Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Velayet hakkı anne ve baba için normal şartlarda çocuğun ergin olmasına yani onsekiz yaşını tamamlamasına kadar devam eden geçici bir haktır. Boşanma nedeniyle velayet hakkının sırf anneye verilmiş olması çocuğun soyadının değiştirilmesi için haklı bir neden sayılmadığı gibi hukuki mevzuat da buna cevaz vermemektedir. Bir an için mevzuatın böyle bir duruma izin verdiği kabul edilse dahi sonradan gelişen sebeplerden dolayı çocuğun yararı açısından velayetin babaya yeniden verilmesi hallerinde bu kez baba, velayet hakkına dayanarak tekrar çocuğun soyadını değiştirmek isteyecektir. Madem ki velayet kimde ise çocuk onun soyadını taşıyacaktır, o halde baba bu haktan mahrum edilemez. Böyle bir uygulamanın nüfus kayıtlarının güvenilirliğini ve istikrarını zedeleyeceği ve asıl bu gibi uygulamaların çocuğun ruh hali üzerinde çok derin ve etkili travma yaratacağı açıktır....

    Boşanma hükmüyle düzenlenen velayetin değiştirilebilmesi için ya velayet kendisine verilen tarafın ya da velayete konu çocuğun durumunda, boşanma hükmünden sonra esaslı değişikliklerin olması şarttır. Esaslı değişiklik önemli ve sürekli olmalıdır. Dosyanın incelenmesinde, tarafların Artvin Asliye Hukuk Mahkemesinin (Aile Mahkemesi Sıfatıyla) 2016/26 Esas, 2017/845 Karar sayılı 29/11/2017 tarihli kararı ile boşandıkları, müşterek çocuğun velayetinin anneye verildiği, tarafların istinaf etmemesi üzerine 06/02/2018 tarihinde kararın kesinleştiği, velayetin değiştirilmesi talepli eldeki davanın 03/09/2020 tarihinde açıldığı, bu süreç içinde, annenin velayetten kaynaklanan görevlerini ihmal ettiğinin ve velayetin değiştirilmesini gerektiren bir nedenin varlığının ispatlanamadığı, 03/06/2021 tarihli celsede çocuğun anne ile birlikte kalmak istediğini beyan ettiği, velayetin değiştirilmesi koşullarının oluşmadığı anlaşılmaktadır....

    in de beyana dayalı şekilde Kader ismi ile nüfusa kaydettirmesi ve nüfus cüzdanı almasından ibaret eyleminin, ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 29.09.2015 tarihli ve 2015/412 Esas, 2015/286 Karar sayılı ilamında da açıklandığı üzere, sahte bir resmi belge düzenlenmesi, gerçek bir resmi belgenin başkalarını aldatacak şekilde değiştirilmesi veya sahte resmi belgenin kullanılması söz konusu olmadığından resmi belgede sahtecilik suçuna vücut vermeyeceği, nüfus müdürlüğüne gerçeğe aykırı beyanda bulunmak suretiyle çocuğun soybağının değiştirilmesi nedeniyle hem 5237 sayılı Kanun'un 231 inci maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen çocuğun soybağının değiştirilmesi, hem de 206 ncı maddesinde düzenlenen resmi belgenin düzenlenmesinden yalan beyan ve 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanun‘nun (5490 sayılı Kanun) 67 nci maddesinin birinci fıkrasında hüküm altına alınan nüfus müdürlüğüne gerçeğe aykırı beyanda bulunma suçlarının oluştuğundan söz etmek mümkün ise de; 5237 sayılı Kanun'un 206 ncı...

      hem TCK'nin 231/1. maddesinde düzenlenen çocuğun soybağının değiştirilmesi, hem de 206. maddesinde düzenlenen resmi belgenin düzenlenmesinden yalan beyan ve 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanun‘nun 67/1. maddesinde hüküm altına alınan nüfus müdürlüğüne gerçeğe aykırı beyanda bulunma suçlarının oluştuğundan söz etmek mümkün ise de; TCK'nin 206. maddesinde genel olarak her türlü yalan beyanın, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu‘nun 67/1. maddesinde bundan daha özel biçimde nüfus işlemlerinde yalan beyanın, TCK'nin 231/1. maddesinde ise sadece çocuğun soy bağı konusundaki yalan beyanın yaptırım altına alındığı nazara alındığında, TCK'nin 231/1. maddesinin her iki düzenlemeye göre de "özel norm" niteliğinde olup "özel normun önceliği" ilkesi uyarınca eylemin yalnızca TCK'nin 231. maddesindeki "çocuğun soybağını değiştirmek" suçunu oluşturduğu gözetilmeden, suç niteliğinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde resmi belgede sahtecilik suçundan hükümler kurulması, 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine...

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Resmi belgede sahtecilik HÜKÜM : Mahkumiyet Mahkemenin hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının uygulanmaması gerekçesi yasal ve yeterli olmakla tebliğnamenin bu husustaki bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir. 1)Sanık hakkında Nüfus Müdürlüğüne müracaat ederek torunu ...’ü kendi çocuğu gibi göstererek, beyana dayalı şekilde nüfusa kaydettirmekten ibaret eyleminin, ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 29.09.2015 tarihli, 2015/412 Esas ve 2015/286 Karar sayılı ilamında da açıklandığı üzere, sahte bir resmi belge düzenlenmesi, gerçek bir resmi belgenin başkalarını aldatacak şekilde değiştirilmesi veya sahte resmi belgenin kullanılması söz konusu olmadığından resmi belgede sahtecilik suçuna vücut vermeyeceği, nüfus müdürlüğüne gerçeğe aykırı beyanda bulunmak suretiyle çocuğun soybağının değiştirilmesi nedeniyle hem TCK'nin 231/1. maddesinde düzenlenen çocuğun soybağının değiştirilmesi, hem de 206. maddesinde düzenlenen...

          Babanın soyadı veya çocuk reşit olduktan sonra kendi soyadı usulüne uygun olarak açacağı bir dava sonunda verilecek kararla değişmedikçe çocuğun da soyadı değişmez. O halde velayete sahip ana dahi bu hakka dayanarak çocuğun soyadının değiştirilmesi davasını açamaz. Bu nedenle mahkemenin ananın velayeti altındaki çocuğun soyadının değiştirilmesi konusunda açtığı davaya bakması yasaya aykırıdır. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 3.10.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Değiştirilmesi-Koruma Kararının Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı anne tarafından, koruma kararının kaldırılması talebinin reddi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı anne, veleyati babada bulunan ortak çocuğun velayetinin kendine verilmesi ve halen kurumda bulunan ortak çocuğun koruma kararının kaldırılması için dava açmış, mahkemece, velayetin değiştirilmesi istemi kabul edilmiş, koruma kararının kaldırılması isteminin ise reddine karar verilmiştir....

              Bu durumda mahkemeler arasında olumsuz görev uyuşmazlığının doğduğu, sorunun merci tayini yoluyla çözülebileceği tespit edilmiştir Delillerin Değerlendirilmesi İle Hukuki Sebepler ve Gerekçe: Dava, velayet hakkına dayalı olarak çocuğun ad ve soyadının değiştirilmesi istemine ilişkindir. Adın haklı sebeple değiştirilmesine ilişkin dava, kişisel durum sicilindeki mevcut kaydın değiştirilmesini ve düzeltilmesini gerektirdiğinden esas itibarıyla "nüfus kaydının düzeltilmesi" niteliğinde olduğu ve çocuğun önadının değiştirilmesi için yasal temsilcileri tarafından açılan davalarla, ergin kişilerin ad ve soyadlarının değiştirilmesi davalarında görevli Mahkemenin 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36. maddesinde yer alan hüküm gereğince Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunda tereddüt bulunmamaktadır....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Değiştirilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmiş, temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması da davalı tarafından istenilmekle; duruşma için belirlenen 27.09.2016 günü temyize cevap dilekçesi ile murafa talep eden davalı ... vekili Av. ..... geldi. Karşı taraf temyiz eden davacı ... ile vekilleri gelmedi. Gelenin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü. Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Velayetinin değiştirilmesi talep edilen müşterek çocuğun idrak çağında olduğu anlaşılmaktadır....

                Dosya kapsamına göre, müşterek çocuğun anne yanında kalmaya devam etmesinin ve velayetin annede bırakılmasının çocuğun gelişimini olumsuz etkileyeceği, bedeni, fikri, ahlaki gelişmesine engel olacağı yönünde ciddi ve inandırıcı deliller bulunmadığı gibi, hemen meydana gelecek bir tehlikenin varlığı da ispat edilememiştir. Öte yandan görüşmek için baba tarafından alınan ortak çocuk velayet annede olmasına rağmen görüşme süresi sonunda anneye teslim edilmemiştir. Baba hakkında çocuk kaçırma eylemi nedeni ile derdest ceza davası bulunduğu ve sosyal inceleme raporu içeriğine göre, çocuğun anne ile görüşmesine izin verilmediği, çocuğun anne özlemi çektiği, çocuğun yaşı nedeniyle anne sevgisine ihtiyacı olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda velayetin değiştirilmesi talebinin reddi gerekirken, kabulü doğru bulunmamıştır....

                  UYAP Entegrasyonu