Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava; atık su abonesinin davalı kuruma karşı açtığı menfi tespit istemine ilişkin olup, talep yargılama sırasında istirdat istemine dönüşmüştür. Bir hukuki ilişkinin mevcut olduğunun tespiti için açılan davaya, müspet (olumlu) tespit davası denir. Bu dava, davacının varlığını iddia ettiği hukuki ilişkinin, davalı tarafından inkar edilmesi halinde açılır. Davalı tarafından varlığı iddia edilen bir hukuki ilişkinin mevcut olmadığının (yok olduğunun) tespiti için açılan davaya ise, menfi (olumsuz) tespit davası denilir. Somut olayda; davacı taraf davalıya borçlu olunmadığının tespitini talep etmiştir. Bu bağlamda açılan davanın; menfi tespit davası niteliğinde olduğu açık olmasına rağmen mahkemece; müspet tespit davası açılmış gibi hüküm kurulmuş ve davacının davalıya dava tarihi itibariyle 3.217,85 TL asıl alacak, 5,63 TL işlemiş faiz borcu bulunduğunun tespitine karar verilmiştir....

    Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan senet iptali davası ile aynı olduğu, ... 5. Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan dava sonucu taraflar arasında borç ilişkisi bulunup bulunmadığı tespit edilerek senetlerin iptali istemi hakkında karar verileceği, böyle bir dava mevcut iken aynı nedenlerle borç ilişkisi bulunmadığının tespiti ve sözü edilen senetlerin iptali için ikinci bir davanın açılmasında davacıların hukuki yararı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekilince temyiz edilmiştir. Davacılar tarafından 24.03.2011 tarihinde dava konusu bonoların iptali istemiyle bir dava açılmış, o dava devam ederken bu kez aynı bonolardan dolayı borçlu bulunmadığının tespiti ve davalının kötü niyet tazminatı ile sorumlu tutulması istemiyle 30.03.2011 tarihinde iş bu menfi tespit davası açılmıştır. Görüldüğü gibi her iki dava da 1086 Sayılı HUMK.nun yürürlükte bulunduğu dönemde açılmış ve derdestlik itirazında bulunulmamıştır....

      Menfi tespit davası, davalı tarafından varlığı inkâr edilen bir hukuki ilişkinin mevcut olmadığının (yok olduğunun) tespiti için açılan davadır (Kuru, B: İcra ve İflâs Hukuku Ders Kitabı, Ankara, 2017, s. 136). Menfi tespit ve istirdat davası, 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun (İİK) 72. maddesinde düzenlenmiş olup, bu maddeye göre, borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında ya da icra takibinden sonra borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. Bu dava maddi hukuk ve usul hukuku bakımından genel hükümlere dayalıdır ve normal bir hukuk davası olarak açılır (İstanbul BAM 44. H.D. 2020/2536 Esas-2020/455 Karar sayılı kararı), ayrıca borçlu, menfi tesbit davası zımmında tedbir kararı almamış ve borç da ödenmiş olursa, davaya istirdat davası olarak devam edilir....

        Mahkemece iddia, savunma ve toplanan delillere göre davacılar ve davalının bonoda keşideci olan ...’ ın mirasçıları olduğu, davalının beyanında geçen taşınmaz alımına ilişkin savunmanın senedin tanzim tarihinden önce olduğu, bu nedenle ev alımı için para verildiğine ilişkin savunmanın dinlenemeyeceği gerekçesiyle davacının davalılara borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Menfi tespit davasının kabulü halinde davacı borçlu lehine tazminata karar verilebilmesi için borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötüniyetli olması gerekir. Davalı alacaklı takibinde haksız ise de, somut olayın özelliğine göre kötüniyetli olduğu kabul edilemez....

          Mahkemece, davanın kabulüne, davacının icra takibine konu alacak nedeniyle borçlu olmadığının tespitine, 2.041,67 TL ödemenin 15.03.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, asıl borcun %40’ı oranında icra inkar tazminatının da ödetilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-İcra İflas Kanununun 72. maddesinin 5. fıkrası gereğince menfi tespit davasında alacaklının inkar tazminatına mahkum edilebilmesi için borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan icra takibinin haksız ve kötüniyetle yapılmış olması gereklidir....

            "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ Dava konusu 101 ada 9 sayılı parselin orman olarak tespit edilen 101 ada 1 sayılı parsele komşu olduğu bölgede kesinleşmiş orman tahdidi bulunmadığı ve çekişmenin giderilmesi için orman araştırması yapılması zorunlu olduğundan temyiz inceleme görevi Yargıtay 20. Hukuk Dairesi Başkanlığına aittir. Bu nedenle dosyanın Yargıtay Yüksek 20. Hukuk Dairesi Başkanlığı’na GÖNDERİLMESİNE 15.10.2009 gününde oybirliği ile karar verildi....

              Borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırsa, talebi üzerine, borçlunun dava sebebi ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir. Takdir edilecek zarar, haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olamaz.” hükmünü içermektedir. Madde metninden de açıkça anlaşıldığı üzere menfi tespit davası açmak zorunda bırakılan borçlunun tazminat talep edebilmesi için gerekli koşullar; bu yönde bir talep olması, borçluya karşı icra takibi yapılmış bulunması ile takibin haksız ve kötüniyetli olmasıdır. Başka bir ifadeyle; İİK.nun 72/5inci maddesi hükmüne göre, menfi tespit davasının davacı (borçlu) lehine sonuçlanması üzerine, alacak likit olsun veya olmasın, böyle bir alacağa dayalı takibin, haksız ve kötüniyetli olması halinde, istem varsa, davacı (borçlu) lehine kötüniyet tazminatına hükmedilmesi gereklidir....

                Eş söyleyişle kendisine karşı icra takibi yapılmış olan borçlu, ödeme emrine itiraz edilmemiş veya itiraz edilmiş olmakla birlikte yerinde görülmemiş olması sebebiyle icra takibi kesinleşse dahi maddi hukuk bakımından borçlu olmadığını ileri sürebilir. Bunun için, takip devam ederken alacaklıya karşı menfi tespit davası açabileceği gibi, böyle bir menfi tespit davası açmamış ve borcu cebri icra tehdidi altında ödemiş ise ödemiş olduğu paranın kendisine verilmesi için alacaklıya karşı istirdat davası açabilir (Kuru, Baki: İcra ve İflâs Hukukunda Menfi Tespit Davası ve İstirdat Davası, Ankara 2003, s. 233)....

                  "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacılar vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacılar vekili, davalının, müvekkilleri aleyhine icra takibi yaptığını, takibe konu senette iki borçlu olduğu halde tek bir imza bulunduğunu, imzanın müvekkillerine ait olmadığını, müvekkillerinin davalıya borcu bulunmadığını iddia ederek borçlu olmadıklarının tespiti ile davalının tazminata mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddi gerektiğini savunmuştur....

                    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasında ... Asliye Hukuk (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) ve ... 6. Asliye Ticaret Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: K A R A R- Dava, menfi tespit, istirdat ve ipoteğin terkini istemine ilişkindir. ... Asliye Hukuk (Ticaret) Mahkemesi'nce, ipotek bedelinin ödenmesi sebebiyle borçlu olmadığının tespiti ve buna bağlı olarak fazla ödeme ile ilgili istirdat ve ipoteğin terkini istemiyle icra dosyasına bağlı olarak açılan davanın icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde görülmesi gerektiği gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. ......

                      UYAP Entegrasyonu