Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İş sözleşmesinin, işçinin işverene zarar vermesi sebebiyle ve haklı olarak işverence feshedilip feshedilmediği noktasında taraflar arasında uyuşmazlık söz konusudur. 4857 sayılı Kanun'un 25. maddesinin (II) numaralı bendinin (ı) alt bendinde, işverenin malı olan veya eli altında bulunan makine, tesisat, eşya ya da maddelere otuz günlük ücreti tutarını aşacak şekilde zarar vermesi halinde, işverenin haklı fesih imkanının bulunduğu belirtilmiştir. İşçinin kusursuz olduğunun ortaya çıkması durumunda, işverenin haklı fesih imkanı olmadığı gibi işçinin kusuru belli bir yüzde ya da belli bir oran olarak saptanmışsa; zararın miktarının bu kusur nispetinde azaltıldıktan sonra otuz günlük ücreti aşıp aşmadığına bakılmalıdır. Zararın işçinin kasıtlı davranışından ya da taksirli eyleminden kaynaklanmasının hukuki sonuca etkisi bulunmamaktadır....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK'nun 1007. maddesi uyarınca tazmini istemli asıl dava ile TMK'nun 1007. maddesi uyarınca zararın tazmini için açılan ilk davada saklı tutulan bölümün tahsili istemli birleştirilen davalardan dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kısmen kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, davalı Hazine vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü. - K A R A R - Dava, tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK'nun 1007. maddesi uyarınca tazmini, birleştirilen dava ise TMK'nun 1007. maddesi uyarınca zararın tazmini için açılan ilk davada saklı tutulan bölümün tahsili istemine ilişkindir....

      Davacı çalışanın iş sözleşmesinin feshedildiği dönem olan 2019 yılı Mart ayında davacı çalışanın görev yaptığı muhasebe bölümüne 1 çalışanın işe alındığı görülmektedir. Aynı şekilde davacı çalışanın değerlendirilebileceği Büro elemanı pozisyonları için de davalı şirket tarafından yeni işe yapıldığı tespit edilmiştir. Tüm bu nedenlerle, davalı şirket tarafından yapılan feshin geçerli nedenle olduğu ve fesihte son çare ilkesine uygun davranıldığına ilişkin bir bulguya dosya kapsamında rastlanmamıştır. (c) İşe Başlatmama ve Boşta Geçen Süre Tazminatları Bakımından Hesaplama Dosyada mevcut tanık beyanları, emsal ücret araştırmaları dikkate alınarak davacının son brüt ücreti 3.496,94 TL olarak tespit edilmiştir....

      Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I A) Davacı İsteminin Özeti: Davacı, davalıya ait işyerinde uluslar arası tır şoförü olarak çalışırken iş sözleşmesinin işverence haksız şekilde fesh edildiğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin, sefer primi, ulusal bayram ve genel tatil alacaklarının tahsilini ve işe girerken teminat amaçlı verdiği senedin kendisine iadesine karar verilmesini istemiştir....

        Davacı vekili; müvekkilinin davalı eşinin baskısı ve isteği ile evvelce çalıştığı işten ayrıldığını iddia ederek, bu nedenle uğranılan maddi zararın tazmini isteminde bulunmuştur. Davalı; davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece; davanın kabulüne karar verilmiştir. Türk Medeni Kanunu’nun 192. maddesi gereğince; eşlerden her biri, meslek veya iş seçiminde diğerinin iznini almak zorunda değildir. Ancak, meslek ve iş seçiminde ve bunların yürütülmesinde evlilik birliğinin huzur ve yararı göz önünde tutulur. Aynı Kanunun 193. maddesi uyarınca, kanunda aksine hüküm bulunmadıkça, eşlerden her biri diğeri ve üçüncü kişilerle her türlü hukuki işlemi yapabilir. Şu durumda davacının çalışabilmesi davalının iznine tabi olmadığına göre, davalının eylemi ile zarar arasında illiyet bulunmadığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir....

          S. adlı işçinin de zararın oluşumuna sebebiyet verdiği açıklanmıştır. Feshe konu olayla ilgili 24/02/2012 tarihli işveren şikayeti üzerine davacı hakkında hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan ceza davası açılmış ve nihayetinde delil yetersizliği gerekçesiyle davacının beraatine karar verilmiştir. Mahkemece, bekletici mesele yapılan ceza mahkemesi kararı da gerekçe gösterilerek işverence yapılan feshin haklı olmadığı gerekçesiyle kıdem ve ihbar tazminatına hükmedilmiştir. Öte yandan fesih tarihinde davacının yardımcısı olarak görev yapan dava dışı A.S. tarafından açılan ve ... 11. İş Mahkemesi’nde görülen benzer talepli davada verilen kararın davalı tarafça temyizi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 7. Hukuk Dairesince 2015/4694-8433 E.K. ve 18/05/2015 tarihli ilamla, “ A....

            ın yol genişletme çalışmaları sırasında davacıların fındık bahçelerine zarar verdiği ileri sürülerek, bu zararın tazmini istemiyle dava açılmıştır. Davanın dayanağı haksız fiil olup, temyiz incelemesini yapma görevi Yargıtay Yüksek 4. Hukuk Dairesine ait olduğundan, dosyanın anılan yüksek Daireye gönderilmesi gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın temyiz incelemesini yapmakla görevli Yargıtay Yüksek 4.Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 07.12.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Elektrik enerjisi hırsızlığı HÜKÜM : Mahkumiyetine ve cezasının kamunun uğradığı zararın tazmini yaptırımına çevrilmesine Dosya incelenerek gereği düşünüldü; Sanığın eylemine uyan 765 Sayılı TCK.nun 491/ilk maddesindeki elektrik enerjisi hırsızlığı suçu için öngörülen cezanın türü ve üst sınırına göre, aynı yasanın 102/4 ve 104/2. maddelerinde belirtilen 7 yıl altı aylık genel dava zamanaşımının, suç tarihi olan 23.11.2004 gününden inceleme tarihine kadar geçmiş bulunması, Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 1412 sayılı CMUK.nun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak sanık hakkındaki kamu davasının 5271 sayılı CMK.nun 223/8.maddesi gereğince DÜŞÜRÜLMESİNE, 25.06. 2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                Mahkemenin nitelendirmesine göre, uyuşmazlık; davacı kooperatifin hizmet sözleşmesi uyarınca çalıştırdığı davalının verdiği zararın tazmini istemine ilişkin olup, müdür ya da yönetim kurulu üyesi olmayan davalı hakkındaki işbu davada, 1581 sayılı Kanun'un 4 ncü, 5 nci, 20 nci ve 1163 sayılı Kanun'un 341 nci ve 342 nci maddelerinin uygulanması gerekmediğinden hükmün temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışındadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın, temyiz incelemesini yapmakla görevli Yüksek 4. Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 04.10.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                  Mahkemenin nitelendirmesi ve temyiz kapsamına göre, uyuşmazlık; anonim şirket genel müdürünün şirkete verdiği zararın tazmini istemine ilişkin olup, hükmün temyiz incelemesi Yüksek 11. Hukuk Dairesi'nin görevi kapsamındadır. Bu durumda, 11.04.2015 tarihinde yürürlüğe giren Yargıtay Kanunu ile Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nda değişiklik yapılması hakkındaki 6644 sayılı Kanun gereğince dosyanın Hukuk İş Bölümü İnceleme Kurulu'na gönderilmesi gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın, Hukuk İş Bölümü İnceleme Kurulu'na GÖNDERİLMESİNE, 20.06.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                    UYAP Entegrasyonu