Asıl dava TMK 166/1.maddesi gereğince evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma davası, karşı dava TMK 161 maddesi gereğince zina nedeniyle olmadığı takdirde TMK 166/1.maddesi gereğince evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma davasıdır. Birleşen dava ayrı yaşama sürecinde açılan TMk 197. maddeye dayalı eş ve çocuklar için önlem nafakası davasıdır. İlk derece mahkemesince, erkeğin kadına hakaret etmesi, tehdit etmesi, evin ihtiyaçlarını karşılamaması nedenleriyle ağır kusurlu, kadının ise erkeği tehdit etmesi nedeniyle az kusurlu olduğu belirlenerek tarafların TMK 166/1. maddeye dayalı boşanma davalarının kabulü ile tarafların boşanmalarına, kadının zina nedeniyle boşanma davasının reddine karar verilmiştir. Zina, evli bir erkeğin başka bir kadınla, evli bir kadının da başka bir erkekle cinsel ilişkide bulunması veya ilişkide bulunmaya teşebbüs etmesidir....
Davalı-karşı davacı kadın, kademeli (terditli) olarak dava açmış, öncelikle Türk Medeni Kanunu'nun 161. maddesinde düzenlenen zina nedenine dayalı boşanma, bu talebi kabul edilmediği takdirde Türk Medeni Kanunu'nun 166/1- 2. maddesinde düzenlenen evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı boşanma istemiştir. Bu tür davalarda; tek dava ancak iki ayrı talep mevcuttur. Zina, mutlak boşanma sebebidir. Zina vakıasının gerçekleşmesi halinde boşanma sebebi gerçekleşmiş sayılır. Zina, olmadığı takdirde evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine kademeli olarak dayanılmış ise, zinanın ispatlanması halinde, bu sebeple boşanma kararı verilmesi gerekir. Yapılan incelemede; mahkemenin de kabulünde olduğu üzere Diyarbakır 2....
Davalı ile davacının eşi arasındaki duygusal ve cinsel ilişki, davacı yönünden Türk Medeni Kanunu'nda boşanma nedeni olarak kabul edilen "zina" fiilini oluşturur. Bu durumda davacı, Türk Medeni Kanunu'nun 185. maddesinde düzenlenen eşler arasındaki "birlikte yaşamak ve sadık kalmak" yükümlülüklerine aykırı davrandığından bahisle zina yapan kendi eşi hakkında Türk Medeni Kanunu'nun 161. maddesine dayanarak "zina" nedeniyle boşanma davası açabilir ve aynı yasanın 174/2 maddesine göre de manevi tazminat isteyebilir....
Gerçekleşen bu durum karşısında davalı erkeğin zina ettiği ve birlik görevlerini ihmal ettiği anlaşılmakla; gerçekleşen vakıalardan davacı kadının kusursuz davalı erkeğin ise tam kusurlu olduğu anlaşılmıştır. Türk Medeni Kanunu'nun 161. Maddesinde yer alan zina eyleminin sabit olduğu ayrıca 166/1- 2. maddesi uyarınca; boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması gerekir ki, olayımızda davalı erkeğin zina ettiği ve birlik görevlerini ihmal ettiği böylelikle; davalı erkeğin zina ettiği ve tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı anlaşılmakla; davacı tarafın boşanma davasının kabulüne karar verilmiştir. (Yargıtay 2....
Davalı ile davacının eşi arasındaki duygusal ve cinsel ilişki, davacı yönünden Türk Medeni Kanunu'nda boşanma nedeni olarak kabul edilen "zina" fiilini oluşturur. Bu durumda davacı, Türk Medeni Kanunu'nun 185. maddesinde düzenlenen eşler arasındaki "birlikte yaşamak ve sadık kalmak" yükümlülüklerine aykırı davrandığından bahisle zina yapan kendi eşi hakkında Türk Medeni Kanunu'nun 161. maddesine dayanarak "zina" nedeniyle boşanma davası açabilir ve aynı yasanın 174/2 maddesine göre de manevi tazminat isteyebilir....
Bölge Adliye Mahkemesince Verilen Direnme Kararı Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; önceki kararda yer alan gerekçenin yanında; her ne kadar bozma ilâmında erkeğin kadına fiziksel şiddeti nedeniyle tarafların eşit kusurlu oldukları belirtilmişse de, Özel Dairece tarafların zina nedeniyle boşanmalarına karar verilmesinin kesinleşmiş olduğu hususunun dikkate alınmadığı, zinanın mutlak boşanma sebebi olduğu, zina vakıasının gerçekleşmesi hâlinde artık genel boşanma sebebi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediğine bakılmayacağı, zira zina sebebiyle boşanmanın kabulü hâlinde davalının tam kusurlu sayılacağı ve 4721 sayılı Kanun`un 166 ncı maddesinde göre kusur değerlendirilmesinin yapılamayacağı gerekçesiyle direnme kararı verilerek davacı-davalı erkeğin manevî tazminat talebinin reddine yönelik istinaf talebinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin buna ilişkin maddesinin kaldırılmasına, 10.000,00 TL manevî tazminatın davalı-davacı kadından alınarak davacı-davalı...
Türk Medeni Kanununu 161. maddesinde düzenlenen "zina" davranışı; bu özeliliği taşımaktadır. Bu nedenle eşin davranışı zina koşullarını taşımasa bile; "sadakat yükümlülüğüne aykırı davranış" ve "güven sarsıcı davranış" niteliğiyle Türk Medeni Kanununun 166/1- 2. maddesi yönünden, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına yol açan bir kusurlu davranış olarak değerlendirilip, boşanma kararına esas alınabilir." (Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'nin 14/11/2013 tarihli 2013/12112 Esas sayılı ilamı) Hakim, tarafların "talep sonuçlarıyla" (HMK m. 119,1/ğ) bağlıdır. Hakim "başka birşeye" karar veremeyeceği (HMK m. 26) gibi Türk Hukukunu da re'sen uygulamak zorundadır (HMK md. 33). "Dava; zina (TMK m.161) ve evlilik birliğinin sarsılması hukuksal sebeplerine dayalı (TMK m.166/1) boşanma talebine ilişkindir. Zina eylemi özel boşanma sebebi yanında genel boşanma (TMK m.166/1) sebebi de oluşturur....
Zina veya hayata kast nedeniyle boşanma hâlinde hâkim, kusurlu eşin artık değerdeki pay oranının hakkaniyete uygun olarak azaltılmasına veya kaldırılmasına karar verebilir. (GENÇCAN-TMK-2, s. 1944-1945) Artık değer belirlenmediği gibi ortada ne takas edilecek bir alacak vardır ne de zina veya hayata kast nedeniyle verilmiş bir boşanma kararı bulunmadığından TMK m. 236 koşullarının gerçekleştiğine ilişkin kabul dosya ile bağdaşmamaktadır. Mahkemece yapılacak iş: TMK m. 235/1, 231, 236/1 uyarınca inceleme yaparak sonucuna göre bir karar vermekten ibarettir. Bu sebeplerle değerli çoğunluğun “farklı görüşüne” katılmıyorum....
Zina veya hayata kast nedeniyle boşanma hâlinde hâkim, kusurlu eşin artık değerdeki pay oranının hakkaniyete uygun olarak azaltılmasına veya kaldırılmasına karar verebilir. (GENÇCAN-TMK-2, s. 1944-1945) Artık değer belirlenmediği gibi ortada ne takas edilecek bir alacak vardır ne de zina veya hayata kast nedeniyle verilmiş bir boşanma kararı bulunmadığından TMK m. 236 koşullarının gerçekleştiğine ilişkin kabul dosya ile bağdaşmamaktadır. Mahkemece yapılacak iş: TMK m. 235/1, 231, 236/1 uyarınca inceleme yaparak sonucuna göre bir karar vermekten ibarettir. Bu sebeplerle değerli çoğunluğun “farklı görüşüne” katılmıyorum....
TMK'nin 236/2 maddesinin uygulama alanı bulabilmesi için, boşanma davasına bakan mahkeme tarafından, tarafların TMK'nin 161. maddesi gereğince zina nedeniyle veya TMK'nin 162 maddesi gereği hayata kast nedeniyle boşanmalarına karar verilmiş olması gerektiği, dikkate alındığında, somut olayda, tarafların evlilik birliğinin zina veya hayata kast boşanma sebebine göre sona ermediği, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı TMK 166 maddesi kapsamında boşanmalarına karar verilmiş olup hükmünde 18/03/2020 tarihinde kesinleştiği görülmüştür. Tüm bu nedenlerden ötürü davacının katılma alacağının olduğu kanaatine varılmıştır....