"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Menfi Tespit Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı menfi tespit davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, borçlu olmadığının tespiti ve icra takibinin iptali istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulü ile, icra takibinin iptaline, icra dosyasındaki asıl alacak miktarı üzerinden icra inkar tazminatına karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1.4.2008 başlangıç tarihli ve 1 yıl süreli yazılı kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır....
Nitekim itirazın kaldırılması kararıyla birlikte hükmedilen icra inkar tazminatı infazının açılan menfi tespit davasının sonuna kadar tehir edileceği Kanun hükmüdür. Menfi tespit davasının kabulü halinde borçlu aleyhine daha önce hükmolunan icra inkar tazminatının kalkacağı, reddi halinde ise infaz edileceği açıktır. Açılan menfi tespit davası nedeniyle tedbiren takibin durdurulması durumunda alacaklının zarar edeceği ve bu zararın %40'tan az olamayacağı düzenlenmiştir. Menfi tespit davasında hakimin belirlediği zararın %40 olması durumunda, itirazın kaldırılmasına ilişkin karar ile alacaklı lehine verilen icra inkar tazminatının bu zararı karşılayacağı tartışmasız bir gerçektir. Bu nedenle menfi tespit davasının reddi ile birlikte ayrıca davalı lehine tazminata hükmedilmesi doğru değildir....
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, dava konusu ipoteğin 60.000 TL limitli olduğu, davacının 39.900 TL ödediği, davalı tarafın 20.100 TL alacaklı olduğu gerekçeleriyle davanın kısmen kabul kısmen reddine, davalılara borçlu olmadığının tespiti talebinin reddine, davacının davalılara 20.100 TL borçlu olduğunun tespitine karar verilmiş, hüküm davalılardan ... vekilince temyiz edilmiştir. Dava ipotekli takip nedeniyle menfi tespit talebine ilişkindir. Menfi tespit davalarında olumlu tespit hükmü kurulamaz. Mahkemece bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre öteki temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 29.11.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Yerel Mahkemenin vermiş olduğu karar usul ve yasaya, emsal mahiyetti Yargıtay kararlarına uygun şekilde verilmiştir. Yerel Mahkeme gerekçeli kararında da belirlediği üzere, "...Davacılar her ne kadar davalıya borçlu olmadıklarının tespiti amacıyla menfi tespit davası açmışlar ise de davacıların davalı tarafından Eskişehir 6. İcra müdürlüğünün 2018/3275 esas sayılı takip dosyasıyla yaptığı icra takip dosyası nedeniyle borçlu olmadıklarının tespiti için İİK 89/3. Maddesi gereği menfi tespit davası açmış oldukları anlaşıldığından davalının yetki itirazının İİK 72/ son mad. Uyarınca kabulü ile mahkememizin yetkisizliğine ve talep halinde dosyanın yetkili Eskişehir Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir."... Mahalli Mahkeme kararında ayrıntılı olarak belirlendiği üzere Eskişehir 6.İcra Müdürlüğünün 2018/3275 E. Sayılı dosyasıyla takip yapıldığı konusuna itiraz yoktur....
Mahkemece, davanın İİK 72. maddesine dayalı menfi tespit davası olduğu, icra takibinden sonra açılan menfi tespit davalarında yetkili mahkemenin, icra takibinin yapıldığı yer veya davalının ikametgâhının bulunduğu yer mahkemesi olduğu, davalının yerleşim yerinin ve icra takibinin yapıldığı yerin Bursa olduğu gerekçesiyle mahkemenin yetkisizliğine karar verilmiştir. İİK'nın 89/3. maddeye göre 3. haciz bildirimini alan üçüncü kişi, icra takibinin yapıldığı veya yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesinde 15 gün içinde menfi tespit davası açabilir. Görüldüğü gibi İİK'nın 89/3. maddesinde aynı yasanın 72/son maddesinden farklı olarak yetki düzenlemesi yapılmış ve bu tür davaların icra takibinin yapıldığı yer veya davayı açan üçüncü kişinin yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği hükme bağlanmıştır. Dosya kapsamından ve icra dosyasından davanın İİK'nın 89/3. maddesine dayalı menfi tespit davası olduğu anlaşılmaktadır....
Davacı vekili bu kez karar düzeltme isteminde bulunmuştur. 1- Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin HUMK 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirini ihtiva etmeyen aşağıdaki bent dışında kalan sair karar düzeltme isteğinin reddi gerekir. 2- Dava menfi tespit davası olup, davacı vekili talep konusu borcun bulunmadığını ileri sürdüğü gibi, davacı şirketin davalıdan olan alacağının takas edilmesini ve bu suretle de, davacı şirketin borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir. Menfi tespit davası, borçlunun takip konusu alacağın borçlusu bulunmadığının tespiti için açabileceği bir dava olup, borçlunun takip konusu alacağın borçlusu olmaması çeşitli nedenlere dayanır ve borçlu, borçlu olmadığını mahkemede açacağı menfi tespit davasıyla ispat edebilir....
DAVA KONUSU : Menfi Tespit KARAR : Alanya 3....
Gerçekte var olmayan bir borç ya da geçersiz bir hukuki ilişki nedeniyle icra takibine maruz kalması muhtemel olan veya icra takibine maruz kalan bir kimsenin (borçlunun) gerçekte borçlu bulunmadığını ispat için açacağı dava, menfi tespit olarak adlandırılmaktadır. Menfi tespit davası 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu (İİK)’nın 72. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. Bu düzenlemeden de anlaşılacağı üzere menfi tespit davasında amaç bir hukuki ilişkinin veya bir hakkın gerçekten mevcut olmadığının tespitidir. Dolayısı ile mahkemece davacının ödemekle yükümlü olduğu ortak gider miktarı bulunup bulunmadığının araştırılarak, yapılan fazla ödeme bulunup bulunmadığının tespiti ile yetinilmesi gerekir. İcra müdürlüğünce yapılan dosya hesabının hatalı olması durumunda taraf vekillerinin icra hukuk mahkemesine itiraz hakları bulunmaktadır....
İcra Müdürlüğünün ...Esas sayılı takibi nedeni ile borçlu olunmadığının tespitinde hukuki yarar bulunmadığı, takibe süresinde itiraz edilmemesi halinde kambiyo vasfı bulunmayan senet nedeniyle kambiyo senetlerine haciz yoluyla takibe devam edilmesinin takip hukukuna ilişkin kurallardan kaynaklandığı, İİK 'nın 72.maddesi uyarınca davacının borçlu olup olmadığının dava tarihi itibari ile tespit edilmesinin gerektiği, usulüne uygun başlatılmamış bir takibin varlığının davacıya borçlu olmadığının tespiti imkanı vermeyeceği, menfi tespit davasında davacının borçlu olup olmadığı hususunun dava tarihi itibariyle değerlendirilmesinin zorunlu olduğu, usulüne uygun olarak başlatılmamış ve süresinde itiraz edilmediğinden kesinleşmiş bir takibin varlığının menfi tespit davası ikame edilebilmesi için gereken hukuki yarar koşulunu sağlamadığı kanaatine varılmakla davanın hukuki yarar yokluğu nedeni ile usulden reddine karar vermek gerekmiştir....
Mahkemece, bozma ilamına uyularak ve tüm dosya kapsamına göre yapılan yargılama sonucunda; aldırılan bilirkişi raporuna itibar edilerek, davanın kısmen kabul kısmen reddi ile, Ürgüp İcra Müdürlüğü'nün 2013/449 Esas sayılı dosyasında davacının davalıya 3.395,49 TL borcu olduğunun tespiti ile bakiye kalan miktar yönünden takibin iptaline karar verilmiştir. Karara karşı, davacı vekili ve katılma yoluyla davalı vekili tarafından temyiz kanun yoluna başvurulmuştur. 1-Dava, takipten sonraki sebeplere dayalı menfi tespit istemine ilişkin olup, mahkemece, davacının, borçlu olduğu meblağın tespiti ile bakiye kalan miktar yönünden takibin iptaline karar verilmiştir. Menfi tespit davası, gerçekte var olmayan bir borç ya da geçersiz bir hukuki ilişki nedeniyle hakkında icra takibi yapılan veya yapılması muhtemel olan kişi/borçlu tarafından aslında borçlu olmadığının ispatı için açılan davadır....