Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacının ev eşyalarının iadesi davası yönünden yapılan değerlendirmede; Yargılama devam ederken tarafların kendi aralarında anlaşarak davaya konu ev eşyalarını paylaştıkları taraf vekillerinin beyanlarıyla sabittir. Bu haliyle yargılama konusu ev eşyalarının iadesi davasındaki uyuşmazlık sona ermiş ve dava konusuz kalmıştır. Konusuz kalan ev eşyalarının iadesi davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Davacının ziynet eşyalarının iadesi davası yönünden yapılan değerlendirmede; Genel kaide düğünde takılan ziynet eşyalarının kadının olduğu ve kadın tarafından muhafaza edildiğidir. Aksinin iddiası ise ispata tabidir. Davacı dava dilekçesinde dava konusu yaptığı ziynet eşyalarının sadece adet ve miktarlarını belirtmiş, ziynet eşyalarının akıbeti hakkında anlatımda bulunmamıştır. Dosya kapsamında dinlenen tanıklardan da sadece Sebahattin Kurt ziynet eşyalarının davalı adına bankaya yatırıldığı şeklinde beyanda bulunmuştur....

Mahkemece; davacının evden giderken ziynet eşyası almadığı, söz konusu ziynet eşyalarının davalıda kaldığı, davalının işyerinde bulunan kasada saklandığı, ayrıca davalı tarafın davacılara ziynet eşyası ve boşanma davasında anlaşma konusunda 35 cumhuriyet altını teklif etmeleri de ziynet eşyalarının davalıda kaldığını gösterdiği, gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 7 adet 20 gr ağırlığında toplam 140 gr ağırlığında bilezik, 21 adet Lira Altın, 16 adet yarım altın,17 adet çeyrek altın, 1 adet 15 gr ağırlığında bilezik, 4 adet 5 gr ağırlığında toplam 20 gr yüzük, 1 adet 15 gr ağırlığında zincirin maddi değeri olan 33.133,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi il davalıdan tahsiline, tespit edilen ev eşyalar yönünden taleplerin kabulü ile aynen iadesine karar verilmiş, hüküm süresi içerisinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik...

    Bu nedenle, mahkemece verilen hüküm asıl davanın reddi, birleşen davanın kabulü, manevi tazminat, ziynet ve çeyiz eşyalarının iadesi yargılama gideri ve vekalet ücreti yönünden kesinleşmiştir. Kesinleşen konularda yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken mahkemece, bu durum gözetilmeden davacı-davalı erkek tarafından açılan boşanma davasının reddine, reddedilen dava yönünden davalı-davacı kadın lehine vekalet ücretine, davalı-davacı kadın tarafından açılan boşanma davasının kabulüne, manevi tazminata, davalı-davacı kadının kabul edilen boşanma davası yönünden vekalet ücretine, ziynet ve çeyiz eşyalarının iadesine, yargılama giderlerine hükmedilerek kesinleşen konularda yeniden hüküm kurulması doğru olmamıştır. Ancak bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hükmün bu yönden düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir (HUMK m. 438-7)....

      Dava, ziynet ve çeyiz eşyalarının aynen iadesi, mümkün olmazsa bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, düğünde takılan ziynet eşyaları ile çeyiz eşyalarının davalıda kaldığından bahisle söz konusu eşyaların aynen iadesi, mümkün olmazsa 19.671,00 TL nin davalıdan tahsilini istemiştir. Davalı, talep edilen ziynetlerin davacıda olduğunu, eşyaların ise bedellerinin kendisi tarafından ödenmiş olup, davacıya ait olmadıklarını bu nedenle davanın reddini savunmuştur. Mahkemece çeyiz eşyaları yönünden talebin kısmen kabulüne, ziynetler yönünden talebin reddine karar verilmiştir. Ziynet eşyalarının normal koşullarda ve hayatın olağan akışına göre kadın üzerinde bulundurulan, saklanabilen ve götürülebilir nitelikteki eşyalardan olduğunun kabulü gerekir. Bunun sonucu olarak davacı, davaya konu edilen ziynetlerin davalı koca yedinde kaldığını ispat etmek durumundadır....

        Dava, ziynet eşyalarının iadesi davasıdır. Yapılan yargılama sonucunda mahkemece verilen karara karşı, davacı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davacı kadın tarafından ziynet eşyalarının düğünde takıldığı ve davalı kayınbabanın borçları nedeniyle alınarak iade edilmediği iddia edilmiş olup, uyuşmazlığın çözümü ile görevli mahkeme Aile Mahkemesidir. Bu durumda, davalı T3 yönünden mahkemenin görevsizliğine karar verilmesi yerinde görülmemiştir....

        Dava, ziynet ve bir kısım ev eşyaları ile çeyiz eşyalarının iadesi olmadığı takdirde bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece ziynet eşyalarına ilişkin davanın reddine, eşyalara ilişkin davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiyor. 1- Dosya kapsamına, toplanan delillere, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verilmiş olmasına ve takdirde de bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2- Davacı vekilinin ziynet eşyaları ve yargılama giderleri hakkında verilen karara yönelik temyiz itirazlarına gelince; Davacı vekili, dava dilekçesinde, tarafların 2010 yılında boşandığını, müvekkiline düğünde takılan 5 adet 22 ayar bilezik ve 2 adet küpe, çeyiz ve ev eşyalarının davalıda kaldığını belirterek bu ziynet eşyaları ile çeyiz ve ev eşyalarının aynen olmadığı takdirde bedelleri olan 10.500.- TL'nin tahsilini istemiştir....

          Davacı vekilinin temyizi yönünden; Davada, ziynet eşyalarının aynen, olmadığı takdirde bedelinin faiziyle birlikte tahsili talep edilmiş, mahkemece ziynet eşyalarının bedeline hükmedilmiş, faiz konusunda olumlu olumsuz bir karar verilmemiştir. Mahkemenin, hüküm fıkrasında asıl ve yardımcı taleplerin hepsi hakkında karar vermesi gerekir. Buna rağmen, mahkemenin asıl veya yardımcı taleplerden biri hakkında (unutma nedeniyle) olumlu veya olumsuz hiçbir karar vermemiş olması mümkündür. Bu durumda; karar verilmemiş olan talep, zımnen reddedilmiş sayılmaz. Çünkü, bu talep hakkında olumlu veya olumsuz bir karar yoktur. O halde, yukarıda açıklanan nedenlerden ötürü mahkemece, talep edilen faiz yönünden olumlu-olumsuz bir karar verilmesi gerekirken, karar verilmemesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....

            Mahkemece;fazlaya ilişkin haklar saklı tutulmak kaydıyla ziynet eşya bedeli olan 1000 TL'nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş ise de, dava konusu edilen ziynet eşyalarının hangilerinin esas alınarak davanın kabulüne karar verildiği açıklanmamıştır. Bu yön gözeltilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir. SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan diğer bölümlerin ise yukarıda l. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 01.07.2015(Çrş.)...

              Davacı kadının kendisine ait ziynet eşyalarının rızası dışında ve iade şartıyla elinden alınıp bozdurulduğunu ispat etmesi gerekir. Davacı da kendisine ait olan ve kural olarak kendisinde bulunması gereken ziynet eşyalarının rızası dışında veya iade şartıyla davalı tarafından elinden alınıp bozdurulduğunu ispat edememiştir. Davacı eş evlilik birliği içerisinde ailenin ortak giderleri için malvarlığından rızasıyla yaptığı katkıyı geri isteyemez. Davacının bu katkıyı kendisine ait ziynet eşyalarını bozdurarak yapmış olması sonucu değiştirmez. Türk Medeni Kanununun 186/3. maddesinin somut olayda uygulanmamasını gerektirecek bir hukuki gerekçede yoktur. Bu sebeple temyize konu hükmün ziynet eşyalarına ilişkin bölümü yönünden bozulması gerektiğini düşündüğüm için sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum....

                Davacı-davalı kadının kendisine ait ziynet eşyalarının rızası dışında ve iade şartıyla elinden alınıp bozdurulduğunu ispat etmesi gerekir. Davacı-davalı da kendisine ait olan ve kural olarak kendisinde bulunması gereken ziynet eşyalarının rızası dışında veya iade şartıyla davalı-davacı tarafından elinden alınıp bozdurulduğunu ispat edememiştir. Davacı-davalı eş evlilik birliği içerisinde ailenin ortak giderleri için malvarlığından rızasıyla yaptığı katkıyı geri isteyemez. Davacı-davalının bu katkıyı kendisine ait ziynet eşyalarını bozdurarak yapmış olması sonucu değiştirmez. Türk Medeni Kanununun 186/3. maddesinin somut olayda uygulanmamasını gerektirecek bir hukuki gerekçede yoktur. Bu sebeple temyize konu hükmün ziynet eşyalarına ilişkin bölümü yönünden bozulması gerektiğini düşündüğüm için sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum....

                  UYAP Entegrasyonu