Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Velayet hakkının kapsamı Türk Medeni Kanunun 339. maddesinde düzenlenmiş olup buna göre velayetin kapsamında yer alan çocuğun adının ana ve babası tarafından konulacağı belirtilmiştir. Somut olayda, dava dilekçesinde küçük olup velayeti annede bulunan ....olan soyadının ....." olarak değiştirilmesi istenmiş, mahkemece davanın reddine karar verilmiştir. Evlilik birliği içinde doğan çocuğun doğumla kazandığı "Yakut" aile soyadının velayet hakkı kapsamında annenin boşanma sonrası edindiği "Şenbaş" soyadı ile değiştirilmesi talebidir ve dava velayet hakkına dayanılarak açılmıştır. Başka bir ifade ile, soyadının değiştirilmesi talep edilen... olmayıp davacı annenin velayeti altındadır. Buna göre, taraflar arasındaki uyuşmazlık, evlilik birliği içinde doğan, boşanma sonucu velayeti anneye verilen çocuğun, evlilik içinde doğumla kazandığı soyadının, davacı annesinin soyadı ile değiştirilmesinin mümkün olup olmadığı noktasındadır....

    çocuğuna en iyi şekilde bakmak için elinden gelen herşeyi yaptığını, 11 yıldır davacı ile birlikte yaşayan müşterek çocuğun alışılmış çevreden koparılmasının ve yeni bir hayata ayak uydurmasının yaşı gereğince psikolojisini kötü yönde etkileyeceğini, neredeyse ergenlik çağına girmek üzere olan çocuğun hayatında büyük yenilikler yaşanmasının çocuğun fiziksel ve psikolojik gelişimi açısından yarar sağlamasının bir tarafta zarara sebebiyet vereceğini, müşterek çocuğun eğitim, sağlık, bakım gibi temel ve zorunlu ihtiyaçlarının karşılanması hususunda anne ve babanın her ikisinin de sorumlu olduğunu, müşterek çocuğun okul çağında olduğunu, zaruri ihtiyaçlarının arttığını, müvekkilinin 11 yıldır çocuğun ihtiyaçlarını tek başına karşıladığını, bu nedenlerle haksız ve mesnetsiz olarak açılan velayetin değiştirilmesi davasının reddine, müşterek çocuk için aylık 1.500,00- TL tedbir nafakasının kararın kesinleşmesi sonrası iştirak nafakasına dönüşmek üzere davacıdan tahsiline karar verilmesini talep...

    İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile anne tarafından çocuğun soyadının değiştirilmesi davası açıldığında çocuğun üstün yararına bakıldığı, eğer çocuğun üstün yararı varsa annenin kızlık soyadı çocuğa verilebileceği, her ne kadar dinlenen tanık beyanlarından ortak çocuk ...'nin kendi babasının kendisi ile ilgilenmediği, ortak çocuğun neden benim soyadım farklı diye sorular sorduğu, davacının yeni eşi ile ...'nin arasının iyi olduğu anlaşılmışsa da incelenen nüfus kayıt örneğinden ...'nin soyadı olarak değiştirilmesi talep edilen ... soyadının davacı kadının evlenmeden önceki soyadı değil yeni eşinin soyadı olduğu, annenin kızlık soyadını çocuğuna verme hakkı olduğu belirtilerek davanın reddine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. B. İstinaf Sebepleri Davacı vekili; küçük ...'...

      Aile Mahkemesi'nin 2018/210 Esas - 2019/13 Karar sayılı ilamı ile boşandıklarını, boşanma neticesinde müşterek çocuğun velayetinin davalı-davacıya verildiğini, daha sonra Ankara 3....

      Aile Mahkemesi'nin 2020/444 esas ve 2020/447 sayılı kararı ile boşandıkları müşterek çocuğun velayetinin boşanma kararıyla beraber davalıya verildiği, müşterek çocuğun 17/04/2020 doğumlu olup üç yaşında olduğu, anne bakım ve sevgisine muhtaç olduğu, anne yanında kalmasının çocuğun bedeni, fikri ve ahlaki gelişmesine engel olacağı yönünde delil bulunmadığı, çocuğun yaşı, anne bakım ve sevgisine muhtaç oluşu gözetildiğinde velayetin anneye verilmesinin çocuğun üstün yararına uygun olduğu, mahkemenin kararında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla istinaf başvurusunun esas yönünden reddine karar verilerek bu yönde hüküm kurulmuştur....

      Boşanma nedeniyle velayet hakkının sırf anneye verilmiş olması çocuğun soyadının değiştirilmesi için haklı bir neden sayılmadığı gibi hukuki mevzuat da buna cevaz vermemektedir. Bir an için mevzuatın böyle bir duruma izin verdiği kabul edilse dahi sonradan gelişen sebeplerden dolayı çocuğun yararı açısından velayetin babaya yeniden verilmesi hallerinde bu kez baba, velayet hakkına dayanarak tekrar çocuğun soyadını değiştirmek isteyecektir. Madem ki velayet kimde ise çocuk onun soyadını taşıyacaktır, o halde baba bu haktan mahrum edilemez. Böyle bir uygulamanın nüfus kayıtlarının güvenilirliğini ve istikrarını zedeleyeceği ve asıl bu gibi uygulamaların çocuğun ruh hali üzerinde çok derin ve etkili travma yaratacağı açıktır. Yargı mercilerinin bu durumu ve çocuğun yüksek yararını gözeterek anne ile babanın ya da ailelerin hukuken oluşmuş statüleri değiştirmeye çalışmalarına izin vermemesi gerekir....

        Yukarıya alınan yasal düzenlemeler ve yapılan açıklamalar dikkate alındığında mahkemece, davanın, ergin kişinin haklı sebeple soyadının değiştirilmesi niteliğinde değil, evlilik içinde doğan çocuğun, doğumla kazandığı "aile soyadının" velayet hakkı kapsamında değiştirilmesi talebine ilişkin bulunması ve buna ilişkin değerlendirmenin aile mahkemesi tarafından yapılması gerektiğinden davanın görev yönünden reddine karar verilmesi gerekirken bu isteğin esastan incelenerek davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya uygun düşmediğinden bozmayı gerektirmiştir....

          Yukarıya alınan yasal düzenlemeler ve yapılan açıklamalar dikkate alındığında mahkemece, davanın, ergin kişinin haklı sebeple soyadının değiştirilmesi niteliğinde değil, evlilik içinde doğan çocuğun, doğumla kazandığı "aile soyadının" velayet hakkı kapsamında değiştirilmesi talebine ilişkin bulunması ve buna ilişkin değerlendirmenin aile mahkemesi tarafından yapılması gerektiğinden davanın görev yönünden reddine karar verilmesi gerekirken bu isteğin esastan incelenerek davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya uygun düşmediğinden bozmayı gerektirmiştir....

            Çocuğun üstün yararı gereği, anne hiçbir gerekçe göstermeden, sırf velayetin kendisinde olduğunu ileri sürerek çocuğa kendi kızlık soyadının verilmesini isteyemez. Anne tarafından çocuğun soyadının değiştirilmesi davası açıldığında, çocuğun üstün yararına bakılır. Eğer çocuğun üstün yararı varsa annenin kızlık soyadı çocuğa verilebilir. Üstün yarar yoksa davanın reddine karar verilmelidir....

              Dava; velayetin değiştirilmesi, olmazsa kişisel ilişki kurulması talebine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde velayetin değiştirilmesi talebinin reddine, kişisel ilişki talebinin kabulüne karar verilmiş, taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Çocuk, tarafların evlilik dışı ilişkisinden doğmuş, baba ile soybağı "tanıma" (TMK. m. 295/1) ile kurulmuştur. Ana ve baba evli değilse velayet anneye aittir. (TMK. m. 337/1) Ana küçük, kısıtlı veya ölmüş ya da velayet kendisinden alınmışsa, hakim, çocuğun menfaatine göre, vasi atar veya velayeti babaya verir. (TMK. m. 337/2) Bu haller bulunmadıkça evlilik dışı doğan çocuğun velayeti kanun gereği annede (TMK. m. 337/1) olduğundan, velayetin anneye bırakılması yönünde ayrıca bir hakim kararına ihtiyaç yoktur....

              UYAP Entegrasyonu