Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Zina veya hayata kast nedeniyle boşanma hâlinde hâkim, kusurlu eşin artık değerdeki pay oranının hakkaniyete uygun olarak azaltılmasına veya kaldırılmasına karar verebilir. (GENÇCAN-TMK-2, s. 1944-1945) Artık değer belirlenmediği gibi ortada ne takas edilecek bir alacak vardır ne de zina veya hayata kast nedeniyle verilmiş bir boşanma kararı bulunmadığından TMK m. 236 koşullarının gerçekleştiğine ilişkin kabul dosya ile bağdaşmamaktadır. Mahkemece yapılacak iş: TMK m. 235/1, 231, 236/1 uyarınca inceleme yaparak sonucuna göre bir karar vermekten ibarettir. Bu sebeplerle değerli çoğunluğun “farklı görüşüne” katılmıyorum....

    Zina veya hayata kast nedeniyle boşanma hâlinde hâkim, kusurlu eşin artık değerdeki pay oranının hakkaniyete uygun olarak azaltılmasına veya kaldırılmasına karar verebilir. (GENÇCAN-TMK-2, s. 1944-1945) Artık değer belirlenmediği gibi ortada ne takas edilecek bir alacak vardır ne de zina veya hayata kast nedeniyle verilmiş bir boşanma kararı bulunmadığından TMK m. 236 koşullarının gerçekleştiğine ilişkin kabul dosya ile bağdaşmamaktadır. Mahkemece yapılacak iş: TMK m. 235/1, 231, 236/1 uyarınca inceleme yaparak sonucuna göre bir karar vermekten ibarettir. Bu sebeplerle değerli çoğunluğun “farklı görüşüne” katılmıyorum....

      TMK'nin 236/2 maddesinin uygulama alanı bulabilmesi için, boşanma davasına bakan mahkeme tarafından, tarafların TMK'nin 161. maddesi gereğince zina nedeniyle veya TMK'nin 162 maddesi gereği hayata kast nedeniyle boşanmalarına karar verilmiş olması gerektiği, dikkate alındığında, somut olayda, tarafların evlilik birliğinin zina veya hayata kast boşanma sebebine göre sona ermediği, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı TMK 166 maddesi kapsamında boşanmalarına karar verilmiş olup hükmünde 18/03/2020 tarihinde kesinleştiği görülmüştür. Tüm bu nedenlerden ötürü davacının katılma alacağının olduğu kanaatine varılmıştır....

      "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle dava dilekçesi içeriğinden davanın zina hukuksal nedeni yanında Türk Medeni Kanunun 166/1. maddesi hukuki sebebine de dayandığının anlaşılmasına ve zina gerçekleşmemiş ise de, Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesi koşullarının oluştuğunun belirlenmesine göre temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 103.50 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.01.04.2013 (Pzt...

        Davalı-karşı davacı Elif vekili istinaf ve karşı taraf istinafına cevap dilekçesinde özetle; Davacı karşı davalı Melis'in dava dilekçesinde boşanma davasında zina iddiasında bulunulduğu ve Melis İsçi'ye hakaret edildiği gerekçesine dayanıldığını, İDM'ce karşılıklı olarak 3.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesinin kabul edilebilir olmadığını, bu sebeple davacı - karşı davalı istinaf talebinin reddine, müvekkilinin Melis ve kocasının aynı otelde konaklaması nedeniyle olayın zina olarak kabul edilmesi gerektiğini beyan ettiği için bu davanın açıldığını, Melis'in tek tanığının kocası Taylan olduğunu, başkaca bilgi ve belge olmadığını, 23. ASCM'ce müvekkili Elif'in beraatine karar verildiğini, mahkemece deliller değerlendirilmeden hüküm verildiğini, davanın zina iddiasına dayalı kabul veya ret sebebinin gerekçede yer almadığını ileri sürerek aleyhine kurulan kararın kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir....

        Davalının Vahide adlı kadınla, aynı evde karı-koca gibi birlikte yaşadıkları, düzenlenen resmi evrak içeriklerinden ve davalının düzenleme şeklindeki vekaletnamede adı geçen kadının adresini yerleşim yeri adresi olarak göstermesinden, zina olgusunun ispatlandığı yapılan soruşturma ve toplanan delillerden anlaşılmaktadır. Türk Medeni Kanununun 161'inci maddesinde düzenlenen boşanmanın şartları gerçekleşmiştir. Bu haliyle; zina hukuksal nedenine dayalı davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, sadece tanık beyanı bulunmadığı gerekçe gösterilerek yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde ret kararı verilmesi doğru bulunmamıştır....

          olgusunun ispatlandığı, kadının zina hukuki sebebine dayalı davasının hak düşürücü süre içerisinde açıldığı, asıl davada asli talebin kabulü ile tarafların zina hukuki sebebiyle boşanmalarına karar verilmesi gerektiği, İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulü ile tarafların zina hukuki sebebine dayalı olarak boşanmalarına ilişkin verilen kararın isabetli olduğu ancak kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminat miktarının az olduğu gerekçesi ile; davacı-karşı davalı kadının kusur belirlemesi ve tazminatların miktarlarına ilişkin istinaf talebinin kabulü ile kusurun yukarıda gösterildiği şekilde düzeltilmesine, ilgili bendin hüküm fıkrasından kaldırılmasına, kadın yararına 100.000,00 TL maddî, 80.000,00 TL manevî tazminatın boşanma hükmün kesinleşme tarihinden itibaren davalı-karşı davacıdan alınarak, davacı-karşı davalıya verilmesine, davacı-karşı davalının sair, davalı- karşı davacının tüm istinaf taleplerinin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 353...

            bir yerde görenin olmadığı, buna ilişkin bir başka bir belge olmadığı, bu durumda davalı ile bu kadın arasında zina gerçekleştiğinden bahsedilemeyeceği, dosyada bulunan tanık beyanları ve diğer deliller dikkate alındığında zina eyleminin gerçekleştiği ispat edilemediğinden davacının zina nedeniyle açmış olduğu davanın reddine karar verildiği, davalı karşı davacı erkeğin başka bir kadın ile tüp bebek tedavisi görmesi, ailesinin haberi olmadığı taşınmazda başka bir kadın ile görüşmesi ve bu görüşmelerin iş amaçlı olduğunun ispat edilememesi, tanıkların davalıyı başka kadın ile samimi bir şekilde görmesi nedeniyle davalının sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığı, davalının tanık beyanlarından anlaşıldığı üzere dışarıya çıkmasına izin vermeyip, yine davalının kendi sosyal ve iş ortamına davacıyı sokamaması eylemeleri ile davacıya psikolojik şiddet uyguladığı, davalının davacıya fiziksel şiddet uyguladığı, davalının davacıya hakaret ettiği ve davacıyı aşağıladığı sabit olmakla davacı karşı...

              Davacı kadın, kademeli (terditli) olarak dava açmış, öncelikle Türk Medeni Kanunu'nun 161. maddesinde düzenlenen zina nedenine dayalı boşanma, bu talebi kabul edilmediği takdirde Türk Medeni Kanunu'nun 166/1- 2. maddesinde düzenlenen evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı boşanma istemiştir. Bu tür davalarda; tek dava ancak iki ayrı talep mevcuttur. Zina, mutlak boşanma sebebidir. Zina vakıasının gerçekleşmesi halinde boşanma sebebi gerçekleşmiş sayılır. Zina, olmadığı takdirde evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine kademeli olarak dayanılmış ise, zinanın ispatlanması halinde, bu sebeple boşanma kararı verilmesi gerekir. Yapılan incelemede; hüküm fıkrasında davanın kabulü ile boşanmaya dayanak hukuki sebebi ihtiva eden kanun maddesi belirtilmeden, davacı tarafın terditli talebinden hangisinin kabul edildiği açık ve anlaşılır bir şekilde gösterilmeyerek "tarafların boşanmalarına" denilmek suretiyle karar verilmesi doğru görülmemiştir....

              Davacı kadının katılma alacağına ilişkin davası boşanmanın fer'isi niteliğinde olmaması nedeniyle ELDEKİ DOSYADAN TEFRİK EDİLEREK tespit edilen eksiklikler nedeniyle ilk derece mahkemesine gönderilmek üzere ayrı esasa kaydedilmesine karar verilmiştir. 1- Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda her ne kadar zinaya dayalı davanın reddine karar verilmiş ise de; dinlenen tanık beyanlarına göre davalı erkeğin başka bir kadın ile yaşadığı ve çocuğu olduğu beyan edilmiş olup, gerek tanık beyanları gerekse dosyadaki sosyal medya paylaşım fotoğrafları dikkate alındığından erkeğin bir başka kadınla yaşadığı ve çocuğu olduğu, zina nedenine dayalı davanın ispatlandığı, bu sebeple zinaya dayalı davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesi hatalı olmuştur....

              UYAP Entegrasyonu