Aile Mahkemesi TARİHİ : 24/03/2015 Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-karşı davalı tarafından, kendi davasının reddi, iştirak nafakasının artırılması ve vekalet ücreti yönünden; davalı-karşı davacı tarafından ise, iştirak nafakasının miktarı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı-karşı davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davalı-karşı davacı, karşı dava dilekçesinde iştirak nafakasının miktarının artırılması yanında çocuk ile baba arasındaki kişisel ilişkinin kaldırılmasını da talep etmiş ve kişisel ilişkinin kaldırılması davası yönünden harç yatırmıştır. Davalı-karşı davacının birbirinden bağımsız ve ayrı ayrı harca tabi iki davası bulunmaktadır....
Yukarıda sözü edilen yasal düzenlemeye göre iradın arttırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir. Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda; tarafların sosyal ve ekonomik durumlarında boşanma davasından sonra olağanüstü bir değişiklik olduğu iddia ve ispat edilmemiştir. O halde; yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakanın TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yüksek nafaka takdiri doğru görülmemiştir....
Somut olayda; Tokat Aile Mahkemesinin 2017/227 Esas 2017/249 Karar sayılı kararı ile tarafların anlaşmalı olarak boşanmalarına, taraflarca düzenlenen protokolün onaylanmasına, müşterek çocukların velayetinin anneye verilmesine, baba ile çocuklar arasında kişisel ilişki kurulmasına, babanın çocuklardan 2005 doğumlu Havva Bengisu için 1.500,00 TL, 2012 doğumlu Kerem için aylık 1.000,00 TL iştirak nafakasını kararın kesinleşmesinden itibaren ödemeye başlayacağı ve kesinleşmeden bir yıl sonra her yıl yıllık ÜFE oranında artıracağını, şahsi ilişki tesis edilen Temmuz ve Ağustos aylarında iştirak nafakası ödenmesine yer olmadığına karar verildiği, bu kararın 22.06.2017 tarihinde kesinleştiği, incelemeye konu davanın 08.01.2019 tarihinde açıldığı görülmüştür....
TMK'nun 176/4. maddesine göre de; "Tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir." Yukarıda sözü edilen yasal düzenlemeye göre, iradın artırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir. Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır....
Kanunda öngörülen şartlar davacı lehine gerçekleştiği takdirde, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına ve hakkaniyete uygun bir nafakaya hükmedilmesi gerekir. ./.. -2- TMK'nun 176/4. maddesine göre de; "Tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir." Yukarıda sözü edilen yasal düzenlemeye göre, iradın artırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir. Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası.oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır....
Öte yandan boşanma ilamı ile hükmedilen kişisel ilişki süreleri müşterek çocukların yaşları ile orantılı ve davacı-davalı babanın babalık duygularını tatmine elverişli niteliktedir. Kişisel ilişki sürelerinin arttırılması gerektiğine ilişkin herhangi bir delil dosyaya girmemiştir. Belirtilen nedenle, davacı-davalının velâyetin değiştirilmesi ve kişisel ilişkinin arttırılması taleplerinin reddine yönelen istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir. TMK'nın 176. maddesine göre; yoksulluğun ortadan kalkması halinde mahkemece nafaka kaldırılabileceği gibi, tarafların malî durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına da karar verilebilir. Yasanın bu hükmü gözetildiğinde, nafaka miktarının değiştirilmesi yada kaldırılması isteklerinin, gelişip değişen şartlar ve hakkaniyet çerçevesinde değerlendirilmesi gerekir....
Aile Mahkemesinin 2017/399 Esas 2017/467 Karar sayılı kararı ile anlaşmalı olarak boşanmalarına, müşterek çocuk lehine aylık 700,00 TL iştirak nafakasına ve ÜFE oranında arttırılmasına karar verildiğini, değişen ekonomik şartlar dikkate alınarak, nafakanın kaldırılmasına, olmadığı takdirde nafaka miktarının azaltılmasına ve artış oranının indirilmesine, çocuk ile şahsi ilişkinin yeniden düzenlenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesi ile; davacının iddialarının doğru olmadığını, nafaka indirimi talebi yönünden davanın reddine, çocuk ile ilişkinin yeniden tesisi yönünden ise kısmen kabule karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Davacının nafakanın kaldırılması talebinin reddine, şahsi ilişkinin yeniden düzenlenmesi talebinin kabulü ile; velayeti anneye verilen müşterek çocuk ile babanın şahsi ilişkisinin yeniden düzenlenerek ayın her hafta 1. ve 3....
artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir"....
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle, A-Davalı vekilinin istinaf talebinin HMK 353/1- b-2 maddesi gereğince KABULÜ ile ilk derece mahkemesi kararının hüküm fıkrasının 1.bendindeki şahsi ilişkiye yönelik kısım ile 1- a bendi ile 4,5,6,7,8.benmtlerinin KALDIRILARAK yerine yeniden hüküm tesisine, (8.bent ile 1.bendindeki velayete yönelik kısmın 1a bendi olarak aynen muhafazasına) BUNA GÖRE; 1.bentteki şahsi ilişki yerine geçmek üzere 1b bendi olarak: Davacının şahsi ilişkinin arttırılması talebinin reddine, 4.bent yerine geçmek üzere: Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 5.bent yerine geçmek üzere: Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince 9.200,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, 6.bent yerine geçmek üzere: Davalı tarafından tebligat gideri olarak yapılan 20,00TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, 7.bent yerine geçmek üzere: Alınması gerekli olan 179,90TL karar harcından...
Ana ve babadan her biri, velayeti altında bulunmayan veya kendisine bırakılmayan çocuk ile uygun kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkına sahiptir (TMK md.323).Velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin çocuk ile kişisel ilişkisinin düzenlenmesinde, çocuğun özellikle sağlık, eğitim ve ahlak bakımından yararları esas tutulur (TMK md.181/1- 2). Mahkeme tarafından anne üzerindeki velayet yetkisinin kaldırılmasına karar verilmiş ancak anne ile çocuklar arasında şahsi ilişki tesisine karar verilmemesi doğru olmamıştır....