Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ancak; 1-) Menfi tespit davasında; mahkemece alacaklının borçluyu davayı açmaya zorladığı ve takibinde de haksız ve kötüniyetli olduğu kanısına varılır ise, borçlunun (davacının) talebi ile dava sebebiyle uğradığı zararın alacaklıdan (davalıdan) tahsiline karar verilir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı, evinin elektrik faturasını ödemediği iddiasıyla elektriğinin kesildiğini ve mührün sökülerek elektrik kullanımına devam edildiği gerekçesiyle davalı kurum tarafından gerçeğe aykırı olarak hakkında 2.292.00 TL bedelli fatura düzenlediğini ileri sürerek borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir . Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini istemiştir....

      Borçlunun icra takibinden önce veya sonra menfi tespit davası açabilmesi için borçlu olmadığının tespitinde hukuki yararının bulunması şarttır. Borçlu belirtilen şekilde takipten önce veya sonra alacaklıya karşı bir menfi tespit davası açar; bu davayı kazanırsa, hakkındaki icra takibi dayanaksız kalır ve borcu ödemekten kurtulur. Ancak borçlu borcunu icra dairesine ödedikten sonra, artık menfi tespit davası açamaz. Bu halde borçlunun sırf borçlu olmadığının tespitinde hukuki bir yararı yoktur. Bundan sonra ödediği paranın geri alınması için bir dava açması söz konusu olur ki, bu da istirdat davası olup özünde bir eda davası olduğunun da kabulü gerekir....

        "İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi Dava, ödeme emrinin iptali ve borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, ilâmında belirtilen gerekçelerle, ödeme emirlerinin iptaline yönelik davanın kabulüne dair karar verilmiştir. Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. 1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davalı Kurum avukatının, sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Mahkemece, ödeme emrinin iptaline dair karar verilmiş ise de; aslen davacılardan ......

          Borçlunun icra takibinden önce veya sonra menfi tespit davası açabilmesi için borçlu olmadığının tespitinde hukuki yararının bulunması şarttır. Buna rağmen borçlunun, alacaklının harekete geçmesini beklemeden borçlu olmadığının tespitinde korunmaya değer bir yararı bulunabilir. Bu tür bir yararının bulunması halinde borçlu, borçlu olmadığının tespiti için dava açabilir. Bunun dışında icra takibi taraflar arasındaki maddi ilişkiyi tespit edecek nitelikte olmadığından, alacaklının takibe girişmesinden sonra, hatta takip kesinleştikten sonra da borçlunun, borçlu olmadığının tespitini mahkemeden istemesi mümkündür. Borçlu belirtilen şekilde takipten önce veya sonra alacaklıya karşı bir menfi tespit davası açar; bu davayı kazanırsa, hakkındaki icra takibi dayanaksız kalır ve borcu ödemekten kurtulur. Ancak borçlu borcunu icra dairesine ödedikten sonra, artık menfi tespit davası açamaz. Bu halde borçlunun sırf borçlu olmadığının tespitinde hukuki bir yararı yoktur....

            Borçlu kiracının ilamsız tahliye talebinden sonra menfi tespit davası açması icra mahkemesinin İİK 269/c maddesi hükmüne göre alacaklı kiralayanın tahliye talebini incelemesine ve tahliye kararı vermesine engel değildir. Ancak menfi tespit davasına bakan mahkeme, borçlu kiracının talebi üzerine ve teminat karşılığında, tahliye kararının icrasının durdurulması için ihtiyati tedbir kararı verebilir. Kaldı ki borçlu kiracı icra mahkemesinin tahliye kararının kesinleşmesinden sonra da menfi tespit davası açabilir zira icra mahkemesi kararları maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmez. İİK'nun 72/V.maddesi gereğince menfi tespit davası borçlu kiracı lehine hükme bağlanırsa ilamsız tahliye takibi derhal durur. Bundan sonra artık icra mahkemesi tahliye kararı veremez. İcra mahkemesinin tahliye kararı vermesinden sonra menfi tespit davası borçlu kiracı lehine hükme bağlanırsa tahliye kararının icrası kendiliğinden durur....

              Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğünün 14.04.2011 tarih ve 1022 sayılı raporu ile,takip konusu belgedeki davacı adına atılan imzanın davacıya ait olmadığı tespit edilmiştir.Davalı,davacı ve eşine borç verdiğini,senedi kendisine davacının eşinini verdiğini,imzanın davacıya ait olup olmadığını bilemeyeceğini belirtmiştir.Mahkemece ...icra müdürlüğünün 2008/14 sayılı takip dosyasındaki takib nedeniyle davacının borçlu bulunmadığının tespitine,takibe konu alacak miktarı olan 2011/20913 2012/6161 42.000,00 TL'nin %40'ı olan 16.800,00 TL kötüniyet tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. İİK.nun 72/5 maddesi uyarınca menfi tespit davası açan borçlu lehine kötüniyet tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlu hakkındaki takibin haksız olmasının yanı sıra, davalı alacaklının da kötü niyetli olması gerekir. Bir başka deyişle, kötü niyetli olduğu iddia ve ispat edilemeyen davalı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesi olanaklı değildir....

                Taraflar arasındaki menfi tespit davasının bozmaya uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı, davalı tarafından ..... İcra Müdürlüğü'nün 2007/4511 sayılı dosyasından takip konusu yapılan faiz oranının haksız olduğu iddiasıyla menfi tespit isteminde bulunmuştur. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, davacı/borçlu vekilinin temyizi üzerine karar, Dairemizin 27.02.2012 gün ve 2011/12143 E. - 2012/2950 K. sayılı ilamı ile bozulmuştur....

                  Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, takibe konu edilen senetlerdeki imzaların davacı eli ürünü olmadığı, davalının yemin teklifine karşılık davacının yemin ettiği gerekçesiyle, davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti ile 4.384,00 TL kötüniyet tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. 1)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2)Mahkemece davalı kooperatifin kötüniyetli takip yaptığından bahisle, davacı lehine tazminata hükmedilmiş ise de, menfi tespit davasında borçlu lehine karar verildiğinde, borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötüniyetli olduğu anlaşılırsa, davacının talebi üzerine inkar tazminatına hükmedileceği İİK'nun 72/5. maddesinde belirtilmiştir....

                    Bunun için, takip devam ederken alacaklıya karşı menfi tespit davası açabileceği gibi, böyle bir menfi tespit davası açmamış ve borcu cebri icra tehdidi altında ödemiş ise, ödemiş olduğu paranın kendisine verilmesi için alacaklıya karşı istirdat davası açabilir---- Ayrıca, adi senette borçlu olarak gözüken kimse, senet altındaki imzanın kendisine ait olmadığının ve dolayısıyla, senet borçlusu konumunda bulunmadığının tespiti amacıyla, cebri icra tehdidi ile karşı karşıya ise, icra takibinin yapılmasından önce; süresi içinde ödeme emrine karşı imzaya itiraz yoluyla itirazda bulunmayı ihmal etmiş ve takip kesinleşmişse, takibe başlanılmasından sonraki evrede sahtelik davası açabilir, böyle bir sahtelik davası hukukî niteliği itibariyle 2004 sayılı İİK 72’de düzenlenmiş olan menfi tespit davasıdır....

                      UYAP Entegrasyonu