Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

(Yargıtay 2.Hukuk Dairesinin 11.06.2014 tarih ve 2014/2048 2014/13012 karar sayılı ilamı) Açıklanan gerekçelerle, davalının ziynet alacağı davasının kabulüne yönelik istinaf isteminin talep olmadığı halde aynen iade yönünden de hüküm kurulması ve ıslahla talep edilen çeyrek altın ve takı parası talebinin kabulü ile sınırlı olmak üzere kısmen kabulüne karar verilmiş, belirtilenler hususlar dışında kalan ziynet alacağı davasının kabulüne ilişkin istinaf isteminin ise karar usul ve yasaya uygun bulunduğundan, reddine karar verilerek, ilk derece mahkemesinin ziynet alacağı davasının kabulüne yönelik kararı tümü ile kaldırılarak, davanın kısmen kabulü ile 8 adet 22 ayar 20'şer gram bileziğin bedeli 23.840,00 TL, 1 adet 25 gram 14 ayar setin bedeli 2.325,00 TL,1 adet 22 ayar 25 gram kaburga kelepçe bilezik bedeli 3725,00 TL, 1 adet gramese altının bedeli 2.620,00 TL olmak üzere toplam 32.510,00 TL'nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ziynet bedelinin 5.000,00 TL önünden dava tarihinden...

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki ziynet eşyasının iadesi/katılma alacağı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, katılma alacağı yönünden davanın kısmen kabulüne, ziynet eşyası yönünden ise reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü. Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili, tarafların 2012 yılında evlendiklerini, 2013 yılında....plakalı aracın satın alındığını ve davacıya düğünde takılan altınların davalı tarafından bozdurulup harcandığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 5.000 TL katılma alacağı ile 5.000 TL takı bedelinin davalıdan alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiş; açıklama dilekçesinde talep ettiği takıları, 12 adet toplamda 250 gr bilezik, 21 tane ata lira dizdirme künye ve 24 ayar altın set olarak bildirmiştir....

    Yanlışlık ancak temyiz/kanun yoluna başvurulması ve kararın bozulması halinde düzeltilebilir. Tefhim edilen ve duruşma tutanağına geçirilen hüküm sonucu ile gerekçeli karar arasındaki aykırılık diğer yönler incelenmeden tek başına bozma sebebi olur. O halde mahkemece yapılacak iş, 10.04.1992 tarihli 7/4 sayılı içtihadı birleştirme kararı gözetilerek yeniden karar oluşturmaktan ibarettir. 2-Davalı-davacı kadın, birleşen dava dilekçesinde; fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak "23 adet bilezik, 1 adet set, 12 adet çeyrek altın ve 1 saat bedeli olan 40.000 TL'lik ziynet alacağı talep etmiş ve 18.09.2014 tarihli ıslah dilekçesi ile de ziynet alacağı talebinin 46,562 TL olarak yükseltmiştir. Mahkemece belirtilen bu ziynetlere yönelik talep kabul edilmiş; ancak dava dilekçesinde talep edilmeyen "3 çeyrek altın ile 60 TL takı parası"için de kabul kararı verilmiştir. Hakim tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına karar verilemez (HMK m. 26/2)....

      Bundan ayrı kural olarak, gerek düğünde geline takılan takı ve ziynet eşyaları ve gerekse aynı biçimde davalıya takılan ve sonradan geline verilen takı ve ziynet eşyaları geline bağışlanmış kabul edilir. Bu nedenle de bu tür takı ve ziynet eşyaları gelinin kişisel malı sayılır. Davacı vekili, açıklanan biçimde davalıya takılan takı ve ziynet eşyalarının bağışlama amacının ortadan kalktığı gerekçesiyle BK.nun 244 ve devamı maddeleri gereğince iadesi isteğinde bulunmuştur. Bu madde gereğince açılan bu tür davalar Aile Mahkemesinin görevi dahilinde olmayıp genel hükümlere göre Genel Mahkemelerde bakılması gerekmektedir. Davacı ...nun 683. maddesi uyarınca mülkiyet hakkına dayanarak bu tür davayı açtığına göre, bu davaların mal rejimiyle ilgisinin olmadığı açıktır. mülkiyet hakkını ilgilendiren konularda nişan ve düğünde takılan eşyalar, çeyiz eşyası ve ev eşyaları bakımından TMK. nun 683. maddesi gereğince istihkak davası niteliğindeki bu tür davalar her zaman açılabilir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma-Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı kadın tarafından her iki boşanma davası, velayet, ziynet alacağı davasında faiz talebi ile 29.06.2016 tarihli ek karar yönünden; davalı-davacı erkek tarafından ise ziynet alacağı davasının kabulü ile vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Mahkemece, davacı-davalı kadın ağır kusurlu kabul edilerek kadının davasının reddine, erkeğin davasının kabulüne hükmedilmiştir. Yapılan yargılama ve toplanan delillerden, davalı-davacı erkeğin, davacı-davalı kadına fiziksel şiddet uyguladığı, aşırı kıskanç tavırlar sergilediği ve eşinin ailesinin ortak konuta gelmesini istemediği anlaşılmaktadır....

          B.İstinaf Sebepleri Davacı kadın vekili; kusur tespiti, tedbir ve iştirak nafakasının miktarı, kadının yoksulluk nafakası isteği hakkında verilen karar, kadının reddedilen maddî ve manevî tazminat talepleri ile reddedilen ziynet alacağı davası yönünden istinaf buşvurusunda bulunmuştur. C.Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararıyla; gerek ......

            Açık duruşmaya başlandı ve taraflardan kimsenin gelmediği anlaşılmakla işin incelenerek karara bağlanması için saat ....00'e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili; tarafların evli olduklarını ancak fiilen ayrı yaşadıklarını, düğünde davacıya takılan ziynet eşyalarını davalının sonra bozdurup bankaya kendi hesabına yatırdığını, bunun dışında düğünde takılan bir adet setin ise davacı evden ayrılırken el konulduğunu iddia ederek, ziynet eşyalarının aynen iadesi olmazsa fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak bedeli olan 30.000 TL'nin tahsilini talep ve dava etmiştir....

              davacı evden ayrıldığında kendisine verilmediğini, ziynet eşyası ve paraların aynen iadesine karar verilmesini talep etmiştir....

              Sadece ziynet alacağı yönünden sayın çoğunluğun görüşüne katılmam mümkün değildir. Ziynet; altın, gümüş gibi kıymetli madenlerden yapılmış olup; insanlar tarafından takılan süs eşyası olarak tanımlanmaktadır. Ziynet eşyasını evlilik münasebetiyle gelin ve damada verilen hediyeler olarak tanımlamak mümkündür. Bu bağlamda, bilezik, altın kelepçe, kolye, gerdanlık, takı seti, bileklik, saat, küpe ve yüzük gibi takılar, ziynet eşyası olarak kabul edilmektedir. Yargıtay HGK E.2017/3- 1040- K.2020/240 ve Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E. 2020/944 ,K 2020/5388 sayılı 24/09/2020 tarihli kararları incelendiğinde görüleceği üzere düğünde takılan ziynetlerin kadına bağış hükmünde ve kadının kişisel malı olduğuna ilişkin eski Yargıtay uygulamasından dönüldüğü görülecektir....

                Ziynet alacağı bakımından; Tüm dosya kapsamı ve toplanan delilerden davacı kadının düğünde takılan takı ve paraların erkekte kaldığını iddia ettiği, 10.02.2020 tarihli dilekçe ile ziynet eşyalarının tür gram ve ayarına dair açıklamada bulunduğu, davacının dinlettiği tanık beyanları ile ziynet eşyaları ve paraların erkekte kaldığını ispat edemediği yemin delinini de kullanmak istemediği kadının ziynet alacağı davasını ispat edemediği, alacak davasının reddinin isabetli olduğu değerlendirilerek davacı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir....

                UYAP Entegrasyonu