HMK 297. maddesine göre, borçlu olunmayan miktarın infazda tereddüt oluşturmayacak şekilde gösterilmek suretiyle karar verilmesi gerekmektedir. Bu durumda davacının 13.357,00 TL borçlu olmadığı yönündeki talebi karşısında mahkemece faturadan kaynaklı bakiye borcun 9.967,40 TL olarak tespiti ile takibin asıl alacak olarak bu miktar üzerinden devamına şeklinde olumlu tespit hükmü kurularak karar verilmesi HMK'nın 297/2. maddesi hükmüne aykırıdır. O halde, mahkemece, davacıların talebi üzerinde durularak, borçlu olmadıkları miktar yönünden menfi tespit hükmü kurulması gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı görülmüştür. 3- Mahkemece; bakiye borcun 9.967,40 TL olarak tespiti ile takibin asıl alacak olarak bu miktar üzerinden devamına karar verilmiş, yargılama gideri hesaplanırken de bu miktar esas alınarak hüküm kurulmuştur....
"İçtihat Metni" Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere ... kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vek. Av. ... ... gelmiş, diğer taraftan kimse gelmemiş olduğundan, onun yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Dava, dava dışı ... Matbaacılık Ltd. Şti.’nin keşidecisi, davacı şirketin lehtarı bulunduğu davacı tarafından ... ...’e ondan da davalı ...’ya ciro edilen ve ödememe protestosu çekilmeyen bonolar ile borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir....
Davalı ... vekili cevabında, davacıya ait konutta genel kontrol sırasında kaçak elektrik kullanıldığının tespit edildiğini beyan etmiştir. Mahkemece; davacı hakkında bir icra takibi ya da icra tehdidi bulunmadığından ve menfi tespit davası açmakta hukuki yararı olmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiş, hükmü davacı temyiz etmiştir. Borçlu icra takibinden önce veya takip sırasında (veya takipten sonra) borçlu bulunmadığının ispatı için menfi tespit davası açabilir (İİK.md.72,1). Borçlunun açacağı menfi tespit davasında dayandığı nedenler, İcra İflas Hukukuna değil, maddi hukuka (Borçlar Hukukuna, Ticaret Hukukuna) ilişkindir. Borçlunun ödemek zorunda olmadığı bir borç için kendisini tehdit eden (alacaklıya) karşı, böyle bir borcu olmadığının tespiti için, daha başlamış bir icra takibi bulunmasa bile menfi tespit davası açma hakkı vardır (İİK.md.72,1)....
Anılan hükme göre, menfi tespit davasında kötüniyet tazminatına hükmedilmesi için alacağın likit olması koşulu yanında takibin kötüniyetli olmasıda gerekmektedir.Dava konusu olayda davalının kötüniyetli olduğu iddia ve ispat edilmemiştir ve bu nedenle de davalı aleyhine tazminata hükmedilemez. Mahkemece değinilen bu yön göz ardı edilerek davacı aleyhine %40 tazminata hükmedilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır. Bozmayı gerektirir. Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden usulün 438/7 maddesi gereğince hükmün düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerekmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün temlik alan vekili ile süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Dava, davalı bankaya 116,600 TL borçlu olunmasına rağmen 250,000 TL'lik senedin tamamının takibe konulduğundan 132,000 TL borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.Mahkemece toplanan deliller ve bilirkişi raporuna göre; davanın kabulü ile davacıların davalıya 132,000 TL'lik kısım yönünden borçlu bulunmadıklarının tespitine, diğer fazlaya ilişkin talepleri yönünden harç ikmal edilmediğinden talebin reddine, davalı bankanın kötüniyetli olduğu tespit edilemediğinden davacıların kötüniyet tazminatı taleplerinin reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. 1)Mahkeme...
GEREKÇE: Dava, davalıların davacı şirketin ortağı olduğunun tespiti, menfi tespit istemine ilişkindir. Şirket ortağı olduğunun tespiti davası ve buna bağlı açılan menfi tespit davası arabuluculuğa tabi olmadığından ön incelemede bu konudaki incelemede eksiklik olmadığı kabul edilmiştir. Davacının haricen yaptığı 203.500 TL tutarındaki ödemelerin icra dosyasına bildirilmediği iddiası ile açtığı menfi tespit davası yazılı yargılama usulüne , Şirket ortağı olduğunun tespiti davası basit yargılama usulüne tabi olduğundan menfi tespit davası bu davadan ayrılmıştır. Davacı vekili davanın açılma sebebini açıklarken , ''Davalılar müvekkil şirkette hisse senedi sahipleridir. Hisse senedi sahipleri AŞ pay defterinde kayıtlıdır, genel kurul toplantılarına üye olarak çağrı yapılmaktadır. Davalılar şirketin ortağı olarak kabul edilmedikleri takdirde hisselerini müvekkil şirkete iade etme durumları ortaya çıkmış ve bu konuda müvekkilimiz ödeme yapmaya zorlanmıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vek.Av.... ile davalı vek.Av....'ın gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -KARAR- Dava, davacının ortağı ve yetkilisi olduğu dava dışı şirket tarafından davalıya verilen üç adet çekin nakit ödemeler ve çekler karşılığı davalıya verilen bonolar ile ödendiği, bu nedenle davalıya borçlu olunmadığının tespiti istemi ile açılan menfi tespit davasıdır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Menfi Tespit Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı menfi tespit davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, borçlu olmadığının tespiti ve icra takibinin iptali istemine ilişkindir. Mahkemece istemin kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 01.04.2008 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli yazılı kira sözleşmesi, taraflar arasında uyuşmazlık konusu değildir. Kiralayan davalı tarafından 05.01.2010 tarihinde başlatılan icra takibinde, Ocak/2010 kira parası olan 5.000 Euro karşılığı 10.765 TL’nin tahsilinin istenilmesi üzerine, davacı kiracı tarafından işbu dava ile borçlu olmadığının tespiti ve söz konusu icra takibinin iptali istenilmiştir....
Mahkemece, toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporuna göre, davacı tarafın sözleşmenin sözlü olarak sona erdirildiğini ispat edemediği, davalının davacıdan 16.308,65 TL alacaklı bulunduğu ve teminat mektubunun bu miktar üzerinden nakte çevrildiği, buna karşılık davacının da davalıdan 5.824,08 TL hizmet fatura bedeli kadar alacaklı olduğu, buna göre davalının davacıdan 5.824.08 TL fazladan tahsilat yaptığı gerekçesiyle davacının 16.308,65 TL borçlu olmadığının tespiti isteminin reddine, fazladan nakde çevrilen 5.824,08 TL'nin davacıya iadesine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Dava, menfi tespit davası olup, İİK'nun 72. maddesine göre açılmıştır. Davalı yanca talep edilen toplam 16.308,65 TL borçlu olmadığının tespiti ile davalı elinde bulunan 25.000,00 TL bedelli teminat mektubunun iadesi istenmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Dava, menfi tespit davasıdır. Davalı vekili, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile davacılardan ... ipotekli taşınmazlardan dolayı 16.000 TL ipotek limiti ile sorumlu olduğu anlaşılmış olup, bilirkişilerce hesap edilen borç miktarlarının bu miktar dışında kalan kısmından sorumlu olmadığının ve davacının 37.651,11 TL'den borçlu olmadığının, diğer davacı ...'...