Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Yine 6111 sayılı Yasa'nın 59. maddesi ile değiştirilen KTK'nın 98. maddesinin değişiklikten önceki madde metni “Motorlu araçların sebep oldukları kazalarda yaralanan kimselerin ilk yardım, muayene ve kontrol veya bu yaralanmadan ötürü ayakta, klinikte, hastane ve diğer yerlerdeki tedavi giderleri ile tedavinin gerektirdiği diğer giderleri aracın zorunlu mali sorumluluk sigortasını yapan sigortacı başvurma tarihinden itibaren sekiz iş günü içinde ve zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları kapsamında öder” şeklindedir. Görüldüğü gibi sigorta şirketi sözkonusu yasal düzenlemeler ve sigorta poliçesinde belirtilen hükümler çerçevesinde motorlu aracın işletilmesinden kaynaklanan kaza nedeniyle zarar görenlerin tedavisi için ödenen giderleri zorunlu olarak teminat altına alır....

    Yerel mahkeme tarafından bozma ilamımızda açıkça belirtilmiş bulunan “infazda tereddüde yol açmayacak şekilde davalı ... şirketinin sorumluluğunun net bir şekilde belirlenmek suretiyle sorumluluğuna hükmedilmesi” hususu karşılanmamıştır. ... ...’nın vefatı nedeniyle trafik sigorta poliçe limitinin tamamı olan 80.000,00 TL ... ... mirasçılarına ödenmiştir. Trafik sigorta poliçe limitinin tamamını ödenmiş olması nedeniyle ... ...’nın vefatı yönünden davalı ... şirketinin trafik sigorta poliçesinden sorumluluğu sona ermiş, ihtiyari mali mesuliyet sigorta poliçesi bakımından sorumluluğu bulunmaktadır. Bu nedenle davalı ... şirketinin ... ...’nın ölümü sebebiyle hesaplanan destekten yoksun kalma tazminatından trafik sigorta poliçe (ZMSS) limitleri ile sorumlu tutulması doğru görülmemiştir....

      Davalı vekili cevap dilekçesi ve duruşmalarda özetle; davacı taraf ile müvekkil şirket arasında ticari bir ilişki bulunmadığını, zira müvekkili sigorta şirketinin (şartların oluşması halinde) ”zorunlu Mali mesuliyet sigorta poliçesindentazminat ödemesi, özel yasadan (Trafik) doğan bir sorumluluk olduğunu, davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesini, uzlaşma var ise davanın reddi gerektiğini, davanın araç sigorta ettirenine, araç sürücüsüne ve SGK’ya ihbarı gerektiğini, zira davacı tarafın herhangi bir ödeme almış ise aynı ödemeyi mükerrer şekilde kendilerince tazmin ettiği takdirde sebepsiz zenginleşmiş olacaklarını, müvekkili sigorta şirketinin sorumluluğunun poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, davaya konu kaza nedeniyle SGK tarafından davacıya maluliyet ödemesi yapılıp yapılmadığının veya gelir bağlanıp bağlanmadığının tespit edilmesi gerektiğini, davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla tazminata hükmedilmesi halinde yasal faiz uygulanması ve faiz başlangıcının dava ve...

        Somut olayda; kazaya karışan,davalı ... adına kayıtlı aracın kaza tarihini kapsar Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası bulunduğu anlaşıldığından, öncelikle bu sigortadan talepte bulunularak, artan bakiye miktarın bulunması durumunda davalılardan ... Sigorta A.Ş nezdinde Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta poliçesinden talep hakkının doğacağı gözetilerek karar verilmesi gerekirken, açıklar hususlar tartışılmadan yazılı şekilde karar verilmiş olması bozmayı gerektirmiştir. 3-Bozma neden ve şekline göre davalı ...Ş. vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik şimdilik gerek görülmemiştir....

          DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, trafik kazası sonucunda davacı sigorta şirketince sigortalısına ödenen maddi tazminat bedelinin kazaya karışan diğer aracın sigortacısı davalı şirketten tahsiline ilişkindir. Hasar dosyası, ----- şirketinden celp edilmiştir....

            DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, trafik kazası sonucunda davacı sigorta şirketince sigortalısına ödenen maddi tazminat bedelinin kazaya karışan diğer aracın sigortacısı davalı şirketten tahsiline ilişkindir. Hasar dosyası, ----- şirketinden celp edilmiştir....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklanan rücuan tazminat istemine ilişkin davada... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi ile ... 6. Asliye Ticaret Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeniyle yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir. Asliye Hukuk Mahkemesince, davanın 6102 sayılı TTK.nin 1481. maddesine dayalı olarak açılan bir rücuan tazminat davası olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur Asliye Ticaret Mahkemesi ise, davanın haksız fiilden kaynaklandığı, sigorta şirketinin halefiyet prensibine dayanarak dava açtığı belirtilerek görevsizlik kararı verilmiştir....

                Mahkemece, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, kazanın meydana gelmesinde davalı sürücünün kusuru bulunmadığından, istirdat ve rücuen tazminat taleplerinin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dava, trafik ve kasko sigorta poliçesinden kaynaklanan istirdat-rücuen tazminat istemine ilişkindir. Dosyada mevcut kaza tespit tutanağında; kırmızı ışık ihlali yapan sigortalı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğu belirlenmiştir. Yargılama aşamasında alınan 06.08.2008 tarihli Adli Tıp Kurumu raporunda ise, hangi sürücünün kırmızı ışıkta, hangisinin yeşil ışıkta kavşağa giriş yaptığı hususunda kesin bir kanaate varılamamakla birlikte, kırmızı ışık ihlali yaptığı tespit edilecek olan sürücünün tamamen kusurlu, diğer sürücünün ise, kusursuz olacağı belirtilmiştir....

                  Dava, kasko sigorta poliçesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. 28.11.2013 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan ve 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı “Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun”un (TKHK) 2. maddesinde Kanun'un kapsamı “bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde açıklanmıştır....

                    Dava, sağlık sigorta poliçesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu’nun 22.03.1944 Tarih E. 37, K. 9, RG. 3.7.1944 sayılı kararında "Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dâva, sigorta poliçesinden doğan bir dâva değildir. Bu dâva, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dâva gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dâva açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu dâvası için de söz konusudur" şeklinde vurgulanmaktadır. Öte yandan, TTK'nun “Halefiyet” başlığı altındaki 1472. maddesinde “Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder.” hükmüne yer verilmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu