Davalı erkek vekili katılma yoluyla verdiği istinaf dilekçesinde özetle; dava dosya kapsamından da anlaşılacağı üzere taraflarınca terditli olarak açılan tek bir dava bulunduğunu, öncelikle zina nedeniyle boşanmaya, bu talep kabul edilmediği taktirde, şiddetli geçimsizlik nedeniyle boşanmaya karar verilmesi şeklinde tek bir davanın bulunduğunu, mahkemece yanılgılı şekilde ortada iki dava varmış gibi birinin reddine, diğerinin kabulüne karar verilmek suretiyle aleyhlerine vekalet ücreti takdir edilmesinin usul ve yasaya aykırı bulunduğunu, zinaya yönelik iddia açıkça ispatlandığı halde, zina talepli davanın reddine karar verilmesi de doğru olmadığı gibi takdir edilen manevi tazminat miktarının da yetersiz olduğunu beyan etmek suretiyle belirtilen yönlerden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
İstinaf Sebepleri 1.Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece verilen kararın hukuka aykırı olduğunu, dosyaya sunmuş oldukları mesaj çıktıları incelendiğinde erkeğin dava dışı Türkan isimli bayan ile zina yaptığının sabit olduğunu, mahkeme gerekçesinin hatalı olduğunu, dosyada dinlenen tanıkların müvekkilinin eşine yönelik olarak herhangi bir hakaret ya da küfür ettiğine dair beyanda bulunmadıklarını, erkeğin tam kusurlu olduğunu beyan ederek; reddedilen zina hukuki nedenine dayalı boşanma davasını, reddedilen tazminat talepleri, kusur belirlemesi yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak zina nedeniyle boşanma kararı verilmesi gerektiğini, olmadığı takdirde evlilik birlikteliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma kararı verilmesini, nafaka, maddî, manevî tazminat istemlerinin tam kabulünü talep ve beyanla yerel mahkeme kararının kaldırılması, talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur. 2.Davalı erkek vekili...
Kabule göre davalının zina nedenine dayalı boşanması yönünden yapılan istinaf incelemesinde; Davacı vekili 15/10/2020 tarihli ıslah dilekçesinde; davalı erkeğin başka bir kadınla karı-koca gibi fiilen birlikte yaşadığını, erkeğin zina yaptığını ileri sürmüş, ayrıca davalının, dava dilekçesinde ileri sürdükleri kusurlu eylemlerini tekrarla dava dilekçesini ıslah ettiklerini beyan ederek tarafların zina ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak boşanmalarına hükmedilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi davacının zina sebebine dayalı boşanma davasını sabit olduğunu, davadaki hak düşürücü süre yönünden ise de dava tarihi gözetildiğinde hak düşürücü sürenin dolmadığını kabul ederek tarafların zina nedeniyle boşanmalarına hükmetmiştir. TMK.nun 161. maddesinde; "Eşlerden biri zina ederse, diğer eş boşanma davası açabilir....
Davacı-karşı davalı, davalı-karşı davacının zinası nedeniyle hem özel hem de genel sebebe dayanarak boşanma talep edebilir. Mahkemece evlilik birliğinin sarsılması sebebine dayalı dava kabul edilmiş, zina sebebine dayalı boşanma davası konusunda ise bir karar verilmemiştir. Zina hukuki sebebine dayalı taleple ilgili olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi usul ve yasaya aykırı olup, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre hükmün diğer bölümlerin ise şimdilik incelenmesine yer olmadığına, duruşma için taktir olunan 1.350,00 TL. vekalet ücretinin ....verilmesine, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 13.12.2016 (Salı) ......
Zina, evli kişisinin farklı cinsten bir başka kişiyle cinsel ilişkiye girmesi olduğuna göre; zina gerçekleşmemiştir. Zina hukuki sebebine dayalı boşanma talebi reddedilmelidir. Ne var ki; davacının talebi aynı zamanda genel boşanma sebebini oluşturan "evlilik birliğinin temelinden sarsılması (TMK. md. 166/1-2) " sebebini de içerdiğinden; kadının zina oluşturmayan ancak sadakat yükümlülüğüne aykırı davranışı nedeniyle, Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesi uyarınca boşanmaya karar verilmesi gerekir. Boşanma hükmü, hüküm sonucu olarak doğrudur.Ancak, karar gerekçesi yerinde değildir. Bu nedenle, hükmün boşanmaya ilişkin karar gerekçesinin Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununu 438/son maddesi uyarınca değiştirilerek ve düzeltilerek boşanma kararının onanması gerektiğini düşünüyorum. Değerli çoğunluğun onama düşüncesine katılmakla birlikte onama gerekçesine katılmıyorum....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dosyadaki bilgi ve belgeler, resimler ve CD, tanık anlatımlarına göre, davalı erkek eşin başka bir kadınla cinsel birliktelik yaşadığı, bu nedenle evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında tam kusurlu olduğu belirtilerek davanın kısmen kabulü ile zina hukuksal nedeniyle tarafların boşanmalarına, zina nedeniyle boşanma davası kabul edildiğinden evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle açılan boşanma davası yönünden karar verilmesine yer olmadığına, kadın yararına her yıl ÜFE oranında arttırılmak üzere aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile kadın yararına 30.000,00 TL maddî ve 40.000,00 TL manevî tazminatın erkekten alınarak kadına verilmesine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraflarca istinaf başvurusunda bulunulmuştur. B....
Her ne kadar zina iddiasıyla dava açılmışsa da, zina iddiasının ispatlana madığı, müşterek çocukların kadının başka bir erkekle görüştüğünü beyan ettikleri, bunun telefon kayıtları ve whatsApp yazışmalarıyla ispatlandığı, evlilik birliğinin kadının başkasıyla görüşmesi, duygusal ilişkiye girmesi nedeniyle, kadının kusurlu davranışları sonucunda temelinden sarsıldığı" gerekçesiyle, zina nedeniyle açılan davanın reddine, davanın kabulü ile tarafların TMK'nın 166/1- 2. maddesi uyarınca boşanmalarına, davacı erkek lehine 5.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir....
Dava, Türk Medeni Kanununun 161.maddeye dayalı zina ve Türk Medeni Kanununun 163.maddeye dayalı haysiyetsiz hayat sürme nedeniyle boşanma istemine ilişkindir. Zina eyleminin kanıtlanamamış olması nedeniyle buna dayalı davanın reddi gerekmekte ise de Türk Medeni Kanunu 163.madde koşullarının gerçekleşmiş bulunması nedeniyle, sonucu itibariyle doğru olan hükmün onanmasına karar verilmesi gerekmiştir. SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenle ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 67.20 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 07.06.2010 (Pzt.)...
İstinaf Sebepleri 1.Davacı-davalı kadın vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; pek kötü muamele, otel kayıtlarının istenmemesi nedeniyle eksik inceleme oduğu, onur kırıcı davranış nedeniyle açılan davanın reddi, zina hukuki nedenli davanın reddi, nafakalar ile tazminat miktarlarının az olduğu, birleşen davada erkek yararına vekalet ücreti takdir edilmesi yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur. 2. Davalı-davacı erkek vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kusur değerlendirmesi, nafakalar ve tazminatlar karşı davanın reddi yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur. C....
Mahkemece; bozma sonrasında “Davanın her iki boşanma sebebi yönünden kabulü ile, TMK m. 161 ve 166/1 maddeleri gereğince davalının subut bulan zinası ve evlilik birliğinin güven sarsıcı davranış ve sadakatsizlik sebebiyle temelinden sarsılması” nedeniyle tarafların boşanmalarına karar verilmiştir. Davacı kadın öncelikle zina (TMK m. 161) kabul edilmediği takdirde evlilik birliğinin sarsılması sebeplerine (TMK m. 166/1) dayalı olarak boşanma talebinde bulunmuştur. Zina, mutlak boşanma sebebidir. Zina vakıasının gerçekleşmesi halinde boşanma sebebi gerçekleşmiş sayılır. Zina, olmadığı takdirde evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine kademeli olarak dayanılmış ise; zinanın ispatlanması halinde, bu sebeple boşanma kararı verilmesi gerekir. Böyle bir durumda artık genel boşanma sebebinin şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediğine bakılmaz ve bununla ilgili ayrıca bir hüküm oluşturulması da gerekmez....