun soybağı gerçek anlamda hiçbir zaman değiştirilemez....

              Aile Mahkemesinin 2015/335 Esas sayılı dava ile boşanma ve ferilerine ilişkin davalarının olduğu, söz konusu davanın boşanma ve velayet yönünden 10/09/2018 tarihinde kesinleştiği, kusur yönünden kadın lehine verilen maddi - manevi tazminat açısından, kadın lehine verilen tedbir - yoksulluk nafakası açısından çocuk lehine verilen tedbir - iştirak nafakası açısından bozma kararı verildiği ve henüz kesinleşmediği, tarafların ayrı yaşadıkları dönemde çocuğun anne ile yaşadığı, davalı kadının 24/02/2017 tarihinde Mustafa Akman ile evlendiği, bu evliliğinden 12/11/2018 doğumlu İbrahim isimli çocuğunun olduğu, davalı kadın ve müşterek çocuğun halen Konya'da yeni eşi ile birlikte ikamet ettiği, davacı erkeğin ise Aksaray ili Sultanhanı ilçesinde ikamet ettiği, tarafların ayrı yaşadıkları dönemde dava konusu çocuğun anne yanında yaşaması, mahkemece aldırılaran SİR raporlarında velayetin annede kalmasının uygun olacağının belirtilmesi ve tüm dosya kapsamı nazara alındığında velayetin değiştirilmesi...

              Aile Mahkemesi’nin 2019/234 Esas sayılı dosyasında yargılaması yapılan velayetin değiştirilmesi davasında bizzat kendisinin belirlediği süreleri aradan 4- 5 ay geçmeden kabul etmeyip tekrar dava açmasının hakkın kötüye kullanımı niteliğinde olduğunu, çocukla her hafta kişisel ilişkinin kaldırılmasının çocuğun bakım ve gözetimi konusunda ihmallere neden olacağını, çocuğa davacı-karşı davalıdan çok müvekkilinin baktığını, davacı-karşı davalının polis olarak görev yapması nedeniyle mesai mefhumu olmadığından müşterek çocukla yeterince ilgilenmediğini, davacı-karşı davalının annesinin yaşı itibarıyla çocuğun enerjisini kaldıracak yaşı geçtiğini, babaannesinin çocuğa devamlı bağırdığını çocuğun beyan ettiğini belirterek, asıl davada müşterek çocukla müvekkili arasındaki kişisel ilişkinin değiştirilmesi yönündeki talebin reddine karar verilmesini, müvekkili lehine hükmedilmiş olan yoksulluk nafakasının kaldırılması yönündeki talebi ise kabul ettiklerini belirtmiş, birleşen dava dosyası yönünden...

              Dava, velayetin değiştirilmesi talebine ilişkindir.(4721 sayılı TMK'nun 348 vd. m.leri) 4721 sayılı TMK'nun 348. m.sine göre, ana ve babanın çocuğa yeterli ilgi göstermemesi veya ona karşı yükümlülüklerini ağır biçimde savsaklaması, deneyimsizliği, hastalığı, başka bir yerde bulunması veya benzeri sebeplerden biri ile velayet görevini gereği gibi yerine getirememesi velayetin değiştirilmesi nedenleridir. Kuşkusuz velayet kendisinde bulunan anne ve babanın çocuk ile ilgili yapacağı her türlü iş ve işlemde çocuğun üstün yararını koruması gerektiği tartışmasızdır. Çocuğun üstün yararı, çocuğu ilgilendiren her işte göz önüne alınması zorunlu olan ve belirli bir somut olayda çocuk için en iyisinin ne olduğunu belirlemede dikkate alınan bir ölçüt bir kılavuzdur. Çocuğun üstün yararı, çocuğun haklarını garanti altına alan bir işlev de üstlenmektedir (Yücel, Özge Ufuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi Cilt 1 Sayı 2, Aralık 2013, s. 117- 137)....

              UYAP Entegrasyonu