"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin olarak açılan davada İzmir 5. Asliye Hukuk Mahkemesi ile İzmir 7. Aile Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, davacıların gerçekte kendi çocukları olmayan ... 'i kendi adlarına keydettirdikleri şimdi bu kaydın düzeltilerek gerçek annesinin nüfus kaydına kaydedilmesi istemine ilişkindir. Çocukla nüfus kaydında anne babası olarak görünen kişiler ile kurulmuş bulunan soybağının iptalini amaçlayan bu dava, soybağının reddine yöneliktir. Soybağının reddi davasına bakma görevi Aile Mahkemesine aittir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 Sayılı HMK.’nın 21. ve 22. maddeleri gereğince İzmir 7. Aile Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 28.02.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi...
İşte bu noktada, nüfus kütüğünde yer alan doğru olmayan kayıtlar, ilgilileri veya Cumhuriyet savcısı tarafından açılacak olan kayıt düzeltme davası ile gerçek durumuna uygun hale getirilebilir ki, bu dava uygulamada nüfus kaydının düzeltilmesi davası olarak adlandırılmakta olup zamanaşımı ve hak düşürücü süreye bağlı olmayan nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin davalarda, her türlü kanıta başvurulabilir (YHGK, 11.02.1998, 2-87/77 sayılı kararı) Soybağının reddi davası ile kayıt düzeltme davası, sonuçları (hane dışına çıkarmak) bakımından benzerlik göstermekte ise de, içerik ve yargılama kuralları açısından kendi özel hükümlerine bağlıdır. Soybağının reddinde, kişisel duruma ilişkin nüfus kaydında yer alan bilgi doğru olarak meydana gelmiş ve kütüğe tescil edilmiştir. Ancak bu doğru daha sonra soybağının reddi davası ile teknik anlamda bir yanlışlığa dönüştürülmüştür....
Somut olayda; 10/01/1985 doğumlu davalı T3n, davacı T1 ve eşi Nazire ERASLAN oğlu olarak 19/08/1991 tarihinde nüfusa tescil edilmiş, gerçek baba ve annesi oldukları iddia edilen davalılar T5 ve eşi T6 01/03/1982 tarihinde evlenmişlerdir. Davacıların iddiasının kabulü halinde çocuk ile anne ve baba arasındaki soybağı kurulacaktır. Davada ana ve baba yönünden davalı T3n kaydının düzeltilmesi istenmiştir. Davacının iddialarının kabulü halinde, yukarıda da açıklandığı gibi; T3 kayden baba ve annesi görünen kişiler yönünden nüfus kaydının gerçek durumu yansıtmadığı, baştan yanlış olarak kütüğe kaydedildiğinden ve tarafların bundan haberdar olduklarından söz edilmesi gereklidir. Bu yönden davanın soybağı ile bir ilgisi bulunmamaktadır. Anne olduğu iddia edilen Ruziye yönünden ise, soybağının olamayacağı tartışmasızdır....
Somut olayda; 10/01/1985 doğumlu davalı T3n, davacı T1 ve eşi Nazire ERASLAN oğlu olarak 19/08/1991 tarihinde nüfusa tescil edilmiş, gerçek baba ve annesi oldukları iddia edilen davalılar T5 ve eşi T6 01/03/1982 tarihinde evlenmişlerdir. Davacıların iddiasının kabulü halinde çocuk ile anne ve baba arasındaki soybağı kurulacaktır. Davada ana ve baba yönünden davalı T3n kaydının düzeltilmesi istenmiştir. Davacının iddialarının kabulü halinde, yukarıda da açıklandığı gibi; T3 kayden baba ve annesi görünen kişiler yönünden nüfus kaydının gerçek durumu yansıtmadığı, baştan yanlış olarak kütüğe kaydedildiğinden ve tarafların bundan haberdar olduklarından söz edilmesi gereklidir. Bu yönden davanın soybağı ile bir ilgisi bulunmamaktadır. Anne olduğu iddia edilen Ruziye yönünden ise, soybağının olamayacağı tartışmasızdır....
Davacının iddiasında çocuğun gerçek anne ve babası olduğu bildirilen Muhterem ve ... ise ...'nın doğumu sırasında resmi olarak evlidir. Davacının iddialarının doğruluğu kabul edildiğinde çocuk ... ile anne ve babası arasında soybağı Türk Medeni Kanunu 282. maddesi gereği kurulmuş olmaktadır. Davacı, mevcut nüfus kaydında kardeşi ...'un kızı olarak görünen ...'nın ana ve baba yönünden kaydının düzeltilmesini istemiştir. Davacının iddialarının kabulü halinde, yukarıda da açıklandığı gibi; ...'nın kayden baba ve annesi görünen ... ve Meryem yönünden nüfus kaydının gerçek durumu yansıtmayıp baştan yanlış olarak kütüğe geçirildiğinden ve tarafların bundan haberdar olduklarından söz edilmesi gereklidir. Bu yönden, davanın soybağı ile ilgisi bulunmamaktadır. Anne olduğu iddia edilen davalı ... yönünden ise, soybağının olamayacağı tartışmasızdır. Baba olduğu iddia edilen ... yönünden ise, ...'in ...'...
Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde, davacılar Nermin ve eşi Arif'in müşterek çocukları küçük Ozan'ın küçüğe iyi bakma imkanları olmadığı için ablası ve eniştesi davalılar Mustafa ve Elif'ten doğmuş gibi nüfuslarına tescil ettirildiğini iddia ederek, küçük Ozan'ın davalılar üzerindeki kaydının iptali ile gerçek anne ve babasının nüfusuna tescilini istemiş; mahkemece, davanın soybağının belirlenmesi kapsamında olup TMK'nun 282 ve devamı maddelerinde düzenlendiğinden davaya bakmanın aile mahkemesinin görevinde olduğu gerekçesi ile mahkemenin görevsizliğine karar verilmiştir. Öncelikle çözümlenmesi gereken husus; davanın soybağının reddi- babalık veya nüfus kayıtlarının düzeltilmesi davası olup olmadığıdır....
İlk derece mahkemesince davacının Muhacir Güngör ile olan soy bağının iptaline karar verilmiş ise de; TMK'nın 289/2 maddesinde, çocuk tarafından açılan soybağının reddi davasının ana ve kocaya karşı açılacağı belirtilmiştir.Dava tarihi itibariyle davacının kayden anne-babası olan Muhacir Güngör ve Makbule Güngör ile sonradan anne olduğuna hükmedilen T22 mirasçılarına soy bağının reddi davasında husumet yöneltilmesi gerekmektedir.Belirtilen hususlar gözetilmeden eksik hasımla karar verilmesi doğru değildir. Soybağının reddi davası yönünden davanın TMK'nın 289. Maddesinde belirtilen hak düşürücü süre içinde açılıp açılmadığına ilişkin olumlu ya da olumsuz değerlendirme yapılmaması hatalı olmuştur. Ayrıca, ölü olan T21,Muhacir Güngör ve Makbule Güngör'ün mirasçılık belgeleri dosya içine alınmadan eksik araştırma ile karar verilmesi doğru olmamıştır....
Koca, soybağının reddi davasını açarak babalık karinesini çürütebilir. Bu dava anne ve çocuğa karşı açılır. (TMK'nun 286/1. md.) Çocuk da dava hakkına sahiptir. Bu dava ana ve kocaya karşı açılır. Evlilik dışında doğan çocuk, ana ve babasının birbiri ile evlenmesi halinde kendiliğinden evlilik içi doğan çocuklara ilişkin hükümlere tabi olur. (TMK'nun 292. md.) Yusuf'un babası olduğu iddia edilen ... ile annesi ...7.01.2010 tarihinde evlenmişlerdir. Bu maddi ve hukuki olgulara göre dava, TMK'nun 286/2. maddesine göre açılan soybağının reddi davasıdır. 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usulüne Dair Kanunun 4. maddesinde, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunun 2. kitabından, üçüncü kısım hariç olmak üzere, (TMK m.118-395) kaynaklanan bütün davalarda Aile Mahkemesinin görevli olduğu hükmü öngörülmüştür....
Dosyadaki bilgi ve belgeler ile nüfus kayıtlarının incelenmesinden;....davacı ile ..... evliliğinin 11.11.2011 tarihinde sona ermesinden 275 gün sonra 16.08.2012 tarihinde doğduğu ve annesi beyanı ile evlilik birliği içinde doğmuş gibi nüfusa kaydedildiği, Hamide'nin davacıdan boşanmasından sonra ... ile 19.10.2012 tarihinde evlendiği anlaşılmaktadır. Dava soybağının reddi istemine ilişkindir. Evlilik devam ederken veya evliliğin sona ermesinden başlayarak 300 gün içinde doğan çocuğun babası kocadır. (TMK'nun 282/1. md.)....li 16.08.2012 tarihinde, evliliğin sona ermesinden 275 gün sonra doğduğundan babası davacıdır. Koca, soybağının reddi davasını açarak babalık karinesini çürütebilir. Bu dava anne ve çocuğa karşı açılır. (TMK'nun 286/1. md.) Çocuk da dava hakkına sahiptir. Bu dava ana ve kocaya karşı açılır. Evlilik dışında doğan çocuk, ana ve babasının birbiri ile evlenmesi halinde kendiliğinden evlilik içi doğan çocuklara ilişkin hükümlere tabi olur....
Babalık davası açma hakkı anaya ve çocuğa tanınmış (TMK. m. 301/1) olup, baba olduğunu iddia eden kişinin "babalık davası" açma hakkı bulunmamaktadır. O, ancak Türk Medeni Kanununun 291. maddesinde sayılan hallerde "soybağının reddi" davası açabilir. Davacı, küçüğün babası olduğunu iddia ettiğine göre, dava, küçükle davalı ... arasında kurulmuş bulunan soybağının reddi isteğini de ihtiva ediyor ise de, Türk Medeni Kanununun 291. maddesinde gösterilen haller bulunmadığına göre, soybağının tespiti istemli babalık davasının bu nedenle reddi gerekmektedir. Küçük ...'nın nüfusa tescili istemi yönünden ise doğum ve ölüm olaylarının nüfus kütüğüne geçirilmesinin nüfus idaresine verilmiş idari bir görev olduğu gözetilerek bu istemin de görev yönünden reddine karar verilmesi gerekmektedir....