Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, davacının zamanaşımı itirazının kabulü ile, Bursa 9. İcra Müdürlüğünün 2018/1366 Esas sayılı dosyasından yürütülen takipte icranın davacı borçlu açısından zamanaşımı sebebiyle geri bırakılmasına, davacının zamanaşımı itirazı kabul edildiğinden borca itirazı ve meskeniyet şikayeti hakkında karar verilmesine yer olmadığına, dair karar verilmiştir. Bursa 9. İcra Müdürlüğü'nün 2018/1366 (Eski Esaslar: 2006/1785 Esas, 2013/2588 Esas) esas sayılı takip dosyası ile, dava dışı - alacaklı tarafından davacı-borçlu hakkında ilamsız icra takibi başlatıldığı, takip alacağının davalı alacaklı varlık şirketine temlik edildiği, davacı-borçlu adına kayıtlı taşınmaz kaydına 23/02/2018 tarihinde haciz konulduğu anlaşılmaktadır. Takibin dayanağı banka kayıtları olup kural olarak borcun muaccel olduğu tarih itibariyle uygulanması gereken 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 125.maddesi uyarınca zamanaşımı süresi 10 yıldır....

Somut olayda, çeke dayalı kambiyo takibinde, çekteki banka ibraz şerhinde tarih yoksa da, keşide tarihinin 24/08/2020 ve takip tarihinin 03/09/2020 olduğu, dolayısı ile çekin bankaya ibraz edildiği ve 1 aylık ibraz süresi içerisinde takip başlatıldığı, bu nedenle ibrazın süresinde olduğunun kabulü gerekeceği, takibe dayanak çek kambiyo vasfında olduğundan, ilk derece mahkemesince borçlunun ödeme emrinin iptali şikayeti ile yetki ve borca itirazları incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde takibin iptaline karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır....

Elde ki dava ile davacı tarafından takip konusu çekte ki keşideci imzası inkar edilerek, çekten dolayı borçlu olmadığının tespiti talep edilmektedir. İmzada sahtecilik iddiası kambiyo senetlerinde mutlak defi olup, lehdar ve ciro yolu ile hamil olan cirantalara ve son hamile karşı ileri sürülebilir....." (Yargıtay 11. HD 2020/5093 E. 2021/5318 K.) Menfi tespit davasında, ispat yükü kural olarak alacaklı üzerindedir. Davalı alacaklı takip konusu çekte yer alan keşideci imzasının davacının eli ürünü olduğunu ispat yükü altındadır. Mahkememizce dava konusu çekte yer alan keşideci imzasının davacı şirket yetkilisinin eli ürünü olup olmadığının tespiti için İstanbul Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi'nden alınan 17/08/2022 tarihli rapor ile "... İnceleme konusu çekin ön yüzünde atılı keşideci imzası ile ...'...

    Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Takibe dayanak yapılan çekin ve çekten doğan alacağı icra takibinin zamanaşımına uğradığını, çekin düzenleme tarihinin 30/04/2017, ibraz tarihi ise 09/05/2017 olduğunu, müvekkiline yapılan takipte ödeme emrinin ise ise 13/12/2021 tarihinde tebliğ edildiğini, çekte zamanaşımı süresinin 3 yıl olup, somut olayda 3 yıllık süre geçtiğini, takip öncesi ve sonrasına ilişkin zamanaşımı itirazlarında bulunduklarını, kararda taleplerinin ve dilekçelerinin usule uygun değerlendirilmediğini, kısa karar ile gerekçeli karar uyumsuz olduğundan kararın kaldırılması gerektiğini belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....

    İhtiyati haczin infazına ve hacizlerin kaldırılmasına ilişkin şikayeti inceleme görevi İİK.nun 261 ve 266.maddesi uyarınca icra takibine başlandıktan sonra icra mahkemesine aittir. Bu durumda mahkemece, borçlunun ihtiyati hacizlerin kaldırılmasına ilişkin şikayetinin esası incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile bu yöndeki istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. Öte yandan borçlunun zamanaşımı itirazı mahkemenin de kabulünde olduğu üzere İİK.nun 168/5.maddesi kapsamında takibin kesinleşmesinden önceki döneme ilişkin zamanaşımı itirazı olup, anılan madde uyarınca ödeme emrinin tebliğinden itibaren 5 günlük sürede icra mahkemesine bildirilmelidir. İtiraz süresinin başlaması için borçluya ödeme emri tebliği zorunlu olup, takibi öğrenmiş olması süreyi başlatmaz. Öğrenme ile sürenin başlayabilmesi için borçluya usulsüz de olsa tebliğ edilmiş bir ödeme emrinin bulunması gerekir....

      Davacı davalının takip konusu çekte imzasının ve yazısının bulunmaması nedeniyle çekin kambiyo vasfını yitirdiğinin tespiti ve kıymetli evrakın iptali ile tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiş, davalı cevap vermemiştir. Dilekçeler aşaması tamamlanmakla mahkememizin 29/03/2023 günlü ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş tarafların sulh olma imkanı bulunmadığından uyuşmazlık noktaları tespit edilip tahkikat aşamasına geçilmiştir. ----- İcra Müdürlüğünün ----- sayılı takip dosyası getirtilmiş, davalının kambiyo senetlerine mahsup haciz yolu ile icra takibi başlattığı, davacı yanı sıra çekte cirosu bulunan diğer kişilerinde takip borçlusu olarak gösterildiği anlaşılmıştır....

        Somut olayda; takip alacaklısının ibraz anında takibe konu 10.8.2012 keşide tarihli 26.500,00 TL bedelli çekteki ciro silsilesi içerisinde yer almadığı çek fotokopisinden anlaşılmaktadır. Çeki ibraz eden İsmail Sivişoğlu olup bu kişinin ibrazdan sonra takip yapan ...'a bir cirosu yoktur. Hukuk Genel Kurulu'nun 24.04.1996 tarih 1996/12-136 E., 1996/288 K. sayılı kararında da açıklandığı gibi, hamile yazılı bir çekin bankaya ibrazından sonra ciro edilmeksizin başkasına elden devri olanaksızdır. İbrazdan sonra alacaklının çekte hak sahibi olabilmesi için TTK'nun 705. maddesi uyarınca adına alacağın temliki sonucu doğuran bir cironun bulunması gerekir. Dayanak çekte cirosu bulunmayan takip alacaklısının çekte yetkili hamil sıfatı olmadığından bu çeke dayanarak takip yapması mümkün değildir....

          Davalı ..., davaya konu iki adet çeki davacıya verdiği nakliye hizmeti karşılığında aldığını, bu çeklerin teminat amacıyla düzenlenmediğini ve sonrasında satın aldığı kamyon bedeline karşılık diğer davalı ...'a ciro ettiğini bildirmiş ve davanın reddini savunmuştur. Davalı ... vekili, iki adet çeki davalı ...'ten olan alacağına karşılık aldığını, davacının iyiniyetli olmadığını tahsil edemeyince de iki ayrı takip dosyasıyla çekleri takibe koyduğunu beyanla davanın reddini savunmuş ve % 40 oranında tazminatın davacıdan tahsilini istemiştir. Davaya konu çeklerin takibe konu edilmesi sonrasında bir adet çek nedeniyle aleyhine takip başlatılan ... çek üzerindeki keşideci imzasının babası ...'a ait olduğu kendisinin bu çekte isim ve imzası bulunmadığını belirterek, davalı ... aleyhine aynı mahkeme de menfi tespit davası açmış mahkeme birleştirme kararı vermiştir. Mahkemece, davacılardan ...'...

            İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince "Somut olayda, davacıya karşı her ne kadar takip açılmasıyla zamanaşımı kesilmişse de dosyada son işlem tarihi olan 19/06/2014 tarihinden 26/08/2019 tarihine kadar zamanaşımını kesen herhangi bir takip işlemi yapılmamıştır. Tüm dosya kapsamından mahkememizce edinilen kanaate göre henüz takip kesinleşmediğinden takip öncesi zaman aşımı nedeniyle İİK 169/a maddesi gereğince takibin durdurulmasına" dair karar verildiği görülmüştür....

            Davalı cevap dilekçesinde husumetin çek lehdarı ...ne yöneltilmediğinden usulden reddi gerektiğini, zaman aşımı itirazlarının olduğunu, davacının çekin kaybolduğuna dair resmi kurumlara şikayeti olmadığını, çekte imzası bulunan ...'ın davacı şirketin yetkilisi olduğunu, bu nedenlerle açılan davanın reddi ile %20 icra inkar tazminatı talep etmiştir. İcra dosyası celbedilmiştir. Davacı şirket yetkilisi ...'ın imza örnekleri alınıp dava konusu çekte ... adına atılan imzalar ile yapılan karşılaştırılması sonucu oluşan grafoloji uzmanı bilirkişi raporuna göre dava konusu çeklerdeki ... adına atılan imzaların ...'ın eli ürünü olmadığı tespit edilmiş ise de çekteki ciro silsilesinin kanundaki şekil unsurlarına uygun olduğu açıktır. Türk Ticaret Kanunu 792. maddesine göre çeki herhangi bir surette olan yeni hamil ancak çeki kötü niyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır kusuru bulunduğu taktirde o çeki geri vermekle yükümlüdür....

              UYAP Entegrasyonu