Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; HMK.nın 355. maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda, Dava, velayeti tarafına verilmeyen davalı baba ile şahsi ilişkinin kaldırılması olmadığı takdirde şahsi ilişkinin kısaltılarak düzenlenmesi isteğine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulü ile şahsi ilişkinin kaldırılmasına karar verilmiş, karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Türk Medeni Kanunu 182. Maddesine göre," Mahkeme boşanma veya ayrılığa karar verirken, olanak bulundukça ana ve babayı dinledikten ve çocuk vesayet altında ise vasinin ve vesayet makamının düşüncesini aldıktan sonra, ana ve babanın haklarını ve çocuk ile olan kişisel ilişkilerini düzenler." hükmü gereğince şahsi ilişkinin düzenlenmesi gerekir....

Mahkememizce; re'sen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan (HMK md. 355) inceleme sonucunda; Yoksulluk nafakası yönünden yapılan değerlendirme sonucunda; Kural olarak tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir. (TMK m.176/4) Bu yasal düzenlemeye göre iradın artırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi ya da hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir. Yoksulluk nafakasının artırımına ilişkin davalarda; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarındaki değişikliğin, önce kurulan dengeyi bozup bozmadığı göz önünde bulundurulmalı, nafaka alacaklısının ihtiyaçlarını karşılayacak, nafaka yükümlüsünün gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyet ölçüsünde artırım yapılmalıdır....

Kanunda öngörülen şartlar davacı lehine gerçekleştiği takdirde, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına ve hakkaniyete uygun bir nafakaya hükmedilmesi gerekir." ./.. -2- TMK'nun 176/4. maddesine göre de; "Tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir." Yukarıda sözü edilen yasal düzenlemeye göre, iradın artırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir. Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır....

    sayılı kararı ile nafaka davalarında temyiz ve karar düzeltmede yıllık nafaka miktarının dikkate alınacağı açıklanmıştır. Davacının, davalı lehine bağlanan aylık 600 TL yoksulluk nafakasının kaldırılması talebinin reddine karar verildiği, kaldırılması istenilen yoksulluk nafakasının bir yıllık tutarının 7.200,00 TL'ye tekabül ettiği, 2023 yılı itibarı ile HMK 341/2 maddesi gereğince miktar veya değeri 17.830,00 TL'yi geçmeyen mal varlığına ilişkin kararların kararların kesin olduğu anlaşılmakla, davacının istinaf talebinin HMK 352 maddesi gereğince kesinlik sınırında kaldığı anlaşıldığından, davacının istinaf talebinin HMK 352 maddesi gereğince reddine karar verilmesine dair aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir....

    Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Nafakanın Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından boşanma ve nafakanın kaldırılması davalarının reddi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davacı erkeğin nafakanın kaldırılması davasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; 6100 sayılı HMK’nın 362. maddesinin 1. fıkrasının b bendi uyarınca “Miktar veya değeri kırk bin Türk Lirasını (bu tutar dâhil) geçmeyen davalara ilişkin kararlar” temyiz edilemez. 02.12.2016 tarihli 6763 sayılı Kanun’un 44. maddesi ile de 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen ek madde 1 uyarınca temyiz parasal sınırlarının (HMK m. 341, 362) Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 298. maddesine göre her yıl tespit ve ilan edilecek yeniden değerleme oranında artırılması öngörülmüştür....

      iddia eden tarafa ait olduğu belirtilmiş; 229'uncu maddesinde fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari belge olarak tanımlanmıştır....

        Ancak çocuğun gözetim olmaksızın ana veya babasından birisiyle kişisel ilişki kurması ve sürdürmesi onun yüksek yararına değil ise ana veya babasıyla gözetim altında, yatılı olmadan dahi kişisel ilişki kurma imkanı öngörülebilir. (Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2019/7998 E 2020/4919 K) Bu açıklama ışığında çocuklarla anne arasında kurulan yatılı şahsi ilişki çocukların üstün menfaatine uygun görülmemiştir. Şahsi ilişkiye dair verilen kararlar maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmediğinden değişen durum ve şartlara göre her zaman şahsi ilişkinin düzenlenmesi istenebileceğinden, annenin çocuklara yönelik tehlike arz edecek zarar verecek bir davranışı da bulunmadığından gözetim olmaksızın ve yatılı olmayacak şekilde şahsi ilişki düzenlenmesine dair aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir....

        Mahkemece yapılan yargılama sonunda; "Mahkememizce alınan sosyal inceleme raporunda "davalı annenin müşterek çocuklar ile görüşmek istediği, velayet motivasyonunun bulunduğu, anne ile müşterek çocuklar arasında olumsuz bir ilişkinin bulunmadığının gözlemlendiği, anne ile müşterek çocuklar arasında kısıtlı görüşme günlerinin olduğu, davalı anne ile müşterek çocuklar arasında kişisel ilişkinin kesilmesini gerektiren herhangi bir durumun söz konusu olmadığının gözlemlendiği öte yandan müşterek çocukların davacı baba yanında kurulu bir yaşam düzenlerinin olduğu, ani bir yaşam değişikliğinin çocuklar üzerinde olumsuz etkilerinin olacağının düşünüldüğü bu nedenle müşterek çocukların davacı baba yanında yaşamaya devam etmelerinin uygun olacağı ayrıca müşterek çocuklar ile davalı anne arasında var olan kişisel ilişkinin devam etmesinin uygun olacağı düşünülmektedir" şeklinde belirtildiği görülmekle; dosya kapsamında tarafların müşterek çocuklarının davalı anneleriyle görüşmelerinin sonlandırılmasını...

        İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; Asıl davanın kabulü ile müşterek çocuklar Furkan ve Elif Su Erce'nin annede olan velayetinin değiştirilerek babaya verilmesine, müşterek çocuklar ile anne arasında şahsi ilişki kurulmasına, karşı davanın kısmen kabulü ile müşterek çocuk Furkan Erce yönünden açılan nafaka artırım talebinin reddine, müşterek çocuk Elif su Erce yönünden kısmen kabulü ile hükmedilen 250 TL iştirak nafakasının karşı dava tarihi olan 19/10/2021 tarihinden çocuğun baba yanında yaşamaya başladığı 28/04/2022 tarihine kadar 300 TL artırılarak 550 TL olarak devamına birleşen davanın reddine karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı-davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Karşı davanın kısmen kabulünü, birleşen davanın reddini istinaf etmiştir. Davalı-davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Asıl davanın kabulünü, birleşen davada lehine vekalet ücretine hükmedilmemesini istinaf etmiştir....

        İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; Asıl davanın kabulü ile müşterek çocuklar Furkan ve Elif Su Erce'nin annede olan velayetinin değiştirilerek babaya verilmesine, müşterek çocuklar ile anne arasında şahsi ilişki kurulmasına, karşı davanın kısmen kabulü ile müşterek çocuk Furkan Erce yönünden açılan nafaka artırım talebinin reddine, müşterek çocuk Elif su Erce yönünden kısmen kabulü ile hükmedilen 250 TL iştirak nafakasının karşı dava tarihi olan 19/10/2021 tarihinden çocuğun baba yanında yaşamaya başladığı 28/04/2022 tarihine kadar 300 TL artırılarak 550 TL olarak devamına birleşen davanın reddine karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı-davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Karşı davanın kısmen kabulünü, birleşen davanın reddini istinaf etmiştir. Davalı-davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Asıl davanın kabulünü, birleşen davada lehine vekalet ücretine hükmedilmemesini istinaf etmiştir....

        UYAP Entegrasyonu