AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 28.04.2021 NUMARASI : 2018/929 ESAS, 2021/675 KARAR DAVA KONUSU : Çocuğun Annesinin Soyadını Kullanmaya İzin KARAR : Mahalli mahkemece verilen karara karşı davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş, dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmiş olup, ön inceleme aşaması tamamlandıktan ve incelemenin duruşma yapılmadan karar verilmesi mümkün bulunan hallerden olduğu anlaşıldıktan sonra duruşmasız olarak yapılan inceleme neticesinde, Dosya incelendi; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ile T4 boşandıklarını, müşterek çocuk Elif Atmaca'nın velayetinin davacı anneye verildiğini, çocuğun yüksek menfaati ve Anayasanın 20.maddesi ve Yargıtay 2....
, çocuk doğduktan 20 gün sonra evi terk edip gittiğini, çocukla görüşmesine izin vermediğini, kadının annesinin erkeğe telefonda hakaretler ettiğini, çocuğun isminin Hacı Hasan olmasına rağmen kadın ve ailesinin çocuğun ismini değiştirmek istediklerinden Yiğit diye hitap ettiklerini, sürekli evi terk ettiğini, kadının ailesinin sürekli eve geldiklerini, erkeğin çocuğuyla vakit geçirmesine engel olduklarını, tüm bu nedenlerle tarafların boşanmalarına, çocuğun velayetinin ortak verilmesine, 60.000TL maddi - 60.000TL manevi tazminata kadının nafaka ve tazminat taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun cinsel istismarı HÜKÜM : Çocuğun cinsel istismarı suçundan mahkumiyet İlk derece mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle başvurunun muhtevası ve inceleme tarihine kadar getirilen kanuni düzenlemeler nazara alınarak dosya tetkik edildi, gereği görüşüldü: Suç tarihinde on beş yaşından küçük mağdurenin annesi olan müşteki ...'...
Ancak çocuk daha sonra tekrar dinlendiğinde bu sefer de babasıyla kalmak istediğini, annesinin iki ayda bir kendisini görmeye geldiğini beyan etmiştir. Yine dosya kapsamındaki bilirkişi raporunda da çocuğun babanın yanında kalmak istediğini bilirkişiye beyan ettiği görülmüştür....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Çocuğun Annesinin Soyadını Kullanmaya İzin Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı anne tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı anne dava dilekçesinde; davalılardan Ufuk Yüğkür ile kesinleşen kararla boşandıklarını, ortak çocuk 16.08.2008 doğum tarihli ...'in velayetinin kendisine verildiğini, çocuğun kendisi ile yaşadığını ve maddi/manevi tüm ihtiyaçlarını kendisinin karşıladığını, davalı babanın çocukla ilgilenmediğini, kişisel ilişki günlerinde dahi çocukla görüşmediğini, çocuğun babasını tanımadığını, soyadlarının farklı olması sebebi ile resmi işlemlerde zorluklar yaşadığını, çocuğun okul hayatında zorlandığını dile getirdiğini, bu durumun psikolojisini olumsuz etkileyeceğini iddia ederek, ortak çocuğun soyadının kendi soyadı olan "Olcay" olarak değiştirilmesini talep ve dava etmiş, Adana 8....
birlikte hiçbir sosyal aktiviteye katılmadığını, müşterek çocuğun dedesi ile birlikte sürekli evde kaldığı için içine kapanık sessiz bir çocuk olduğunu, müşterek çocuğun sürekli babasına gitmek istemediğini, müvekkil ve ailesi ile birlikte yaşamak istediğini, müvekkilinin annesinin ve babasının müşterek çocuğun maddi ve manevi her türlü ihtiyacını karşılayabileceğini, müşterek çocuğun velayetinin davalı babadan alınarak davacı anneye verilmesini talep ve dava etmiştir....
, suça sürüklenen çocuğun yeğeni olduğunu beyan etmesi karşısında, mağdur ...’nun ve suça sürüklenen çocuğun annesinin duruşmada dinlenilip, suça sürüklenen çocuğun savunması doğrultusunda beyanları alınarak TCK’nın 167. maddesindeki şahsi cezasızlık sebeplerinin somut olayda bulunup bulunmadığının araştırılması gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi, 3- Suça sürüklenen çocuğun adli sicil kaydındaki suç tarihi itibariyle kesinleşmiş olan ilamlarının adli para cezası ile TCK’nın 50/1-d. maddesi uyarınca seçenek yaptırımlara ilişkin olduğu anlaşılmakla, 5237 sayılı TCK'nın 50/3. maddesi uyarınca fiili işlediği sırada 18 yaşını doldurmamış olan ve suç tarihi itibariyle kesinleşmiş hapis cezası mahkumiyeti bulunmayan suça sürüklenen çocuğun hırsızlık, iş yeri dokunulmazlığını bozma ve mala zarar verme suçlarından mahkûm edildiği kısa süreli hapis cezalarının, aynı Kanunu'nun 50/1. fıkrada yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrilmesi zorunluluğu gözetilmeden...
Somut olayda; Velayet hakkına sahip anne, anneyle çocuğun soyadının farklı olması nedeniyle resmi işlemlerde sıkıntı yaşadığını belirterek çocuğun soyadının annenin soyadı olarak Kantekin soyadıyla değiştirmek istediğini beyan etmiştir. Çocuğun soyadının annenin soyadıyla değiştirmesi nedeniyle çocuğun üstün yararı bakımından ruhsal gelişiminin olumsuz etkileneceği ileri sürülmediği çocuğun soyadının annenin soyadı ile değiştirilmesinin çocuğun üstün yararına olabileceği anlaşılmaktadır....
Somut olayda, evlilik dışı doğan ve annesinin yaşı küçük olan çocuğun babası tarafından tanıma yoluyla nüfusa tescil edilmediği ve baba ile çocuk arasında kayden bir bağ bulunmadığı anlaşılmakla, TMK'nın 337/2. maddesinin uygulanabilmesi için çocuğun babası tarafından tanınmış olup bu hususun nüfusa tescil edilmesi gerektiği dikkate alındığında, çocuğun velayet altında bulunmaması nedeniyle TMK'nın 404. maddesi uyarınca vesayet altına alınması gerekmekte olup uyuşmazlığın .... Sulh Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK'nın 21 ve 22. maddeleri gereğince .... Sulh Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 27/05/2015 gününde oy birliği ile karar verildi....
yolcusunun öldüğü olayda; suça sürüklenen çocuğun savcı huzurunda verdiği beyanında, yola çıktıklarında aracı ölenin kullandığını, geç saatlere doğru ölenin kendisine yorulduğunu söylerek aracı kullanmasını istediğini söylediğini, kendisinin de ölene, ehliyetinin olmadığını şöforlüğünün de çok iyi olmadığını söylediğini, daha sonra ölenin uykusunun geldiğini düşünerek ve ölenin de tekardan aracı kullanmasını istemesi üzerine şöfor koltuğuna geçtiğini, aracı kullanmaya başladığını, önünde sağ şeritte bir tırın olduğunu fark ettiğini,tırı sollamak istediğinde bir an ne olduğunu anlamadığını, gözlerinin kararır gibi olduğunu, dalmış da olabileceğini, çarpışma anını hatırlamadığını beyan ettiği, suça sürüklenen çocuğun, sorguda verdiği ifadesinde, aracı kullanmaya başladıktan yaklaşık yarım saat sonra kaza olduğunu beyan ettiği, duruşmada verdiği beyanında ise, aracı kullanmaya başladıktan sonra uyukladığını, kazayı nasıl yaptığını hatırlamadığını, hızının 70-80 km/saat olduğunu tahmin ettiğini...