WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacının bu talepleri bütün olarak değerlendirildiğinde; taraflar arasında kurulan abonelik sözleşmesi ilişkisinde kayıp-kaçak ve diğer bedelleri davacının ödeme yükümlülüğü bulunup bulunmadığı konusunda yaratılmış bir muaraza(çekişme) olduğu, davada da muarazanın(çekişmenin) giderilmesinin talep edildiği açıktır. Hukuk Genel Kurulunun 29.09.2004 tarih, 2004/13-417 E.-2004/442 K.sayılı ilamında da açıklandığı üzere; muarazanın men'i(çekişmenin önlenmesi) davaları, usul hukuku anlamında tespit değil, eda davası niteliğindedir. Bu tür davalarda hem muarazanın(çekişmenin) varlığının tespiti ve hem de onun önlenmesi(men'i) talep edilir. Bu durumda, davacı sözleşme ilişkisinde muaraza ( çekişme ) bulunduğunu ileri sürdüğüne , sözleşmede yer alan haksız şartların tespitini, iptalini istediğine , ileriye yönelik düzenleme talep ettiğine , bu durumda dava değerinin 3.480.00....

    "İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi Dava, sosyal güvenlik destek prim borcunun bulunup bulunmadığının tespiti ile varsa bu borca faiz uygulanmaması gerektiği ile yapılandırma yapılması gerektiğinin tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, uyulan bozma ilamı sonrası, dava hakkında kısmen karar verilmesine yer olmadığına, kısmen reddine dair karar verilmiştir. Hükmün, davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Mahkemece, davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına şeklinde karar verilebilmesi için, uyuşmazlık konusu çekişmenin ortadan kalkması, başka bir anlatımla; her iki tarafında davanın esası hakkında karar verilmesinde hukuki yararının kalmamış olması gerekir....

      Eş söyleyişle kendisine karşı icra takibi yapılmış olan borçlu, ödeme emrine itiraz edilmemiş veya itiraz edilmiş olmakla birlikte yerinde görülmemiş olması sebebiyle icra takibi kesinleşse dahi maddi hukuk bakımından borçlu olmadığını ileri sürebilir. Bunun için, takip devam ederken alacaklıya karşı menfi tespit davası açabileceği gibi, böyle bir menfi tespit davası açmamış ve borcu cebri icra tehdidi altında ödemiş ise ödemiş olduğu paranın kendisine verilmesi için alacaklıya karşı istirdat davası açabilir (Kuru, Baki: İcra ve İflâs Hukukunda Menfi Tespit Davası ve İstirdat Davası, Ankara 2003, s. 233). Öte yandan, Menfi tespit davasında genel hükümlere tabi dava olduğundan, borçlu tarafından dava açması için hukuki yararının olması gerekli olmakla birlikte, hukuki yararın bulunup bulunmadığı dava tarihine göre değerlendirilmelidir....

        Bu tür bir yararının bulunması hâlinde de borçlu, borçlu olmadığının tespiti için dava açabilir. Bunun dışında icra takibi taraflar arasındaki maddi ilişkiyi tespit edecek nitelikte olmadığından, alacaklının takibe girişmesinden sonra, hatta takip kesinleştikten sonra da borçlunun, borçlu olmadığının tespitini mahkemeden istemesi mümkündür. Borçlu belirtilen şekilde takipten önce veya sonra alacaklıya karşı bir menfi tespit davası açar; bu davayı kazanırsa, hakkındaki icra takibi dayanaksız kalır ve borcu ödemekten kurtulur. İİK'nın 72. maddesinin beşinci fıkrası gereğince borçlunun açmış olduğu menfi tespit davasında ihtiyati tedbir kararı almamış veya verilmiş olan ihtiyati tedbir kararının herhangi bir sebeple kaldırılmış olması nedeniyle dava konusu borcu alacaklıya ödemiş olursa açılmış olan menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam edilir....

        Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere ve bilirkişi raporlarına göre davacının kullandığı sayacın camının çatlak ve aralıklı, aynı zamanda kulak mühürleriyle oynanmış olması nedeniyle kullandığı elektriğin usulsüz ve kaçak olduğu, davacı borcunun 347.76 TL.olup, davalı kurum talebinin 4.648.92.-TL.olduğu, bundan 347.76.-TL.düşüldüğünde toplam fazla talep edilen miktarın 4.301.16.-TL. olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Uyuşmazlık, kaçak elektrik kullanıldığı gerekçesiyle davalı idare tarafından tahakkuk ettirilen borçtan dolayı borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece elektrik mühendisi Hakkı Tezcan'dan alınan asıl ve ek rapora davalının itiraz etmesi üzerine ikinci bir bilirkişiden asıl ve ek raporlar alınmıştır. Raporlar arasında çelişki bulunmaktadır....

          Bilindiği üzere, gerçekte var olmayan bir borç ya da geçersiz bir hukukî ilişki nedeniyle icra takibine maruz kalması muhtemel olan veya icra takibine maruz kalan bir kimsenin (borçlunun), gerçekte borçlu bulunmadığını ispat için açacağı dava, menfi tespit olarak adlandırılmaktadır (HGK'nın 25.04.2018 tarihli ve 2018/19-374 E., 2018/943 K.; 22.01.2016 tarihli ve 2014/19-674 E., 2016/76 K. ve 23.10.2015 tarihli ve 2014/19-118 E., 2015/2357 K. sayılı kararları). 1-Menfi tespit davasının dayanağını 2004 sayılı İİK’nın 72. maddesi oluşturmaktadır. İİK'nın “Menfi tespit ve istirdat davaları” başlıklı 72. maddesi; “ Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. İcra takibinden önce açılan menfi tespit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde on beşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir....

            DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :Dava cari hesaptan kaynaklı menfi tespit ve istirdat talebine ilişkindir.Öncelikle, menfi tespit davası ile ilgili genel bir açıklama yapılmasında ve ilgili yasal düzenlemelerin irdelenmesinde yarar vardır: Gerçekte var olmayan bir borç ya da geçersiz bir hukuki ilişki nedeniyle icra takibine maruz kalması muhtemel olan veya icra takibine maruz kalan bir kimsenin (borçlunun) gerçekte borçlu bulunmadığını ispat için açacağı dava, menfi tespit olarak adlandırılmaktadır. Menfi tespit davası 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu (İİK)’nun 72. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. İcra takibinden önce açılan menfi tespit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde on beşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir....

              önce açmış olduğu menfi tespit davasının haklı olduğu kanısına varırsa borçlunun göstereceği teminat karşılığında menfi tespit davası sonuçlanıncaya kadar icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebileceğini, görüleceği üzere davanın henüz açılmış olup herhangi bir tarafla ilgili haklı olduğu kanısına ulaşma durumunun söz konusu olmadığını, Hakimin menfi tespit davasının reddi haksız olduğu kanısına ulaşma gibi bir durumun olmadığını, üstelik hakimin takdir yetkisini kullanırken kanunun daha önceden belirlemiş olduğu sınırları doğru tespit etmesi gerektiğini ve bu sınırların dışına çıkmaması gerektğini, iİlgili hükmün hangi alanlarda ne tür bir takdir yetkisi tanıdığının tespiti üzerine normun konuluş amacına uygun olarak, bu amacı aşmayacak şeklide adalet ve hakkaniyete uygun bir hüküm kurulması gerektiğini, her hukuk davasında olduğu gibi, olumsuz tespit davalarında da , davacı- borçlunun bu davayı açmakta ''hukuki yararının'' bulunması gerektiğini, mahkemece davanın...

                "İçtihat Metni"Mahkemesi :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Dava, takibe konu kredi sözleşmeleri nedeniyle borçlu olmadığının tespiti ve kötüniyetli icra takibi nedeniyle davalının tazminata mahkum edilmesi istemine ilişkindir. Davalı vekili cevabında, davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, her iki davacı borçlu açısından sorumluluk miktarının takip açılmasından itibaren 1.000.00.-TL.olup, bunun tarafların kabulünde olduğu, davacıların İzmir 4.İcra Müdürlüğü’nün 1998/2715 sayılı dosyasında 1.000.00.-TL.dışında kalan 4.302.76....

                  ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2021/712 KARAR NO : 2022/158 DAVA : MENFİ TESPİT (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 28/10/2021 KARAR TARİHİ : 22/02/2022 Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı dava dilekçesi ile taraflar arasında işçi-işveren ilişkisi bulunduğunu, davacının davalı tarafın yanında işe başlarken teminat olarak verilen boş senedin daha sonra davalı tarafından doldurulup icraya konulduğunu, davacının böyle bir borcu olmadığını, senedin zorla alındığını, davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti ve %20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesi için dava açılmıştır. Davalı cevap dilekçesinde davada görevli mahkemenin iş mahkemesi olduğunu, arabuluculuk dava şartının yerine getirilmediğini, bononun alındığı tarihte davacının işte çalışmadığını, daha sonra işe girdiğini, davanın reddini talep etmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu