Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Velayet hakkının kapsamı Türk Medeni Kanunun 339. maddesinde düzenlenmiş olup buna göre velayetin kapsamında yer alan çocuğun adının ana ve babası tarafından konulacağı belirtilmiştir. Somut olayda, dava dilekçesinde küçük olup velayeti annede bulunan küçükler... olan soyadlarının "Karaaslan" olarak değiştirilmesi istenmiş, mahkemece davanın reddine karar verilmiştir. Dava Evlilik birliği dışında doğan küçükler ......babalarının tanımasıyla kazandıkları ...." soyadının velayet hakkı kapsamında annenin kızlık soyadı olan "Karaaslan" soyadı ile değiştirilmesi istemine ilişkin olup velayet hakkına dayanılarak açılmıştır. Başka bir ifade ile, soyadının değiştirilmesi istenilen Evin ve Selin ergin kişi değil, çocukturlar, davacı annenin velayeti altındadırlar....

    Dava, velayetin değiştirilmesi talebine ilişkindir.(4721 sayılı TMK'nun 348 vd. m.leri) 4721 sayılı TMK'nun 348. m.sine göre, ana ve babanın çocuğa yeterli ilgi göstermemesi veya ona karşı yükümlülüklerini ağır biçimde savsaklaması, deneyimsizliği, hastalığı, başka bir yerde bulunması veya benzeri sebeplerden biri ile velayet görevini gereği gibi yerine getirememesi velayetin değiştirilmesi nedenleridir. Kuşkusuz velayet kendisinde bulunan anne ve babanın çocuk ile ilgili yapacağı her türlü iş ve işlemde çocuğun üstün yararını koruması gerektiği tartışmasızdır. Çocuğun üstün yararı, çocuğu ilgilendiren her işte göz önüne alınması zorunlu olan ve belirli bir somut olayda çocuk için en iyisinin ne olduğunu belirlemede dikkate alınan bir ölçüt bir kılavuzdur. Çocuğun üstün yararı, çocuğun haklarını garanti altına alan bir işlev de üstlenmektedir (Yücel, Özge Ufuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi Cilt 1 Sayı 2, Aralık 2013, s. 117- 137)....

    Dinlenen müşterek çocuğun beyanları, uzman görüşü raporlarına yansıyan beyan ve tespitler ile toplanan delillerden, müşterek çocuğun mevcut düzeninden memnun olduğu, velayetin değiştirilmesi talebine dayanak beyan ve iddiaların somut olarak ispatlanamadığı, davalının velayet sorumluluğunu yerine getirdiği, mevcut velayet durumunun çocuğun menfaatine uygun olduğu anlaşılmakla velayetin değiştirilmesi talebi yönünden davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur." gerekçesiyle, Davanın reddine karar verilmiştir. Davacı vekili, yetersiz uzman raporları esas alınarak tanıkları Hacer Gönül dinlenmeksizin, davalarının reddine karar verilmesi yönlerinden istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; hükmün usul ve yasaya uygun olması nedeni ile istinaf talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir....

    Somut olayda; davacı, eşi ile boşanma davasının devam ettiğini, eşinin başka biriyle görüşmesi sonucu dünyaya gelen ... isimli çocuğun kendisi üzerine nüfusa kaydettirildiğini, fakat çocuğun biyolojik annesinin kendisi olmadığını belirterek ... isimli çocuğun annesinin olmadığının tespitine ve çocuğun anne adının düzeltilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Bu türden yanlış ve yanıltıcı beyan ve işlemle yasaya aykırı olarak yapılan kayıtların düzeltilmesinin nüfus kaydının düzeltilmesi davası olduğu ve görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğu açıktır (Hukuk Genel Kurulu 2013/18-354 E. 2013/1554 K. 13.11.2013 T.)....

      çocuğun üstün yararına aykırı olmayacağını belirterek, çocuğun soyadının annenin soyadı ile değiştirilmesini talep etmiştir....

      Çocuğun yararı ise; çocuğun bedensel, fikri ve ahlaki bakımdan en iyi şekilde gelişebilmesi ve böyle bir gelişmenin gerçekleştirilmesi için, çocuğa sosyal, ekonomik ve kültürel koşulların sağlanmış olmasıdır. Velayet kamu düzenine ilişkin olup, re'sen araştırma ilkesi gcçerlidir. Bu nedenle yargılama sırasında meydana gelen gelişmelerin bile göz önünde tutulması gerekir. Davalının davayı kabulü de tek başına hukuki sonuç doğurmaz. Mahkemece; velayetinin değiştirilmesi istenen ortak çocuğun üstün yararının belirlenmesi bakımından, anne ve babanın yaşam koşulları ve çocuğa bakım olanakları konusunda bir araştırma yapılmamıştır....

        Nafaka miktarının belirlenmesinde çocuğun gelirleri de göz önünde bulundurulur. 4721 sayılı TMK'nun 348. m.sine göre, ana ve babanın çocuğa yeterli ilgi göstermemesi veya ona karşı yükümlülüklerini ağır biçimde savsaklaması, deneyimsizliği, hastalığı, başka bir yerde bulunması veya benzeri sebeplerden biri ile velayet görevini gereği gibi yerine getirememesi velayetin değiştirilmesi nedenleridir. Kuşkusuz velayet kendisinde bulunan anne ve babanın çocuk ile ilgili yapacağı her türlü iş ve işlemde çocuğun üstün yararını koruması gerektiği tartışmasızdır. Çocuğun üstün yararı, çocuğu ilgilendiren her işte göz önüne alınması zorunlu olan ve belirli bir somut olayda çocuk için en iyisinin ne olduğunu belirlemede dikkate alınan bir ölçüt bir kılavuzdur. Çocuğun üstün yararı, çocuğun haklarını garanti altına alan bir işlev de üstlenmektedir (Yücel, Özge Ufuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi Cilt 1 Sayı 2, Aralık 2013, s. 117- 137)....

        Söz konusu madde, velayetin değiştirilmesi sebeplerini hüküm altına almıştır. Buna göre; çocukla kişisel ilişki kurulmasının engellenmesi, çocuğun fiilen velayet hakkı olmayan annede ya da babada bırakılması veyahut çocuğun üçüncü kişinin yanında bırakılması, çocuğun menfaatinin gerektirdiği nedenler (örneğin sağlık, eğitim, ahlâk, güvenlik), velayeti kendisinde bulunan annenin ya da babanın yeniden evlenmesi, velayet hakkı kendisine verilen tarafın bir başka yere gitmesi, ölüm veya velayet görevinin kullanılmasının engellenmesi velayetin değiştirilmesi sebepleri olarak sayılabilir.Kuşkusuz bu gibi hallerde de asıl olan çocuğun üstün yararıdır....

        İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; TMK'nun 321. maddesi uyarınca çocuğun babasının soyadını alacağına ilişkin düzenlemenin emredici nitelikte bulunduğunu, bu sebeple davanın reddi gerektiğini, annenin velayet hakkı nedeniyle böyle bir dava açamayacağı gibi dilekçede ileri sürülen iddiaların hukuki bir dayanağının olmadığını, çocuğun soyadının değiştirilmesi ve daha sonra velayetinin yeniden babaya verilmesi halinde bu kez de babanın çocuğun soyadını değiştirmek isteyeceğinden, böyle bir uygulamanın nüfus kütüklerindeki kaydın güvenilirliğini zedeleyeceği gibi böyle bir uygulamanın çocuğun ruh sağlığı üzerinde de çok derin ve etkili tramva yaratacağını belirterek, kararın kaldırılarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. GEREKÇE: Dava, velayet hakkına sahip annenin ortak çocuğun soyadının kendi kızlık soyadı ile değiştirilmesi istemine ilişkindir....

        "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Değiştirilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı baba boşanma kararı ile birlikte velayeti davalı anneye bırakılan ortak çocuk 04.08.2001 doğumlu ...’ın velayetinin değiştirilerek kendisine verilmesini talep etmiş, mahkemece; "çocuğun velayet hususundaki talebinin dikkate alınması gerektiği, ergenlik döneminde bulunan erkek çocuğun sosyal aktivite alanlarında takip ve kontrolünün baba tarafından daha iyi yerine getirilebileceği, davalı annenin de velayet değişikliğini kabul ettiği" gerekçesiyle velayetin değiştirilmesi ile birlikte çocuk yararına iştirak nafakasına hükmolunmuş, hüküm davalı anne tarafından temyiz edilmiştir. Velayet hususu, çocukları ilgilendiren konuların en başında gelir....

          UYAP Entegrasyonu