Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

tarafından açılan menfi tespit davasını dava şartı kapsamında olmadığının kabul edilmesinin hakkaniyete, eşitliğe ve evrensel hukuk prensiplerine aykırı olduğu, ayrıca 2004 sayılı İcra İflas Kanunu'nun (2004 sayılı Kanun) 72 nci maddesinin altıncı fıkrasındaki düzenleme dikkate alındığında menfi tespit davası açıldıktan sonra, borçlu icra tehdidi altında borcu ödemek zorunda kalırsa, menfi tespit davasına aynı dosya üzerinden ve kendiliğinden istirdat davası olarak devam edileceği, menfi tespit davasının bir nevi alacak davasına dönüşeceği, alacak davasının da dava şartı arabuluculuk kapsamında olduğu, bu durumda eldeki dava menfi tespit davası olarak devam ederken yargılamaya devam edip, istirdat davasına dönüşünce bu dava alacak davasıdır ve dava şartı kapsamındadır demenin hukuk güvenliğini ortadan kaldıracağı, bu nedenle de menfi tespit davalarının da dava şartı arabuluculuk kapsamında olduğunun kabulü gerektiği, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu'nun (6325 sayılı...

    Kaldı ki, İİK'nın 72/1. maddesinde "Borçlu icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu olmadığını tespit için menfi tespit davası açabilir", 72/6. Maddesinde "Borçlu, menfi tesbit davası zımmında tedbir kararı almamış ve borç da ödenmiş olursa, davaya istirdat davası olarak devam edilir." 72/7.maddesinde "Takibe itiraz etmemiş veya itirazının kaldırılmış olması yüzünden borçlu olmadığı bir parayı tamamen ödemek mecburiyetinde kalan şahıs, ödediği tarihten itibaren bir sene içinde, umumi hükümler dairesinde mahkemeye başvurarak paranın geriye alınmasını istiyebilir." hükmü düzenlenmiş olup, bu hükümler göz önüne alındığında da, menfi tespit davasında alacaklının icra takibi ile elde etmek istediği para alacağı bakımından borçlu olunmadığının tespiti; paranın ödenmek zorunda kalınması halinde ise istirdat davasına dönüşerek bu bir miktar paranın geri alınması söz konusu olmaktadır....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasındaki menfi tespit-istirdat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı, ... İcra Müdürlğü'nün 2013/1728 esas sayılı dosyasında aleyhine icra takibi yapıldığını, davalı tarafa borcunun olmadığını, elektrik kullanmadığını belirterek, davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

        Menfi tespit davasında amaç bir hukuki ilişkinin veya bir hakkın gerçekten mevcut olmadığının tespitidir. Başka bir deyişle hukuki bir yarar bulunması koşuluyla sonuçta alacak-borç ilişkisi doğuracak bir durumun olmadığının tespiti amaçlanır. Dayanılan hukuki ilişkinin gerçekten mevcut olmadığı icra takibine maruz kalmadan önce ileri sürülebileceği gibi, icra takibinden sonra da ileri sürülebilir. Menfi tespit davaları bir süreye tabi olmadığı gibi, icra takibine itiraz edilmemesi veya takibin kesinleşmesi de menfi tespit davası açılmasına engel değildir. 6100 sayılı HMK'nın 190.maddesine göre ispat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir....

          Dava hukuki niteliği itibariyle, İİK'nın 72.maddesi uyarınca, icra takibinden sonra açılmış menfi tespit davasıdır. ------- tarihli ilamında vurgulandığı üzere; Davalı tarafından varlığı iddia edilen bir hukukî ilişkinin mevcut olmadığının (yok olduğunun) tespiti için açılan davaya menfi (olumsuz) tespit davası denir------------ Menfi tespit davası, 2004 sayılı İcra ve İflâs Kanunu’nun (İİK) 72. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında ya da icra takibinden sonra borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. Bu dava maddi hukuk ve usul hukuku bakımından genel hükümlere dayalıdır ve normal bir hukuk davası olarak açılır. Bir başka deyişle; kendisine karşı icra takibi yapılmış olan borçlu, ödeme emrine itiraz edilmemiş veya itiraz edilmiş olmakla birlikte yerinde görülmemiş olması sebebiyle icra takibi kesinleşse dahi maddi hukuk bakımından borçlu olmadığını ileri sürebilir....

            Bozma sonrasında dosyanın görevsizlik kararı ile gönderilidiği mahkemece; davacıların icra takibi kapsamında borçlu olmadıklarının tespiti yönünde açtıkları menfi tespit davasının reddine, davacıların davalı bankaya 10.077,21 TL borçlu olduklarının tespitine, fazlaya ilişkin istemin reddine dair verilen karar davacıların temyizi üzerine Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 10/04/2019 Tarihli ve 2019/1867 E. 2019/4777 K. sayılı kararıyla “... İcra ve İflas Hukukundaki menfi tespit davası (m.72), gerek maddi hukuk, gerek usul hukuku bakımından genel hükümlere tabi bir davadır. Menfi tespit davalarında, borçlu bulunulmayan kısım yönünden hüküm kurulması gerekir. Başka bir ifadeyle, davacının borçlu olmadığını iddia ettiği miktar saptanarak, bu miktarda borçlu bulunmadığının tespitine yönelik olarak hüküm kurulması gerekir. Hüküm kurulurken, ana para ve faizin de ayrı ayrı belirtilmesi gerekir....

              Alınan bilirkişi raporları ve kefaletin süresine ilişkin sözleşme hükmü dikkate alındığında, davacının menfi tespit talebi esas bakımından haklıdır. Davalı vekilinin hukuki yarara ilişkin istinaf nedenlerinin değerlendirilmesinde ise; Emsal Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 2011-19/622 Esas, 2012/9 Karar ve 18.01.2012 tarihli emsal ilamında belirtildiği üzere;"...Menfi tespit davası, 2004 sayılı İcra İflas Kanunu (İİK)’nun 72. maddesinde düzenlenmiştir.Bu maddeye göre, borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. İcra takibinden önce açılan menfi tespit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir. İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ise ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez....

                nin bilirkişi raporunda belirtilen miktarda davalıya borçlu olduğu, bu itibarla açılan menfi tesbit davasının reddine, birleşen davanın kısmen kabulüne, raporda hesaplandığı üzere takibin 27.486.389.887.TL üzerinden devamına, fazla istemle inkar tazminatı isteminin reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı-birleşen davanın davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Davacının davası menfi tespit istemine ilişkindir. Dava dilekçesinde 187.111.169.000.TL 'den borçlu olunmadığının tespiti istenilmektedir. Bu durumda öncelikle dava değeri olan bu miktar üzerinden 492 sayılı Harçlar Kanunu uyarınca 1/4 oranındaki peşin harcın tamamlatılması gerekir....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, davalının dava dışı ... Ltd. Şti. aleyhine icra takibi yaptığını ve İİK 89. maddesi uyarınca haciz ihbarları gönderdiğini, bu ihbarlara zuhulen itiraz edilmediğini iddia ederek davalı şirkete borçlu olmadıklarının tespitini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili savunmasında, husumetin dava dışı ... Ltd. Şti'ne yönetilmesi gerektiğini beyan ederek davanın reddini istemiştir. Mahkemece davacının davalı şirketin ortağı olduğu ve borçlu şirket yönünden 3. kişi sayılamayacağı, davanın menfi tespit davası olarak kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir....

                    "İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi Dava, sosyal güvenlik destek prim borcunun bulunup bulunmadığının tespiti ile varsa bu borca faiz uygulanmaması gerektiği ile yapılandırma yapılması gerektiğinin tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, uyulan bozma ilamı sonrası, dava hakkında kısmen karar verilmesine yer olmadığına, kısmen reddine dair karar verilmiştir. Hükmün, davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Mahkemece, davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına şeklinde karar verilebilmesi için, uyuşmazlık konusu çekişmenin ortadan kalkması, başka bir anlatımla; her iki tarafında davanın esası hakkında karar verilmesinde hukuki yararının kalmamış olması gerekir....

                      UYAP Entegrasyonu