Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ltd.Şti.olan çeke dayalı olarak müvekkili aleyhine takip başlattığını, itiraz edilmediğinden takibin kesinleştiğini, müvekkilinin çeki keşideci şirket adına temsilci sıfatıyla imzaladığını, çekte tek imza olduğunu belirterek müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine, takibin zamanaşımı nedeniyle iptaline ve kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının talebinin zamanaşımına uğradığını, takibe konu çekte hem borçlu şirketin, hem de davacının isminin bulunduğunu bildirerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur....

    Takip dayanağı belgeler kambiyo senedi niteliğinde bonolar olduğundan, olayda bonoların tanzim tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK'nun 690. maddesi göndermesi ile aynı Kanunun 661, 662 ve 663. maddelerinin tatbiki gerekir. TTK'nun 661/1. maddesi gereğince poliçeyi kabul eden muhataba (bonoyu düzenleyen keşideciye) karşı başlatılacak takiplerde zamanaşımı süresi, vadeden itibaren 3 yıl; aynı maddenin 2. fıkrasına göre ise hamilin cirantayı takip etmesi halinde zamanaşımı süresi 1 yıldır. Borçlar Kanunu’nun 133. maddesine nazaran daha özel nitelikte bulunan TTK'nun 662. maddesinde zamanaşımını kesen sebepler “dava açılması, takip talebinde bulunulması, davanın ihbar edilmesi veya alacağın iflas masasına bildirilmesi” şeklinde sınırlı olarak sayılmıştır. Öte yandan, alacaklı tarafından takibin devamını sağlamaya yönelik olarak yapılan icra takip işlemleri de zamanaşımını keser....

      - K A R A R - Davacı vekili, davalı tarafın müvekkili aleyhine ilamsız icra takibi başlattığını, müvekkilinin takip dayanağı çekte imzası olmadığını müvekkilinin davalı emrine böyle bir çeki keşide etmediğini, müvekkili ile davalı arasında hiçbir ticari ilişki bulunmadığını, müvekkilinin bu çek yaprağı ile birlikte 4 çek yaprağının daha çalındığını ya da kaybolduğunu, boş çek yapraklarının rızası hilafına elinden çıktığını ileri sürerek,... 2013/43487 Hz.numarası ile kayda girmiş olan şikayeti yaptıklarını bildirerek borçlu olmadığı halde icra baskısıyla davalıya ödenen toplam 2.939,55-TL'nin ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

        Takip dayanağı çekin keşide tarihi itibariyle uygulanması gereken 6762 sayılı TTK.'nun 692/5. maddesine göre çekin, kambiyo senedi vasfını taşıyabilmesi için, keşide yeri unsurunu ihtiva etmesi gereklidir. Öte yandan, icra takibine konu edilen alacak, niteliği itibariyle hangi zamanaşımı süresine tâbi ise; icra takibinin şekline bakılmaksızın aynı zamanaşımı süresi uygulanır. Alacaklı tarafından, genel haciz yolu ya da kambiyo senetlerine mahsus haciz yollarından herhangi birinin tercih edilmiş olması, dayanak belge çek niteliğini taşıdığı sürece sonuca etkili olmayıp, her iki halde de zamanaşımı süresi Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre belirlenir. Yine dayanak belgenin, anılan niteliği haiz olmaması halinde de, seçilen takip yoluna bakılmaksızın, bu kez 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 146. maddesinde(mülga 818 sayılı BK.'nun 125.maddesi) düzenlenen 10 yıllık zamanaşımı süresi uygulanacaktır....

          , çekte ciro silsilesinin kopuk olduğunu, takibe dayanak çek üzerindeki imzanın da müvekkiline ait olmadığını, ayrıca dosya işlemsiz bırakılmakla çekteki zamanaşımı süresinin de dolduğunu ileri sürerek usulsüz tebliğ şikayeti ile yetkiye, borca, imzaya, feriler ile zamanaşımına itirazlarının kabulüne, tazminat ve para cezasına karar verilmesini talep etmiştir....

          İlk derece mahkemesi gerekçeli kararında özetle; "...İcra dosyası incelendiğinde takibe konu 30.10.2009 keşide tarihli çekin aynı gün ibraz edildiği ibraz süresinin bitim tarihi 6273 Sayılı Yasanın yürürlüğe girmesinden önce olduğundan, çek 6 aylık zamanaşımı süresine tabi olup takip konusu çekte zamanaşımı süresinin 6 ay olduğu nazara alınarak 6 aylık süre içinde 15.12.2009 tarihinde takip başlatıldığı anlaşılmakla davacı borçlunun takibin başlatılmasından önceki döneme ilişkin zamanaşımı itirazına yönelik davasının reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur..." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle, Davanın reddine karar verilmiştir....

          ün takibe konu çekte avalist olarak imzası bulunduğunu, gerek takip hukuku gerek maddi hukuk bakımından alacağın zamanaşımına uğradığını, müvekkiller murisi ile davacı arasında söz konusu takibe konu çeke kaynaklık eden bir temel iişki bulunmadığını, müvekkilleri murisinin aval veren olarak çekte imzası olup bu sorumluluğu da zamanaşımı ile ortadan kalktığını, savunarak davanın reddini istemiştir....

            İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin ilgili dosyaya takibin kesinleşme süresi içerisinde maddi sıkıntıları nedeniyle itiraz edemediğini, çekte yer alan müvekkilinin isminin olduğu ciro müvekkiline ait olmayıp tamamen sahte bir şekilde müvekkili adına isim yazılıp imza atıldığını, ancak takibe dayanak çekle müvekkilinin hiçbir alakası olmadığı halde yıllardır müvekkilinin maaşına konulan hacizler neticesinde kendisinden uzunca bir süre tahsilat yapıldığını, davalı tarafça icra takip dosyasına sunulan 22.11.2016 tarihli davacının maaşına haciz konulması talebini içeren icrai işlem haricinde davanın açıldığı tarihe kadar müvekkil aleyhine icra takip dosyası üzerinden herhangi bir haciz işlemi yapılmadığını, takip dayanağı çeke ilişkin müvekkili açısından 3 yıllık zamanaşımı süresi geçmiş olup haksız yapılan bu takipte zamanaşımı nedeniyle takibin taliki gerektiğini, müvekkilinin maaşından bugüne kadar çeşitli kesintiler yapılmış olmakla birlikte maaştan...

            Davalılardan ... vekili; davaya konu çekte müvekkilinin iyiniyetli hamil olduğunu, çek üzerindeki keşide tarihine dair düzeltmenin keşideci sıfatıyla yapılmış olup, çekin bir alonj üzerine yapıştırılması nedeniyle tekrar alonjun çıkarılması sırasında çekin ön yüzünün soyulduğunu ve parafın bu nedenle tahrif olduğunu bildirerek, davanın reddi gerektiğini savunmuş ve %40 oranındaki tazminatın davacıdan tahsilini istemiştir. Diğer davalı davaya cevap vermemiştir....

              Borçluya ödeme emrinin 16/11/2007 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun ilk olarak icra mahkemesine müracaatı ile usulsüz tebligat şikayeti ile birlikte ödeme emrinin iptali ve zamanaşımı iddiası ile icranın geri bırakılmasını talep ettiği, ... İcra Hukuk Mah.nce yapılan yargılama sonucunda borçlunun diğer talepleri hakkında inceleme ve değerlendirme yapılmadan sadece zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılmasına karar verildiği, bu kararın sadece alacaklı tarafından temyiz edildiği, değerlendirilmeyen şikayet konularına ilişkin borçlunun bir temyizinin olmadığı, alacaklının temyizi doğrultusunda zamanaşımı itirazının süresinde olup olmadığının değerlendirilmesi açısından öncelikle usulsüz tebligat şikayeti hakkında karar verilmesi gerektiği belirtilerek bozma kararı verildiği, .......

                UYAP Entegrasyonu