Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def'inde bulunmuş, davacının ziynet ve giyim eşyalarının ailesinin ikametgahına götürüldüğünü, müvekkilinde kalan ziynet eşyasının olmadığını; çeyiz eşyalarının ise bir kısmının müvekkilinin ikametgahında olduğu, ancak talep edilen miktarda olmadığını, talep edilen bu eşyaların müvekkili tarafından vermemezlik etmediğini savunarak; davanın reddini dilemiştir. Mahkemece; davacının evden ayrılırken kendisine baskı, cebir ve tehdit uygulanmadığı, bu itibarla ziynet eşyalarını da yanına alarak evden ayrıldığının kabulü gerekeceği, bununla birlikte ev eşyalarına ilişkin talebin ise herhangi bir tespit veya keşifle ispat edilemediği kanaatine varılarak davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava; ziynet ve çeyiz eşyalarının aynen iadesi, mümkün olmaması halinde bedellerinin tahsili istemine ilişkindir....

    Davalı-karşı davacı kadın yemin deliline dayanmamış, gösterdiği diğer delillerle de dava konusu ziynet eşyalarının erkekte kaldığını ispat edememiştir. Bu durumda mahkemece ziynet alacağı davasının reddi gerekirken yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 17.09.2019 (Salı)...

      Mahkemece; "Tüm dosya kapsamı ve tanık beyanları incelendiğinde, davacı kadın, verilen süre içerisinde düğün CD'sini dosyaya sunamamış, dinlenilen davacı tanıkları davacıya düğünde ziynet eşyası takıldığını beyan etmişseler de, takılan ziynet eşyalarının gramı, adedi ve vasfına ilişkin aydınlatıcı açıklama yapamamışlardır. Yine davacı tanıklarının ziynet eşyalarının geri iade edilmek üzere davalı erkeğe verildiğine yönelik görgüye dayalı bilgileri olmadıkları, bildiklerinin davacıdan duymaya dayalı olduğu anlaşılmıştır. Ziynet eşyalarının varlığını ispat yükü davacı kadın üzerinde olup, davacı kadın ziynet eşyalarının varlığını ispatlayamamıştır. Davalının annesi ziynet eşyalarının ortak ihtiyaçlar için davacı kadına iade edilmemek üzere ortak karar ile bozdurulduğunu beyan etmiş, altınların müşterek ihtiyaçlar için harcandığı hususu davalı tarafça tanık beyanı ile kanıtlanmıştır. Bu haliyle davalı bu eşyaları iade borcundan kurtulmuştur....

      Bu nedenle, mahkemece verilen hüküm boşanma, maddi tazminat, manevi tazminat ziynet eşyalarının iadesi, harç ve vekalet ücreti yönünden kesinleşmiştir. Kesinleşen konularda yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken mahkemece, bu durum gözetilmeden boşanma, maddi tazminat, manevi tazminat, ziynet eşyalarının iadesi, harç ve vekalet ücretine hükmedilerek kesinleşen konularda yeniden hüküm kurulması doğru olmamıştır. Ancak bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hükmün bu yönden düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir (HUMK m. 438-7)....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma ve Ziynet Eşyası Alacağı Taraflar arasındaki "boşanma" davalarının birleştirilerek yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı (...) tarafından; kusur belirlemesi, tazminat taleplerinin reddi yönünden, davalı-davacı (...) tarafından ise; kusur belirlemesi, tazminat taleplerinin reddi, nafaka ve ziynet eşyası alacağı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı-davalının tüm, davalı-davacının ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2- Davacı-davalı tarafından, ziynet eşyalarının aynen iadesi, mümkün olmaması halinde ise bedelinin tahsiline karar verilmesi talep edilmiş, mahkemece davanın kısmen kabulü ile ziynet...

          kendisine takılan ayrı ayrı saydığı toplam 68.830,00TL değerindeki ziynet eşyalarının davalı adına açılan banka kasasına konulduğunu, davalının kendisinin haberi olmadan söz konusu kasadan aldığı ziynet eşyalarını borcu olduğu gerekçesi ile bozdurduğunu, kendisine ait set takımının da davalı tarafından araç alımı için zorla kendisinden alınarak bozdurulduğunu ileri sürerek, dilekçesinde nitelik ve değerlerini belirttiği ziynet eşyalarının aynen iadesini,olmadığı taktirde bedelinin ödenmesini talep etmiş, davalı, davacının dilekçesinde belirttiği kadar ziynet eşyası bulunmadığını,dava konusu ziynet eşyalarının bir kısmının 08.08.2002 tarihinde müşterek haneye giren hırsızlar tarafından çalındığını, bu olay sonrasında geriye kalan ziynet eşyalarının kendisi adına açılan banka kasasına konulduğunu, bu ziynet eşyalarının kasadan alınıp kendisi tarafından davacıya teslim edildiğini,dava konusu ziynet eşyalarının davacıda olduğunu, davacının kendisinden habersiz şekilde müşterek çocuklarını...

            Düğünde takılan ziynet eşyaları ve takılar kadına ait olup kişisel eşya niteliğindedir. Ziynet eşyaları nitelik itibariyle rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen nev'i dendir. Bu sebeple nitelikleri itibariyle kadında bulunduğu karine olarak kabul edilir. Olağanın aksini iddia eden ispatla yükümlüdür. Niteliği itibariyle davacı kadında bulunması gereken ziynet eşyalarının aile içerisinde ihtiyaç duyulması halinde bu eşyaları elinde bulunduran eşin rızası ile bozdurulması olağan olandır. Bu durum Türk Medeni Kanunun 185/3 ve 186/3 maddeleri gereğince davacı eş için aynı zamanda bir yükümlülüktür. Bu sebeple somut olayda ispat yükü davacı kadına aittir. Davacı kadının kendisine ait ziynet eşyalarının rızası dışında ve iade şartıyla elinden alınıp bozdurulduğunu ispat etmesi gerekir. Davacı da kendisine ait olan ve kural olarak kendisinde bulunması gereken ziynet eşyalarının rızası dışında veya iade şartıyla davalı tarafından elinden alınıp bozdurulduğunu ispat edememiştir....

              Davalı, ziynet eşyalarının Yağmurca Köy muhtarı huzurunda imzası karşılığı kendisine teslim edildiğini, imzalı bu belgede ziynet eşyasından başkaca alacak kaldığına dair ihtirazi kayıt koyulmadığını, Borçlar Kanunu gereği ifa gerçekleşmiş olduğundan talep hakkı kalmadığından, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davacıya ait ziynet eşyalarının dava dilekçesinde belirtilen evsafta olduğu hususunda taraflar arasında bir ihtilaf olmadığı, taraflarla akrabalığı olmayan tanık ...'...

                Davacı-karşı davalı kadın tarafından ziynet eşyalarının aynen iadesi talep edildiğine göre, talep edilen ziynet eşyalarının değeri üzerinden Harçlar Kanunu 30-32. maddesi gereğince eksik olan nispi peşin harç tamamlattırılmadan, eksik harçla yargılamaya devamla işin esası hakkında karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. ,,,/... 4-Davacı-karşı davalı kadın tarafından açılan davanın reddine karar verildiği halde, davada kendisini vekille temsil ettiren davalı-karşı davacı erkek yararına karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca maktu vekalet ücretine hükmedilmemesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir....

                  Uyuşmazlık konusu olmayan ve davalı erkek adına kayıtlı bulunan araç üzerine ihtiyati tedbir konulması doğru değildir. 3-Davacı kadın dava dilekçesinde ayrıca cins,nev'i ve miktarlarını bildirdiği ziynet eşyalarının bedelini talep etmiş, ziynet eşyalarının davalı erkekte kaldığını beyan etmiş, davalı erkek ise ziynet eşyalarının kadının ailesi tarafından alındığını savunmuştur.Davacı kadın ziynet eşyasının erkek tarafından zorla alındığını ispatla yükümlüdür. Ziynet eşyalarının niteliği gereği kadının ortak konuttan ayrılırken yanında götürmesi hayatın olağan akışına uygun düşer. Yapılan yargılama ve toplanan delillerden davacı kadın tanıklarının ziynet eşyaları konusunda görgüye dayalı bilgilerinin bulunmadığı anlaşılmaktadır. Davacı kadın dava konusu ziynet eşyalarının erkek tarafından götürüldüğünü, elinden zorla alındığını ispat edememiştir. Bu durumda mahkemece, davacı kadının ziynet alacağı davasının reddi gerekirken, kabulü doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu