Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ın evliliklerinden 21.09.1996 tarihinde soyadının değiştirilmesi istenen ...'ın, davacının......ile evliliğinden ise 23.05.2009 tarihinde soyadının değiştirilmesi istenilen ...'...

    Aile Mahkemesi’nin 30/05/2012 tarih, 2012/46 Esas ve 2013/361 Karar sayılı ilamı ile boşandıklarını, ortak çocuğun velayetinin müvekkiline verildiğini, çocuğun bütün resmi ve diğer işlemleri ile müvekkilinin ilgilendiğini, müvekkili ile çocuğun soyadı farklılığının sorun yarattığını, çocuğun da bu durumu sorguladığını belirterek çocuk T6 soyadının Satıç olarak düzeltilmesini talep ve dava etmiştir. SAVUNMA Davalı davaya cevap vermemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk derece mahkemesince; müşterek çocuğun, davacı anne ile soyadının farklı oluşunu sorun ettiği, çocuğun ruhsal gelişimi yönünden çocuğun soyadının, davacı annenin soyadı ile değiştirilmesinin çocuğun üstün yararına olabileceği, velayet hakkı kapsamında, davacı annenin çocuğun soyadını belirleme hakkının da yer aldığı gerekçesiyle davanın kabulüne, çocuğun soyadının Satıç olarak değiştirilmesine karar verilmiştir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Değiştirilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Mahkemece, tarafların ortak çocukları 2007 doğumlu İrem'in velayeti boşanma kararı ile birlikte anneye bırakılmıştır. Baba tarafından açılan velayetin değiştirilmesi davasının reddine karar verilmiştir. Velayet hususu, çocukları ilgilendiren konuların en başında gelir. Velayet düzenlemesinde; çocukla ana ve baba yararının çatışması halinde, çocuğun yararına üstünlük tanınması gereklidir. Çocuğun yararı ise; çocuğun bedensel, fikri vc ahlaki bakımdan en iyi şekilde gelişebilmesi ve böyle bir gelişmenin gerçekleştirilmesi için, çocuğa sosyal, ekonomik ve kültürel koşulların sağlanmış olmasıdır....

      yaşamak istediğini beyan ettiği, dosyada çocuğun tercihinin onun yüksek çıkarlarına aykırı düşeceğine ilişkin bir delil ve olgu bulunmadığı, çocuğun yaşı ve cinsiyeti açısından anne ilgisine ihtiyacı olduğu anlaşılmakla, mevcut durumda velayetin değiştirilmesi koşullarının oluştuğu dikkate alınarak, müşterek çocuğun velayetinin değiştirilerek davacı anneye verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından, davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve düşüncesiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

      Dava, velayetin değiştirilmesi talebine ilişkindir.(4721 sayılı TMK'nun 348 vd. m.leri) 4721 sayılı TMK'nun 348. m.sine göre, ana ve babanın çocuğa yeterli ilgi göstermemesi veya ona karşı yükümlülüklerini ağır biçimde savsaklaması, deneyimsizliği, hastalığı, başka bir yerde bulunması veya benzeri sebeplerden biri ile velayet görevini gereği gibi yerine getirememesi velayetin değiştirilmesi nedenleridir. Kuşkusuz velayet kendisinde bulunan anne ve babanın çocuk ile ilgili yapacağı her türlü iş ve işlemde çocuğun üstün yararını koruması gerektiği tartışmasızdır. Çocuğun üstün yararı, çocuğu ilgilendiren her işte göz önüne alınması zorunlu olan ve belirli bir somut olayda çocuk için en iyisinin ne olduğunu belirlemede dikkate alınan bir ölçüt bir kılavuzdur. Çocuğun üstün yararı, çocuğun haklarını garanti altına alan bir işlev de üstlenmektedir (Yücel, Özge Ufuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi Cilt 1 Sayı 2, Aralık 2013, s. 117- 137)....

      Çocuğun yararı ise; çocuğun bedensel, fikri ve ahlaki bakımdan en iyi şekilde gelişebilmesi ve böyle bir gelişmenin gerçekleştirilmesi için, çocuğa sosyal, ekonomik ve kültürel koşulların sağlanmış olmasıdır. Somut olayda müşterek çocuğun 2014 doğumlu olduğu annesi ile birlikte yaşadığı, biri heyet halinde biri de ek rapor şeklinde olmak üzere 4 sosyal inceleme raporu düzenlendiği, raporların tamamında davalı annenin çocuğun bakımı konusunda ihmal ve istismarının bulunmadığının tespit edildiği, bir kısım davacı tanıklarının da çocuğun anne tarafından bakımının iyi bir biçimde yapıldığını belirttikleri (Gülsün Nur, Ayhan) çocuğun ilkokul 1....

      veya sahte resmi belgenin kullanılması söz konusu olmadığından resmi belgede sahtecilik suçuna vücut vermeyeceği, nüfus müdürlüğüne gerçeğe aykırı beyanda bulunmak suretiyle çocuğun soy bağının değiştirilmesi nedeniyle hem TCK'nin 231/1. maddesinde düzenlenen çocuğun soy bağının değiştirilmesi, hem de 206. maddesinde düzenlenen resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan ve 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun 67/1. maddesinde hüküm altına alınan nüfus müdürlüğüne gerçeğe aykırı beyanda bulunma suçlarının oluştuğundan söz etmek mümkün ise de; TCK'nin 206. maddesinde genel olarak her türlü yalan beyanın, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu‘nun 67/1. maddesinde bundan daha özel biçimde nüfus işlemlerinde yalan beyanın, TCK'nin 231/1. maddesinde ise sadece çocuğun soy bağı konusundaki yalan beyanın yaptırım altına alındığı nazara alındığında, TCK'nin 231/1. maddesinin her iki düzenlemeye göre de "özel norm" niteliğinde olup "özel normun önceliği" ilkesi uyarınca eylemin yalnızca TCK'nin...

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Ortak Çocuğun Yurtdışına Çıkışının Yasaklanması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı baba tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı baba, dava dilekçesinde ortak çocuğun yurt dışına çıkışının yasaklanmasını talep etmiş, 12.04.2016 tarihli dilekçesiyle davasını tamamen ıslah ederek velayetin değiştirilmesi talebinde bulunmuştur. Davanın tamamen ıslahıyla davacı talep sonucunu değiştirip, bambaşka bir talep ileri sürebilir (HUMK m. 180). Bu sebeple davacının geçerli olan ıslahı dikkate alınarak davanın esasına girilmesi ve velayetin değiştirilmesi talebi yönünden inceleme ve araştırma yapılması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir....

          CEVAP Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde; müşterek çocuğun bakım ve eğitimiyle bizzat kadının ilgilendiğini, davacının ise müşterek çocukla ilgilenmediğini, maddî ve manevî bir katkıda bulunmadığını, dava dilekçesindeki iddiaların gerçeği yansıtmadığını, otizm rahatsızlığına sahip çocukların alışkanlıklarının değişmesi durumunda olumsuz etkilerin görülme ihtimalinin fazla olduğunu, çocuğun anne şefkatine muhtaç olduğunu ifade ederek davacının velâyetin değiştirilmesi, olmadığı takdirde kişisel ilişki kurulması talepli davasının reddine, aksi halde anne refakatinde baba ile kişisel ilişki kurulmasına karar verilmesini talep etmiştir. III....

            Velayet düzenlemesinde asıl olan çocukların yararıdır ve bu düzenlemede ana ve babanın yararı ile çocuğun yararı çatıştığı takdirde, çocuğun yararına üstünlük tanınması gerekir. Çocuğun üstün yararı gerektirdiği takdirde, görüşlerinin aksine karar verilmesi de mümkündür. Bu nedenle, müşterek çocuğun velayeti konusunda mahkemece görüşünün alınması, bu görüşün değerlendirilmesi ve gerçekleşecek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, bu konuda eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir....

              UYAP Entegrasyonu