Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

de tatil yaptığını, zina ettiğini, yatakları ayıran tarafın ... kadın olduğunu belirterek tarafların öncelikle zina hukuki nedenine dayalı olarak boşanmalarına, mahkemece zina yönünden yeterli delil olmadığının değerlendirilmesi halinde davalının tam kusurlu olması nedeniyle 4721 sayılı Kanun'nun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, müşterek çocuğun velâyetinin babasına verilmesine, erkek lehine 500.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. III....

    kararın gerekçesiz olduğunu, kısa karar ile gerekçeli karardaki hüküm kısmında farklılıklar bulunduğunu, hangi hukuksal nedenle boşanma talebinin kabul edildiğinin yazılmadığını, kısa kararın 1 nolu hüküm kısmında zina ve onur kırıcı davranış nedeniyle açılan davanın ispatlanamadığından ret kararı verilmesi gerekirken karar verilmesine yer olmadığına karar verildiğini, davacının 13.09.2018 tarihli duruşmada, davasını sadece zina hukuksal nedenine hasrettiğini ve sadece fotoğrafa konu olaya dayanarak zina hukuksal nedenine dayandığını, bu nedenle zinanın olup olmadığı, affedilip affedilmediği ve tazminat talep edilip edilmeyeceği hususlarında tahkikatın yürütülmesi gerektiğini, affetme var ise tazminat talep edilemeyeceğini, hukuka aykırı yoldan elde edilen delillerin hükme esas alınamayacağını, zina ve onur kırıcı davranışların gerçekleşmediğini, affeden tarafın dava hakkı bulunmadığını, 2018 Ocak sonu ile davanın açıldığı tarih arasında boşanmayı gerektirecek başka bir olay yaşanmadığını...

      Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin belirlenen ve gerçekleşen kusurlu eylemleri nedeniyle kadının boşanma davasının kabulü, erkeğin davasının reddi doğru olup erkeğin bu yönden istinaf taleplerinin reddine, davacı-davalı kadının zina nedeniyle boşanma talebinin reddi ve lehine hükmedilen tazminat miktarlarına yönelik istinaf taleplerinin kısmen kabulüne, toplanan delillerden zina eylemi sabit olup zinaya dayalı davanın kabulü gerekir ise de kadının evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayalı boşanma davasında verilen boşanma hükmü istinaf edilmeksizin kesinleştiğinden zina nedeni ile açılan boşanma davasının konusuz kaldığı, yine tazminat miktarlarının az olduğu gerekçesi ile kararın ilgili hüküm fıkralarının kaldırılmasına, kadının konusuz kalan zina nedeniyle boşanma talebinin esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, tazminatların az olduğundan bahisle kadın yararına 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminat...

        Sorunlardan birincisi, davalı-karşı davacı kadının davasında verilen boşanma kararı temyiz edilmemesi nedeniyle boşanma hükmü kesinleşmiş olduğundan, boşanma davası konusuz kalmış olmakla, davacı-karşı davalının bir daha boşanma davası açamayacak duruma gelmesidir. Diğer bir sorun ise, davacı-karşı davalı erkeğin bir an için zina nedeniyle yeni bir dava açabilme hakkının bulunduğu düşünülse bile, zina davası için öngörülen 6 aylık hak düşürücü sürenin (TMK m.161/2) geçip geçmediği tartışmasının gündeme gelecek olmasıdır. Bu sorunlar nedeniyle, davacı-karşı davalı açısından, karşı tarafa kusur isnat edebilme, savunma yapabilme ve hukuki dinlenilme (HMK m.27) haklarının elinden alınması gündeme gelmektedir. Diğer bir anlatımla, davacı-karşı davalının usule uygun olarak kullanmış olduğu ıslah hakkının kabul edilmemesi, böylesine ağır hak ihlali ve karmaşık sorunların doğmasına neden olacaktır....

          sürenin geçmiş olması nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir....

          Somut olayda davacı kadın tarafından erkek eş aleyhine zina nedenine dayalı boşanma davası açılmış mahkemece boşanmaya sebep olan olaylarda davalı erkek "Başka bir kadınla birlikte yaşayarak davacı kadını aldattığı" gerekçesiyle tamamen kusurlu bulunmuş, kısa kararda tarafların TMK 161. maddesi gereğince zina nedeniyle boşanmalarına karar verilmiş olduğu halde, "Gerekçeli kararın hüküm kısmında tarafların TMK 166/1. maddesi uyarınca boşanmalarına" şeklinde hüküm kurulmasının maddi hata niteliğinde olduğu anlaşılmamaktadır. O halde davacı vekilinin 22.07.2019 tarihli talep dilekçesi bu kapsamda değerlendirilerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 304/1. maddesinde düzenlenen usul işlemleri yerine getirildikten sonra talep konusunda karar vermek gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir....

            CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki iddiaların gerçekçi olmadığını, karşı tarafın sürekli huzursuzluk çıkardığını, müvekkilini darp ettiğini, boşanmayı gerektirir bir neden olmaması nedeniyle davacının davasının reddine karar verilmesini istemiştir....

            Ayrıca, dava katkı payı ve artık değere katılma alacağı isteğine ilişkin olup, 743 sayılı TKM'de, 01.01.2002 tarihinde yürülüğe giren 4721 sayılı Yasa'nın 236/2 maddesinin karşılığı bulunmadığından katkı payı alacağı yönünden zina sebebine dayanarak davacının katkı payı alacağında indirim yapılması doğru değildir. Diğer yandan, TMK'nin 236/2. maddesi, her şeyden önce boşanmanın zina nedeniyle açılmış olması ve bu nedenle boşanmaya karar verilmiş olması halinde uygulanabilecektir. O halde, mahkemece, iddia ve savunma kapsamında tarafların delilleri toplanarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme ve uygulama ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır....

              Davacı kadın vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; mahkemece zina iddiasının ispat edilememesi nedeniyle reddine, her iki tarafın birbirine kaşı güven sarsıcı davranışları olduğu, sadakat yükümlülüklerini ihlal ettikleri, karşılıklı olarak hakaret ve küfür ettikleri belirtilerek eşit kusurlu olmaları nedeniyle boşanma ve nafaka kararı verildiğini, maddi ve manevi tazminat talebinin reddedildiğini, verilen kararın hukuka aykırı olduğunu, dosyaya sunmuş oldukları mesaj çıktılarının incelendiğinde davalının dava dışı Türkan isimli bayan ile zina yaptığının sabit olduğunu, mahkeme gerekçesinin hatalı olduğunu, dosyada dinlenen tanıkların müvekkilinin eşine yönelik olarak herhangi bir hakaret ya da küfür ettiğine dair beyanda bulunmadıklarını, davalı tarafın tam kusurlu olduğunu, mahkemece öncelikle zina nedeniyle boşanma kararı verilmesi gerektiğini, olmadığı takdirde evlilik birlikteliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma kararı verilmesini, nafaka, maddi, manevi tazminat istemlerinin...

              Zina olayının mevcut sayılabilmesi için en önemli koşul, cinsel ilişkinin varlığının kesin veya güçlü karineyle kanıtlanmış olmasıdır. Cinsel birleşme olmayan, salt sevgi ve muhabbet ifade eden hareketler sadakatsizlik oluştursa bile zina kavramına girmez....

              UYAP Entegrasyonu